Sayfa 598

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

era'eyte in keẕẕebe vetevellâ.

Türkçe:
Gördün mü! Ya şu yalanlamış, sırt dönmüşse!
İngilizce:
Seest thou if he denies (Truth) and turns away?
Fransızca:
Vois-tu s'il dément et tourne le dos ?
Almanca:
Wie seht ihr es? Sollte er ableugnen und den Rücken kehren?!
Rusça:
Как ты думаешь, а вдруг он счел ложью истину и отвернулся?
Arapça:
أَرَأَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,
Diyanet Vakfı:
Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

elem ya`lem bienne-llâhe yerâ.

Türkçe:
Bilmedi mi ki Allah gerçekten görür!
İngilizce:
Knoweth he not that Allah doth see?
Fransızca:
Ne sait-il pas que vraiment Allah voit ?
Almanca:
Wußte er 4 etwa nicht, daß ALLAH sieht?!
Rusça:
Неужели он не знал, что Аллах видит его?
Arapça:
أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ اللَّهَ يَرَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O adam, Allah'ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?
Diyanet Vakfı:
(Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

kellâ leil lem yentehi lenesfe`am binnâṣiyeh.

Türkçe:
İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!
İngilizce:
Let him beware! If he desist not, We will drag him by the forelock,-
Fransızca:
Mais non ! S'il ne cesse pas, Nous le saisirons certes, par le toupet,
Almanca:
Gewiß, nein! Wenn er nicht aufhört, werden WIR doch die Stirnhaare zerren,
Rusça:
Но нет, если он не перестанет, то Мы схватим его за хохол -
Arapça:
كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
Diyanet Vakfı:
Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

nâṣiyetin kâẕibetin ḫâṭieh.

Türkçe:
O yalancı, o günahkâr alnı.
İngilizce:
A lying, sinful forelock!
Fransızca:
le toupet d'un menteur, d'un pécheur.
Almanca:
Stirnhaare, die lügnerisch und verfehlend sind.
Rusça:
хохол лживый, грешный.
Arapça:
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
Diyanet Vakfı:
O yalancı, günahkar alından (perçemden),

felyed`u nâdiyeh.

Türkçe:
Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!
İngilizce:
Then, let him call (for help) to his council (of comrades):
Fransızca:
Qu'il appelle donc son assemblée.
Almanca:
So soll er seine Vereinigung rufen!
Rusça:
Пусть он зовет свое сборище.
Arapça:
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.
Diyanet Vakfı:
O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

sened`u-zzebâniyeh.

Türkçe:
Biz de çağıracağız zebanileri!
İngilizce:
We will call on the angels of punishment (to deal with him)!
Fransızca:
Nous appellerons les gardiens (de l'Enfer).
Almanca:
WIR werden die strengen Engel rufen.
Rusça:
Мы же позовем адских стражей!
Arapça:
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de Zebanileri çağıracağız.
Diyanet Vakfı:
Biz de zebanileri çağıracağız.

kellâ. lâ tüṭi`hü vescüd vaḳterib.

Türkçe:
Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!
İngilizce:
Nay, heed him not: But bow down in adoration, and bring thyself the closer (to Allah)!
Fransızca:
Non ! Ne lui obéis pas; mais prosterne-toi et rapproche-toi
Almanca:
Gewiß, nein! Höre nicht auf ihn, vollziehe Sudschud und nähere dich!
Rusça:
Но нет! Не повинуйся ему, а пади ниц и приближайся к Аллаху.
Arapça:
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِب ۩
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sakın onu dinleme de (Rabbine) secde et ve yaklaş.
Diyanet Vakfı:
Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

innâ enzelnâhü fî leyleti-lḳadr.

Türkçe:
Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik.
İngilizce:
We have indeed revealed this (Message) in the Night of Power:
Fransızca:
Nous l'avons certes, fait descendre (le Coran) pendant la nuit d'Al-Qadr.
Almanca:
Gewiß, WIR sandten ihn in der Nacht von Al-qadr hinab.
Rusça:
Воистину, Мы ниспослали его (Коран) в ночь предопределения (или величия).
Arapça:
بِّسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz o (Kur'ân)nu Kadir gecesinde indirdik.
Diyanet Vakfı:
Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.

vemâ edrâke mâ leyletü-lḳadr.

Türkçe:
Kadir Gecesi'nin niteliğini sana gösteren nedir?
İngilizce:
And what will explain to thee what the night of power is?
Fransızca:
Et qui te dira ce qu'est la nuit d'Al-Qadr ?
Almanca:
Und was weißt du, was Al-qadr-Nacht ist?!
Rusça:
Откуда ты мог знать, что такое ночь предопределения (или величия)?
Arapça:
وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Diyanet Vakfı:
Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?

Sayfalar

Sayfa 598 beslemesine abone olun.