Arapça:
يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ ۚ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
yeḳûlûne leir raca`nâ ile-lmedîneti leyuḫricenne-l'e`azzü minhe-l'eẕell. velillâhi-l`izzetü velirasûlihî velilmü'minîne velâkinne-lmünâfiḳîne lâ ya`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.
Diyanet İşleri:
Eğer bu savaşdan Medine'ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır diyorlardı. Oysa, şeref Allah'ın, Peygamberinin ve inananlarındır, ama ikiyüzlüler bu gerçeği bilmezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derler ki: Medine'ye dönünce andolsun ki üstün olan, elbette aşağılık kişiyi çıkarır oradan ve Allah'ındır üstünlük ve Peygamberinin ve inananların ve fakat münafıklar, bilmezler.
Şaban Piriş:
"Medine’ye dönersek, güçlü olan, zayıf olanı oradan çıkaracaktır" diyorlar. Oysa izzet Allah'ın, O'nun rasûlünün ve müminlerindir. Ancak münafıklar bilmezler.
Edip Yüksel:
"Kente dönersek, üstün olanlar alçakları çıkaracaktır," diyorlar. Oysa üstünlük ALLAH'a, elçisine ve inananlara aittir. Ne var ki ikiyüzlüler bilmezler.
Ali Bulaç:
Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü’nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
Suat Yıldırım:
Hem derler ki: “Medineye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır.” Heyhat! İzzet, Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Derler ki: «Eğer Medine´ye döner gider isek elbette azîz olanlar, zelil olanları oradan çıkaracaklardır.» Halbuki izzet Allah´a mahsustur ve Peygamberi ile mü´minlere mahsustur. Fakat o münafıklar bilmezler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle derler: "Eğer Medine'ye dönersek, yemin olsun ki, itibarlı ve baskın olan, ezik ve zayıf olanı oradan çıkaracaktır!" Güç ve itibar Allah'a, onun resulüne ve iman sahiplerine özgüdür. Ama münafıklar bunu bilmezler.
Bekir Sadak:
Gokleri ve yeri gerektigi gibi yaratmistir. Size sekil vermis ve seklinizi guzel yapmistir. Donus O´nadir.
İbni Kesir:
Onlar
Adem Uğur:
Onlar: Andolsun, eğer Medine´ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah´ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
İskender Ali Mihr:
“Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha azîz (güçlü) olan, daha zelil (güçsüz, zayıf) olanı, oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İzzet Allah´ın ve O´nun Resûl´ünün ve mü´minlerindir. Ve lâkin münafıklar bilmiyorlar.
Celal Yıldırım:
Derler ki: «Eğer Medine´ye dönersek and olsun ki, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık alçakları oradan çıkaracaktır.» (Oysa) üstünlük ve şeref Allah´a, Peygamberine ve mü´minlere aittir. Ne var ki münafıklar (bunu) bilmezler.
Tefhim ul Kuran:
Derler ki: «Andolsun, Medine´ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.» Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah´ın, O´nun Resulü´nün ve mü´minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
Fransızca:
Ils disent : "Si nous retournons à Médine, le plus puissant en fera assurément sortir le plus humble ". Or c'est à Allah qu'est la puissance ainsi qu'à Son messager et aux croyants. Mais les hypocrites ne le savent pas.
İspanyolca:
Dicen: «Si volvemos a la ciudad, los más poderosos, sin duda, expulsarán de ella a los más débiles». Pero el poder pertenece a Alá, a Su Enviado y a los creyentes. Los hipócritas, empero, no saben.
İtalyanca:
Dicono: «Se ritorniamo a Medina, il più potente scaccerà il più debole». La potenza appartiene ad Allah, al Suo Messaggero e ai credenti, ma gli ipocriti non lo sanno.
Almanca:
Sie sagen: "Wenn wir zur Madina zurückkehren, dann wird doch der Würdigere von ihr den Niedrigeren vertreiben." Und die Würde gehört ALLAH, Seinem Gesandten und den Mumin. Doch die Munafiq wissen es nicht.
Çince:
他们说:如果我们返回麦地那,尊荣者必将卑贱者驱逐出城。尊荣只是真主和使者以及信士们的,而伪信的人们却不知道!
Hollandaca:
Zij zeggen: Waarlijk, indien wij naar Medina terugkeeren, zal de sterkere den zwakkere verjagen. De kracht behoort aan God; zij is met zijn gezant en de ware geloovigen; maar de huichelaars weten het niet.
Rusça:
Они говорят: "Когда мы вернемся в Медину, то могущественные среди нас непременно изгонят оттуда униженных". Могущество присуще Аллаху, Его Посланнику и верующим, но лицемеры не знают этого.
Somalice:
Munaafiqiintu waa kuwa dhihi haddaan Madiino u noqonno waa in kuwa tabarta lihi ka bixiyaan Magaalada kuwa dullaysan, tabar iyo Sharaf Eebaa iska leh Rasuulkiisa iyo Mu'miniinta, haseyeeshee Munaafiqiintu ma oga.
Swahilice:
Wanasema: Tukirejea Madina mwenye utukufu zaidi bila ya shaka atamfukuza aliye mnyonge. Na Mwenyezi Mungu ndiye Mwenye utukufu - Yeye, na Mtume wake, na Waumini. Lakini wanaafiki hawajui.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى مۇناپىقلار): «مەدىنىگە قايتساق، ئەڭ ئەزىز ئادەم (يەنى ئابدۇللاھ ئىبن ئۇبەي ۋە مۇناپىقلارنىڭ ئۆزلىرىنى دېمەكچى) ئەڭ خار ئادەمنى (يەنى رەسۇلۇللاھنى، مۆمىنلەرنى دېمەكچى) مەدىنىدىن چىقىرىۋېتىدۇ» دېيىشىدۇ. غەلىبە اﷲ قا، اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىگە ۋە مۆمىنلەرگە مەنسۇپ، لېكىن مۇناپىقلار (غەلىبىنىڭ اﷲ نىڭ دۈشمەنلىرىگە ئەمەس، دوستلىرىغا مەنسۇپ ئىكەنلىكىنى) بىلمەيدۇ
Japonca:
かれらは,「わたしたちがアル・マディーナに帰れば,そこの高貴な者が卑しい者たちを必ずそこから追うでしょう。」と言う。凡そ栄誉は,アッラーと使徒,そしてその信者たちにある。だが偽信者たちには,これが分らない。
Arapça (Ürdün):
«يقولون لئن رجعنا» أي من غزوة بني المصطلق «إلى المدينة ليخرجن الأعز» عنوا به أنفسهم «منها الأذل» عنوا به المؤمنين «ولله العزة» الغلبة «ولرسوله وللمؤمنين ولكن المنافقين لا يعلمون» ذلك.
Hintçe:
ये लोग तो कहते हैं कि अगर हम लौट कर मदीने पहुँचे तो इज्ज़दार लोग (ख़ुद) ज़लील (रसूल) को ज़रूर निकाल बाहर कर देंगे हालॉकि इज्ज़त तो ख़ास ख़ुदा और उसके रसूल और मोमिनीन के लिए है मगर मुनाफेक़ीन नहीं जानते
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า ถ้าเรากลับไปยังนครมะดีนะฮฺ พวกที่มีเกียรติกว่าจะขับไล่พวกที่ต่ำต้อยออกจากนครมะดีนะฮฺส่วนอำนาจนั้นเป็นของอัลลอฮฺ และร่อซูลของพระองค์และบรรดาผู้ศรัทธา แต่ว่าพวกมุนาฟิกีนนั้นหารู้ไม่
İbranice:
הם אומרים: אם נשוב לאל-מדינה, ודאי החזק יותר יגרש ממנה את החלש יותר. אך לאלוהים שייך העוז, ולשליחו ולמאמינים, אך הצבועים אינם יודעים זאת
Hırvatça:
Oni govore: "Ako se vratimo u Medinu, sigurno će jači istjerati iz nje slabijeg!" A snaga je u Allaha i u Poslanika Njegova i u vjernika, ali licemjeri ne znaju.
Rumence:
Ei spun: “Dacă ne vom întoarce iar la Medina, cel puternic îl va alunga din cetate pe cel slab.” Puterea este a lui Dumnezeu, a trimisului Său şi a credincioşilor, însă cei făţarnici nu ştiu.
Transliteration:
Yaqooloona lain rajaAAna ila almadeenati layukhrijanna alaAAazzu minha alathalla walillahi alAAizzatu walirasoolihi walilmumineena walakinna almunafiqeena la yaAAlamoona
Türkçe:
Şöyle derler: "Eğer Medine'ye dönersek, yemin olsun ki, itibarlı ve baskın olan, ezik ve zayıf olanı oradan çıkaracaktır!" Güç ve itibar Allah'a, onun resulüne ve iman sahiplerine özgüdür. Ama münafıklar bunu bilmezler.
Sahih International:
They say, "If we return to al-Madinah, the more honored [for power] will surely expel therefrom the more humble." And to Allah belongs [all] honor, and to His Messenger, and to the believers, but the hypocrites do not know.
İngilizce:
They say, "If we return to Medina, surely the more honourable (element) will expel therefrom the meaner." But honour belongs to Allah and His Messenger, and to the Believers; but the Hypocrites know not.
Azerbaycanca:
Onlar: “Əgər biz (Bəni Müstəliq vuruşunda) Mədinəyə qayıtsaq, ən güclülər (ən şərəflilər – münafiqlər) ən zəifləri (ən həqirləri – Peyğəmbəri və ona iman gətirənləri), əlbəttə, oradan çıxardacaqlar!” – deyirlər. Halbuki şərəf-şan da, (qüvvət və qələbə də) yalnız Allaha, Onun Peyğəmbərinə və mö’minlərə məxsusdur, lakin münafiqlər (bunu) bilməzlər!
Süleyman Ateş:
Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek üstün olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, Elçisine ve mü'minlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.
Diyanet Vakfı:
Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
Erhan Aktaş:
“Eğer Medine’ye dönecek olursak, mutlaka daha güçlü olan, güçsüz olanı, oradan sürüp çıkarır.” diyorlar. Oysa izzet;(1) Allah’ın, O’nun Resûl’ünün ve inananlarındır. Fakat münâfıklar bu gerçeği bilmiyorlar.
Kral Fahd:
Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
Hasan Basri Çantay:
Onlar «Eğer Medîneye dönersek, andolsun, en şerefli ve kuvvetli olan (ımız) oradan en hakıyr (ve zaîf) olanı muhakkak çıkaracakdır» diyorlardı. Halbuki şeref, kuvvet ve gaalibiyyet Allahındır, peyğamberinindir, müminlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.
Muhammed Esed:
(Ve) onlar: "Kente döndüğümüzde şan şeref sahibi olan (biz)ler, zavallı biçareleri oradan sürüp atacaktır!" derler. Ama asıl şeref, Allah´a, O´nun Elçisi´ne ve inananlara aittir ama ikiyüzlüler bunun farkında değiller.
Gültekin Onan:
Derler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Diyorlar ki, “(eğer bu savaştan) Medîne’ye bir dönersek kuvvet ve şerefi çok olan (bizler), zayıf ve düşük olanı (müminler topluluğunu) oradan çıkaracaktır. Halbuki kuvvet ve üstünlük Allah’ın, Rasûlünün ve müminlerindir
Portekizce:
Dizem: Em verdade, se voltássemos para Madina , o mais poderoso expulsaria dela o mais fraco. Porém, a potestade sópertence a Deus, ao Seu Mensageiro e aos fiéis, ainda que os hipócritas o ignorem.
İsveççe:
De säger [också]: "Om vi kommer tillbaka till staden [från detta fälttåg], skall de som har makten helt säkert driva bort dessa föraktliga stackare härifrån!" - Men [den verkliga] makten ligger hos Gud - och Hans Sändebud och de troende - och det vet inte hycklarna.
Farsça:
می گویند: اگر به مدینه بازگردیم، مسلماً آنکه عزیزتر است [یعنی عبدالله بن ابی سلول، رئیس منافقان] آن را که خوارتر است [یعنی پیامبر که هنوز به پندار آنان تمکن لازم را به دست نیاورده] از آنجا بیرون می کند. در حالی که عزت و اقتدار برای خدا و پیامبر او و مؤمنان است، ولی منافقان [به این حقیقت] معرفت و آگاهی ندارند.
Kürtçe:
(دووڕوەکان) دەڵێن سوێندبێت ئەگەر گەڕاینەوە بۆ مەدینە، بێگومان دەسەڵاتدار وبەڕێزەکان (مەبەست پێی خۆیان بوو) لات وبێ ڕێزەکان لە مەدینە دەردەکەن (مەبەست پێی بڕواداران بوو) (خوای گەورەش بەرپەرچیان دەداتەوە ودەفەرموێت): ڕێز وگەورەیی تەنھا بۆ خوا وبۆ پێغەمبەری خوا وباوەڕدارانە بەڵام دووڕووان نازانن
Özbekçe:
Улар, агар Мадинага қайтиб борсак, албатта азиз хорни ундан чиқарур, дерлар. Ҳолбуки, азизлик Аллоҳга, Унинг Расулига ва мўминларига хосдир. Лекин мунофиқлар билмаслар. (Ушбу ояти карима мунофиқлар бошлиғининг Пайғамбар алайҳиссаломни Мадинадан хорларча қувиб чиқараман, деб қилган дўқ-пўписасига раддия беради. «Мадинага қайтиб борсак», дейилгандан мурод Мусталақ қавмига қарши ғазотдан қайтиб Мадина шаҳрига борсак, деганидир. Бундан кўриниб турибдики, мунофиқлар қарши турли жабҳа ва услубларни, шу жумладан, маҳаллийчиликни ҳам ишга соладилар.)
Malayca:
Mereka berkata lagi: " Demi sesungguhnya! Jika kita kembali ke Madinah (dari medan perang), sudah tentu orang-orang yang mulia lagi kuat (pihak kita) akan mengusir keluar dari Madinah orang-orang yang hina lagi lemah (pihak Islam)". Padahal bagi Allah jualah kemuliaan dan kekuatan itu dan bagi RasulNya serta bagi orang-orang yang beriman; akan tetapi golongan yang munafik itu tidak mengetahui (hakikat yang sebenarnya).
Arnavutça:
Ata thonë: “Nëse kthehemi në Medinë, padyshim të fuqishmit do t’i dëbojnë të dobëtit nga ajo (Medina)!” Por, fuqia është e Perëndisë dhe e Profetit të Tij dhe e besimtarëve, mirëpo – hipokritët nuk e dijnë (këtë).
Bulgarca:
Казват: “Щом се върнем в ал-Медина, по-могъщият там непременно ще пропъди по-слабия.” А могъществото принадлежи на Аллах и на Неговия Пратеник, и на вярващите. Ала лицемерите не разбират.
Sırpça:
Они говоре: “Ако се вратимо у Медину, сигурно ће јачи да истерају из ње слабијег!” А снага је код Аллаха и код Његовог Посланика и код верника, али лицемери не знају.
Çekçe:
A říkají dále: 'Věru, kdybychom se vrátili do Medíny, vskutku by z ní nejmocnější vyhnal nejubožejšího.' Avšak moc náleží Bohu a poslu Jeho a věřícím, leč pokrytci to nevědí.
Urduca:
یہ کہتے ہیں کہ ہم مدینے واپس پہنچ جائیں تو جو عزت والا ہے وہ ذلیل کو وہاں سے نکال باہر کرے گا حالانکہ عزت تو اللہ اور اس کے رسولؐ اور مومنین کے لیے ہے، مگر یہ منافق جانتے نہیں ہیں
Tacikçe:
Мегӯянд: «Чун ба Мадина, бозгардем, соҳибони иззат хору залилҳоро аз он ҷо берун хоҳанд кард». Иззат аз они Худову паёмбараш ва мӯъминон аст. Вале мунофиқон намедонанд.
Tatarca:
Ул монафикълар әйтерләр: "Әгәр Мәдинәга кайтсак, әлбәттә, дәрәҗәдә өстенрәк кеше түбәнрәк кешене Мәдинәдән чыгарачак" – дип. Ягъни бер сугыштан соң монафикъларның башлыгы, әгәр Мәдинәгә кайтсак, әлбәттә, Мухәммәдне вә аңа ияргәннәрне шәһәрдән чыгарачакбыз, диде. Бит куәт һәм өстенлек Аллаһудадыр вә Аллаһудан Аның рәсүленәдер һәм мөэминнәргәдер, ләкин монафикълар ул хакта һичнәрсә белмиләр.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Sesungguhnya jika kita telah kembali ke Madinah, benar-benar orang yang kuat akan mengusir orang-orang yang lemah dari padanya". Padahal kekuatan itu hanyalah bagi Allah, bagi Rasul-Nya dan bagi orang-orang mukmin, tetapi orang-orang munafik itu tiada mengetahui.
Amharca:
«ወደ መዲና ብንመለስ አሸናፊው ወራዳውን በእርግጥ ከእርሷ ያወጣል» ይላሉ፡፡ አሸናፊነትም ለአላህ፣ ለመልክተኛውና ለምእምናን ነው፡፡ ግን መናፍቃን አያውቁም፡፡
Tamilce:
“நாம் மதீனாவிற்கு திரும்பினால் கண்ணியவான்கள் (ஆகிய நாம்) தாழ்ந்தவர்(களாகிய முஹாஜிர்)களை அதிலிருந்து நிச்சயமாக வெளியேற்ற வேண்டும்” என்று அவர்கள் கூறுகிறார்கள். அல்லாஹ்விற்கும் அவனது தூதருக்கும் நம்பிக்கையாளர்களுக்கும்தான் கண்ணியம் உரியது. என்றாலும், நயவஞ்சகர்கள் (இதை) அறியமாட்டார்கள்.
Korece:
그들은 우리가 메디나로 돌아가 더 강한 자가 더 천한 자를 추방하리라고 말하더라 권능은 하 나님과 그분의 선지자와 믿는 자 들에게 있나니 위선자들은 모르고있노라
Vietnamca:
Chúng nói: “Nếu chúng tôi quay trở về Madinah, người quyền thế nhất (ám chỉ ‘Abdullah bin Ubai) sẽ đuổi kẻ hèn nhất (ám chỉ Thiên Sứ Muhammad) ra khỏi đó”. Nhưng những kẻ giả tạo đức tin không biết rằng danh dự và quyền thế đều thuộc về Allah và Sứ Giả của Ngài cũng như những người có đức tin.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: