Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

87

Sûredeki Ayet No: 

13

Ayet No: 

5961

Sayfa No: 

592

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ

Çeviriyazı: 

ŝümme lâ yemûtü fîhâ velâ yaḥyâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.

Diyanet İşleri: 

O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.

Şaban Piriş: 

Orada ne ölür ne de yaşar.

Edip Yüksel: 

Nitekim, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

Ali Bulaç: 

Sonra onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.

Suat Yıldırım: 

Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.

Bekir Sadak: 

87:18

İbni Kesir: 

O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

Adem Uğur: 

Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

İskender Ali Mihr: 

Sonra onun içinde (ateşte) ölmez ve de hayat bulmaz.

Celal Yıldırım: 

Sonra da orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

Tefhim ul Kuran: 

Sonra onun içinde o, ne ölur, ne de yaşar.

Fransızca: 

où il ne mourra ni ne vivra.

İspanyolca: 

sin en él morir ni vivir.

İtalyanca: 

in cui non morrà e non vivrà.

Almanca: 

dann darin weder stirbt, noch lebt.

Çince: 

然後,在火里不死也不活。

Hollandaca: 

Waarin hij sterven noch leven zal.

Rusça: 

Не умрет он там и не будет жить.

Somalice: 

Oon kuna dhimanayn dhexdeeda kuna noolanayn.

Swahilice: 

Tena humo hatakufa wala hawi hai.

Uygurca: 

ئاندىن ئۇ ئوتتا ئۆلمەيدۇ ۋە (ئوبدان) ياشىمايدۇ

Japonca: 

その中で,死にも,生きもしない。

Arapça (Ürdün): 

«ثم لا يموت فيها» فيستريح «ولا يحيى» حياة هنيئة.

Hintçe: 

फिर न वहाँ मरेगा ही न जीयेगा

Tayca: 

แล้วเขาจะไม่ตายในนั้นและจะไม่เป็นด้วย

İbranice: 

שבה הוא לא ימות ולא יחיה

Hırvatça: 

pa u njoj neće ni umrijeti ni živjeti.

Rumence: 

unde nici nu va muri şi nici nu va trăi.

Transliteration: 

Thumma la yamootu feeha wala yahya

Türkçe: 

Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.

Sahih International: 

Neither dying therein nor living.

İngilizce: 

In which they will then neither die nor live.

Azerbaycanca: 

Orada nə öləcək, nə də yaşayacaqdır! (Nə ölü kimi ölü, nə də diri kimi diri olacaqdır!)

Süleyman Ateş: 

Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

Diyanet Vakfı: 

Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

Erhan Aktaş: 

Sonra orada ölüm de yok, yaşam da.(1)

Kral Fahd: 

sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

Hasan Basri Çantay: 

sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.

Muhammed Esed: 

ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.

Gültekin Onan: 

Sonra onun içinde o ne ölür ne yaşar.

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır...

Portekizce: 

Onde não morrerá, nem viverá.

İsveççe: 

där han varken kan dö eller leva.

Farsça: 

آن گاه در آنجا نه می میرد و نه به خوشی زندگی می کند.

Kürtçe: 

لەپاشان نە دەمرێت تێیدا (تا ڕزگاری بێت) وە نە دەژی (تێیدا بە ئاسایی)

Özbekçe: 

Сўнгра унинг ичида ўлмай ҳам, тирилмай ҳам қоладир.

Malayca: 

Selain dari itu, ia tidak mati di dalamnya dan tidak pula hidup senang.

Arnavutça: 

e në të, as nuk do të vdes e as nuk do të jetojë (jetë normale).

Bulgarca: 

После там нито ще умре, нито ще е жив.

Sırpça: 

па у њој неће ни да умире ни да живи.

Çekçe: 

v něm potom nezemře ani nebude žít.

Urduca: 

پھر نہ اس میں مرے گا نہ جیے گا

Tacikçe: 

ва дар он ҷо на бимирад ва на зинда бошад.

Tatarca: 

Соңра ул җәһәннәмдә үлмәс, үлсә ґәзабтан котылыр иде һәм файда күрә торган тере булу белән тере булмас.

Endonezyaca: 

Kemudian dia tidak akan mati di dalamnya dan tidak (pula) hidup.

Amharca: 

ከዚያም በእርሷ ውስጥ አይሞትም ሕያውም አይኾንም፡፡

Tamilce: 

பிறகு, அதில் மரணிக்கவும் மாட்டான்; இன்னும், வாழவும் மாட்டான்.

Korece: 

그곳에서 죽지도 아니하고 살지도 못하리라

Vietnamca: 

Trong đó, y sẽ không chết và cũng không thể sống.