Arapça:
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ
Çeviriyazı:
vemâ hüm `anhâ bigâibîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.
Diyanet İşleri:
Oradan bir daha ayrılamazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve oradan hiç ayrılmazlar.
Şaban Piriş:
Onlar, oradan kaybolacak değillerdir.
Edip Yüksel:
Oradan hiç ayrılamazlar.
Ali Bulaç:
Ve ondan ayrılıp-kaybolacak değildirler.
Suat Yıldırım:
Hem oradan hiç ayrılmazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
82:14
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.
Bekir Sadak:
83:1
İbni Kesir:
Ve orada kaybolacak değildirler.
Adem Uğur:
Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar, ondan (alevli ateşten) gaib olacak (kaybolacak, yanıp bitecek) değillerdir.
Celal Yıldırım:
Oradan artık ayrılıp uzaklaşamıyacaklar.
Tefhim ul Kuran:
Ve kendileri ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.
Fransızca:
incapables de s'en échapper.
İspanyolca:
y no se ausentarán de él.
İtalyanca:
senza potervi sfuggire.
Almanca:
und sie werden von ihr nie abwesend sein.
Çince:
他们绝不得离开它。
Hollandaca:
Zij zullen zich daaraan nimmer kunnen onttrekken.
Rusça:
Они не смогут избежать этого.
Somalice:
Kamana maqnaadaan Naarta.
Swahilice:
Na hawatoacha kuwamo humo.
Uygurca:
ئۇلار ھەرگىز دوزاختىن ئايرىلمايدۇ
Japonca:
そこから,逃れられない。
Arapça (Ürdün):
«وما هم عنها بغائبين» بمخرجين.
Hintçe:
और वह लोग उससे छुप न सकेंगे
Tayca:
และพวกเขาจะไม่เป็นผู้ออกจากมัน (อยู่ในกองไฟตลอดไป)
İbranice:
ולעולם לא יצאו משם
Hırvatça:
i više iz njega izbivati neće.
Rumence:
de la care nu vor putea lipsi.
Transliteration:
Wama hum AAanha bighaibeena
Türkçe:
Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.
Sahih International:
And never therefrom will they be absent.
İngilizce:
And they will not be able to keep away therefrom.
Azerbaycanca:
Onlar əsla oradan çıxan deyillər!
Süleyman Ateş:
Onlar ondan (hiçbir yere kaçıp) kaybolacak değillerdir.
Diyanet Vakfı:
Onlar (kafirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.
Erhan Aktaş:
Onlar, onda yanıp bitecek değillerdir.
Kral Fahd:
Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.
Hasan Basri Çantay:
Ve onlar bundan ayrılanlar da değildir.
Muhammed Esed:
ve ondan kurtulmaları mümkün olmaz.
Gültekin Onan:
Ve ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.
Ali Fikri Yavuz:
Oradan asla çıkacak değillerdir.
Portekizce:
Da qual jamais poderão esquivar-se.
İsveççe:
och de skall inte komma undan [straffet].
Farsça:
و آنان از دوزخ غایب نمی شوند
Kürtçe:
وە ئەوان لێی دەرناچن
Özbekçe:
Ва улар ундан ғойиб бўла олмайдир.
Malayca:
Dan mereka (sentiasa berada dalam azab seksanya), tidak ghaib daripadanya.
Arnavutça:
dhe kurrë nuk do të dalin prej tij.
Bulgarca:
и не ще избягат от него.
Sırpça:
и више из њега да изађу неће.
Çekçe:
a z něho vzdálit se moci nebudou.
Urduca:
اور اُس سے ہرگز غائب نہ ہو سکیں گے
Tacikçe:
ва аз он ғоиб нашаванд
Tatarca:
Вә алар җәһәннәмнән юк булып китмәсләр, һәмишә бар булып ґәзаб кылынырлар.
Endonezyaca:
Dan mereka sekali-kali tidak dapat keluar dari neraka itu.
Amharca:
እነርሱም ከርሷ ራቂዎች አይደሉም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் அ(ந்த நரகத்)திலிருந்து மறைபவர்களாக (வெளியேறி தப்பிக்கக் கூடியவர்களாக) இல்லை.
Korece:
그때 그들은 그곳으로부터 결코 나갈 수 없노라
Vietnamca:
Chúng sẽ không bao giờ vắng mặt ở nơi đó.
Ayet Linkleri: