Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

17

Ayet No: 

4752

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ

Çeviriyazı: 

inne-lmütteḳîne fî cennâtiv vene`îm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz (günahlardan) korunanlar da cennetlerde, nimetler içindedirler.

Diyanet İşleri: 

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir ve nimetler içinde.

Şaban Piriş: 

Takva sahipleri Cennetlerde ve nimetler içinde olacaklardır.

Edip Yüksel: 

Erdemliler bahçeler ve nimetler içindedir.

Ali Bulaç: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler;

Suat Yıldırım: 

Müttakiler ise cennetlerde nimet içindedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

52:16

Yaşar Nuri Öztürk: 

Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir.

Bekir Sadak: 

Orada kadeh tokustururlar

İbni Kesir: 

Muhakkak ki muttakiler

Adem Uğur: 

Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve ni´metler içindedir.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki muttâkîler (Allah´tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınan mü´minler) Cennetlerde nîmet içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler

Fransızca: 

Les pieux seront dans des Jardins et dans des délices,

İspanyolca: 

Quienes temieron a Alá, en cambio, estarán en jardines y delicia,

İtalyanca: 

In verità i timorati saranno nei Giardini, nelle delizie,

Almanca: 

Gewiß, die Muttaqi sind in Dschannat und Wohlergehen,

Çince: 

敬畏的人们,必定在乐园和恩泽中,

Hollandaca: 

Maar de vromen zullen te midden van tuinen en vermaken wonen.

Rusça: 

Воистину, богобоязненные пребудут в Райских садах и блаженстве.

Somalice: 

Kuwa Eebe ka dhawrsaday waxay gali Jannooyin iyo Nicmo.

Swahilice: 

Hakika wachamngu watakuwa katika Mabustani na neema,

Uygurca: 

تەقۋادارلار ھەقىقەتەن جەننەتلەردە ۋە نېمەت ئىچىدە بولىدۇ

Japonca: 

主を畏れた者たちは必ず楽園の歓びの中に置り,

Arapça (Ürdün): 

«إن المتقين في جنات ونعيم».

Hintçe: 

बेशक परहेज़गार लोग बाग़ों और नेअमतों में होंगे

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ยำเกรงนั้นจะได้อยู่ในสวนสวรรค์ และความสุขสำราญ

İbranice: 

אכן היראים יהיו ביום ההוא בגני עדן ואושר עילאי

Hırvatça: 

A bogobojazni će, zbilja, u džennetskim baščama i blagodatima biti,

Rumence: 

Cei care se tem de Dumnezeu vor trăi în Grădini, în desfătare,

Transliteration: 

Inna almuttaqeena fee jannatin wanaAAeemin

Türkçe: 

Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir.

Sahih International: 

Indeed, the righteous will be in gardens and pleasure,

İngilizce: 

As to the Righteous, they will be in Gardens, and in Happiness,-

Azerbaycanca: 

Müttəqilər isə, şübhəsiz ki, cənnətlər və ne’mətlər içində olacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Korunanlar da cennetlerde, ni'met içindedirler.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Takvâ sahipleri cennetlerde(1) ve nimetler içindedirler;

Kral Fahd: 

Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler .

Hasan Basri Çantay: 

Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar cennetler, ni´met (ler) içindedirler,

Muhammed Esed: 

(Ama,) Allah´a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar kendilerini (o Gün) bahçelerde ve esenlik içinde bulacaklar,

Gültekin Onan: 

Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak ki (küfür ve isyandan sakınan) takvâ sahipleri, cennetler ve nimetler içindedirler,

Portekizce: 

Quanto aos tementes (a Deus), viverão em jardins e em felicidade.

İsveççe: 

De gudfruktiga skall [den Dagen] vila lyckliga i lustgårdar,

Farsça: 

بی تردید پرهیزکاران در بهشت ها و نعمتی فراوان اند.

Kürtçe: 

بە ڕاستی پارێزکاران ولەخواترسان لە ناو باخات ونیعمەتەکانی بەھەشتدان

Özbekçe: 

Албатта, тақводорлар жаннатлар ва нозу неъматлар ичидадирлар.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang bertaqwa, di tempatkan dalam taman-taman Syurga dan nikmat kesenangan (yang tidak ada taranya).

Arnavutça: 

Me të vërtetë, ata që kanë besuar do të gjenden në kopshtet e xhennetit dhe lumturi,

Bulgarca: 

Богобоязливите ще са в градини и в блаженство,

Sırpça: 

А богобојазни ће, заиста, да буду у рајским баштама и благодатима.

Çekçe: 

A bohabojní věru budou v zahradách a ve slastech,

Urduca: 

متقی لوگ وہاں باغوں اور نعمتوں میں ہوں گے

Tacikçe: 

Парҳезгорон дар биҳиштҳо ва неъматанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк Аллаһуга вә расүлгә итагать итүче тәкъва мөэминнәр җәннәтләрдә һәм нигъмәтләр эчендәдерләр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang bertakwa berada dalam surga dan kenikmatan,

Amharca: 

አላህን ፈሪዎቹ በእርግጥ በገነቶችና በጸጋ ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இறையச்சம் உள்ளவர்கள் சொர்க்கங்களிலும் இன்பங்களிலும் இருப்பார்கள்.

Korece: 

그러나 의로운 자들은 은혜 의 천국으로 들어가

Vietnamca: 

Quả thật, những người ngoan đạo sẽ ở trong các Ngôi Vườn Thiên Đàng và tận hưởng niềm vui.