Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

4753

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ

Çeviriyazı: 

fâkihîne bimâ âtâhüm rabbühüm. veveḳâhüm rabbühüm `aẕâbe-lceḥîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk ü sefâ sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

Diyanet İşleri: 

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Nimetlenirler orada Rablerinin verdiği nimetlerle ve Rableri korur onları koca cehennemin azabından.

Şaban Piriş: 

Rablerinin kendilerine verdikleri ile sefa sürerler. Rableri, onları çılgın alevin azabından korumuştur.

Edip Yüksel: 

Rab'lerinin kendilerine vermiş olduğu şeylerden zevk duyarlar. Rab'leri onları cehennem azabından korumuştur.

Ali Bulaç: 

Rablerinin verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar'. Rableri, kendilerini 'çılgınca yanan cehennemin' azabından korumuştur.

Suat Yıldırım: 

Rab'lerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. Rab’leri onları yakıcı ateşin azabından korumuştur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Kendilerine Rablerinin verdiği şey ile zevkiyâb olmaktadırlar ve onları Rableri cehennem azabından korumuştur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

Bekir Sadak: 

Sedefteki inciler gibi olan gencler yanlarinda dolasirlar.

İbni Kesir: 

Rabblarının kendilerine verdikleriyle mutlu olarak. Rabbları onları cehennem azabından da korumuştur.

Adem Uğur: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

İskender Ali Mihr: 

Rab´lerinin onlara verdiği şeylerle mutludurlar ve Rab´leri onları alevli ateşin (cehennemin) azabından korudu.

Celal Yıldırım: 

Rablarının kendilerine verdikleriyle neşelenip zevk u safa sürmektedirler. Rabları, onları o çok yakıcı Cehennem azabından korumuştur.

Tefhim ul Kuran: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle ´sevinçli ve mutludurlar.´ Rableri, kendilerini ´çılgınca yanan cehennemin´ azabından korumuştur.

Fransızca: 

se réjouissant de ce que leur Seigneur leur aura donné, et leur Seigneur les aura protégés du châtiment de la Fournaise.

İspanyolca: 

disfrutando de lo que su Señor les dé. Su Señor les habrá preservado del castigo del fuego de la gehena.

İtalyanca: 

a godersi quello che il loro Signore avrà dato loro. Il loro Signore li avrà preservati dal castigo della Fornace.

Almanca: 

freudenerregt über das, was ihr HERR ihnen gewährte. Und ihr HERR schützte sie vor der Peinigung der Hölle.

Çince: 

他们因主的赏赐而快乐,他们的主使他们得免于烈火的刑罚。

Hollandaca: 

Zich verlustigende, in hetgeen hun Heer hun zal hebben gegeven; en hun Heer zal hen van de pijnen der hel bevrijden.

Rusça: 

Они будут радоваться тому, чем их одарит их Господь. Господь их уберег их от мучений в Аду.

Somalice: 

Iyaga oo ku raaxaysan waxa Eebe siiyay, Eebohoodna wuxuu ka dhawray caddibaadda Jaxiiimo.

Swahilice: 

Wakifurahi kwa yale aliyo wapa Mola wao Mlezi. Na Mola wao Mlezi atawalinda na adhabu ya Motoni.

Uygurca: 

ئۇلار پەرۋەردىگارى بەرگەن نەرسىلەر بىلەن ھۇزۇرلىنىدۇ، پەرۋەردىگارى ئۇلارنى دوزاخ ئازابىدىن ساقلايدۇ

Japonca: 

主がかれらに与えるものに歓喜し,また主が獄火の懲罰からかれらを救われたことを喜ぶ。

Arapça (Ürdün): 

«فاكهين» متلذذين «بما» مصدرية «آتاهم» أعطاهم «ربهم ووقاهم ربهم عذاب الجحيم» عطفا على آتاهم، أي بإتيانهم ووقايتهم ويقال لهم.

Hintçe: 

जो (जो नेअमतें) उनके परवरदिगार ने उन्हें दी हैं उनके मज़े ले रहे हैं और उनका परवरदिगार उन्हें दोज़ख़ के अज़ाब से बचाएगा

Tayca: 

ได้รับความสุขอันล้นพ้นตามที่พระเจ้าของพวกเขาได้ประทานให้แก่พวกเขา และพระเจ้าของพวกเขาจะคุ้มครองพวกเขาให้พ้นจากการลงโทษของเปลวไฟ

İbranice: 

מתענגים על אשר נתן להם ריבונם ושמר עליהם מפני עונש השאול

Hırvatça: 

i u onom će što im je Gospodar njihov dao uživati - njih će Gospodar njihov patnje u Ognju sačuvati.

Rumence: 

bucurându-se de ceea ce Domnul lor le-a dăruit. Domnul lor i-a ferit de osânda Iadului.

Transliteration: 

Fakiheena bima atahum rabbuhum wawaqahum rabbuhum AAathaba aljaheemi

Türkçe: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.

Sahih International: 

Enjoying what their Lord has given them, and their Lord protected them from the punishment of Hellfire.

İngilizce: 

Enjoying the (Bliss) which their Lord hath bestowed on them, and their Lord shall deliver them from the Penalty of the Fire.

Azerbaycanca: 

Rəbbinin onlara əta etdiyi ne’mətlərdən zövq (ləzzət) alacaqlar. Rəbbi onları cəhənnəm əzabından qorumuşdur.

Süleyman Ateş: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

Diyanet Vakfı: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

Erhan Aktaş: 

Rabb’lerinin kendilerine verdiklerinden hoşnut olarak. Rabb’leri onları Cehennem ateşinden korumuştur.

Kral Fahd: 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

Hasan Basri Çantay: 

Rablerinin kendilerine verdiği ile zevkyâb olarak. Rableri onları o çılgın cehennemin azabından korumuşdur.

Muhammed Esed: 

Rablerinin kendilerine bağışlayacağı şeyler ile mutluluk bulacaklar çünkü Rableri onları yakıcı ateşin azabından koruyacaktır.

Gültekin Onan: 

Rablerinin verdikleriyle ´sevinçli ve mutludurlar´. Rableri, kendilerini ´çılgınca yanan cehennemin´ azabından korumuştur.

Ali Fikri Yavuz: 

Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk duyarak...Rableri, onları Cehennem azabından korumuştur.

Portekizce: 

Gozando daquilo com que o seu Senhor os houver agraciado; e o seu Senhor os preservará do suplício infernal.

İsveççe: 

där de gläder sig åt allt det som deras Herre har skänkt dem och över att Han har skonat dem från helvetets straff.

Farsça: 

به آنچه پروردگارشان به آنان عطا کرده و [برای آنکه] پروردگارشان آنان را از عذاب دوزخ مصون داشته، شادمان و مسرورند.

Kürtçe: 

چێژ ئەبەن لەو شتانەی پەروەردگاریان پێی بەخشیوون وە پەروەردگاریان پاراستوونی لەسزای دۆزەخ

Özbekçe: 

Роббилари уларга берган нарсалардан лаззатдадирлар. Роббилари уларни жаҳаннам азобидан сақлар.

Malayca: 

Mereka bersenang lenang dengan apa yang dikurniakan oleh Tuhan mereka, dan mereka dipelihara Tuhan dari azab neraka.

Arnavutça: 

duke u kënaqur me atë që u ka dhënë Zoti i tyre, i ka ruajtur ata Zoti i tyre prej dënimit të skëterrës.

Bulgarca: 

радостни с онова, което им е дарил техният Господ и ги е предпазил техният Господ от мъчението на Ада.

Sırpça: 

Уживаће у оном што ће им њихов Господар дати - и сачуваће их Господар њихов патње у Огњу.

Çekçe: 

radujíce se z toho, co Pán jejich jim uštědřil a že Pán jejich je trestu pekelného ušetřil.

Urduca: 

لطف لے رہے ہوں گے اُن چیزوں سے جو اُن کا رب انہیں دے گا، اور اُن کا رب اُنہیں دوزخ کے عذاب سے بچا لے گا

Tacikçe: 

Аз он чӣ Парвардигорашон ба онҳо додааст, шодмонанд ва Худо онҳоро аз азоби ҷаҳаннам нигаҳ доштааст.

Tatarca: 

Раббиларының биргән нигъмәтләренә шатланган хәлдә, Раббылары саклар аларны җәһәннәм ґәзабыннан.

Endonezyaca: 

mereka bersuka ria dengan apa yang diberikan kepada mereka oleh Tuhan mereka; dan Tuhan mereka memelihara mereka dari azab neraka.

Amharca: 

ጌታቸው በሰጣቸው ጸጋ ተደሳቾች ኾነው (በገነት ውስጥ ናቸው)፡፡ የገሀነምንም ስቃይ ጌታቸው ጠበቃቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்களின் இறைவன் அவர்களுக்கு (கணக்கின்றி) வழங்கியதால் (ருசிமிகுந்த அதிகமான) பழங்கள் அவர்களிடம் இருக்கும். இன்னும், அவர்களின் இறைவன் அவர்களை நரக தண்டனையை விட்டும் பாதுகாப்பான்.

Korece: 

주님께서 그들에게 베풀 축 복을 만끽하고 또한 그들의 주님 은 불지옥의 응벌로부터 그들을 보호하여 주시노라

Vietnamca: 

Họ sẽ hạnh phúc với những thứ Thượng Đế của họ ban cấp và với việc Ngài cứu rỗi họ thoát khỏi sự trừng phạt của Hỏa Ngục.