Arapça:
فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ
Çeviriyazı:
fâkihîne bimâ âtâhüm rabbühüm. veveḳâhüm rabbühüm `aẕâbe-lceḥîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk ü sefâ sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Diyanet İşleri:
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Nimetlenirler orada Rablerinin verdiği nimetlerle ve Rableri korur onları koca cehennemin azabından.
Şaban Piriş:
Rablerinin kendilerine verdikleri ile sefa sürerler. Rableri, onları çılgın alevin azabından korumuştur.
Edip Yüksel:
Rab'lerinin kendilerine vermiş olduğu şeylerden zevk duyarlar. Rab'leri onları cehennem azabından korumuştur.
Ali Bulaç:
Rablerinin verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar'. Rableri, kendilerini 'çılgınca yanan cehennemin' azabından korumuştur.
Suat Yıldırım:
Rab'lerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. Rab’leri onları yakıcı ateşin azabından korumuştur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kendilerine Rablerinin verdiği şey ile zevkiyâb olmaktadırlar ve onları Rableri cehennem azabından korumuştur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
Bekir Sadak:
Sedefteki inciler gibi olan gencler yanlarinda dolasirlar.
İbni Kesir:
Rabblarının kendilerine verdikleriyle mutlu olarak. Rabbları onları cehennem azabından da korumuştur.
Adem Uğur:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
İskender Ali Mihr:
Rab´lerinin onlara verdiği şeylerle mutludurlar ve Rab´leri onları alevli ateşin (cehennemin) azabından korudu.
Celal Yıldırım:
Rablarının kendilerine verdikleriyle neşelenip zevk u safa sürmektedirler. Rabları, onları o çok yakıcı Cehennem azabından korumuştur.
Tefhim ul Kuran:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle ´sevinçli ve mutludurlar.´ Rableri, kendilerini ´çılgınca yanan cehennemin´ azabından korumuştur.
Fransızca:
se réjouissant de ce que leur Seigneur leur aura donné, et leur Seigneur les aura protégés du châtiment de la Fournaise.
İspanyolca:
disfrutando de lo que su Señor les dé. Su Señor les habrá preservado del castigo del fuego de la gehena.
İtalyanca:
a godersi quello che il loro Signore avrà dato loro. Il loro Signore li avrà preservati dal castigo della Fornace.
Almanca:
freudenerregt über das, was ihr HERR ihnen gewährte. Und ihr HERR schützte sie vor der Peinigung der Hölle.
Çince:
他们因主的赏赐而快乐,他们的主使他们得免于烈火的刑罚。
Hollandaca:
Zich verlustigende, in hetgeen hun Heer hun zal hebben gegeven; en hun Heer zal hen van de pijnen der hel bevrijden.
Rusça:
Они будут радоваться тому, чем их одарит их Господь. Господь их уберег их от мучений в Аду.
Somalice:
Iyaga oo ku raaxaysan waxa Eebe siiyay, Eebohoodna wuxuu ka dhawray caddibaadda Jaxiiimo.
Swahilice:
Wakifurahi kwa yale aliyo wapa Mola wao Mlezi. Na Mola wao Mlezi atawalinda na adhabu ya Motoni.
Uygurca:
ئۇلار پەرۋەردىگارى بەرگەن نەرسىلەر بىلەن ھۇزۇرلىنىدۇ، پەرۋەردىگارى ئۇلارنى دوزاخ ئازابىدىن ساقلايدۇ
Japonca:
主がかれらに与えるものに歓喜し,また主が獄火の懲罰からかれらを救われたことを喜ぶ。
Arapça (Ürdün):
«فاكهين» متلذذين «بما» مصدرية «آتاهم» أعطاهم «ربهم ووقاهم ربهم عذاب الجحيم» عطفا على آتاهم، أي بإتيانهم ووقايتهم ويقال لهم.
Hintçe:
जो (जो नेअमतें) उनके परवरदिगार ने उन्हें दी हैं उनके मज़े ले रहे हैं और उनका परवरदिगार उन्हें दोज़ख़ के अज़ाब से बचाएगा
Tayca:
ได้รับความสุขอันล้นพ้นตามที่พระเจ้าของพวกเขาได้ประทานให้แก่พวกเขา และพระเจ้าของพวกเขาจะคุ้มครองพวกเขาให้พ้นจากการลงโทษของเปลวไฟ
İbranice:
מתענגים על אשר נתן להם ריבונם ושמר עליהם מפני עונש השאול
Hırvatça:
i u onom će što im je Gospodar njihov dao uživati - njih će Gospodar njihov patnje u Ognju sačuvati.
Rumence:
bucurându-se de ceea ce Domnul lor le-a dăruit. Domnul lor i-a ferit de osânda Iadului.
Transliteration:
Fakiheena bima atahum rabbuhum wawaqahum rabbuhum AAathaba aljaheemi
Türkçe:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
Sahih International:
Enjoying what their Lord has given them, and their Lord protected them from the punishment of Hellfire.
İngilizce:
Enjoying the (Bliss) which their Lord hath bestowed on them, and their Lord shall deliver them from the Penalty of the Fire.
Azerbaycanca:
Rəbbinin onlara əta etdiyi ne’mətlərdən zövq (ləzzət) alacaqlar. Rəbbi onları cəhənnəm əzabından qorumuşdur.
Süleyman Ateş:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Diyanet Vakfı:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Erhan Aktaş:
Rabb’lerinin kendilerine verdiklerinden hoşnut olarak. Rabb’leri onları Cehennem ateşinden korumuştur.
Kral Fahd:
Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Hasan Basri Çantay:
Rablerinin kendilerine verdiği ile zevkyâb olarak. Rableri onları o çılgın cehennemin azabından korumuşdur.
Muhammed Esed:
Rablerinin kendilerine bağışlayacağı şeyler ile mutluluk bulacaklar çünkü Rableri onları yakıcı ateşin azabından koruyacaktır.
Gültekin Onan:
Rablerinin verdikleriyle ´sevinçli ve mutludurlar´. Rableri, kendilerini ´çılgınca yanan cehennemin´ azabından korumuştur.
Ali Fikri Yavuz:
Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk duyarak...Rableri, onları Cehennem azabından korumuştur.
Portekizce:
Gozando daquilo com que o seu Senhor os houver agraciado; e o seu Senhor os preservará do suplício infernal.
İsveççe:
där de gläder sig åt allt det som deras Herre har skänkt dem och över att Han har skonat dem från helvetets straff.
Farsça:
به آنچه پروردگارشان به آنان عطا کرده و [برای آنکه] پروردگارشان آنان را از عذاب دوزخ مصون داشته، شادمان و مسرورند.
Kürtçe:
چێژ ئەبەن لەو شتانەی پەروەردگاریان پێی بەخشیوون وە پەروەردگاریان پاراستوونی لەسزای دۆزەخ
Özbekçe:
Роббилари уларга берган нарсалардан лаззатдадирлар. Роббилари уларни жаҳаннам азобидан сақлар.
Malayca:
Mereka bersenang lenang dengan apa yang dikurniakan oleh Tuhan mereka, dan mereka dipelihara Tuhan dari azab neraka.
Arnavutça:
duke u kënaqur me atë që u ka dhënë Zoti i tyre, i ka ruajtur ata Zoti i tyre prej dënimit të skëterrës.
Bulgarca:
радостни с онова, което им е дарил техният Господ и ги е предпазил техният Господ от мъчението на Ада.
Sırpça:
Уживаће у оном што ће им њихов Господар дати - и сачуваће их Господар њихов патње у Огњу.
Çekçe:
radujíce se z toho, co Pán jejich jim uštědřil a že Pán jejich je trestu pekelného ušetřil.
Urduca:
لطف لے رہے ہوں گے اُن چیزوں سے جو اُن کا رب انہیں دے گا، اور اُن کا رب اُنہیں دوزخ کے عذاب سے بچا لے گا
Tacikçe:
Аз он чӣ Парвардигорашон ба онҳо додааст, шодмонанд ва Худо онҳоро аз азоби ҷаҳаннам нигаҳ доштааст.
Tatarca:
Раббиларының биргән нигъмәтләренә шатланган хәлдә, Раббылары саклар аларны җәһәннәм ґәзабыннан.
Endonezyaca:
mereka bersuka ria dengan apa yang diberikan kepada mereka oleh Tuhan mereka; dan Tuhan mereka memelihara mereka dari azab neraka.
Amharca:
ጌታቸው በሰጣቸው ጸጋ ተደሳቾች ኾነው (በገነት ውስጥ ናቸው)፡፡ የገሀነምንም ስቃይ ጌታቸው ጠበቃቸው፡፡
Tamilce:
அவர்களின் இறைவன் அவர்களுக்கு (கணக்கின்றி) வழங்கியதால் (ருசிமிகுந்த அதிகமான) பழங்கள் அவர்களிடம் இருக்கும். இன்னும், அவர்களின் இறைவன் அவர்களை நரக தண்டனையை விட்டும் பாதுகாப்பான்.
Korece:
주님께서 그들에게 베풀 축 복을 만끽하고 또한 그들의 주님 은 불지옥의 응벌로부터 그들을 보호하여 주시노라
Vietnamca:
Họ sẽ hạnh phúc với những thứ Thượng Đế của họ ban cấp và với việc Ngài cứu rỗi họ thoát khỏi sự trừng phạt của Hỏa Ngục.
Ayet Linkleri: