Arapça:
قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ
Çeviriyazı:
ḳâle febimâ agveytenî leaḳ`udenne lehüm ṣirâṭake-lmüsteḳîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Öyleyse, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
Diyanet İşleri:
Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İblis, beni azdıran sensin dedi, onun için ben de andolsun ki onları senin doğru yolundan çıkarmak için pusu kurup oturacağım.
Şaban Piriş:
İblis: Beni dalalete düşürmenden dolayı, Ben de onlar için senin dosdoğru yolunun üzerinde oturacağım.
Edip Yüksel:
Beni saptırmana karşılık, onlar için senin dosdoğru yolun üzerine sinsice oturacağım.
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."
Suat Yıldırım:
“Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım.”“Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın.” [34,20-21]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Sen beni azgınlığa uğrattığından dolayı ben de yemin ederim ki elbette onlar için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."
Bekir Sadak:
«Dogrusu ben size ogut verenlerdenim» diye ikisine yemin etti.
İbni Kesir:
Dedi ki: Öyleyse beni azgınlığa mahkum ettiğin için ben de andolsun ki
Adem Uğur:
İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
İskender Ali Mihr:
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin´e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.
Celal Yıldırım:
(16-17) (İblîs): «Beni azgınlığa itmene karşılık, and olsun ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım, sonra da onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından (yaklaşıp) geleceğim ve Sen, onların çoğunu şükreder bulamıyacaksın» dedi.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.»
Fransızca:
"Puisque Tu m'as mis en erreur, dit [Satan], je m'assoirai pour eux sur Ton droit chemin,
İspanyolca:
Dijo: «Como me has descarriado, he de acecharles en Tu vía recta.
İtalyanca:
Disse: «Dal momento che mi hai sviato, tenderò loro agguati sullaTua Retta via,
Almanca:
Er sagte: "Und weil DU mich (durch diese Prüfung) hast abirren lassen, werde ich ihnen auf Deinem geradenWeg auflauern,
Çince:
他说:由于你使我迷误,我必定在你的正路上伺候他们。
Hollandaca:
De duivel zeide: Omdat gij mij verdoemd hebt, zal ik hen op uwen rechten weg afwachten.
Rusça:
Он сказал: "За то, что Ты совратил меня, я непременно засяду против них на Твоем прямом пути.
Somalice:
Wuxuu Yidhi Ibaadiyeyntaada Darteed waxaan u Fadhiisan Jidkaaga Toosan (waan Dhumin).
Swahilice:
Akasema: Kwa kuwa umenihukumia upotofu, basi nitawavizia katika Njia yako Iliyo Nyooka.
Uygurca:
ئىبلىس ئېيتتى: ‹‹سېنىڭ مېنى ئازدۇرغانلىقىڭدىن ئۇلار (يەنى ئادەم ئەلەيھىسسالام ۋە ئۇنىڭ ئەۋلادىغا ۋەسۋەسە قىلىش) ئۈچۈن چوقۇم سېنىڭ توغرا يولۇڭ ئۈستىدە ئولتۇرىمەن
Japonca:
悪魔は答えた。「あなたがわたしを惑わされたので,わたしはあなたの正しい道の上で,人々を待ち伏せるであろう。
Arapça (Ürdün):
«قال فبما أغويتني» أي بإغوائك لي والياء للقسم وجوابه «لأقعدن لهم» أي لبني آدم «صراطك المستقيم» أي على الطريق الموصل إليك.
Hintçe:
फ़रमाया (अच्छा मंजूर) तुझे ज़रूर मोहलत दी गयी कहने लगा चूँकि तूने मेरी राह मारी तो मैं भी तेरी सीधी राह पर बनी आदम को (गुमराह करने के लिए) ताक में बैठूं तो सही
Tayca:
มันกล่าวว่า ด้วยเหตุที่พระองค์ได้ทรงให้ข้าพระองค์ตกอยู่ในความหลงผิด แน่นอนข้าพระองค์จะนั่งขวางกั้นพวกเขา ซึ่งทางอันเที่ยงตรงของพระองค์
İbranice:
אמר (השטן) 'בשל מה שבחנת אותי, כך אשב אני לארוב להם (כדי להדיח אותם ) בדרך הישר שלך
Hırvatça:
"E, kao što si me u zabludu zaveo", reče," tako ću i ja ljude na Tvom Pravom putu sigurno presretati,
Rumence:
El spuse: “Din princina ispitei ce ai pus-o în mine, eu îi voi pândi pe calea Ta cea dreaptă,
Transliteration:
Qala fabima aghwaytanee laaqAAudanna lahum sirataka almustaqeema
Türkçe:
Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."
Sahih International:
[Satan] said, "Because You have put me in error, I will surely sit in wait for them on Your straight path.
İngilizce:
He said: "Because thou hast thrown me out of the way, lo! I will lie in wait for them on thy straight way:
Azerbaycanca:
(İblis) dedi: “Sən məni (Adəmə səcdə etmədiyimə görə) azdırıb yoldan çıxartdığın üçün mən də Sənin düz yolunun üstündə oturub insanlara (Sənə ibadət və itaət etməyə) mane olacam!
Süleyman Ateş:
Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
Diyanet Vakfı:
İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
Erhan Aktaş:
“Azdırmandan dolayı, onlar için(1) senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım.” dedi.
Kral Fahd:
İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üstüne oturacağım.
Hasan Basri Çantay:
«(İblîs) öyleyse, dedi, (madem ki) Sen beni azgınlığa mahkûm etdin, ben de bu sebeble, andolsun ki, onlar (ı sapdırmak) için senin doğru yolunda (pusu kurub) oturacağım».
Muhammed Esed:
(Bunun üzerine İblis): "Madem ki, benim yoldan çıkmamı istedin" dedi, "ben de, gidip senin doğru yolunun üzerinde onlar için pusuya yatacağım,
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
İblis: “-Öyle ise, beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, insanoğullarını saptırmak için, muhakkak senin doğru yoluna oturacağım, vesvese verip pusu kuracağım.
Portekizce:
Disse: Juro que, por me teres extraviado, desviá-los-ei da Tua senda reta.
İsveççe:
[Iblees] sade: "Eftersom Du har låtit mig begå ett felsteg, svär jag att jag skall lägga mig i bakhåll för dem längs Din raka väg,
Farsça:
گفت: به سبب اینکه مرا به بیراهه و گمراهی انداختی، یقیناً بر سر راه راست تو [که رهروانش را به سعادت ابدی می رساند] در کمین آنان خواهم نشست.
Kürtçe:
ووتی ئەی پەروەردگار بەھۆی ئەوەوە کە گومڕات کردم بێگومان بۆیان (بۆ ئادەم و نەوەکانی) دادەنیشم لەڕێگە ڕاستەکەی تۆدا
Özbekçe:
У: «Мени иғвога учирганинг сабабли, албатта, мен уларни Тўғри йўлингда тўсиб ўтираман».
Malayca:
Iblis berkata: "Oleh kerana Engkau (wahai Tuhan) menyebabkan daku tersesat (maka) demi sesungguhnya aku akan mengambil tempat menghalangi mereka (dari menjalani) jalanMu yang lurus;
Arnavutça:
(Iblisi) tha: “Betohem se për atë që me ke humbur, do t’ju vë pengesa atyre në rrugën Tënde të drejtë,
Bulgarca:
Рече: “За това, че Ти ме погуби, ще ги дебна по Твоя прав път.
Sırpça:
„Као што си ме у заблуду завео“, рече, „тако ћу и ја људе на Твом Правом путу сигурно да пресрећем,
Çekçe:
Řekl Iblís: 'Za to, žes mne odvrhl, budu věru na ně číhat na přímé stezce Tvé
Urduca:
بولا، "اچھا تو جس طرح تو نے مجھے گمراہی میں مبتلا کیا میں بھی اب تیری سیدھی راہ پر
Tacikçe:
Гуфт; «Ҳоло ки маро ноумед сохтаӣ, ман ҳам онҳоро аз роҳи рости Ту мунҳариф (каҷ) мекунам.
Tatarca:
Иблис әйтте: "Адәм өчен мине аздырганың өчен, әлбәттә, бәндәләреңне алдап аздырмак өчен туры юлың өстендә утырачакмын.
Endonezyaca:
Iblis menjawab: "Karena Engkau telah menghukum saya tersesat, saya benar-benar akan (menghalang-halangi) mereka dari jalan Engkau yang lurus,
Amharca:
«ስለአጠመምከኝም ለእነርሱ በቀጥተኛው መንገድ ላይ በእርግጥ እቀመጥባቸዋለሁ» አለ፡፡
Tamilce:
(இப்லீஸ்) கூறினான்: “ஆக, நீ என்னை வழிகெடுத்ததின் காரணமாக அவர்களுக்காக உன் நேரான பாதையில் நிச்சயம் உட்காருவேன்.”
Korece:
그가 말하길 당신께서 나를쫓았으니 나는 그들이 당신의 을 바른 길을 걷지 못하도록 방해하 리라
Vietnamca:
(Iblis) nói: “Vì Ngài xua đuổi bề tôi, bề tôi quyết sẽ lôi kéo chúng (con cháu của Adam) lệch khỏi con đường ngay chính của Ngài.”
Ayet Linkleri: