Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

56

Ayet No: 

845

Sayfa No: 

134

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ إِنِّي نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ ۚ قُل لَّا أَتَّبِعُ أَهْوَاءَكُمْ ۙ قَدْ ضَلَلْتُ إِذًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُهْتَدِينَ

Çeviriyazı: 

ḳul innî nühîtü en a`büde-lleẕîne ted`ûne min dûni-llâh. ḳul lâ ettebi`u ehvâeküm ḳad ḍaleltü iẕev vemâ ene mine-lmühtedîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Şüphesiz ki bana, Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı". De ki: "Sizin çarpık isteklerinize uymayacağım, (eğer uyarsam) o zaman sapıtmış olur, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum".

Diyanet İşleri: 

De ki: "Allah'tan başka, yalvardıklarınıza kulluk etmekten menolundum." "Sizin heveslerinize uymayacağım, yoksa sapıtmış, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum" de.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Ben, Allah'ı bırakıp da taptıklarınıza tapmaktan nehyedildim. De ki: Sizin dileğinize uymam ben. Uyarsam şüphe yok ki doğru yoldan sapmış olurum ve doğru yolu bulanlardan olmam.

Şaban Piriş: 

De ki: Ben, Allah’tan başka dua ettiklerinize ibadet etmekten yasaklandım. De ki: Sizin hevanıza/arzularınıza uymam, uyduğum takdirde sapıtır ve hidayete erenlerden olmamış olurum.

Edip Yüksel: 

De: "ALLAH'ın dışında çağırdıklarınıza tapmaktan menedildim." De: "Sizin keyfinize uymayacağım. Aksi taktirde sapar ve doğru yolu bulamam."

Ali Bulaç: 

De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku)larınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum."

Suat Yıldırım: 

De ki: “Allah'tan başka taptığınız şeylere ibadet etmem bana yasak kılındı.” De ki: “Sizin keyfî arzularınıza uymayacağım; yoksa sapmış olurum.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Ben Allah Teâlâ´dan başka taptığınız şeylere ibadetten nehyedilmiş bulunmaktayım.» De ki: «Sizin hevâlarınıza asla uymam. O takdirde ben muhakkak dalâlete düşmüş ve ben hidâyete erenlerden olmamış olurum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım!" De ki: "Sizin keyiflerinize uymam! Çünkü bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve güzeli bulanlardan olmam."

Bekir Sadak: 

Geceleyin sizi olu gibi uyutan, gunduzun yaptiklarinizi bilen, mukadder olan hayat sureniz doluncaya kadar gunduzleri sizi tekrar kaldiran O´dur. Sonra donusunuz O´nadir, islediklerinizi size bilidirecektir. *

İbni Kesir: 

De ki: Allah´ı bırakıp da taptığınız başka şeylere tapmaktan men´olundum. De ki: Sizin heveslerinize asla uymam. O takdirde sapmış olurum da hidayete erenlerden olmam.

Adem Uğur: 

De ki: Allah´ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularınıza uymam, aksi halde sapıtırım da hidayete erenlerden olmam.

İskender Ali Mihr: 

De ki: “Muhakkak ki ben, dua ettiğiniz Allah´tan başka şeylere kul olmaktan men edildim.” De ki: “Sizin heveslerinize (nefsinizin afetlerinin dileklerine) uymam, eğer uyarsam (öyle olursa), dalâlette olmuş olurum ve hidayete erenlerden olmam.”

Celal Yıldırım: 

De ki: Doğrusu ben sizin Allah´tan başka taptığınız şeye tapmaktan men´olundum. Ve de ki: Sizin heveslerinize de uymam, o takdirde hem sapıtırım, hem de doğru yol üzerinde bulunanlardan olmam.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Ben, sizin Allah´tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim.» De ki: «Ben sizin heva (istek ve tutku) larınıza uymam

Fransızca: 

Dis : "il m'a été interdit d'adorer ceux que vous priez en dehors d'Allah". Dis : "Je ne suivrai pas vos passions : car ce serait m'égarer, et je ne serais plus parmi les bien-guidés".

İspanyolca: 

Di: «Se me ha prohibido servir a aquéllos que invocáis en lugar de invocar a Alá». Di: «No seguiré vuestras pasiones; si no, me extraviaría y no sería de los bien dirigidos».

İtalyanca: 

Di': «Mi è stato vietato di adorare quelli che invocate all'infuori di Allah». Di': «Non seguirò le passioni vostre, ché allora mi perderei e non sarei più tra i ben guidati.»

Almanca: 

Sag: "Mir ist es untersagt, denen zu dienen, an die ihr anstelle von ALLAH Bittgebete richtet." Sag: "Ich folge nicht euren Neigungen, sonst wäre ich bereits irregegangen und ich gehöre dann nicht mehr zu den Rechtgeleiteten!"

Çince: 

你说:我确已奉到禁令,不得崇拜你们舍真主而祈祷的。你说:我不顺从你们的私欲;否则,我必迷误,而绝不是遵循正道的人。

Hollandaca: 

Zeg: Waarlijk, het is mij verboden, de valsche goden te aanbidden, die gij naast God aanroept: Zeg: ik wil uwe begeerten niet volgen; want dan zou ik dwalen, en ik zou nimmer een hunner zijn, die op den rechten weg worden geleid.

Rusça: 

Скажи: "Мне запрещено поклоняться тем, к кому вы взываете наряду с Аллахом". Скажи: "Я не стану потакать вашим желаниям. В противном случае я собьюсь с пути и не окажусь в числе следующих прямым путем".

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa waxaa layga Reebay inaan Caabudo waxaad Caabudaysaan oo Eebe ka soo Hadhay, waxaad Dhahdaa Raaci maayo hawadiinna oon Dhumo markaas Nogoninna kuwaan Hanuunsanayn.

Swahilice: 

Sema: Mimi nimekatazwa kuwaabudu hao mnao waomba badala ya Mwenyezi Mungu. Sema: mimi sifuati matamanio yenu. Hivyo nitakuwa nimepotea, na sitakuwa miongoni mwa walio ongoka.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! مۇشرىكلارغا) ئېيتقىنكى، «سىلەر اﷲ نى قايرىپ قويۇپ ئىبادەت قىلغان بۇتلارغا ئىبادەت قىلىشتىن مەن ھەقىقەتەن مەنئى قىلىندىم». ئېيتقىنكى، «مەن سىلەرنىڭ نەپسى خاھىشىڭلارغا ئەگەشمەيمەن، بولمىسا مەن ئازغان بولىمەن ۋە ھىدايەت تاپقۇچىلاردىن بولالماي قالىمەن»

Japonca: 

言ってやるがいい。「わたしはあなたがたが祈っているアッラー以外のものに仕えることを禁じられたのだ。」言ってやるがいい。「わたしは,あなたがたの虚しい望みに従わない。そうなれば,わたしは迷ってしまって,(正しく)導かれない。」

Arapça (Ürdün): 

«قل إني نُهيت أن أعبد الذين تدعون» تعبدون «من دون الله قل لا أتبع أهواءكم» في عبادتها «قد ضللت إذا» إن اتبعتها «وما أنا من المهتدين».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कह दो कि मुझसे उसकी मनाही की गई है कि मैं ख़ुदा को छोड़कर उन माबूदों की इबादत करुं जिन को तुम पूजा करते हो (ये भी) कह दो कि मै तो तुम्हारी (नाफसानी) ख्वाहिश पर चलने का नहीं (वरना) फिर तो मै गुमराह हो जाऊॅगा और हिदायत याफता लोगों में न रहूँगा

Tayca: 

จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด)ว่าแท้จริงฉันถูกห้ามมิให้เคารพสักการะ บรรดาผู้ที่พวกท่านวิงวอนกันอยู่ อื่นจากอัลลอฮ์ จวงกล่าวเถิดฉันจะไม่ปฏิบัติตามความใคร่ใฝ่ต่ำของพวกเจ้า ถ้าเช่นนั้นแน่นอน ฉันก็ย่อมหลงผิดไปด้วย และฉันก็จะไม่ใช่เป็นคนหนึ่งในหมู่ผู้ได้รับคำแนะนำ

İbranice: 

אמור ',נאסר עליי לעבוד את אלה שאתם פונים אליהם בתפילה, מלבד אלוהים.' אמור, 'לא אלך אחרי יצריכם, כי אתעה אם אעשה כך, ולא אהיה מן המודרכים

Hırvatça: 

Reci: "Meni je zabranjeno obožavati one koje vi, pored Allaha, molite." Reci: "Ja se ne povodim za željama vašim, jer bih tada zalutao i ne bih među upućenima bio."

Rumence: 

Spune: “Îmi este oprit să mă închin celor pe care voi îi chemaţi în locul lui Dumnezeu.” Spune: “Eu nu voi urma poftele voastre, căci altfel mă voi rătăci şi nu voi mai fi dintre cei călăuziţi.”

Transliteration: 

Qul innee nuheetu an aAAbuda allatheena tadAAoona min dooni Allahi qul la attabiAAu ahwaakum qad dalaltu ithan wama ana mina almuhtadeena

Türkçe: 

De ki: "Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım!" De ki: "Sizin keyiflerinize uymam! Çünkü bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve güzeli bulanlardan olmam."

Sahih International: 

Say, "Indeed, I have been forbidden to worship those you invoke besides Allah." Say, "I will not follow your desires, for I would then have gone astray, and I would not be of the [rightly] guided."

İngilizce: 

Say: "I am forbidden to worship those - others than Allah - whom ye call upon." Say: "I will not follow your wain desires: If I did, I would stray from the path, and be not of the company of those who receive guidance."

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum) De: “Sizin Allahdan qeyri tapındığınız bütlərə ibadət etmək mənə qadağan edilmişdir”. De: “Mən sizin nəfsinizin istəklərinə əsla uymaram. Belə ola biləcəyi təqdirdə mən (haqq yoldan) azar və doğru yola yönəlmişlərdən olmaram!”

Süleyman Ateş: 

De ki: "Ben, Allah'tan başka yalvardıklarınıza tapmaktan men'olundum." De ki: "Ben sizin keyiflerinize uymam, çünkü o takdirde sapıtmış ve yola gelenlerden olmamış olurum."

Diyanet Vakfı: 

De ki: Allah'ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularınıza uymam, aksi halde sapıtırım da hidayete erenlerden olmam.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Ben, Allah’ın yanı sıra yalvardıklarınıza kulluk etmekten men olundum.” De ki: “Hevânıza(1) tâbi olmam, yoksa kesinlikle sapmış olurum da o zaman hidâyete erenlerden olmamış olurum.”

Kral Fahd: 

(Ey Muhammed! Onlara) de ki: "Ben Allah'ı bırakıp da sizin duâ ettiğiniz (putlar) e ibadet etmekten nehyolundum." Keza de ki: "Sizin heva ve heveslerinize tâbi olmam; olduğum takdirde de sapıtır ve hidayete erenlerden olmam."

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Allâhı bırakıb da tapdığınız şeylere tapmam bana yasak edildi». De ki: «Ben sizin hevâ (ve heves) lerinize asla uymam. Bu takdirde muhakkak sapmış ve ben doğru yola erenlerden olmamış bulunurum».

Muhammed Esed: 

(Hakikati inkar edenlere) de ki: "Allahı bırakıp yalvardığınız (varlıklar)a tapmaktan men olundum". De ki: "Ben sizin mesnetsiz görüşlerinize uymam, yoksa sapkınlığa düşerdim ve doğru yolu bulanlar arasında olmazdım".

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

De ki: “- Allah’ı bırakıp da tapmakta olduğunuz putlara ibadet etmekten ben men edildim.” De ki: “- Ben sizin arzularınıza uymam. O takdirde gerçekten şaşırmışım demektir

Portekizce: 

Dize: Tem-me sido vedado adorar os que invocais em vez de Deus. Dize (mais): Não seguirei a vossa luxúria; porque eo fizer, desviar-me-ei e não me contarei entre os encaminhados.

İsveççe: 

SÄG: "Jag har förbjudits att dyrka dem som ni anropar i Guds ställe." Säg: "[I det avseendet] kommer jag inte att göra er till viljes. Gjorde jag det hade jag gått vilse och skulle inte höra till de vägledda."

Farsça: 

بگو: من از پرستیدن کسانی که شما به جای خدا می پرستید نهی شده ام. بگو: من از هواهای نفسانی شما پیروی نمی کنم، که در آن صورت گمراه شده ام و از راه یافتگان نخواهم بود.

Kürtçe: 

بڵێ: بێگومان من قەدەغەم لێکراوە لەوەی کەبەندایەتی بکەم بۆ ئەوانەی ئێوە ھاواریان لێدەکەن و دەیان پەرستن بێجگە لە خوا بڵێ من شوێنی ئارەزووەکانی ئێوە ناکەوم ئەگەر وا بکەم بێگومان من گومڕا دەبم وەلە ڕیزی ئەو کەسانەدا نابم کە ڕێنمونیان وەرگرتووە

Özbekçe: 

Сен: «Мен Аллоҳни қўйиб, сиз ибодат қилаётганларга ибодат қилишдан қайтарилганман», деб айт. Сен: «Мен сизнинг ҳавойи нафсларингизга эргашмайман. Зеро, адашган бўламан ва ҳидоят топганлардан бўлмай қоламан», деб айт.

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Sesungguhnya aku dilarang menyembah mereka yang kamu sembah yang lain dari Allah". Katakanlah lagi: "Aku tidak akan menurut hawa nafsu kamu, kerana kalau aku turut, sesungguhnya sesatlah aku, dan tiadalah aku dari orang-orang yang mendapat hidayah petunjuk".

Arnavutça: 

Thuaj: “Mua më është ndaluar t’i adhuroj ata, që ju, përpos Perëndisë i adhuroni”. Thuaj: “Unë nuk i ndjek dëshirat tuaja, sepse atëhrë do të isha i humbur dhe nuk do të isha nga ata, që janë në rrugën e drejtë”.

Bulgarca: 

Кажи [о, Мухаммад]: “Под възбрана за мен е да служа на онези, които вие зовете, освен на Аллах.” Кажи: “Не ще последвам вашите страсти - иначе да съм се заблудил и да не съм от напътените.”

Sırpça: 

Реци: „Мени је забрањено да обожавам оне које ви, поред Аллаха, молите.“ Реци: „Ја се не поводим за вашим жељама, јер бих тада залутао и не бих био међу упућеним.“

Çekçe: 

Rci: 'Bylo mi zakázáno uctívat ty, které vedle Boha vzýváte.' A rci dále: 'Nebudu nikdy následovat vaše učení scestná, neboť zbloudil bych a nepatřil bych k těm, kdož správně jsou vedeni.'

Urduca: 

اے محمدؐ! اِن سے کہو کہ تم لوگ اللہ کے سوا جن دوسروں کو پکارتے ہو اُن کی بندگی کرنے سے مجھے منع کیا گیا ہے کہو، میں تمہاری خواہشات کی پیروی نہیں کروں گا، اگر میں نے ایسا کیا تو گمراہ ہو گیا، راہ راست پانے والوں میں سے نہ رہا

Tacikçe: 

Бигӯ: «Маро манъ кардаакд, ки он худоёнро, ки ғайри Оллоҳ мехонед, парастиш кунам». Бигӯ; «Ба ҳавасҳои шумо пайравӣ намекунам, то мабодо гумроҳ шавам ва аз ҳидоятёфтагон набошам».

Tatarca: 

Әйт: "Ий мөшрикләр, сез гыйбадәт кыла торган Аллаһудан башка нәрсәгә гыйбадәт кылудан мин бик каты тыелганмын Аллаһ тарафыннан", – дип, янә әйт: "Ий мөшрикләр, сезнең нәфесләрегез теләгән бозык эшләргә, ялган динегезгә, батыл гадәтләрегезгә иярәчәк түгелмен, әгәр сезгә иярсәм, тәхкыйк адаштым һәм туры юлга күнелүчеләрдән булмамын".

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Sesungguhnya aku dilarang menyembah tuhan-tuhan yang kamu sembah selain Allah". Katakanlah: "Aku tidak akan mengikuti hawa nafsumu, sungguh tersesatlah aku jika berbuat demikian dan tidaklah (pula) aku termasuk orang-orang yang mendapat petunjuk".

Amharca: 

«እኔ እነዚያን ከአላህ ሌላ የምትጠሩዋቸውን ከመገዛት ተከልክያለሁ» በላቸው፡፡ «ዝንባሌያችሁን አልከተልም፡፡ ያን ጊዜ በእርግጥ ተሳሳትኩ፡፡ እኔም ከተመሪዎቹ አይደለሁም» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக: “அல்லாஹ்வைத் தவிர நீங்கள் பிரார்த்திப்பவற்றை நான் வணங்குவதற்கு நிச்சயமாக நான் தடுக்கப்பட்டுள்ளேன்.” (நபியே!) கூறுவீராக: “நான் உங்கள் ஆசைகளை பின்பற்றமாட்டேன். அவ்வாறாயின், நான் வழிதவறிவிடுவேன். இன்னும், நேர்வழி பெற்றவர்களில் நான் இருக்க மாட்டேன்.’’

Korece: 

일러가로되 하나님 외에 너 회가 숭배하는 것을 섬기지 말라 내게 명령이 있었노라 일러 가로 되 나는 너희들의 욕구를 따르지 아니하리라 만일 그렇게 했다면 나는 인도를 받는자들 가운데에 있지 못하였으리라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói: “Ta bị cấm thờ phượng những thứ mà các ngươi cầu nguyện ngoài Allah.” Ngươi hãy nói: “Ta không làm theo ham muốn của các ngươi. (Nếu Ta làm theo ham muốn của các ngươi) thì chắc chắn Ta đã lầm lạc và lúc đó Ta sẽ không còn được hướng dẫn nữa.”