Arapça:
قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَىٰ
Çeviriyazı:
ḳâle hiye `aṣây. etevekkeü `aleyhâ veehüşşü bihâ `alâ ganemî veliye fîhâ meâribü uḫrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Musa dedi: "O benim asâm (değneğim) dır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var"
Diyanet İşleri:
Musa: "O benim değneğimdir, ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkerim, ondan daha birçok işlerde faydalanırım" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sopam dedi, ona dayanırım, davarlarıma yaprak silkerim onunla, başka işler de yaparım onunla.
Şaban Piriş:
O benim asamdır, dedi. Ona dayanırım ve koyunlarıma onunla yaprak silkerim. Onun bana başka faydaları da var.
Edip Yüksel:
"O, benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim ve bana daha başka yararları da dokunmaktadır," dedi.
Ali Bulaç:
Dedi ki: "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var."
Suat Yıldırım:
“O asamdır,” dedi, “üzerine dayanırım, onunla davarlarıma yaprak çırparım, ayrıca onunla daha birçok ihtiyacımı gideririm.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «O benim asamdır, ona dayanırım ve onunla koyunlarımın üzerine (yaprak silkerim ve benim için onda başka menfaatler de vardır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Cevap verdi: "O, benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma ağaçtan yaprak indiririm. Onda, işime yarayan başka özellikler de vardır."
Bekir Sadak:
«Firavun´a git, dogrusu o azmistir.»
İbni Kesir:
Dedi ki: O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkerim ve daha bir çok işlerde ondan faydalanırım.
Adem Uğur:
O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim
İskender Ali Mihr:
“O benim asamdır, ben ona dayanırım (yaslanırım). Ve onunla koyunlarımın üzerine yaprak silkelerim. Benim için onda, daha başka menfaatler (faydalar) da vardır.” dedi.
Celal Yıldırım:
Musâ, «o benim asâm (değneğim)dir, ona dayanırım
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «O, benim asamdır
Fransızca:
Il dit : "C'est mon bâton sur lequel je m'appuie, qui me sert à effeuiller (les arbres) pour mes moutons et j'en fais d'autres usages".
İspanyolca:
«Es mi vara», dijo. «Me apoyo en ella y con ella vareo los árboles para alimentar a mi rebaño. También la empleo para otros usos».
İtalyanca:
Disse: «E' il mio bastone, mi ci appoggio, e faccio cadere foglie [degli alberi] per i miei montoni e mi serve anche per altre cose.
Almanca:
Er sagte: "Es ist mein Stock, auf den stütze ich mich und mit ihm treibe ich meine Schafe zusammen. Und damit habe ich noch andere Verwendung."
Çince:
他说:这是我的手杖,我拄着它,我用它把树叶击落下来给我的羊吃,我对于它还有别的许多需要。
Hollandaca:
Hij antwoordde; Het is mijn staf, waarop ik leun, en waarmede ik bladeren voor mijne kudde afbreek, en welken ik ook voor andere doeleinden bezig.
Rusça:
Он сказал: "Это - мой посох. Я опираюсь на него и сбиваю им листья для моих овец (или отгоняю им моих овец). Я нахожу ему и другое применение".
Somalice:
wuxuu yidhi iyada waa Ushaydii waa Cuskadaa Korkeeda waxna waan ugu Lulaa Adhigayga Dana kalana waa iigu sugnaadeen.
Swahilice:
Akasema: Hii ni fimbo yangu; naiegemea na ninawaangushia majani kondoo na mbuzi wangu. Tena inanifaa kwa matumizi mengine.
Uygurca:
مۇسا ئېيتتى: «ئۇ مېنىڭ ھاسام، ئۇنىڭغا تايىنىمەن، ئۇنىڭ بىلەن قويلىرىمغا غازاڭ قېقىپ بېرىمەن، مېنىڭ يەنە باشقا ئېھتىياجلىرىممۇ بار»
Japonca:
かれは申し上げた。「これは杖です。わたしはこれに(先?)れ,また羊のためにこれで(木の葉を)打ち落し,また,その外の用に供します。」
Arapça (Ürdün):
«قال هي عصاي أتوكَّأ» أعتمد «عليها» عند الوثوب والمشي «وأهش» أخبط ورق الشجر «بها» ليسقط «على غنمي» فتأكله «ولي فيها مآرب» جمع مأربة مثلث الراء أي: حوائج «أخرى» كحمل الزاد والسقاء وطرد الهوام زاد في الجواب بيان حاجاته بها.
Hintçe:
अर्ज़ की ये तो मेरी लाठी है मैं उस पर सहारा करता हूँ और इससे अपनी बकरियों पर (और दरख्तों की) पत्तियाँ झाड़ता हूँ और उसमें मेरे और भी मतलब हैं
Tayca:
เขากล่าวว่า “มันคือไม้เท้าของข้าพระองค์ ข้าพระองค์ใช้มันสำหรับยัน และข้าพระองค์ใช้มันตีบนพุ่มไม้เพื่อเป็นอาหารสำหรับแกะของข้าพระองค์ และข้าพระองค์ใช้มันในประโยชน์อื่น ๆ อีก”
İbranice:
אמר: 'זה המקל שעליו אני נשען, ואותו מנער אני (כדי להאכיל ולכוון את צאני,) וכן, אני משתמש בו גם לצרכים אחרים
Hırvatça:
"Ovo je moj štap", odgovori on, "kojim se poštapam i kojim lišće ovcama svojim skidam, a služi mi i za druge potrebe."
Rumence:
El spuse: “Este toiagul pe care mă sprijin şi cu care scutur frunze oilor mele, şi-i mai dau şi alte întrebuinţări.”
Transliteration:
Qala hiya AAasaya atawakkao AAalayha waahushshu biha AAala ghanamee waliya feeha maaribu okhra
Türkçe:
Cevap verdi: "O, benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma ağaçtan yaprak indiririm. Onda, işime yarayan başka özellikler de vardır."
Sahih International:
He said, "It is my staff; I lean upon it, and I bring down leaves for my sheep and I have therein other uses."
İngilizce:
He said, "It is my rod: on it I lean; with it I beat down fodder for my flocks; and in it I find other uses."
Azerbaycanca:
(Musa) dedi: “O mənim əsamdır. Ona söykənir, onunla qoyunlarımı xəzəl silkələyirəm. O, başqa işlərdə də karıma gəlir!”
Süleyman Ateş:
(Musa) dedi: "O, asa'mdır. Ona dayanıyorum ve onunla davarıma yaprak silkeliyorum ve onda benim daha birçok ihtiyaçlarım var (onunla birçok ihtiyacımı gideririm)."
Diyanet Vakfı:
O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır.
Erhan Aktaş:
“O benim asamdır(1), ben ona dayanırım. Ve onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onda benim için başka yararlar da var.” dedi.
Kral Fahd:
O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır.
Hasan Basri Çantay:
(Musa) dedi: «O, benim asamdır. Ona dayanırım. Onunla davarlarıma yaprak silkerim. Onda bana mahsus başkaca haacetler de vardır».
Muhammed Esed:
(Musa:) "Bu benim değneğim" dedi, "buna dayanırım; bununla davarıma yaprak silkelerim; ve başka işlerde de kullanırım onu."
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Musâ şöyle dedi: “- O benim asâm (değneğim)
Portekizce:
Respondeu-Lhe: É o meu cajado, sobre o qual me apoio, e com o qual quebro a folhagem para o meu rebanho; e,ademais, serve-me para outros usos.
İsveççe:
Han svarade: "Det är min stav, som jag stöder mig på och som jag använder för att skala av löv från träden för mina får; jag har också annan nytta av den."
Farsça:
گفت: این عصای من است، بر آن تکیه می زنم، و با آن برگ درختان را برای گوسفندانم فرو می ریزم و مرا در آن نیازهای دیگری هم هست.
Kürtçe:
(موسا) فەرمووی ئەوە گۆچانەکەمە خۆم دەدەم بەسەریدا (کاتی رۆیشتن) گەڵای درەختی پێ دەوەرێنم بۆ مەڕەکانم وە چەند کارو پێویستی تری پێ دەکەم
Özbekçe:
У: «Бу асоимдир, унга суянаман, у билан қўйларимга (барг) қоқиб бераман ва унда менинг бошқа ишларим бор», деди.
Malayca:
Nabi Musa menjawab: "Ini ialah tongkatku; aku bertekan atasnya semasa, berjalan, dan aku memukul dengannya daun-daun kayu supaya gugur kepada kambing- kambingku, dan ada lagi lain-lain keperluanku pada tongkat itu".
Arnavutça:
(Musai) u përgjegj: “Ky është shkopi im, në të cilin mbahem dhe me të u shkundi gjethe dhenëve të mia, e me të kam edhe dobi të tjera.
Bulgarca:
Рече: “Това е тоягата ми. Опирам се на нея и бруля за овцете си [листа], и за други нужди я ползвам.”
Sırpça:
„Ово је мој штап“, одговори он, „којим се поштапам и којим лишће својим овцама скидам, а служи ми и за друге потребе.“
Çekçe:
Odpověděl: 'To je moje hůl, opírám se o ni a srážím s ní listí pro ovce své a mám pro ni i jiné použití.'
Urduca:
موسیٰؑ نے جواب دیا "یہ میری لاٹھی ہے، اس پر ٹیک لگا کر چلتا ہوں، اس سے اپنی بکریوں کے لیے پتے جھاڑتا ہوں، اور بھی بہت سے کام ہیں جو اس سے لیتا ہوں"
Tacikçe:
Гуфт: «Ин асои ман аст. Бар он такя мекунам ва барои гӯсфандонам бо он барг мерезам. Ва маро бо он корҳои дигар аст».
Tatarca:
Муса әйтте: "Йә Рабби, кулымдагы нәрсә таягымдыр, шул таягыма таянып йөрим, вә ул таягым белән куйларыма агач яфракларын сугып төшерәмен һәм ул таяктан миңа башка файдалар да бар".
Endonezyaca:
Berkata Musa: "Ini adalah tongkatku, aku bertelekan padanya, dan aku pukul (daun) dengannya untuk kambingku, dan bagiku ada lagi keperluan yang lain padanya".
Amharca:
«እርሷ በትሬ ናት፡፡ በእርሷ ላይ እደገፍባታለሁ፣ በእርሷም ለፍየሎቼ ቅጠልን አረግፍባታለሁ፣ ለእኔም በእርሷ ሌሎች ጉዳዮች አሉኝ» አለ፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: அது எனது கைத்தடி. அதன்மீது நான் சாய்ந்து கொள்வேன். இன்னும், அதன் மூலம் என் ஆடுகளுக்கு இலைகளை பறிப்பேன். இன்னும், எனக்கு அதில் மற்ற பல தேவைகளும் உள்ளன.
Korece:
그가 대답하길 그것은 제 지꽁이입니다 제가 그것에 기대고 그것으로 나무 잎들을 때려서 양 을 먹이며 그 안에서 다른 유용함 을 찾나이다 라고 하니
Vietnamca:
(Musa) nói: “Thưa, đó là chiếc gậy của bề tôi, bề tôi thường dùng nó để chống khi đi lại, bề tôi cũng dùng nó để đập rụng lá cây cho đàn cừu của bề tôi và bề tôi dùng nó cho nhiều việc khác nữa.”
Ayet Linkleri: