Arapça:
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ
Çeviriyazı:
felyed`u nâdiyeh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.
Diyanet İşleri:
O zaman, kafadarlarını çağırsın,
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken hemdemlerini, kavmini, kabilesini çağırır.
Şaban Piriş:
Haydi çağırsın meclisini.
Edip Yüksel:
O zaman haydi çağırsın kurultayını.
Ali Bulaç:
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
Suat Yıldırım:
İstediği kadar grubunu yardıma çağırsın!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık, o, encümeni çağırsın.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!
Bekir Sadak:
Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her turlu is icin inerler.
İbni Kesir:
Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.
Adem Uğur:
O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
İskender Ali Mihr:
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.
Celal Yıldırım:
Artık o yandaşlarını çağırsın.
Tefhim ul Kuran:
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
Fransızca:
Qu'il appelle donc son assemblée.
İspanyolca:
Y ¡que llame a sus secuaces,
İtalyanca:
Chiami pure il suo clan:
Almanca:
So soll er seine Vereinigung rufen!
Çince:
让他去召集他的会众吧!
Hollandaca:
En laat hem zijn raad te zijner hulpe roepen.
Rusça:
Пусть он зовет свое сборище.
Somalice:
Ha u yeedho gargaarihiisa.
Swahilice:
Basi na awaite wenzake!
Uygurca:
ئۇ ئۆزىنىڭ سورۇنداشلىرىنى ياردەمگە چاقىرسۇن!
Japonca:
そしてかれの(救助のために)一味を召集させなさい。
Arapça (Ürdün):
«فليدع ناديه» أي أهل ناديه وهو المجلس ينتدى يتحدث فيه القوم وكان قال للنبي صلى الله عليه وسلم لما انتهره حيث نهاه عن الصلاة: لقد علمت ما بها رجل أكثر ناديا مني لأملأنَّ عليك هذا الوادي إن شئت خيلا جردا ورجالا مردا.
Hintçe:
तो वह अपने याराने जलसा को बुलाए हम भी जल्लाद फ़रिश्ते को बुलाएँगे
Tayca:
แล้วให้เขาเรียกที่ประชุมของเขา
İbranice:
ואז, שיקרא לחבורתו
Hırvatça:
pa neka on pozove društvo svoje.
Rumence:
Să-şi cheme obştea lui!
Transliteration:
FalyadAAu nadiyahu
Türkçe:
Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!
Sahih International:
Then let him call his associates;
İngilizce:
Then, let him call (for help) to his council (of comrades):
Azerbaycanca:
Qoy o özünün bütün tərəfdarlarını (köməyə) çağırsın!
Süleyman Ateş:
O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.
Diyanet Vakfı:
O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
Erhan Aktaş:
Haydi, yardımcılarını çağırsın.
Kral Fahd:
O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
Hasan Basri Çantay:
O vakit (durmasın) meclisini da´vet etsin!
Muhammed Esed:
Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın,
Gültekin Onan:
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
Ali Fikri Yavuz:
O vakit, (kendisine yardım için) taraftarlarını çağırıb toplasın.
Portekizce:
Que chamem, então, os seus conselheiros;
İsveççe:
och låt honom då kalla på de äldstes råd;
Farsça:
پس [اگر بخواهد] اهل می لس و انجمنش را [برای یاری دادنش] فرا خواند،
Kürtçe:
ئەمجا با ئەو بانگی ھاوڕێکانی خۆی بکات
Özbekçe:
Бас, ўз тўпини чақирсин.
Malayca:
Kemudian biarlah ia memanggil kumpulannya (untuk menyelamatkannya),
Arnavutça:
e, ai le ta thërras shoqërinë e vet (në ndihmë).
Bulgarca:
И да зове той своето сборище!
Sırpça:
па нека он позове своје друштво.
Çekçe:
Pak ať svolává si svůj klan,
Urduca:
وہ بلا لے اپنے حامیوں کی ٹولی کو
Tacikçe:
Пас ҳамдамони худро даъват кунад.
Tatarca:
Ул намаздан тыючы кәфер, чакырсын үзенең ярдәмчеләрен!
Endonezyaca:
Maka biarlah dia memanggil golongannya (untuk menolongnya),
Amharca:
ሸንጎውንም ይጥራ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவன் தன் சபையோரை அழைக்கட்டும்.
Korece:
그런 후 그로 하여금 그를 도울 동료들을 불러 모이게 하고
Vietnamca:
Vì vậy, hãy để mặc hắn kêu gọi bè lũ của hắn.
Ayet Linkleri: