Arapça:
قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ
Çeviriyazı:
ḳâlü-bnû lehû bünyânen feelḳûhü fi-lceḥîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın." dediler.
Diyanet İşleri:
Putperestler: "Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onun için bir yapı yapın da demişlerdi, atın onu ateşe.
Şaban Piriş:
Onun için bir bina yapın, onu ateşin içine atın! dediler.
Edip Yüksel:
Dediler ki, "Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe atın."
Ali Bulaç:
Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.”
Suat Yıldırım:
Sonunda: “Haydin, dediler, onun için bir odun yığını hazırlayın da onu ateşin içine atın!.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Bunun için bir bina yapınız da bunu bir ateş içinde bırakınız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!"
Bekir Sadak:
(103-10) 5 Boylece ikisi de Allah´ a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin
İbni Kesir:
Haydin
Adem Uğur:
Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
Onlar, «bunun için bir bina yapın da (içine odun yakın ve) kendisini o Cehennem gibi ateşe atın» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.»
Fransızca:
Ils dirent : "Qu'on lui construise un four et qu'on le lance dans la fournaise ! "
İspanyolca:
Dijeron: «¡Hacedle un horno y arrojadle al fuego llameante!»
İtalyanca:
Risposero: «Costruite un forno e gettatelo nella fornace!».
Almanca:
Sie sagten: "Errichtet für ihn einen Bau, dann werft ihn ins glühende Feuer."
Çince:
他们说:你们应当为他而修一个火炉,然后,将他投在烈火中。
Hollandaca:
Zij zeiden: Richt een brandstapel voor hem op en werp hem in het gloeiende vuur.
Rusça:
Они сказали: "Соорудите для него строение и бросьте его в огонь!"
Somalice:
Waxayna dhaheen u dhisa meel (dab lagushido) kuna tuura Jaxiimo (dabka).
Swahilice:
Wakasema: Mjengeeni jengo, na kisha mtupeni motoni humo!
Uygurca:
ئۇلار: «ئىبراھىم ئۈچۈن بىر بىنا سېلىڭلار، (ئۇنى ئوتۇن بىلەن تولدۇرۇپ ئوت يېقىڭلار، ئوت يانغاندا) ئۇنى ئوتقا تاشلاڭلار» دېدى. (ئۇلار ئىبراھىمنى ئوتقا تاشلاش بىلەن) ئۇنىڭغا سۇيىقەست قىلماقچى بولدى
Japonca:
人びとは言った。「かれ(イブラーヒーム)のために炉を築き,燃え盛る火の中に投げ込みなさい。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا» بينهم «ابنوا له بنيانا» فاملئوه حطبا وأضرموه بالنار فإذا التهب «فألقوه في الجحيم» النار الشديدة.
Hintçe:
हालाँकि तुमको और जिसको तुम लोग बनाते हो (सबको) खुदा ही ने पैदा किया है (ये सुनकर) वह लोग (आपस में कहने लगे) इसके लिए (भट्टी की सी) एक इमारत बनाओ
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “จงสร้างสถานที่แห่งหนึ่ง (เตาเผา) สำหรับเขา แล้วโยนเขาไปในไฟที่ลุกโชน”
İbranice:
הם אמרו: 'בנו לו כבשן, השליכו אותו אל תוך האש
Hırvatça:
"Pripremite za njega lomaču'', povikaše, "pa ga u vatru bacite!"
Rumence:
Ei spuseră: “Zidiţi-i o zidire şi aruncaţi-l în Iad!”
Transliteration:
Qaloo ibnoo lahu bunyanan faalqoohu fee aljaheemi
Türkçe:
Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!"
Sahih International:
They said, "Construct for him a furnace and throw him into the burning fire."
İngilizce:
They said, "Build him a furnace, and throw him into the blazing fire!"
Azerbaycanca:
Onlar dedilər: “Bunun (İbrahim) üçün bir bina tikin, (içərisini odunla doldurub) özünü də oda atın!”
Süleyman Ateş:
Onun için bir bina yapın da onu (o binada) ateşe atın dediler.
Diyanet Vakfı:
Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
Erhan Aktaş:
“Onun için bir yer hazırlayın, sonra da onu cehenneme(1) atın.” dediler.
Kral Fahd:
Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
Hasan Basri Çantay:
Dediler: «Onun için bir bina yapın da alevli ateşe atın onu».
Muhammed Esed:
Onlar, "Bir odun yığını hazırlayın ve o´nu yanan ateşin içine atın!" diye bağırdılar.
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Onlar şöyle) dediler: “- İbrahim için (duvarla çevrili) bir bina yapın da, onu ateşe atın.”
Portekizce:
Dissera: Preparai para ele uma fogueira e arrojai-o no fogo!
İsveççe:
De sade: "Låt oss bygga ett bål och kasta honom i elden!"
Farsça:
گفتند: برای او بنایی بسازید [که گنجایش آتش فراوانی داشته باشد] پس او را در آتش شعلهور بیندازید.
Kürtçe:
ووتیان بینایەکی بەرزی بۆ دروست بکەن (پڕی کەن لە ئاگر) و فڕێی بدەنە ناو ئاگرەکەوە
Özbekçe:
Улар: «Унинг учун (ўчоқ) бино қилинглар, бас, уни гулханга отинглар!» дедилар.
Malayca:
(Setelah tak dapat berhujah lagi, ketua-ketua) mereka berkata: "Binalah untuk Ibrahim sebuah tempat (untuk membakarnya), kemudian campakkan dia ke dalam api yang menjulang-julang itu".
Arnavutça:
(Jobesimtarët) thanë: “Përgatitni për te një godinë (vatër) dhe hedheni atë në zjarr!”
Bulgarca:
Рекоха: “Издигнете за него клада и го хвърлете в пламъците!”
Sırpça:
„Припремите за њега ломачу“, повикаше, „па га баците у ватру!“
Çekçe:
I zvolali: 'Postavte pro něj hranici a vhoďte jej v oheň hořící!'
Urduca:
انہوں نے آپس میں کہا "اس کے لیے ایک الاؤ تیار کرو اور اسے دہکتی ہوئی آگ کے ڈھیر میں پھینک دو"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Барояш биное оозед ва дар оташаш андозед».
Tatarca:
Хакка каршы ачулары килеп, Намрут патша вә аның олугълары әйттеләр: "Таштан зур бина ясагыз, аннары эченә утын тутырып яндырыгыз, кайчан ялкынланып янарга тотынса, ялкын эченә Ибраһимне атыгыз", – дип.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Dirikanlah suatu bangunan untuk (membakar) Ibrahim;lalu lemparkanlah dia ke dalam api yang menyala-nyala itu".
Amharca:
«ለእርሱም ግንብን ገንቡ በእሳት ነበልባል ውስጥ ጣሉትም» አሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “அவருக்கு ஒரு கட்டடத்தைக் கட்டுங்கள். (அதில் விறகுகளை போட்டு நெருப்பு எரியுங்கள்!) ஆக, அந்த எரியும் நெருப்பில் அவரை எறிந்து விடுங்கள்!”
Korece:
그들이 말하길 화덕을 만들어타오르는 불속으로 그를 던지라
Vietnamca:
(Người dân của Ibrahim) bảo: “Chúng ta hãy xây cho nó một lò lửa rồi ném nó vào trong lửa đang cháy!”
Ayet Linkleri: