Arapça:
وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Çeviriyazı:
velâkin keẕẕebe vetevellâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat yalanladı ve döndü.
Diyanet İşleri:
O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve fakat yalanlamıştır, yüz çevirmiştir.
Şaban Piriş:
Fakat yalanlamış, yüz çevirmiş.
Edip Yüksel:
Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.
Ali Bulaç:
Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
Suat Yıldırım:
Hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
75:31
Yaşar Nuri Öztürk:
Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü.
Bekir Sadak:
Sonra kan pihtisi olmus, sonra Allah onu yaratip sekil vermisti.
İbni Kesir:
Fakat yalanlamış, yüz çevirmişti.
Adem Uğur:
Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
İskender Ali Mihr:
Ve lâkin yalanladı ve yüz çevirdi.
Celal Yıldırım:
Fakat hem yalanlamıştı, hem yüzçevirmişti.
Tefhim ul Kuran:
Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
Fransızca:
par contre, il a démenti et tourné le dos,
İspanyolca:
antes bien, desmintió y se desvió.
İtalyanca:
tacciò invece di menzogna e voltò le spalle,
Almanca:
sondern er leugnete ab und kehrte den Rücken,
Çince:
他否认真理,背弃正道,
Hollandaca:
Maar hij beschuldigde Gods profeet van bedrog, en wendde zich af, in plaats van hem te gehoorzamen.
Rusça:
Напротив, он счел это ложью и отвернулся,
Somalice:
Laakiin wuu Beeniyay wuuna Jeedsaday.
Swahilice:
Bali alikanusha, na akageuka.
Uygurca:
لېكىن ئۇ (قۇرئاننى) ئىنكار قىلدى ۋە (ئىماندىن) يۈز ئۆرۈدى
Japonca:
却って(真理)を虚偽とし,背き去り,
Arapça (Ürdün):
«ولكن كذب» بالقرآن «وتولى» عن الإيمان.
Hintçe:
मगर झुठलाया और (ईमान से) मुँह फेरा
Tayca:
แต่เขาปฏิเสธและผินหลังกลับ
İbranice:
רק התכחש והפנה את גבו
Hırvatça:
nego je poricao i okretao se,
Rumence:
ci a hulit şi spatele a întors,
Transliteration:
Walakin kaththaba watawalla
Türkçe:
Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü.
Sahih International:
But [instead], he denied and turned away.
İngilizce:
But on the contrary, he rejected Truth and turned away!
Azerbaycanca:
Amma (Allah kəlamını) yalan saydı, (ondan) üz döndərdi.
Süleyman Ateş:
Fakat yalanladı, döndü.
Diyanet Vakfı:
Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
Erhan Aktaş:
Fakat yalanladı ve köstekledi.(1)
Kral Fahd:
Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
Hasan Basri Çantay:
fakat (üstelik Kur´ânı) yalanlamış, (îmâna) arkasını dönmüş,
Muhammed Esed:
tam tersine, hakikati yalanladı ve (ondan) uzaklaştı,
Gültekin Onan:
Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
Ali Fikri Yavuz:
Ancak yalan söyledi ve (itaat etmekten) yüz çevirdi.
Portekizce:
Negou, outrossim, a verdade, e tornou-se insolente,
İsveççe:
[När sanningen kom] förnekade han den och vände den ryggen;
Farsça:
بلکه [در میان اجتماعات] تکذیب کرد و روی گرداند؛
Kürtçe:
بەڵکو ئاینی بەدرۆ دەزانی وپشتی تێ دەکرد
Özbekçe:
Ва лекин ёлғонга чиқарди ва юз ўгирди.
Malayca:
Akan tetapi ia mendustakan, dan berpaling ingkar!
Arnavutça:
por ka mohuar dhe është shmangë,
Bulgarca:
а отричаше и се отвръщаше.
Sırpça:
него је порицао и окретао се,
Çekçe:
však odvracel se a za lež prohlašoval,
Urduca:
بلکہ جھٹلایا اور پلٹ گیا
Tacikçe:
Аммо дурӯғ бароварда ва рӯй гардондааст.
Tatarca:
Ләкин Коръәнне ялганга тотты һәм кабул итүдән баш тартты.
Endonezyaca:
tetapi ia mendustakan (Rasul) dam berpaling (dari kebenaran),
Amharca:
ግን አስተባበለ፤ (ከእምነት) ዞረም፡፡
Tamilce:
எனினும், அவன் பொய்ப்பித்தான்; விலகிச் சென்றான்.
Korece:
진리를 거역하고 외면했으며
Vietnamca:
Ngược lại, y phủ nhận và quay đi.
Ayet Linkleri: