Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

69

Ayet No: 

858

Sayfa No: 

136

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا عَلَى الَّذِينَ يَتَّقُونَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَيْءٍ وَلَٰكِن ذِكْرَىٰ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Çeviriyazı: 

vemâ `ale-lleẕîne yetteḳûne min ḥisâbihim min şey'iv velâkin ẕikrâ le`allehüm yetteḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'tan korkanlara o zalimlerin hesabından bir sorumluluk yoktur. Fakat bu bir hatırlatmadır. Gerekir ki sakınırlar.

Diyanet İşleri: 

Sakınan kimselere, onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur. Fakat bir hatırlatmadır; belki sakınırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Çekinenler, onların meclislerinde bulunsalar da onların sorumluluğundan bir şey gelmez kendilerine, üstlerine düşen ödev, çekinsinler, sakınsınlar bu işten diye öğüt vermektir ancak.

Şaban Piriş: 

Allah’tan sakınıp, takvalı olanlara, zalimlerin hesabından hiçbir sorumluluk yoktur. Fakat, zalimlere Allah’tan sakınıp, takvalı olmaları için bir öğüt verme vardır.

Edip Yüksel: 

Erdemliler böylelerin hesabından sorumlu tutulmaz. Fakat, olur ki dinlerler diye hatırlatmak iyi olur.

Ali Bulaç: 

Korkup-sakınanlar üzerinde onların hesabından herhangi bir şey (sorumluluk) yoktur. Ancak (bu,) bir hatırlatmadır. Umulur ki sakınırlar.

Suat Yıldırım: 

Allah'ın azabından sakınan müttakilere, iman etmeyenlerin hesabından dolayı bir sorumluluk yoktur. Fakat uhdelerine düşen, belki onlar da inanıp küfürden ve cehennemden sakınırlar diye, bir nasihattan ibarettir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve muttakî olanların üzerine onların hesabından bir şey yoktur. Fakat bir öğüttür, olabilir ki, onlar sakınırlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir hatırlatma olmalı. Belki sakınırlar.

Bekir Sadak: 

Ibrahim, babasi Azer´e, «Putlari tanri olarak mi benimsiyorsun? Dogrusu ben seni ve milletini acik bir sapiklik icinde goruyorum» demisti.

İbni Kesir: 

Allah´tan sakınanlara

Adem Uğur: 

Takvâ sahiplerine, inanmayanların hesabından herhangi bir sorumluluk yoktur. Fakat belki korunurlar diye hatırlatmak gerekir.

İskender Ali Mihr: 

Ve takva sahibi olan kimselere, onların hesabından bir şey (sorumluluk) yoktur. Lâkin hatırlatmalıdır (zikretmeleri gerektiği söylenmelidir). Böylece onlar, takva sahibi olurlar.

Celal Yıldırım: 

Allah´tan korkup kötülüklerden sakınanlar üzerinde onların hesabından bir şey yoktur

Tefhim ul Kuran: 

Korkup sakınanlar üzerinde onların hesabından herhangi bir şey (sorumluluk) yoktur. Ancak (bu,) bir hatırlatmadır. Umulur ki korkup sakınırlar.

Fransızca: 

Il n'incombe nullement à ceux qui sont pieux de rendre compte pour ces gens là. Mais c'est à titre de rappel. Peut-être craindront-ils [Allah].

İspanyolca: 

Quienes temen a Alá no deben pedirles cuentas de nada, sino tan sólo amonestarles. Quizás, así, teman a Alá.

İtalyanca: 

Non compete ai timorati chieder loro conto, ma solo ammonirli, chissà che non temano [Allah]?

Almanca: 

Diejenigen, die Taqwa gemäß handeln, verantworten von ihrer Rechenschaft nichts, doch (sie haben die Pflicht) zur Ermahnung, damit sie (die Lästerer) Taqwa suchen.

Çince: 

敬畏的人,对于不义者的受清算,毫无关系,但须劝戒(他们),他们或许敬畏。

Hollandaca: 

Men zal er geene rekenschap voor vragen aan hen, die God vreezen, doch zij dienen zich te herinneren, dat zij God vreezen.

Rusça: 

Те, которые богобоязненны, не несут никакой ответственности за их расчет. Они должны лишь напоминать им, - быть может, они устрашатся.

Somalice: 

Kuwa Dhawrsoonna Xisaabtooda waxba kaama Saarra Laakiin waa Waano inay Dhawrsadaan.

Swahilice: 

Wala wamchao Mungu hawana jukumu lolote kwao, lakini ni kukumbusha, asaa wapate kujiepusha.

Uygurca: 

تەقۋادارلارغا (قۇرئاننى مەسخىرە قىلغۇچى) كاپىرلارنىڭ ھېسابىدىن ھېچ نەرسە يۈكلەنمەيدۇ، لېكىن تەقۋادارلار ئۇلارغا ۋەز - نەسىھەت قىلىشلىرى كېرەك. (شۇنداق قىلغاندا) ئۇلار (قۇرئاننى مەسخىرە قىلىشتىن) ساقلىنىشلىرى مۇمكىن

Japonca: 

主を畏れる者には,かれら不義の徒の清算に就いて少しも責任はない。だが念のため訓戒しておく,恐らくかれらは主を畏れるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«وما على الذين يتقون» الله «من حسابهم» أي الخائضين «من» زائدة «شيء» إذا جالسوهم «ولكن عليهم «ذكرى» تذكرة لهم وموعظة «لعلهم يتقون» الخوض.

Hintçe: 

और जिन लोगों ने अपने दीन को खेल और तमाशा बना रखा है और दुनिया की ज़िन्दगी ने उन को धोके में डाल रखा है ऐसे लोगों को छोड़ो और क़ुरान के ज़रिए से उनको नसीहत करते रहो (ऐसा न हो कि कोई) शख़्श अपने करतूत की बदौलत मुब्तिलाए बला हो जाए (क्योंकि उस वक्त) तो ख़ुदा के सिवा उसका न कोई सरपरस्त होगा न सिफारिशी और अगर वह अपने गुनाह के ऐवज़ सारे (जहाँन का) बदला भी दे तो भी उनमें से एक न लिया जाएगा जो लोग अपनी करनी की बदौलत मुब्तिलाए बला हुए है उनको पीने के लिए खौलता हुआ गर्म पानी (मिलेगा) और (उन पर) दर्दनाक अज़ाब होगा क्योंकर वह कुफ़्र किया करते थे

Tayca: 

และไม่เป็นภัยแก่บรรดาผู้ที่ยำเกรงแต่อย่างใดจากการชำระพวกเขา แต่ทว่าเป็นการตักเตือน (แก่พวกเขา) เพื่อว่าพวกเขาจะได้ยำเกรง

İbranice: 

אין על אלה היראים כל אחריות למה שעושים (החוטאים,) אלא עליהם רק להזכירם למען ייראו

Hırvatça: 

Oni koji se nastoje uščuvati neće imati ništa s njihovim polaganjem računa, ali se, radi opomene, treba od njih da udalje, ne bi li se i oni toga okanili.

Rumence: 

Celor care se tem de Dumnezeu nu li se va pune nimic la socoteală. Numai o amintire! Poate se vor teme!

Transliteration: 

Wama AAala allatheena yattaqoona min hisabihim min shayin walakin thikra laAAallahum yattaqoona

Türkçe: 

Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir hatırlatma olmalı. Belki sakınırlar.

Sahih International: 

And those who fear Allah are not held accountable for the disbelievers at all, but [only for] a reminder - that perhaps they will fear Him.

İngilizce: 

On their account no responsibility falls on the righteous, but (their duty) is to remind them, that they may (learn to) fear Allah.

Azerbaycanca: 

Müttəqilərə onların (iman gətirməyənlərin) əməllərindən heç bir günah gəlməz. Lakin bu, bir öyüddür ki, bəlkə, (kafirlər onun tə’sirilə) pis əməllərdən çəkinsinlər.

Süleyman Ateş: 

Korunanlara, o(inanmaya)nların hesabından bir sorumluluk yoktur, ama belki (inanıp) korunurlar diye bir hatırlatmak lazımdır.

Diyanet Vakfı: 

Takva sahiplerine, inanmayanların hesabından herhangi bir sorumluluk yoktur. Fakat belki korunurlar diye hatırlatmak gerekir.

Erhan Aktaş: 

Takvâ sahibi kimselere, onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur. Fakat bu bir hatırlatmadır, belki korunurlar.

Kral Fahd: 

Takvâ sahiplerine, inanmayanların hesabından herhangi bir sorumluluk yoktur. Fakat belki korunurlar diye hatırlatmak gerekir.

Hasan Basri Çantay: 

Onların hesabından hiç bir şey takvaada sebat edenlerin üstüne (lâzım) değil. Fakat (uhdelerine düşen) bir nasıyhatdir. Olur ki sakınırlar.

Muhammed Esed: 

çünkü Allaha karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar onlardan hiçbir şekilde mesul değildirler. Böyleleri sadece (günahkarlara) nasihatte bulunmakla yükümlüdürler, belki böylece berikiler Allaha karşı sorumluluklarının bilincine varırlar.

Gültekin Onan: 

Korkup sakınanlar üzerinde onların hesabından her hangi birşey (sorumluluk) yoktur. Ancak (bu) bir hatırlatmadır. Umulur ki sakınırlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçi Allah’dan korkanlara, o alay edenlerin hesabından bir şey (zarar) düşmez. Fakat müminler üzerine, onlara kötü işlerini hatırlatmak ve nasihat etmek vardır

Portekizce: 

Os tementes não será responsáveis por eles; porém, (seu dever) é lembrá-los, talvez temam a Deus.

İsveççe: 

De gudfruktiga är inte i något avseende ansvariga för dem, men de skall påminna och varna dem - kanske kommer de att frukta Gud.

Farsça: 

و چیزی از حساب ستمکاران [مغالطه گر] بر عهده کسانی که [به ناچار سخنان آنان را می شنوند ولی از نشستن با آنان] می پرهیزند نیست؛ بلکه [بر عهده اهل تقواست که یاوه گویان را] پند دهند، تا [از گفتار باطل و بی پایه خود] بپرهیزند.

Kürtçe: 

(ھەرچەندە) ئەوانەی خۆیان دەپارێزن ھیچ پرسیارو تاوانی ئەوانیان لەسەر نیە بەڵام بیرخستنەوەیە تا خۆیان بپارێزن

Özbekçe: 

Тақво қиладиганлар зиммасида у «мушрик»ларнинг ҳисобидан ҳеч нарса йўқ. Лекин эслатма бор. Шоядки тақво қилсалар.

Malayca: 

Dan tidaklah ada tanggungjawab sedikitpun atas orang-orang yang bertaqwa mengenai dosa orang-orang (kafir yang mengejek-ejek) itu, akan tetapi (kewajipan orang-orang Islam) ialah mengingati (larangan Allah itu) supaya mereka bertaqwa.

Arnavutça: 

Ata që i drojën Perëndisë, s’kanë kurrfarë përgjegjësie për mëkatet e tyre (të mohuesvet), por (kjo) është vërejtje për t’u ruajtur.

Bulgarca: 

Онези, които се побоят, не са отговорни за тях с нищо, ала това е напомняне, за да се побоят!

Sırpça: 

Они који се боје Аллаха неће за њих рачун полагати, али су дужни опомињати не би ли се оканили.

Çekçe: 

Nepřísluší těm, kdož jsou bohabojní, aby žádali účet od nevěřících. Vždyť toto je pouze připomenutí, snad stanou se oni také bohabojnými.

Urduca: 

اُن کے حساب میں سے کسی چیز کی ذمہ داری پرہیز گار لوگوں پر نہیں ہے، البتہ نصیحت کرنا اُن کا فرض ہے شاید کہ وہ غلط روی سے بچ جائیں

Tacikçe: 

Касоне, ки парҳезгорӣ пеша кардаанд, ба гуноҳи кофирон бозхост нахоҳанд шуд, вале бояд ононро панд диҳанд. Шояд, ки парҳезгор шаванд!

Tatarca: 

Коръән белән гамәл кылучы тәкъва мөэминнәргә лязем түгел Коръән юлында булмаган кешеләрнең эшен яки гөнаһын хисап, кылу, ләкин Аллаһ ґәзабыннан саклансыннар өчен вәгазьләнү лязем.

Endonezyaca: 

Dan tidak ada pertanggungjawaban sedikitpun atas orang-orang yang bertakwa terhadap dosa mereka; akan tetapi (kewajiban mereka ialah) mengingatkan agar mereka bertakwa.

Amharca: 

በእነዚያም በሚጠነቀቁት ላይ ከሒሳባቸው ምንም የለባቸውም፡፡ ግን ይጠነቀቁ ዘንድ መገሰጽ (አለባቸው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும் (வீண் விவாதத்தில் மூழ்கும்) அவர்களுடைய (செயல்களின்) கணக்கிலிருந்து எதுவும் அல்லாஹ்வை அஞ்சுபவர்கள் மீதில்லை. எனினும், அ(வ்வாறு கேலி செய்ப)வர்கள் தவிர்ந்து கொள்வதற்காக உபதேசித்தல் (கடமையாகும்).

Korece: 

그들의 행위를 평가함은 하 나님을 공경하는 이들의 책임은 아니나 그들이 하나님을 두려워 하도록 깨닫게 하는 일이라

Vietnamca: 

Những người ngoan đạo không hề có bất cứ trách nhiệm nào cho hành động và việc làm của họ, tuy nhiên, (những người ngoan đạo) hãy nhắc nhở họ mong rằng họ sẽ ngoan đạo (kính sợ Allah.)