Arapça:
قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ لَوْلَا تُسَبِّحُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle evseṭuhüm elem eḳul leküm levlâ tüsebbiḥûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"
Diyanet İşleri:
Ortancaları: "Ben size Allah'ı anmanız gerekmez mi, dememiş miydim?" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İçlerinden en iyileri, ben demedim miydi size dedi, mabudunuzu tenzih etseniz ne olurdu.
Şaban Piriş:
Onların en insaflı olanı: "Ben size (Allah’ı) tesbih etmemiz gerekmez mi, dememiş miydim?" dedi.
Edip Yüksel:
Ortancaları (erdemlileri), "Ben size demedim mi? Rabbinizi yüceltmeniz gerekmez miydi?" dedi.
Ali Bulaç:
(İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?"
Suat Yıldırım:
En makul olanları ise: “Ben size Allah'ı zikretmenizi söylememiş miydim!” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Orta halde bulunanları dedi ki: «Ben size, ´tesbih eder olmalı değil misiniz?´ demedim mi?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: "Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!"
Bekir Sadak:
Allah´a karsi gelmekten sakinanlara, Rableri katinda nimet cennetleri vardir.
İbni Kesir:
Ortancaları dedi ki: Ben size demedim mi? Tesbih etmeli değil miydiniz?
Adem Uğur:
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size "
İskender Ali Mihr:
Onların en makul düşüneni: “Ben, size eğer (Allah´ı) tesbih etmiyorsanız, olmaz (tesbih etmeniz gerekir) demedim mi?” dedi.
Celal Yıldırım:
çlerinden en uygun düşüneni : «Ben size demedim mi, tesbîh etseydiniz ya !?» dedi.
Tefhim ul Kuran:
(İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: «Ben size dememiş miydim? (Allah´ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?»
Fransızca:
Le plus juste d'entre eux dit : "Ne vous avais-je pas dit : Si seulement vous avez rendu gloire à Allah ! "
İspanyolca:
El más moderado de ellos dijo: «¿No os lo había dicho? ¿Por qué no glorificáis?»
İtalyanca:
Il più equilibrato tra loro disse: «Non vi avevo forse avvertito di rendere gloria ad Allah?».
Almanca:
Der Mittlere von ihnen sagte: "Sagte ich euch nicht: würdet ihr doch nur lobpreisen?"
Çince:
他们中最优秀的人说:难道我没有对你们说吗?你们怎么不赞颂真主呢?
Hollandaca:
De verstandigste van hen zeide: Heb ik u niet gezegd: Waarom gedenkt gij God niet?
Rusça:
Лучший из них сказал: "Разве я не говорил вам, что надо было прославить Аллаха?"
Somalice:
Markaas kii u fiicnaa yiri: miyaana idin dhihin war Eebe weyneeya.
Swahilice:
Mbora wao akasema: Sikukwambieni, kwa nini hamumtakasi Mwenyezi Mungu?
Uygurca:
ئۇلارنىڭ ياخشىسى (يەنى ئەڭ ئەقىللىقى): «سىلەر نېمىشقا اﷲ قا تەۋبە قىلىپ تەسبىھ ئېيتمايسىلەر دېمىگەنمىدىم؟ دېدى
Japonca:
かれらの中,すこし穏やかな一人が言った。「あなたがたはどうして(主を)讃えないのかと,わたしが言ったのに。」
Arapça (Ürdün):
«قال أوسطهم» خيرهم «ألم أقل لكم لولا» هلا «تسبحون» الله تائبين.
Hintçe:
जो उनमें से मुनसिफ़ मिजाज़ था कहने लगा क्यों मैंने तुमसे नहीं कहा था कि तुम लोग (ख़ुदा की) तसबीह क्यों नहीं करते
Tayca:
คนที่มีสติปัญญาคนหนึ่งในหมู่พวกเขากล่าวว่า ฉันมิได้บอกพวกท่านดอกหรือว่า ทำไม่พวกท่านจึงไม่กล่าวสดุดีแด่อัลลอฮฺ
İbranice:
החכם שביניהם אמר: 'הלא שאלתי אתכם למה לא תשבחו את אלוהים
Hırvatça:
Ponajbolji između njih reče: "Nisam li vam ja govorio zašto Allaha ne slavite!"
Rumence:
Cel mai cumsecade dintre ei spuse: “Nu v-am spus eu să-l fi preamărit pe Dumnezeu?”
Transliteration:
Qala awsatuhum alam aqul lakum lawla tusabbihoona
Türkçe:
Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: "Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!"
Sahih International:
The most moderate of them said, "Did I not say to you, 'Why do you not exalt [Allah]?' "
İngilizce:
Said one of them, more just (than the rest): "Did I not say to you, 'Why not glorify (Allah)?'"
Azerbaycanca:
Onların ən ağıllısı (və insaflısı) dedi: “Məgər mən sizə (Allahı) həmd-səna ilə təqdis etməli olduğunuzu demədimmi?!”
Süleyman Ateş:
Orta(yolda giden iyi)leri: "Ben size demedim mi? Rabbinizi tesbih etmeniz gerekmez miydi?" dedi.
Diyanet Vakfı:
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size "Rabbinizi tesbih etsenize" dememiş miydim?
Erhan Aktaş:
En makul düşünenleri: “Ben, size tesbih(1) etmeliyiz dememiş miydim?” dedi.
Kral Fahd:
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size «Rabbinizi tesbih etsenize» dememiş miydim?
Hasan Basri Çantay:
Ortancaları: «Ben size demedim mi? (Allâhı) tenzîh etmeli değil miydiniz?» dedi.
Muhammed Esed:
Aralarındaki en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size, Allah´ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz demedim mi?" diye sordu.
Gültekin Onan:
(İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
İnsaflıları şöyle dedi: “- Ben demedim mi size, tesbîh etseydiniz? (İnşaallah deyeydiniz).”
Portekizce:
E o mais sensato deles disse: Não vos havia dito? Por que não glorificastes (Deus)?
İsveççe:
Den förnuftigaste av dem sade: ”Jag sa' er ju att ni skulle prisa Gud.”
Farsça:
عاقل ترینشان گفت: آیا به شما نگفتم که چرا خدا را [به پاک بودن از هر عیب و نقصی] یاد نمی کنید [و چرا او را از انتقام گرفتن درمانده می دانید؟!]
Kürtçe:
برا ناوەنجی یەکەیان (لە ژیریدا) ووتی: مەگەر پێم نەووتن؟ بۆ چی یاد وسوپاسی خوا ناکەن
Özbekçe:
Уларнинг энг яхши ва адолатлиси, «Сизларга тасбиҳ айтсаларингиз-чи, демабмидим?!», деди.
Malayca:
Berkatalah orang yang bersikap adil di antara mereka: "Bukankah aku telah katakan kepada kamu (semasa kamu hendak menghampakan orang-orang fakir miskin dari habuannya): amatlah elok kiranya kamu mengingati Allah (serta membatalkan rancangan kamu yang jahat itu) ?"
Arnavutça:
Njëri më i arsyeshëm, prej tyre tha: “A nuk ju thashë unë se duhet ta kujtoni Perëndinë!”
Bulgarca:
Най-разумният от тях рече: “Не ви ли казах - защо не прославяте Аллах?”
Sırpça:
Најбољи између њих рече: „Нисам ли вам ја говорио да треба Аллаха да славите?“
Çekçe:
I pravil nejobezřetnější z nich: 'Což neříkal jsem vám, že slávu Boží pronésti jsme měli?'
Urduca:
اُن میں جو سب سے بہتر آدمی تھا اُس نے کہا "میں نے تم سے کہا نہ تھا کہ تم تسبیح کیوں نہیں کرتے؟"
Tacikçe:
Некмардашон гуфт: «Шуморо нагуфгам, чаро Худоро тасбеҳ намегӯед?»
Tatarca:
Аларның уртанчысы яки гакыллырагы: "Мин сезгә әйткән идем түгелме? Аллаһ теләсә дисәгезче", – дип.
Endonezyaca:
Berkatalah seorang yang paling baik pikirannya di antara mereka: "Bukankah aku telah mengatakan kepadamu, hendaklah kamu bertasbih (kepada Tuhanmu)?"
Amharca:
ትክክለኛቸው «ለእናንተ አላህን ለምን አታጠሩም አላልኳችሁምን?» አላቸው፡፡
Tamilce:
அவர்களில் நீதவான் கூறினார்: (நீங்கள் இன் ஷா அல்லாஹ் என்று கூற வேண்டும் என்று) நான் கூறவில்லையா? (அதன்படி) நீங்கள் இன் ஷா அல்லாஹ் சொல்லி இருக்க வேண்டாமா!
Korece:
그들 중에 보다 정직했던 자가 왜 하나님을 찬양하지 아니 했느냐 내가 너희에게 말하지 아니 했더뇨 라고 하매
Vietnamca:
Một người tốt nhất trong số họ nói: “Tôi đã không nói với các người hãy nên tán dương (Allah) đó sao?”
Ayet Linkleri: