Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

3816

Sayfa No: 

447

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ

Çeviriyazı: 

ḳâlû inneküm küntüm te'tûnenâ `ani-lyemîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar: "Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz" derler.

Diyanet İşleri: 

İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize.

Şaban Piriş: 

Siz bize sağdan geliyordunuz, derler.

Edip Yüksel: 

"Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz," derler.

Ali Bulaç: 

"Gerçekten sizler bize sağdan (sağ duyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz." derler.

Suat Yıldırım: 

Tâbi olanlar önderlerine: “Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."

Bekir Sadak: 

Dogrusu suclulara boyle yapariz.

İbni Kesir: 

Ve derler ki: Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz.

Adem Uğur: 

(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.

İskender Ali Mihr: 

&quot

Celal Yıldırım: 

Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler.

Tefhim ul Kuran: 

«Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler.

Fransızca: 

Ils diront : "C'est vous qui nous forciez (à la mécréance)" .

İspanyolca: 

Dirán: «Venías a nosotros por la derecha».

İtalyanca: 

Diranno: «Vi presentavate dalla parte destra».

Almanca: 

sie sagten: "Gewiß, ihr pflegtet an uns von der Rechten heranzukommen."

Çince: 

这些人说:你们确已用权力胁迫我们。

Hollandaca: 

En de verleiden zullen zeggen tot hen die hen hebben verleid: Waarlijk, gij kwaamt tot ons met voorspellingen van voorspoed.

Rusça: 

Они скажут: "Вы приходили к нам справа".

Somalice: 

Waxayna dhaheen kuwii waxraacay (raaciyadii) waxaa ahaydeen kuwo nooga yimaadda xaga midig (wanaaga).

Swahilice: 

Watasema: Kwa hakika nyinyi mlikuwa mkitujia upande wa kulia.

Uygurca: 

ئەگەشكۈچىلەر ئەگەشتۈرگۈچىلەرگە: «سىلەر (سۆزۈڭلارنىڭ راستلىقىغا) قەسەم ئىچىپ بىزنى ئىماندىن توسۇيتتۇڭلار» دەيدۇ

Japonca: 

一方は言う。「本当にあなたがたは,右から来ました。」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا» أي الأتباع منهم للمتبوعين «إنكم كنتم تأتوننا عن اليمين» عن الجهة التي كنا نأمنكم منها لحلفكم أنكم على الحق فصدقناكم واتبعناكم، المعنى أنكم أضللتمونا.

Hintçe: 

(और इन्सान शयातीन से) कहेंगे कि तुम ही तो हमारी दाहिनी तरफ से (हमें बहकाने को) चढ़ आते थे

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงพวกท่านเคยเข้ามาหาเราทางด้านขวา”

İbranice: 

ויאמרו: 'אתם נהגתם לבוא אלינו מימין.'…

Hırvatça: 

Reći će: "Zaista ste nam vi s pozicije moći prilazili."

Rumence: 

şi vor spune: “Voi aţi venit la noi cu jurământ!”

Transliteration: 

Qaloo innakum kuntum tatoonana AAani alyameeni

Türkçe: 

Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."

Sahih International: 

They will say, "Indeed, you used to come at us from the right."

İngilizce: 

They will say: "It was ye who used to come to us from the right hand (of power and authority)!"

Azerbaycanca: 

(Tabe olanlar öz başçılarına) deyəcəklər: “Siz bizim yanımıza (özünüzün haqlı olduğunuz barədə) and-amanla (bizim bərəkətli və uğurlu saydığımız sağ tərəfdən) gəlirdiniz. (Əslində isə bizi haqq yoldan azdırmısınız)”.

Süleyman Ateş: 

(Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir(güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."

Diyanet Vakfı: 

(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sureti haktan görünürdünüz) derler.

Erhan Aktaş: 

“Gerçek şu ki siz bize, hep sağ taraftan(1) geliyordunuz.” derler.

Kral Fahd: 

(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan (hayır yönünden) gelirdiniz (de bizi ondan alıkordunuz.)

Hasan Basri Çantay: 

«Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz».

Muhammed Esed: 

(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”

Portekizce: 

Dirão: Fostes vós, os da mão direita, que usáveis vir a nós.

İsveççe: 

[De första] säger: "Det var ni som kom mot oss från höger."

Farsça: 

[پس پیروان گمراه به پیشوایان گمراه کننده] می گویند: همانا شما از راه خیرخواهی به سوی ما می آمدید، [ولی کارتان جز فریب و نیرنگ نبود!]

Kürtçe: 

(گومڕاکراوەکان بەگومڕاکەرەکان) دەڵێن بەڕاستی ئێوە بوون لەلای ڕاستەوە ھاتنە لامان (نەتان ھێشت شوێنی کەوین)

Özbekçe: 

Улар: «Албатта, сизлар бизга ўнг томондан келар эдингиз», дерлар.

Malayca: 

Pengikut-pengikut berkata (kepada ketuanya):" Sesungguhnya kamu dahulu selalu datang menyekat kami (daripada beriman) dengan menggunakan kuasa kamu".

Arnavutça: 

Do të thonë: “Ju, me të vërtetë, na keni ardhur nga ana e djathtë (e me forcë)”.

Bulgarca: 

И ще кажат [на съдружаваните от тях]: “Вие ни се представяхте като праведни.”

Sırpça: 

Рећи ће: „Заиста сте нас ви у заблуду одвели.“

Çekçe: 

I řeknou jedni: 'Vy věru jste k nám zprava přicházeli!'

Urduca: 

(پیروی کرنے والے اپنے پیشواؤں سے) کہیں گے، "تم ہمارے پاس سیدھے رخ سے آتے تھے"

Tacikçe: 

Гӯянд: «Шумо будед, ки аз дари некхоҳӣ бар мо медаромадед».

Tatarca: 

Иярүчеләр олугъларына әйтерләр: "Без хаклыктабыз дип, ант итеп, безне алдадыгыз, без сезгә иярдек".

Endonezyaca: 

Pengikut-pengikut mereka berkata (kepada pemimpin-pemimpin mereka): "Sesungguhnya kamulah yang datang kepada kami dan kanan.

Amharca: 

(ለአስከታዮቹ) እናንተ ከስተቀኝ ትመጡብን ነበር ይላሉ፡፡

Tamilce: 

(வழிகெட்டவர்கள் தங்களை வழிகெடுத்த தலைவர்களை நோக்கி) கூறுவார்கள்: “நன்மையை விட்டும் (எங்களை) தடுக்க நீங்கள் எங்களிடம் தொடர்ந்து வந்தீர்கள்.”

Korece: 

실로 너희가 오른편으로 부 터 우리에게 왔으며 라고 말하니

Vietnamca: 

Chúng nói (với những kẻ mà chúng đi theo): “Quả thật, các người là những kẻ đã đến gặp chúng tôi từ bên phải.”