Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

62

Ayet No: 

1016

Sayfa No: 

159

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أُبَلِّغُكُمْ رِسَالَاتِ رَبِّي وَأَنصَحُ لَكُمْ وَأَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

übelliguküm risâlâti rabbî veenṣaḥu leküm vea`lemü mine-llâhi mâ lâ ta`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.

Diyanet İşleri: 

Ey milletim! Bende bir sapıklık yoktur, ancak ben Alemlerin Rabbinin peygamberiyim, Rabbimin sözlerini size bildiriyor, öğüt veriyorum. Sizin bilmediğinizi Allah katından ben biliyorum. Sakınmanızı ve böylece merhamete uğramanızı sağlamak üzere sizi uyarmak için aranızdan biri vasıtasıyla Rabbinizden size haber gelmesine mi şaşıyorsunuz? dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rabbimin bildirdiği haberleri size tebliğ etmede ve size öğüt vermedeyim ve Allah bana bildiriyor da sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum ben.

Şaban Piriş: 

Size, Rabbimin gönderdiklerini bildiriyor ve nasihat ediyorum. Ben, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.

Edip Yüksel: 

Size Rabbimin mesajını iletiyor ve size öğüt veriyorum. Sizin bilmediklerinizi ALLAH aracılığıyla biliyorum.

Ali Bulaç: 

"Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan biliyorum.

Suat Yıldırım: 

“Ey halkım! dedi, bende hiçbir sapıklık yok, fakat ben Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim.Size Rabbimin mesajlarını tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından gelen vahiy sayesinde, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum.”“Kötülüklerden korunup Allah'ın merhametine nâil olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla, Rabbinizden size bir buyruk gelmesine mi şaşıyorsunuz? [23,32; 2,151]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Size Rabbimin risâletlerini (dinine ait hükümleri) tebliğ ediyorum ve sizin için hayırhâh bulunuyorum ve ben Allah Teâlâ´dan sizin bilmediklerinizi biliyorum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Size Rabbimin vahiylerini tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum. Allah'ın yardımıyla, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.

Bekir Sadak: 

«Ey milletim! Ben beyinsiz degil, alemlerin Rabbinin peygamberiyim.

İbni Kesir: 

Rabbımın vahyettiklerini size bildiriyorum. Ve size öğüt veriyorum. Ben sizin bilmediğinizi de Allah katından biliyorum.

Adem Uğur: 

Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah´tan (gelen vahiy ile) biliyorum.

İskender Ali Mihr: 

Size Rabbimin risalelerini (gönderdiklerini) tebliğ ediyorum (ulaştırıyorum). Ve size nasihat ediyorum (öğüt veriyorum). Ve sizin bilmediğiniz şeyleri ben Allah´tan öğreniyorum (biliyorum).

Celal Yıldırım: 

Rabbimin vahyettiği buyrukları size teblîğ ediyor, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediğinizi Allah´tan (vahiy yoluyla alıp) biliyorum.

Tefhim ul Kuran: 

«Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah´tan biliyorum.»

Fransızca: 

Je vous communique les messages de mon Seigneur, et je vous donne conseil sincère, et je sais d'Allah ce que vous ne savez pas.

İspanyolca: 

Os comunico los mensajes de mi Señor y os aconsejo bien. Y sé por Alá lo que vosotros no sabéis.

İtalyanca: 

Vi riferisco i messaggi del mio Signore, vi dò sinceri consigli e ho ricevuto da Allah la conoscenza di ciò che ignorate.

Almanca: 

Ich verkünde euch die Botschaft meines HERRN, rate euch und weiß von ALLAH, was ihr nicht wisst."

Çince: 

我把我的主的使命传达给你们,并且忠告你们,我从真主(的启示中)知道你们所不知道(的道理)。

Hollandaca: 

Ik breng u de zendingen van mijnen Heer en ik raad u ten goede; want ik weet van God wat gij niet weet.

Rusça: 

Я сообщаю вам послания моего Господа и даю вам искренние советы. Я узнаю от Аллаха то, чего вы не знаете.

Somalice: 

Waxaana idiin Gaadhsiin Farriinta Eebahay waana idiin Naseexayn, waxaana ka Ogyahay Xagga Eebe waxaydaan Ogayn.

Swahilice: 

Nakufikishieni Ujumbe wa Mola Mlezi wangu, na ninakunasihini; na ninayajua kwa Mwenyezi Mungu msiyo yajua nyinyi.

Uygurca: 

سىلەرگە پەرۋەردىگارىمنىڭ ئەلچىلىكىنى يەتكۈزىمەن، سىلەرگە نەسىھەت قىلىمەن، مەن اﷲ نىڭ ۋەھيى قىلىشى بىلەن سىلەر بىلمەيدىغان نەرسىلەرنى بىلىمەن

Japonca: 

わたしはあなたがたに,主の神託を宣べ伝え,また助言を呈する。わたしはあなたがたが知らないことを,アッラーから知るものである。

Arapça (Ürdün): 

«أبلِّغُكم» بالتخفيف والتشديد «رسالات ربَّي وأنصح» أريد الخبر «لكم وأعلم من الله ما لا تعلمون».

Hintçe: 

तुम तक अपने परवरदिगार के पैग़ामात पहुचाएं देता हूँ और तुम्हारे लिए तुम्हारी ख़ैर ख्वाही करता हूँ और ख़ुदा की तरफ से जो बातें मै जानता हूँ तुम नहीं जानते

Tayca: 

โดยที่ฉันจะประกาศแก่พวกท่าน ซึ่งบรรดาสารแห่งพระเจ้าของฉัน และฉันจะชี้แจงและนำให้แก่พวกท่าน และฉัน รู้จากอัลลอฮ์สิ่งที่พวกท่านไม่รู้”

İbranice: 

ובאתי למסור לכם את המסר מריבוני, ולייעץ לכם, משום שאני יודע מאלוהים מה שאתם אינכם יודעים

Hırvatça: 

dostavljam vam poslanice Gospodara svoga i savjetujem vas; ja od Allaha znam ono što ne znate vi.

Rumence: 

Eu vă vestesc soliile Domnului meu. Eu vă sunt vouă un bun sfetnic. Eu ştiu de la Dumnezeu ceea ce voi nu ştiţi.

Transliteration: 

Oballighukum risalati rabbee waansahu lakum waaAAlamu mina Allahi ma la taAAlamoona

Türkçe: 

"Size Rabbimin vahiylerini tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum. Allah'ın yardımıyla, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."

Sahih International: 

I convey to you the messages of my Lord and advise you; and I know from Allah what you do not know.

İngilizce: 

I but fulfil towards you the duties of my Lord's mission: Sincere is my advice to you, and I know from Allah something that ye know not.

Azerbaycanca: 

Mən sizə Rəbbimin əmrlərini təbliğ edir və öyüd-nəsihət verirəm. Allahdan (gələn vəhy ilə) sizin bilmədiklərinizi bilirəm!

Süleyman Ateş: 

Size Rabbimin mesajlarını duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.

Diyanet Vakfı: 

Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum.

Erhan Aktaş: 

“Rabb’imin gönderdiklerini size tebliğ ediyorum. Ve size öğüt veriyorum. Allah tarafından, sizin bilmediklerinizi biliyorum.”

Kral Fahd: 

Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum.

Hasan Basri Çantay: 

«Size Rabbimin vahyetdiklerini tebliğ ediyorum, sizin iyiliğinizi istiyorum. Ben sizin bilmeyeceklerinizi de Allahdan (gelen vahy ile) biliyorum».

Muhammed Esed: 

Rabbimin haberlerini bildiriyor, öğütler veriyorum size: çünkü ben, Allahın bana (vahiyle) bildirmesi sayesinde sizin bilmediğinizi biliyorum.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum

Portekizce: 

Comunico-vos as mensagens do meu Senhor, aconselho-vos, e sei de Deus o que ignorais.

İsveççe: 

[och] jag framför min Herres budskap till er och ger er goda råd - Gud har låtit mig veta vad ni inte vet.

Farsça: 

پیام های پروردگارم را به شما می رسانم، و برای شما خیرخواهی می کنم و از سوی خدا حقایقی را می دانم که شما نمی دانید.

Kürtçe: 

پەیامەکانی پەروەردگارم ڕادەگەیەنم پێـتان وە ئامۆژگاریتان دەکەم و ئەوەی من لەلایەن خواوە دەیزانم ئێوە نایزانن

Özbekçe: 

Сизларга Роббимнинг юборганларини етказаман, насиҳат қиламан ва Аллоҳ томонидан сиз билмаган нарсани биламан.

Malayca: 

"(Tugasku) menyampaikan kepada kamu perintah-perintah yang (diutuskan oleh) Tuhanku, serta aku memberi nasihat kepada kamu, sedang aku mengetahui (melalui wahyu) dari Allah akan apa yang kamu tidak mengetahuinya.

Arnavutça: 

ju sjell urdhërat e Zotit tim dhe ju dëshiroj çdo të mirë, unë di nga Perëndia atë që nuk e dini ju.

Bulgarca: 

Съобщавам ви посланията на моя Господ и ви наставлявам, и знам от Аллах онова, което вие не знаете.

Sırpça: 

достављам вам посланице свога Господара и саветујем вас; ја од Аллаха знам оно што ви не знате.

Çekçe: 

a předávám vám poselství Pána svého, udílím vám radu dobrou a vím od Boha to, co vy nevíte.

Urduca: 

تمہیں اپنے رب کے پیغامات پہنچاتا ہوں، تمہارا خیر خواہ ہوں اور مجھے اللہ کی طرف سے وہ کچھ معلوم ہے جو تمھیں معلوم نہیں ہے

Tacikçe: 

Паёмҳои Парвардигорамро ба шумо мерасонам ва шуморо панд медиҳам ва аз Худо он медонам, ки шумо намедонед.

Tatarca: 

Сезләргә Раббымның хөкемнәрен ирештерермен вә сезләрне үгет-нәсыйхәт кылырмын һәм Аллаһ белдерүе белән сез белмәгән нәрсәләрне белермен.

Endonezyaca: 

"Aku sampaikan kepadamu amanat-amanat Tuhanku dan aku memberi nasehat kepadamu. dan aku mengetahui dari Allah apa yang tidak kamu ketahui".

Amharca: 

«የጌታዬን መልክቶች አደርስላችኋለሁ፡፡ ለእናንተም እመክራችኋለሁ፡፡ ከአላህም በኩል የማታውቁትን ዐውቃለሁ፡፡»

Tamilce: 

“என் இறைவனின் தூது செய்திகளை உங்களுக்கு எடுத்துரைக்கிறேன். இன்னும், உங்களுக்கு (நன்மையை நாடி) உபதேசிக்கிறேன். இன்னும், நீங்கள் அறியாதவற்றை அல்லாஹ்விடமிருந்து நான் (வஹ்யின் மூலம்) அறிகிறேன்.”

Korece: 

이는 주님의 말씀을 너희에 게 전하고 내가 너희를 위하여 충고하고 너희가 알지 못하는 어떤 것들을 알려주기 위해서라

Vietnamca: 

“Ta truyền đạt lại cho các người các thông điệp của Thượng Đế Ta. Ta là người đến khuyên răn các người, bởi lẽ Ta biết từ nơi Allah những điều mà các người không biết.”