Arapça:
قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ
Çeviriyazı:
ḳâlû inneküm küntüm te'tûnenâ `ani-lyemîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz" derler.
Diyanet İşleri:
İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize.
Şaban Piriş:
Siz bize sağdan geliyordunuz, derler.
Edip Yüksel:
"Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz," derler.
Ali Bulaç:
"Gerçekten sizler bize sağdan (sağ duyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz." derler.
Suat Yıldırım:
Tâbi olanlar önderlerine: “Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."
Bekir Sadak:
Dogrusu suclulara boyle yapariz.
İbni Kesir:
Ve derler ki: Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz.
Adem Uğur:
(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler.
Tefhim ul Kuran:
«Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler.
Fransızca:
Ils diront : "C'est vous qui nous forciez (à la mécréance)" .
İspanyolca:
Dirán: «Venías a nosotros por la derecha».
İtalyanca:
Diranno: «Vi presentavate dalla parte destra».
Almanca:
sie sagten: "Gewiß, ihr pflegtet an uns von der Rechten heranzukommen."
Çince:
这些人说:你们确已用权力胁迫我们。
Hollandaca:
En de verleiden zullen zeggen tot hen die hen hebben verleid: Waarlijk, gij kwaamt tot ons met voorspellingen van voorspoed.
Rusça:
Они скажут: "Вы приходили к нам справа".
Somalice:
Waxayna dhaheen kuwii waxraacay (raaciyadii) waxaa ahaydeen kuwo nooga yimaadda xaga midig (wanaaga).
Swahilice:
Watasema: Kwa hakika nyinyi mlikuwa mkitujia upande wa kulia.
Uygurca:
ئەگەشكۈچىلەر ئەگەشتۈرگۈچىلەرگە: «سىلەر (سۆزۈڭلارنىڭ راستلىقىغا) قەسەم ئىچىپ بىزنى ئىماندىن توسۇيتتۇڭلار» دەيدۇ
Japonca:
一方は言う。「本当にあなたがたは,右から来ました。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي الأتباع منهم للمتبوعين «إنكم كنتم تأتوننا عن اليمين» عن الجهة التي كنا نأمنكم منها لحلفكم أنكم على الحق فصدقناكم واتبعناكم، المعنى أنكم أضللتمونا.
Hintçe:
(और इन्सान शयातीन से) कहेंगे कि तुम ही तो हमारी दाहिनी तरफ से (हमें बहकाने को) चढ़ आते थे
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงพวกท่านเคยเข้ามาหาเราทางด้านขวา”
İbranice:
ויאמרו: 'אתם נהגתם לבוא אלינו מימין.'…
Hırvatça:
Reći će: "Zaista ste nam vi s pozicije moći prilazili."
Rumence:
şi vor spune: “Voi aţi venit la noi cu jurământ!”
Transliteration:
Qaloo innakum kuntum tatoonana AAani alyameeni
Türkçe:
Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."
Sahih International:
They will say, "Indeed, you used to come at us from the right."
İngilizce:
They will say: "It was ye who used to come to us from the right hand (of power and authority)!"
Azerbaycanca:
(Tabe olanlar öz başçılarına) deyəcəklər: “Siz bizim yanımıza (özünüzün haqlı olduğunuz barədə) and-amanla (bizim bərəkətli və uğurlu saydığımız sağ tərəfdən) gəlirdiniz. (Əslində isə bizi haqq yoldan azdırmısınız)”.
Süleyman Ateş:
(Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir(güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."
Diyanet Vakfı:
(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sureti haktan görünürdünüz) derler.
Erhan Aktaş:
“Gerçek şu ki siz bize, hep sağ taraftan(1) geliyordunuz.” derler.
Kral Fahd:
(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan (hayır yönünden) gelirdiniz (de bizi ondan alıkordunuz.)
Hasan Basri Çantay:
«Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz».
Muhammed Esed:
(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”
Portekizce:
Dirão: Fostes vós, os da mão direita, que usáveis vir a nós.
İsveççe:
[De första] säger: "Det var ni som kom mot oss från höger."
Farsça:
[پس پیروان گمراه به پیشوایان گمراه کننده] می گویند: همانا شما از راه خیرخواهی به سوی ما می آمدید، [ولی کارتان جز فریب و نیرنگ نبود!]
Kürtçe:
(گومڕاکراوەکان بەگومڕاکەرەکان) دەڵێن بەڕاستی ئێوە بوون لەلای ڕاستەوە ھاتنە لامان (نەتان ھێشت شوێنی کەوین)
Özbekçe:
Улар: «Албатта, сизлар бизга ўнг томондан келар эдингиз», дерлар.
Malayca:
Pengikut-pengikut berkata (kepada ketuanya):" Sesungguhnya kamu dahulu selalu datang menyekat kami (daripada beriman) dengan menggunakan kuasa kamu".
Arnavutça:
Do të thonë: “Ju, me të vërtetë, na keni ardhur nga ana e djathtë (e me forcë)”.
Bulgarca:
И ще кажат [на съдружаваните от тях]: “Вие ни се представяхте като праведни.”
Sırpça:
Рећи ће: „Заиста сте нас ви у заблуду одвели.“
Çekçe:
I řeknou jedni: 'Vy věru jste k nám zprava přicházeli!'
Urduca:
(پیروی کرنے والے اپنے پیشواؤں سے) کہیں گے، "تم ہمارے پاس سیدھے رخ سے آتے تھے"
Tacikçe:
Гӯянд: «Шумо будед, ки аз дари некхоҳӣ бар мо медаромадед».
Tatarca:
Иярүчеләр олугъларына әйтерләр: "Без хаклыктабыз дип, ант итеп, безне алдадыгыз, без сезгә иярдек".
Endonezyaca:
Pengikut-pengikut mereka berkata (kepada pemimpin-pemimpin mereka): "Sesungguhnya kamulah yang datang kepada kami dan kanan.
Amharca:
(ለአስከታዮቹ) እናንተ ከስተቀኝ ትመጡብን ነበር ይላሉ፡፡
Tamilce:
(வழிகெட்டவர்கள் தங்களை வழிகெடுத்த தலைவர்களை நோக்கி) கூறுவார்கள்: “நன்மையை விட்டும் (எங்களை) தடுக்க நீங்கள் எங்களிடம் தொடர்ந்து வந்தீர்கள்.”
Korece:
실로 너희가 오른편으로 부 터 우리에게 왔으며 라고 말하니
Vietnamca:
Chúng nói (với những kẻ mà chúng đi theo): “Quả thật, các người là những kẻ đã đến gặp chúng tôi từ bên phải.”
Ayet Linkleri: