Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

75

Sûredeki Ayet No: 

32

Ayet No: 

5583

Sayfa No: 

578

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ

Çeviriyazı: 

velâkin keẕẕebe vetevellâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat yalanladı ve döndü.

Diyanet İşleri: 

O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve fakat yalanlamıştır, yüz çevirmiştir.

Şaban Piriş: 

Fakat yalanlamış, yüz çevirmiş.

Edip Yüksel: 

Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.

Ali Bulaç: 

Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

Suat Yıldırım: 

Hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

75:31

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü.

Bekir Sadak: 

Sonra kan pihtisi olmus, sonra Allah onu yaratip sekil vermisti.

İbni Kesir: 

Fakat yalanlamış, yüz çevirmişti.

Adem Uğur: 

Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.

İskender Ali Mihr: 

Ve lâkin yalanladı ve yüz çevirdi.

Celal Yıldırım: 

Fakat hem yalanlamıştı, hem yüzçevirmişti.

Tefhim ul Kuran: 

Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

Fransızca: 

par contre, il a démenti et tourné le dos,

İspanyolca: 

antes bien, desmintió y se desvió.

İtalyanca: 

tacciò invece di menzogna e voltò le spalle,

Almanca: 

sondern er leugnete ab und kehrte den Rücken,

Çince: 

他否认真理,背弃正道,

Hollandaca: 

Maar hij beschuldigde Gods profeet van bedrog, en wendde zich af, in plaats van hem te gehoorzamen.

Rusça: 

Напротив, он счел это ложью и отвернулся,

Somalice: 

Laakiin wuu Beeniyay wuuna Jeedsaday.

Swahilice: 

Bali alikanusha, na akageuka.

Uygurca: 

لېكىن ئۇ (قۇرئاننى) ئىنكار قىلدى ۋە (ئىماندىن) يۈز ئۆرۈدى

Japonca: 

却って(真理)を虚偽とし,背き去り,

Arapça (Ürdün): 

«ولكن كذب» بالقرآن «وتولى» عن الإيمان.

Hintçe: 

मगर झुठलाया और (ईमान से) मुँह फेरा

Tayca: 

แต่เขาปฏิเสธและผินหลังกลับ

İbranice: 

רק התכחש והפנה את גבו

Hırvatça: 

nego je poricao i okretao se,

Rumence: 

ci a hulit şi spatele a întors,

Transliteration: 

Walakin kaththaba watawalla

Türkçe: 

Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü.

Sahih International: 

But [instead], he denied and turned away.

İngilizce: 

But on the contrary, he rejected Truth and turned away!

Azerbaycanca: 

Amma (Allah kəlamını) yalan saydı, (ondan) üz döndərdi.

Süleyman Ateş: 

Fakat yalanladı, döndü.

Diyanet Vakfı: 

Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.

Erhan Aktaş: 

Fakat yalanladı ve köstekledi.(1)

Kral Fahd: 

Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.

Hasan Basri Çantay: 

fakat (üstelik Kur´ânı) yalanlamış, (îmâna) arkasını dönmüş,

Muhammed Esed: 

tam tersine, hakikati yalanladı ve (ondan) uzaklaştı,

Gültekin Onan: 

Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

Ali Fikri Yavuz: 

Ancak yalan söyledi ve (itaat etmekten) yüz çevirdi.

Portekizce: 

Negou, outrossim, a verdade, e tornou-se insolente,

İsveççe: 

[När sanningen kom] förnekade han den och vände den ryggen;

Farsça: 

بلکه [در میان اجتماعات] تکذیب کرد و روی گرداند؛

Kürtçe: 

بەڵکو ئاینی بەدرۆ دەزانی وپشتی تێ دەکرد

Özbekçe: 

Ва лекин ёлғонга чиқарди ва юз ўгирди.

Malayca: 

Akan tetapi ia mendustakan, dan berpaling ingkar!

Arnavutça: 

por ka mohuar dhe është shmangë,

Bulgarca: 

а отричаше и се отвръщаше.

Sırpça: 

него је порицао и окретао се,

Çekçe: 

však odvracel se a za lež prohlašoval,

Urduca: 

بلکہ جھٹلایا اور پلٹ گیا

Tacikçe: 

Аммо дурӯғ бароварда ва рӯй гардондааст.

Tatarca: 

Ләкин Коръәнне ялганга тотты һәм кабул итүдән баш тартты.

Endonezyaca: 

tetapi ia mendustakan (Rasul) dam berpaling (dari kebenaran),

Amharca: 

ግን አስተባበለ፤ (ከእምነት) ዞረም፡፡

Tamilce: 

எனினும், அவன் பொய்ப்பித்தான்; விலகிச் சென்றான்.

Korece: 

진리를 거역하고 외면했으며

Vietnamca: 

Ngược lại, y phủ nhận và quay đi.