Arapça:
فَتَنَادَوْا مُصْبِحِينَ
Çeviriyazı:
fetenâdev muṣbiḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Diyanet İşleri:
Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sabahleyin birbirlerine sesleniyorlardı.
Şaban Piriş:
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Edip Yüksel:
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Ali Bulaç:
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
Suat Yıldırım:
Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: “Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
68:20
Yaşar Nuri Öztürk:
Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:
Bekir Sadak:
68:26
İbni Kesir:
Sabah erken birbirlerine seslendiler
Adem Uğur:
Sabah olurken birbirlerine seslendiler.
İskender Ali Mihr:
Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.
Celal Yıldırım:
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Tefhim ul Kuran:
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
Fransızca:
Le [lendemain] matin, ils s'appelèrent les uns les autres :
İspanyolca:
Por la mañana, se llamaron unos a otros:
İtalyanca:
L'indomani si chiamarono gli uni con gli altri, di buon mattino:
Almanca:
Dann riefen sie einander am Morgen (zu):
Çince:
他们曾在早晨彼此相呼:
Hollandaca:
En zij riepen elkander, toen zij des morgens opstonden, zeggende:
Rusça:
А на рассвете они стали звать друг друга:
Somalice:
wayna isu dhawaaqeen Subaxdii.
Swahilice:
Asubuhi wakaitana.
Uygurca:
ئۇلار: «ئەگەر (مېۋىلەرنى) ئۈزمەكچى بولساڭلار باغقا بېرىڭلار» دەپ، ئەتىگەندە بىر - بىرىنى توۋلاشتى
Japonca:
早朝かれらは互いに叫んだ。
Arapça (Ürdün):
«فتنادوا مصبحين».
Hintçe:
फिर ये लोग नूर के तड़के लगे बाहम गुल मचाने
Tayca:
ดังนั้นพวกเขาจึงกู่ตะโกนให้ตื่นแต่เช้าตรู่
İbranice:
והם קראו זה אל זה בבוקר
Hırvatça:
A u zoru oni su jedni druge dozivali:
Rumence:
Sculându-se de dimneaţă, au început să se strige:
Transliteration:
Fatanadaw musbiheena
Türkçe:
Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler:
Sahih International:
And they called one another at morning,
İngilizce:
As the morning broke, they called out, one to another,-
Azerbaycanca:
Onlar səhər qalxıb bir-birini belə səslədilər:
Süleyman Ateş:
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Diyanet Vakfı:
Sabah olurken birbirlerine seslendiler.
Erhan Aktaş:
Sabah olunca birbirlerine seslendiler.
Kral Fahd:
(Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken, birbirlerine seslendiler.
Hasan Basri Çantay:
İşte sabaha karşı birbirlerini çağırdılar.
Muhammed Esed:
Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler:
Gültekin Onan:
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
Ali Fikri Yavuz:
Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
Portekizce:
E, pela manhã, confabularam mutuamente:
İsveççe:
I gryningen ropade de till varandra:
Farsça:
وهنگام صبح یکدیگر را آوازدادند،
Kürtçe:
لە شەبەقدا (براکان) بانگی یەکترییان کرد
Özbekçe:
Улар, тонг-саҳарда бир-бирларини чақирдилар:
Malayca:
Kemudian pada pagi-pagi, mereka panggil memanggil antara satu dengan yang lain -
Arnavutça:
Kurse, në agim, ata, e thirrën njëri-tjetrin:
Bulgarca:
И си викаха един другиму на сутринта:
Sırpça:
А у зору они су једни друге дозивали:
Çekçe:
A zrána na sebe volali:
Urduca:
صبح اُن لوگوں نے ایک دوسرے کو پکارا
Tacikçe:
Ва саҳаргоҳон якдигарро нидо доданд:
Tatarca:
Бу өч егет таң вакытында бер-берсен бакчага чакырдылар.
Endonezyaca:
lalu mereka panggil memanggil di pagi hari:
Amharca:
ያነጉም ኾነው ተጠራሩ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்கள் அதிகாலைபொழுதை அடைந்தபோது ஒருவரை ஒருவர் அழைத்தனர்.
Korece:
아침이 되매 그들은 서로가 서로에게 소리 지르더라
Vietnamca:
Rồi họ gọi nhau vào buổi sáng.
Ayet Linkleri: