Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

68

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

5292

Sayfa No: 

565

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَتَنَادَوْا مُصْبِحِينَ

Çeviriyazı: 

fetenâdev muṣbiḥîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Diyanet İşleri: 

Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.

Şaban Piriş: 

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Edip Yüksel: 

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Ali Bulaç: 

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Suat Yıldırım: 

Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: “Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

68:20

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:

Bekir Sadak: 

68:26

İbni Kesir: 

Sabah erken birbirlerine seslendiler

Adem Uğur: 

Sabah olurken birbirlerine seslendiler.

İskender Ali Mihr: 

Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.

Celal Yıldırım: 

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Tefhim ul Kuran: 

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Fransızca: 

Le [lendemain] matin, ils s'appelèrent les uns les autres :

İspanyolca: 

Por la mañana, se llamaron unos a otros:

İtalyanca: 

L'indomani si chiamarono gli uni con gli altri, di buon mattino:

Almanca: 

Dann riefen sie einander am Morgen (zu):

Çince: 

他们曾在早晨彼此相呼:

Hollandaca: 

En zij riepen elkander, toen zij des morgens opstonden, zeggende:

Rusça: 

А на рассвете они стали звать друг друга:

Somalice: 

wayna isu dhawaaqeen Subaxdii.

Swahilice: 

Asubuhi wakaitana.

Uygurca: 

ئۇلار: «ئەگەر (مېۋىلەرنى) ئۈزمەكچى بولساڭلار باغقا بېرىڭلار» دەپ، ئەتىگەندە بىر - بىرىنى توۋلاشتى

Japonca: 

早朝かれらは互いに叫んだ。

Arapça (Ürdün): 

«فتنادوا مصبحين».

Hintçe: 

फिर ये लोग नूर के तड़के लगे बाहम गुल मचाने

Tayca: 

ดังนั้นพวกเขาจึงกู่ตะโกนให้ตื่นแต่เช้าตรู่

İbranice: 

והם קראו זה אל זה בבוקר

Hırvatça: 

A u zoru oni su jedni druge dozivali:

Rumence: 

Sculându-se de dimneaţă, au început să se strige:

Transliteration: 

Fatanadaw musbiheena

Türkçe: 

Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:

Sahih International: 

And they called one another at morning,

İngilizce: 

As the morning broke, they called out, one to another,-

Azerbaycanca: 

Onlar səhər qalxıb bir-birini belə səslədilər:

Süleyman Ateş: 

Sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Diyanet Vakfı: 

Sabah olurken birbirlerine seslendiler.

Erhan Aktaş: 

Sabah olunca birbirlerine seslendiler.

Kral Fahd: 

(Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken, birbirlerine seslendiler.

Hasan Basri Çantay: 

İşte sabaha karşı birbirlerini çağırdılar.

Muhammed Esed: 

Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler:

Gültekin Onan: 

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Ali Fikri Yavuz: 

Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:

Portekizce: 

E, pela manhã, confabularam mutuamente:

İsveççe: 

I gryningen ropade de till varandra:

Farsça: 

وهنگام صبح یکدیگر را آوازدادند،

Kürtçe: 

لە شەبەقدا (براکان) بانگی یەکترییان کرد

Özbekçe: 

Улар, тонг-саҳарда бир-бирларини чақирдилар:

Malayca: 

Kemudian pada pagi-pagi, mereka panggil memanggil antara satu dengan yang lain -

Arnavutça: 

Kurse, në agim, ata, e thirrën njëri-tjetrin:

Bulgarca: 

И си викаха един другиму на сутринта:

Sırpça: 

А у зору они су једни друге дозивали:

Çekçe: 

A zrána na sebe volali:

Urduca: 

صبح اُن لوگوں نے ایک دوسرے کو پکارا

Tacikçe: 

Ва саҳаргоҳон якдигарро нидо доданд:

Tatarca: 

Бу өч егет таң вакытында бер-берсен бакчага чакырдылар.

Endonezyaca: 

lalu mereka panggil memanggil di pagi hari:

Amharca: 

ያነጉም ኾነው ተጠራሩ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் அதிகாலைபொழுதை அடைந்தபோது ஒருவரை ஒருவர் அழைத்தனர்.

Korece: 

아침이 되매 그들은 서로가 서로에게 소리 지르더라

Vietnamca: 

Rồi họ gọi nhau vào buổi sáng.