Arapça:
وَفِي ثَمُودَ إِذْ قِيلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتَّىٰ حِينٍ
Çeviriyazı:
vefî ŝemûde iẕ ḳîle lehüm temette`û ḥattâ ḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Semud kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani onlara: "Belirli bir süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti.
Diyanet İşleri:
Semud milletinin başına gelende de ibret vardır: Onlara, "Bir süreye kadar zevklenin" denmişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Semud'da da delil var; hani, muayyen bir zamanadek geçinin demiştik.
Şaban Piriş:
Semud'da da (ibretler) vardır. Onlara: "Bir süreye kadar faydalanın" denmişti.
Edip Yüksel:
Semud'da da (bir ders vardır). Onlara, "Belli bir süreye kadar keyfinize bakın" denmişti.
Ali Bulaç:
Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: "Belli bir süreye kadar yararlanın" denmişti.
Suat Yıldırım:
Semûd ahalisinde de böyle alınacak ibretler vardır. Onlara da “Bir süre hayattan zevk alın bakalım!” denilmişti.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(43-44) Semûd´da da (O´nun kıssasında da ibret vardır). O vakit onlara denilmişti ki, «Bir zamana kadar faidelenin.» Onlar ise Rablerinin emrine imtisalden kaçındılar, artık onları bakar oldukları halde yıldırım yakaladı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Semûd'da da bir ibret var. Onlara şöyle denmişti: "Bir vakte kadar yiyip içip eğlenin."
Bekir Sadak:
Ibret alasiniz diye her seyi cift cift yaratmisizdir.
İbni Kesir:
Semud´da da. Hani onlara: Bir süreye kadar yararlanın, demişti.
Adem Uğur:
Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti.
İskender Ali Mihr:
Ve Semud (kavminde) de (ibretler, deliller vardır). Onlara: “Bir süre metalanın (yararlanın).” denilmişti.
Celal Yıldırım:
Semûd kıssasında da (ibretli belgeler bıraktık). Hani bir vakit onlara, «bir süreye kadar yararlanıp geçinin» denilmişti.
Tefhim ul Kuran:
Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: «Belli bir süreye kadar metalanıp yararlanın» denmişti.
Fransızca:
De même pour les Tamud, quand il leur fut dit : "Jouissez jusqu'à un certain temps ! "
İspanyolca:
Y en los tamudeos. Cuando se les dijo: «¡Gozad aún por algún tiempo!»
İtalyanca:
E [ci fu segno] nei Thamûd, quando fu detto loro: «Godete per un periodo».
Almanca:
Und mit Thamud (gab es eine Aya), als ihnen gesagt wurde: "Vergnügt euch nur bis zu einer Zeit!"
Çince:
在赛莫德人的故事里,也有一种迹象。当时,有人对他们说:你们暂时享受吧!
Hollandaca:
In Thamoed was eveneens een teeken toen er tot hem werd gezegd: Geniet alles gedurende eenigen tijd.
Rusça:
Знамение было и в рассказе о самудянах. Им было сказано: "Пользуйтесь благами до определенного времени".
Somalice:
Ree Thamuudna (Calaamo lagu waana qaato yaa ku sugan) markii lagu yidhi taaxaysta ilaa waqti.
Swahilice:
Na katika khabari za Thamudi walipo ambiwa: Jifurahisheni kwa muda mdogo tu.
Uygurca:
سەمۇدنىڭ (قىسسىسىدىمۇ) بىر تۈرلۈك ئالامەت بار، ئۆز ۋاقتىدا ئۇلارغا: «سىلەر ۋاقىتلىق پايدىلىنىڭلار» دېدۇق
Japonca:
またサムードにも(印があった)。「束の間(のあなたがたの生)を楽しめ。」と言われた時を思い起しなさい。
Arapça (Ürdün):
(وفي) إهلاك (ثمود) آية (إذ قيل لهم) بعد عقر الناقة (تمتعوا حتى حين) إلى انقضاء آجالكم كما في آية "" تمتعوا في داركم ثلاثة أيام "".
Hintçe:
और समूद (के हाल) में भी (क़ुदरत की निशानी) है जब उससे कहा गया कि एक ख़ास वक्त तक ख़ूब चैन कर लो
Tayca:
และในเรื่องของษะมูด เมื่อมีผู้กล่าวแก่พวกเขาว่า พวกท่านจงสนุกร่าเริงไปชั่วขณะหนึ่งเถิด
İbranice:
וגם ת'מוד היה אות, כאשר נאמר להם: 'התענגו עד עת מועד
Hırvatça:
I u Semudu'"" - kad im bi rečeno: "Uživajte još neko vrijeme!"
Rumence:
Aşa a fost şi cu tamudiţii când li s-a spus: “Bucuraţi-vă o vreme!”
Transliteration:
Wafee thamooda ith qeela lahum tamattaAAoo hatta heenin
Türkçe:
Semûd'da da bir ibret var. Onlara şöyle denmişti: "Bir vakte kadar yiyip içip eğlenin."
Sahih International:
And in Thamud, when it was said to them, "Enjoy yourselves for a time."
İngilizce:
And in the Thamud (was another Sign): Behold, they were told, "Enjoy (your brief day) for a little while!"
Azerbaycanca:
Səmudun (Səmud qövmünün) başına gələnlərdə də (bir ibrət dərsi vardır). O zaman onlara: “Hələ bir müddət (üç gün) kef çəkib ləzzət alın!” – deyilmişdi.
Süleyman Ateş:
Semud(kavmin)de de (ibret alınacak şeyler vardır). Onlara: "Bir süreye kadar sefa sürün" denmişti.
Diyanet Vakfı:
Semud kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti.
Erhan Aktaş:
Semûd’da da vardır. Onlara: “Belli bir süreye kadar yararlanın.” denmişti.
Kral Fahd:
Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti.
Hasan Basri Çantay:
Semud (kavminin ilhâkin) de de (bir ibret vardır). Hani onlara «Bir zamana kadar fâidelene durun» denilmişdi de,
Muhammed Esed:
Semud (kavminin kıssasın)da da (aynı mesaj vardır), ki Biz onlara: "Kısa bir süre sefanızı sürün bakalım!" demiştik,
Gültekin Onan:
Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: "
Ali Fikri Yavuz:
Semûd kavminde de ibret vardır: Hani onlara “-Bir zamana kadar yaşayın, istifade edin.” denilmişti de,
Portekizce:
E (no povo de) Tamud tendes um exemplo, ao lhes ser dito: Desfrutai transitoriamente!
İsveççe:
[Samma budskap] ligger i [berättelsen om stammen] Thamud. [Deras profet] sade till dem: "Ni skall få glädjas åt livet [ännu] en liten tid" -
Farsça:
و [نیز] در قوم ثمود [عبرتی است] هنگامی که [پس از پی کردن ناقه] به آنان گفته شد: زمانی کوتاه [که بیش از سه روز نیست، از زندگی] برخوردار باشید [که عذاب خواهد رسید.]
Kürtçe:
وە لە گەلی سەموددا (پەند وئامۆژگاری ھەیە) کاتێك کە پێیان ووترا ڕابوێرن تا کاتی خۆی دێت
Özbekçe:
Ва Самудда ҳам (белги) бор. Уларга вақтинчалик маза қилиб туринглар, дейилган вақтда...
Malayca:
Dan juga pada (kisah) kaum Thamud (terdapat perkara-perkara yang menjadi pelajaran) - ketika dikatakan kepada mereka: "Bersenang-senanglah kamu hingga ke suatu waktu (yang termaklum)!"
Arnavutça:
Edhe për Themudin, kur iu tha atyre: “Kënaquni një kohë!”
Bulgarca:
И за самудяните, когато им бе казано: “Наслаждавайте се до време!”
Sırpça:
И у Семуду - кад им би речено: „Уживајте још неко време!“
Çekçe:
... A o Thamúdovcích; hle, bylo jim řečeno: Užívejte si ještě nějakou chvíli!
Urduca:
اور (تمہارے لیے نشانی ہے) ثمود میں، جب اُن سے کہا گیا تھا کہ ایک خاص وقت تک مزے کر لو
Tacikçe:
Ва низ ибратест дар қавми Самуд, он гоҳ ки ба онҳо гуфта шуд: «То замоне чанд бархурдор шавед».
Tatarca:
Дәхи Сәмуд кавеменең һәлак булуында гыйбрәтләр бардыр, Аллаһуга дошманлык кылганнарыннан соң аларга дөньяда билгеле вакыткача файдаланыгыз диелде. Ягъни алар могъҗиза өчен бирелгән Салих пәйгамбәрнең дөясен үтерделәр, шуннан соң сезгә өч көннән ґәзаб килә диелде.
Endonezyaca:
Dan pada (kisah) kaum Tsamud ketika dikatakan kepada mereka: "Bersenang-senanglah kalian sampai suatu waktu".
Amharca:
በሰሙድም ለእነርሱ «እስከ ጊዜ (ሞታችሁ) ድረስ ተጣቀሙ» በተባሉ ጊዜ (ምልክት አልለ)፡፡
Tamilce:
இன்னும், ஸமூது சமுதாயத்தி(ன் சரித்திரத்தி)லும் - சிறிது காலம் வரை சுகமாக இருங்கள் என்று அவர்களுக்கு சொல்லப்பட்டபோது - பல அத்தாட்சிகள் இருக்கின்றன.
Korece:
사무드 백성 속에서도 예증 이 있었으니 보라 잠시동안 향락 하고자 하였으되
Vietnamca:
Và ở đám dân Thamud (là một dấu hiệu làm bài học cho những ai sợ sự trừng phạt đau đớn), khi có lời bảo chúng: “Các người cứ tận hưởng cuộc sống cho tới khi hết tuổi thọ.”
Ayet Linkleri: