Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

1170

Sayfa No: 

178

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا جَعَلَهُ اللَّهُ إِلَّا بُشْرَىٰ وَلِتَطْمَئِنَّ بِهِ قُلُوبُكُمْ ۚ وَمَا النَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِندِ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Çeviriyazı: 

vemâ ce`alehü-llâhü illâ büşrâ velitaṭmeinne bihî ḳulûbüküm. veme-nnaṣru illâ min `indi-llâh. inne-llâhe `azîzün ḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunu da Allah size sırf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa zafer ancak Allah katındandır. Gerçekten Allah mutlak galiptir ve hikmet sahibidir.

Diyanet İşleri: 

Allah bunu ancak bir müjde olması ve kalblerinizin yatışması için yapmıştı. Yardım ancak Allah katındandır. Doğrusu Allah güçlüdür, hakimdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah, bunu ancak bir müjde olarak ve kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yardım, ancak Allah'tandır. Şüphe yok ki Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Şaban Piriş: 

Allah, bunu yalnızca bir müjde olması ve kalplerinizin yatışması için yaptı. Yardım yalnızca Allah katındadır. Çünkü Allah Aziz'dir, Hakim'dir.

Edip Yüksel: 

ALLAH bunu, ancak bir müjde olsun ve kalplerinizi yatıştırsın diye yaptı. Zafer yalnız ALLAH'tandır. ALLAH Üstündür, Bilgedir.

Ali Bulaç: 

Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın Katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Suat Yıldırım: 

Allah bunu, sırf size bir müjde olsun ve bununla kalpleriniz güven duysun diye yaptı.Yoksa gerçekte yardım ancak Allah'tandır, başkasından değil!Çünkü Allah, azîzdir, hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). [3,140-160; 9,14; 28,43]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah Teâlâ bunu ancak bir müjde olmak ve bununla kalpleriniz mutmain bulunmak için yapmıştır. Ve halbuki, nusret ancak Allah tarafındandır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Bekir Sadak: 

Ey Inananlar! Savas icin ilerlerken, inkar edenlerle toplu halde karsilastiginizda onlara arkanizi donmeyin.

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah, (bu yardımı) sadece bir müjde ve onunla kalplerinizin tatmin (mutmain) olması için yaptı (başka bir şey için yapmadı). Allah´ın katından başka yardım (yeri) yoktur (yardım ancak Allah´ın katındandır). Muhakkak ki Allah, Azîz (üstün izzet sahibi) ve Hakîm´dir (hikmet sahibi, hüküm sahibi).

Celal Yıldırım: 

Allah bu yardımı sırf müjde olması ve onunla kalblerinizin iyice yatışması için yapmıştı. Yardım ancak Allah´tandır. Çünkü Allah gerçekten çok güçlüdür, çok üstündür

Tefhim ul Kuran: 

Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalblerinizin tatmin bulması için yapmıştı

Fransızca: 

Allah ne fit cela que pour (vous) apporter une bonne nouvelle et pour qu'avec cela vos coeurs se tranquillisent. Il n'y a de victoire que de la part d'Allah. Allah est Puissant est Sage.

İspanyolca: 

Alá no lo hizo sino como buena nueva y para que se tranquilizaran vuestros corazones con ello. La victoria no viene sino de Alá. Alá es poderoso, sabio.

İtalyanca: 

E Allah non lo ha fatto se non per darvi una buona novella, affinché grazie ad essa si acquietassero i vostri cuori. Non c'è altro aiuto che quello di Allah. Allah è veramente eccelso e saggio.

Almanca: 

Und ALLAH hat dies ausschließlich als frohe Botschaft vollbracht und damit eure Herzen Ruhe finden. Und den Sieg verleiht nur ALLAH. Gewiß, ALLAH ist allwürdig, allweise.

Çince: 

真主只以这个答覆向你们报喜,以便你们的心境因此而安定。援助只是从真主那里发出的。真主确是万能的,确是至睿的。

Hollandaca: 

En dit deed God alleen als goede berichten voor u, en opdat uwe harten daarbij vertrouwend zouden blijven; want de overwinning komt alleen van God, en God is machtig en wijs.

Rusça: 

Аллах сделал это доброй вестью, дабы ваши сердца обрели покой. Победа может быть только от Аллаха. Воистину, Аллах - Могущественный, Мудрый.

Somalice: 

Wuxuu Eebe u Yeelay Bishaaro iyo inuu Xasilo Qalbigiinnu, Gargaarra waxaan Eebe Agtiisa ahayn ma aha, Eebana waa Adkaade Fal San.

Swahilice: 

Na Mwenyezi Mungu hakufanya haya ila kuwa ni bishara na ili nyoyo zenu zituwe. Na haupatikani ushindi ila kutoka kwa Mwenyezi Mungu. Hakika Mwenyezi Mungu ni Mwenye nguvu, na Mwenye hikima.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرگە پەقەت (غەلىبە قىلىدىغانلىقىڭلارغا) بېشارەت بېرىش ۋە كۆڭلۈڭلارنى ئارام تاپقۇزۇش ئۈچۈنلا ياردەم بەردى. ياردەم پەقەت اﷲ تەرىپىدىنلا كېلىدۇ. اﷲ ھەقىقەتەن غالىبتۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

アッラーは,只これをあなたがたへの吉報となされ,あなたがたの心をそれで安らげられる。勝利はアッラーからだけ(来る)。アッラーは偉力ならびなく英明な御方であられる。

Arapça (Ürdün): 

«وما جعله الله» أي الإمداد «إلا بشرى ولتطمئن به قلوبكم وما النصر إلا من عند الله إن الله عزيز حكيم».

Hintçe: 

और (ये इमदाद ग़ैबी) ख़ुदा ने सिर्फ तुम्हारी ख़ातिर (खुशी) के लिए की थी और तुम्हारे दिल मुतमइन हो जाएं और (याद रखो) मदद ख़ुदा के सिवा और कहीं से (कभी) नहीं होती बेशक ख़ुदा ग़ालिब हिकमत वाला है

Tayca: 

“และอัลลอฮฺนั้นมิได้ทรงให้มัน มีขึ้นนอกจากเป็นข่าวดี เท่านั้น และเพื่อว่าหัวใจของพวกเจ้าจะได้สงบขึ้นด้วยสิ่งนั้น และไม่มีการช่วยเหลือ นอกจากที่มาจากที่อัลลอฮฺเท่านั้น แท้จริงอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงเดชานุภาพ ผู้ทรงปรีชาญาณ”

İbranice: 

זו הייתה בשורה מאלוהים למען יבטח לבכם בה, כי אין ניצחון ניתן אלא מאלוהים. ואלוהים העזוז והחכם

Hırvatça: 

Allah je to učinio da bi vas obradovao i da bi se time srca vaša umirila; a pobjeda je samo od Allaha -Allah je zaista silan i mudar.

Rumence: 

Dumnezeu nu a făcut-o decât întru bunăvestire, ca inimile voastre să se liniştească, căci, orice biruinţă numai de la Dumnezeu vine. Dumnezeu este Puternic, Înţelept.

Transliteration: 

Wama jaAAalahu Allahu illa bushra walitatmainna bihi quloobukum wama alnnasru illa min AAindi Allahi inna Allaha AAazeezun hakeemun

Türkçe: 

Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Sahih International: 

And Allah made it not but good tidings and so that your hearts would be assured thereby. And victory is not but from Allah. Indeed, Allah is Exalted in Might and Wise.

İngilizce: 

Allah made it but a message of hope, and an assurance to your hearts: (in any case) there is no help except from Allah: and Allah is Exalted in Power, Wise.

Azerbaycanca: 

Allah bu köməyi sizə yalnız sizin üçün bir müşdə və ürəkləriniz sakit olsun deyə etmişdi. Qələbə yalnız Allahdandır. Allah yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!

Süleyman Ateş: 

Allah bunu ancak müjde olsun (sevinesiniz) ve kalbiniz bununla yatışsın (güvene ve huzura kavuşsun) diye yapmıştı. Yardım, yalnız Allah katındandır. Allah daima üstün, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet Vakfı: 

Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir.

Erhan Aktaş: 

Allah bunu, ancak bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın(1) diye yaptı. Yardım, ancak Allah’tandır. Kuşkusuz Allah, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir.

Kral Fahd: 

Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

Hasan Basri Çantay: 

Allah bunu (başka sebeble değil) ancak bir müjde (olsun), kalbleriniz o sayede oturaklaşsın diye yapmışdı. (Yoksa) Allahın katından başkasından hiç bir yardım yokdur. Şübhesiz ki Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.

Muhammed Esed: 

Ve Allah bunu yalnızca müjde olsun diye ve Allahtan başka kimsenin katından yardım umulmayacağına göre bununla kalpleriniz huzur, itminan bulsun diye böyle takdir etti, gerçekten de, Allah, hikmetle edip eyleyen en yüce iktidar sahibidir.

Gültekin Onan: 

Tanrı bunu yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, size bu meleklerle yardımı, sırf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz korkudan yatışsın diye yapıştı. Yoksa zafer ancak Allah’ın zatındandır. Gerçekten Allah (her şeye) mutlak galibdir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

Portekizce: 

Deus não vo-lo vez senão como alvíssaras e segurança para os vossos corações. Sabei que o socorro só emana de Deus,porque é Poderoso, Prudentíssimo.

İsveççe: 

Så gick Gud till väga för att ge er nytt hopp och för att stilla oron i era hjärtan - Gud ensam ger seger; Gud är allsmäktig, vis.

Farsça: 

و خدا آن [وعده یاری] را فقط مژده و نویدی برای شما قرار داد و نیز برای آنکه دل هایتان به سبب آن آرامش یابد؛ و گرنه پیروزی فقط از سوی خداست؛ زیرا خدا توانای شکست ناپذیر و حکیم است.

Kürtçe: 

وە خوا ئەوەی تەنھا بۆ شادی و موژدە نارد تا دڵەکانتان پێی ئارام بگرێت وە سەر کەوتنیش تەنھا لای خواوەیە و بەس بەڕاستی خوا بەدەستەڵاتی کاربەجێیە

Özbekçe: 

Аллоҳ у(мадад)ни башорат ва қалбларингиз у билан хотиржам бўлиши учунгина қилди. Ғалаба эса, фақат Аллоҳнинг ҳузуридадир. Албатта, Аллоҳ ғолиб ва ҳикматли зотдир.

Malayca: 

Dan Allah tidak menjadikan (bantuan malaikat) itu melainkan sebagai berita gembira dan supaya hati kamu tenang tenteram dengannya. Dan kemenangan itu pula hanyalah dari sisi Allah. Sesungguhnya Allah Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

Perëndia e bëri këtë vetëm sihariq, që të qetësohen zemrat tuaja me të. E ndihma është vetëm nga Perëndia. Me të vërtetë, Perëndia është i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

Аллах стори това само за радостна вест и за да се успокоят с него сърцата ви. Помощта е единствено от Аллах. Аллах е всемогъщ, премъдър.

Sırpça: 

Аллах је то учинио да би вас обрадовао и да би се тиме ваша срца умирила; а победа је само од Аллаха, јер Аллах је заиста силан и мудар.

Çekçe: 

A učinil to Bůh jen jako zvěst radostnou pro vás, aby se uklidnila srdce vaše. A vítězná pomoc jedině od Boha přichází - a Bůh věru je všemohoucí, moudrý.

Urduca: 

یہ بات اللہ نے تمہیں صرف اس لیے بتا دی کہ تمہیں خوشخبری ہو اور تمہارے دل اس سے مطمئن ہو جائیں، ورنہ مدد تو جب بھی ہوتی ہے اللہ ہی کی طرف سے ہوتی ہے، یقیناً اللہ زبردست اور دانا ہے

Tacikçe: 

Ва он корро Худо ҷуз барои шодмонии шумо накард ва то дилҳоятон ба он ором гирад. Ва ёрӣ танҳо аз сӯӣ Худост, ки Ӯ пирӯзманду ҳаким аст!

Tatarca: 

Аллаһу тәгаләнең ул фәрештәләрне иңдермәге мөэминнәргә бәшарәт өчендер һәм күңелләрегез карар тапсын өчен. Ягъни гайрәтләре вә батырлыклары артсын өчен. Ярдәм һичкайдан, һичкемнән юк, мәгәр Аллаһудан гынадыр. Шиксез Аллаһ кодрәт вә хикмәт иясе.

Endonezyaca: 

Dan Allah tidak menjadikannya (mengirim bala bantuan itu), melainkan sebagai kabar gembira dan agar hatimu menjadi tenteram karenanya. Dan kemenangan itu hanyalah dari sisi Allah. Sesungguhnya Allah Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

አላህም (ይኽንን ርዳታ) ለብስራትና ልቦቻችሁ በርሱ ሊረኩበት እንጂ ለሌላ አላደረገውም፡፡ ድልም መንሳት ከአላህ ዘንድ እንጂ ከሌላ አይደለም፡፡ አላህ አሸናፊ ጥበበኛ ነውና፡፡

Tamilce: 

ஒரு நற்செய்தியாகவும் உங்கள் உள்ளங்கள் அதன் மூலம் நிம்மதி பெறுவதற்காகவும் தவிர அதை (-அந்த உதவியை) அல்லாஹ் ஆக்கவில்லை. அல்லாஹ்விடம் இருந்தே தவிர (உங்களுக்கு) உதவி இல்லை. நிச்சயமாக அல்லாஹ் மிகைத்தவன், மகா ஞானவான் ஆவான்.

Korece: 

하나님이 그렇게 하심은 승 리의 소식으로 너희 마음이 그것 으로 평안하리라 승리는 오직 하 나님의 도움에 의해서만 이루어 지는 것이니 실로 하나님은 권능 과 지혜로 충만하심이라

Vietnamca: 

Quả thật, Allah làm điều đó chẳng qua chỉ để (tinh thần của) các ngươi phấn khởi và làm cho các ngươi an lòng, chứ mọi sự thắng lợi đều do Allah cả, Ngài là Đấng Quyền Năng, Đấng Sáng Suốt.