Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

96

Sûredeki Ayet No: 

17

Ayet No: 

6123

Sayfa No: 

598

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ

Çeviriyazı: 

felyed`u nâdiyeh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.

Diyanet İşleri: 

O zaman, kafadarlarını çağırsın,

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken hemdemlerini, kavmini, kabilesini çağırır.

Şaban Piriş: 

Haydi çağırsın meclisini.

Edip Yüksel: 

O zaman haydi çağırsın kurultayını.

Ali Bulaç: 

O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

Suat Yıldırım: 

İstediği kadar grubunu yardıma çağırsın!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık, o, encümeni çağırsın.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!

Bekir Sadak: 

Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her turlu is icin inerler.

İbni Kesir: 

Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.

Adem Uğur: 

O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

İskender Ali Mihr: 

Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.

Celal Yıldırım: 

Artık o yandaşlarını çağırsın.

Tefhim ul Kuran: 

O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

Fransızca: 

Qu'il appelle donc son assemblée.

İspanyolca: 

Y ¡que llame a sus secuaces,

İtalyanca: 

Chiami pure il suo clan:

Almanca: 

So soll er seine Vereinigung rufen!

Çince: 

让他去召集他的会众吧!

Hollandaca: 

En laat hem zijn raad te zijner hulpe roepen.

Rusça: 

Пусть он зовет свое сборище.

Somalice: 

Ha u yeedho gargaarihiisa.

Swahilice: 

Basi na awaite wenzake!

Uygurca: 

ئۇ ئۆزىنىڭ سورۇنداشلىرىنى ياردەمگە چاقىرسۇن!

Japonca: 

そしてかれの(救助のために)一味を召集させなさい。

Arapça (Ürdün): 

«فليدع ناديه» أي أهل ناديه وهو المجلس ينتدى يتحدث فيه القوم وكان قال للنبي صلى الله عليه وسلم لما انتهره حيث نهاه عن الصلاة: لقد علمت ما بها رجل أكثر ناديا مني لأملأنَّ عليك هذا الوادي إن شئت خيلا جردا ورجالا مردا.

Hintçe: 

तो वह अपने याराने जलसा को बुलाए हम भी जल्लाद फ़रिश्ते को बुलाएँगे

Tayca: 

แล้วให้เขาเรียกที่ประชุมของเขา

İbranice: 

ואז, שיקרא לחבורתו

Hırvatça: 

pa neka on pozove društvo svoje.

Rumence: 

Să-şi cheme obştea lui!

Transliteration: 

FalyadAAu nadiyahu

Türkçe: 

Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!

Sahih International: 

Then let him call his associates;

İngilizce: 

Then, let him call (for help) to his council (of comrades):

Azerbaycanca: 

Qoy o özünün bütün tərəfdarlarını (köməyə) çağırsın!

Süleyman Ateş: 

O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.

Diyanet Vakfı: 

O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

Erhan Aktaş: 

Haydi, yardımcılarını çağırsın.

Kral Fahd: 

O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

Hasan Basri Çantay: 

O vakit (durmasın) meclisini da´vet etsin!

Muhammed Esed: 

Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın,

Gültekin Onan: 

O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit, (kendisine yardım için) taraftarlarını çağırıb toplasın.

Portekizce: 

Que chamem, então, os seus conselheiros;

İsveççe: 

och låt honom då kalla på de äldstes råd;

Farsça: 

پس [اگر بخواهد] اهل می لس و انجمنش را [برای یاری دادنش] فرا خواند،

Kürtçe: 

ئەمجا با ئەو بانگی ھاوڕێکانی خۆی بکات

Özbekçe: 

Бас, ўз тўпини чақирсин.

Malayca: 

Kemudian biarlah ia memanggil kumpulannya (untuk menyelamatkannya),

Arnavutça: 

e, ai le ta thërras shoqërinë e vet (në ndihmë).

Bulgarca: 

И да зове той своето сборище!

Sırpça: 

па нека он позове своје друштво.

Çekçe: 

Pak ať svolává si svůj klan,

Urduca: 

وہ بلا لے اپنے حامیوں کی ٹولی کو

Tacikçe: 

Пас ҳамдамони худро даъват кунад.

Tatarca: 

Ул намаздан тыючы кәфер, чакырсын үзенең ярдәмчеләрен!

Endonezyaca: 

Maka biarlah dia memanggil golongannya (untuk menolongnya),

Amharca: 

ሸንጎውንም ይጥራ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவன் தன் சபையோரை அழைக்கட்டும்.

Korece: 

그런 후 그로 하여금 그를 도울 동료들을 불러 모이게 하고

Vietnamca: 

Vì vậy, hãy để mặc hắn kêu gọi bè lũ của hắn.