Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

128

Ayet No: 

917

Sayfa No: 

144

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُم مِّنَ الْإِنسِ ۖ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُم مِّنَ الْإِنسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا ۚ قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۗ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ

Çeviriyazı: 

veyevme yaḥşüruhüm cemî`â. yâ ma`şera-lcinni ḳadi-stekŝertüm mine-l'ins. veḳâle evliyâühüm mine-l'insi rabbene-stemte`a ba`ḍunâ biba`ḍiv vebelagnâ ecelene-lleẕî eccelte lenâ. ḳâle-nnâru meŝvâküm ḫâlidîne fîhâ illâ mâ şâe-llâh. inne rabbeke ḥakîmün `alîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Allah), onların hepsini topladığı gün, cinlere: "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" der. İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da şöyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık". Allah da: "Sizin durağınız cehennemdir. Orada, Allah'ın dilemesi müstesna, ebedi olarak kalacaksınız" der. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

Diyanet İşleri: 

Allah hepsini toplayacağı gün, "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" der, insanlardan onlara uymuş olanlar, "Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan faydalandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık" derler. "Cehennem, Allah'ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır" der. Doğrusu Rabbin hakimdir, bilendir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O gün hepsini toplar da ey cin topluluğu, insanların birçoğunu baştan mı çıkardınız der. İnsanlardan, onlara dost olanlar, Rabbimiz derler, biz, birbirimizden faydalandık ve bize takdir ettiğin vakte de eriştik işte. Tanrı, ateştir yurdunuz der, orada Allah'ın dilediği hariç, ebedi olarak kalırsınız. Şüphe yok ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyi bilir.

Şaban Piriş: 

Allah, hepsini toplayacağı gün: Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız, der. Onların dostları olan insanlar ise: Rabbimiz, birbirimizden istifade ettik ve bizim için belirlediğin süremizin sonu ulaştık, derler. "Cehennem, Allah’ın dilemesi (dışındakiler) hariç, sizin ebedi kalacağınız mekanınızdır” der. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

Edip Yüksel: 

Hepsini sürüp topladığı gün: "Ey cinler topluluğu, siz çok sayıda insan harcadınız." Onların insanlardan olan dostları: "Rabbimiz, bize verdiğin sürenin sonuna erişinceye kadar birbirimizden hoşlandık," derler. "Yeriniz ateştir," der. ALLAH'ın dilemesi hariç, orada ebedi kalacaklardır. Rabbin Bilgedir, Bilendir.

Ali Bulaç: 

Onların tümünü toplayacağı gün: "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki: "Allah'ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

Suat Yıldırım: 

Gün gelecek, Allah onların hepsini huzurunda toplayıp: “Ey cin topluluğu! İnsanlardan çoğunu yoldan çıkardınız ha!” diyecek.İnsanlardan onlara uymuş olanlar diyecekler ki: “Ey Ulu Rabbimiz! Kimimiz kimimizden faydalandık ve bize tayin ettiğin müddetin sonuna ulaştık.”O buyuracak ki: “Meskeniniz ateştir. Allah'ın diledikleri hariç, hepiniz içinde ebedî kalmak üzere oradasınız.” Gerçekten Rabbin hakîmdir, alîmdir (tam hüküm ve hikmet sahibidir ve O her şeyi hakkıyla bilir). [36,60-62]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o gün ki, (Allah Teâlâ) onların hepsini haşredecektir. «Ey cin tâifesi! İnsanlardan birçok kimseler edindiniz (diye buyuracak).» Onların insanlardan dostları olanlar da: «Rabbimiz! Bizim bazımız bazımızdan faidelendik ve bizim için tayin ettiğin ecelimize erdik,» diyecekler. Cenâb-ı Hak da buyuracak ki: «Ateş sizin karargâhınızdır, orada ebedîyen kalacaksınız, ancak Allah Teâlâ´nın dilediği müstesna.» Şüphe yok ki, senin Rabbin hakîmdir, alîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Allah'ın dilediği zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.

Bekir Sadak: 

Rabbin Mustagni ve rahmet sahibidir. Dilerse, sizi baska bir milletin soyundan getirdigi gibi, sizi yok eder, diledigini yerinize getirir.

İbni Kesir: 

O gün, onların hepsini toplar. Ey cinn topluluğu

Adem Uğur: 

Allah, onların hepsini bir araya topladığı gün, &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve onların hepsini biraraya topladığı gün (Allahû Tealâ şöyle buyuracaktır): “Ey cin topluluğu! İnsanlarla sayınızı artırdınız (tagutların arasına insanları da kattınız).” Onlara dost olan insanlardan bir kısmı şöyle dedi: “Rabbimiz, biz birbirimizden faydalandık ve Senin bize takdir ettiğin zamanın bitiş noktasına (sonuna) eriştik.” (Allahû Tealâ): “Allah´ın dilediği şey (cehennemin yok olma zamanı gelmesi hali) hariç

Celal Yıldırım: 

Onların hepsini (kabirlerinden kaldırıp) bir araya toplayacağı gün,

Tefhim ul Kuran: 

Onların tümünü toplayacağı gün: «Ey cin topluluğu, insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz» (diyecek) . İnsanlardan onların dostları onlanlar derler ki: «Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tesbit ettiğin süreye ulaştık.» (Allah) Diyecek ki: «Allah´ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde ebedi kalacağınız konaklama yerinizdir.» Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

Fransızca: 

Et le jour où Il les rassemblera tous : "ô communauté des djinns, vous avez trop abusé des humains". Et leurs alliés parmi les humains diront : "ô notre Seigneur, nous avons profité les uns des autres, et nous avons atteint le terme que Tu avais fixé pour nous." Il leur dira : "l'Enfer est votre demeure, pour y rester éternellement, sauf si Allah en décide autrement." Vraiment ton Seigneur est Sage et Omniscient.

İspanyolca: 

El día que Él les congregue a todos: «¡Asamblea de genios! ¡Habéis abusado de los hombres!» y los hombres que fueron amigos de los genios dirán: «¡Señor! Unos hemos sacado provecho de otros y hemos llegado ya al término que Tú nos habías señalado». Dirá: «Tendréis el Fuego por morada, en el que estaréis eternamente, a menos que Alá disponga otra cosa». Tu Señor es sabio, omnisciente.

İtalyanca: 

E il giorno in cui li radunerà tutti [dirà]: «O consesso di démoni troppo avete abusato degli uomini!». E i loro amici tra gli uomini diranno: «O Signor nostro! Ci siamo serviti gli uni degli altri e abbiamo raggiunto il termine che avevi stabilito per noi». Ed Egli dirà: «Il Fuoco è la vostra dimora e vi resterete in perpetuo, a meno che Allah voglia altrimenti». In verità il tuo Signore è saggio, sapiente!

Almanca: 

Und an jenem Tag, wenn ER sie alle versammelt, (sagt ER): "Ihr Gesellschaft von Dschinn! Ihr habt bereits viele von den Menschen verleitet." Und ihre Wali von den Menschen sagten: "Unser HERR! Die einen von uns haben den anderen Dienste erwiesen, und wir haben unsere Frist erreicht, die DU uns gesetzt hast." ER sagte: "Das Feuer ist eure Unterkunft, dort werdet ihr ewig bleiben, es sei denn, was ALLAH will. Gewiß, dein HERR ist allweise, allwissend.

Çince: 

我把他们完全集合之日,(或者将说):精灵的群众啊!你们确已诱惑许多人了。这些人中的党羽将说:我们的主啊!我们已互相利用,而达到你所为我们预定的期限了!他说:火狱是你们的归宿,你们将永居其中,除非真主意欲的时候。你的主确是至睿的,确是全知的。

Hollandaca: 

Denk aan den dag, waarop God hen allen verzamelen en zeggen zal: verzameling van geniussen; gij hebt te veel misbruik van de menschen gemaakt, en hunne vrienden onder de menschen zullen zeggen: O Heer! de een van ons heeft van den andere diensten genoten en wij zijn tot den gestelden eindpaal genaderd, dien gij ons hebt bepaald. God zal zeggen: het hellevuur zal uwe woning zijn; daarin zult gij eeuwig verblijven, tot het Gode zal behagen uwe smarten te lenigen; want uw Heer is wijs en alwetend.

Rusça: 

В тот день Он соберет их вместе: "О сонмище джиннов! Вы ввели в заблуждение многих людей". Их помощники из числа людей скажут: "Господь наш! Одни из нас пользовались другими, и мы достигли нашего срока, который Ты назначил нам". Он скажет: "Огонь будет вашей обителью, в которой вы пребудете вечно, если только Аллах не пожелает иначе!" Воистину, твой Господь - Мудрый, Знающий.

Somalice: 

Xusuuso Maalintuu Eebe Kulmin Dhammaantood (kuna Dhihi) Kulanka Jinniyow waad badsateen (Baadiyeynta) Insiga waxayna Dhehaan Saaxiibadood oo Insiga ah Eebahannow Qaarkanno qaarbuu ku shaqaystay waxaana Gaadhnay Ajashaad (Mudadaad) noo Samaysay, wuxuuna ku yidhi Naarbaa Iloyaadkiina ah idiinkoo ku Waari Dhexdeeda wuxuu Eebe doono Mooyee, Eebahaana waa Falsame Oge ah.

Swahilice: 

Na ile Siku atapo wakusanya wote awaambie: Enyi makundi ya majini! Hakika nyinyi mmechukua wafuasi wengi katika wanaadamu. Na marafiki zao katika wanaadamu waseme: Mola Mlezi wetu! Tulinufaishana sisi na wao. Na tumefikia ukomo wetu ulio tuwekea. Basi Mwenyezi Mungu atasema: Moto ndio makaazi yenu, mtadumu humo, ila apendavyo Mwenyezi Mungu. Hakika Mola wako Mlezi ni Mwenye hikima, na Mwenye kujua.

Uygurca: 

اﷲ (ئىنسانلارنى، جىنلارنى ھېساب ئۈچۈن) تولۇق يىغىدىغان كۈننى ئەسلىگىن، (بۇ كۈندە اﷲ ئېيتىدۇكى) «ئى جىنلار جامائەسى! سىلەر نۇرغۇن ئادەملەرنى ئازدۇردۇڭلار». ئۇلارنىڭ ئىنسانلاردىن بولغان دوستلىرى: «ئى پەرۋەردىگارىمىز! بىز بىر - بىرىمىزدىن پايدىلاندۇق، بىز ئەمدى سەن بەلگىلىگەن ۋاقىتقا (يەنى قىيامەت كۈنىگە) يەتتۇق» دەيدۇ، اﷲ: «دوزاخ سىلەرنىڭ جايىڭلاردۇر، سىلەر اﷲ نىڭ خاھىشىغا باغلىق ھالدا ئۇ يەردە مەڭگۈ قالىسىلەر» دەيدۇ. شۈبھىسىزكى، سېنىڭ پەرۋەردىگارىڭ ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر، ھەممىنى بىلگۈچىدۇر

Japonca: 

かれが一斉にかれらを召集される日,(主は)「ジンの方々よ,あなたがたは人びとの多くを惑わせたのである。」(と仰せられよう。)人びとの中,かれら(ジン)の友がいて言う。「主よ,あたしたちは互いに利用し合いましたが,あなたがわたしたちに定められた期限が到来しました。」かれは仰せられよう。「業火があなたがたの住まいである。」アッラーの御好みになる限り,永遠にその中に住むであろう。本当にあなたの主は英明にして全知であられる。

Arapça (Ürdün): 

«و» اذكر «يوم نحشرهم» بالنون والياء أي الله الخلق «جميعا» ويقال لهم «يا معشر الجن قد استكثرتم من الإنس» بإغوائكم «وقال أولياؤهم» الذين أطاعوهم «من الإنس ربنا استمع بعضنا ببعض» انتفع الإنس بتزيين الجن لهم الشهوات والجن بطاعة الإنس لهم «وبلغنا أجلنا الذي أجَّلْتَ لنا» وهو يوم القيامة وهذا تحسر منهم قال تعالى لهم على لسان الملائكة: «النار مثواكم» مأواكم «خالدين فيها إلا ما شاء الله» من الأوقات التي يخرجون فيها لشرب الحميم فإنه خارجها كما قال تعالى (ثم إن مرجعهم لإلى الجحيم) وعن ابن عباس أنه فيمن علم الله أنهم يؤمنون فما بمعني من «إن ربك حكيم» في صنعه «عليم» بخلقه.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल वह दिन याद दिलाओ) जिस दिन ख़ुदा सब लोगों को जमा करेगा और शयातीन से फरमाएगा, ऐ गिरोह जिन्नात तुमने तो बहुतेरे आदमियों को (बहका बहका कर) अपनी जमाअत बड़ी कर ली (और) आदमियों से जो लोग (उन शयातीन के दुनिया में) दोस्त थे कहेंगे ऐ हमारे पालने वाले (दुनिया में) हमने एक दूसरे से फायदा हासिल किया और अपने किए की सज़ा पाने को, जो वक्त तू ने हमारे लिए मुअय्युन किया था अब हम अपने उस वक्त (क़यामत) में पहुँच गए ख़ुदा उसके जवाब में, फरमाएगा तुम सब का ठिकाना जहन्नुम है और उसमें हमेशा रहोगे मगर जिसे ख़ुदा चाहे (नजात दे) बेशक तेरा परवरदिगार हिकमत वाला वाक़िफकार है

Tayca: 

และวันที่พระองค์ตจะทรงชุมชนพวกเขาไว้ทั้งหมด(โดยตรัสขึ้นว่า) หมู่ญิณทั้งหลาย ! แท้จริงพวกเจ้าได้กระทำแก่พวกมนุษย์มากมาย และบรรดาสหายของพวกเขาจนหมู่มนุษย์ได้กล่วว่าข้าแด่พระผู้เป็นเจ้าแห่งพวกข้าพระองค์บางส่สนของพวกข้าพระองค์นั้นได้รับประโยชน์ด้วยอีกบางส่วน และพวกข้าพระองค์ก็ได้ถึงแล้วซึ่งกำหนดเวลา ของพวกข้าพระองค์ที่พระองค์ได้ทรงกำหนดไว้แก่พวกข้าพระองค์ พระองค์ตรัสว่านรกนั้นคอที่อยู่ของพวกเจ้า โดยที่จะเป็นผู้อยู่ในนั้นตลอดกาลนอกจากสิ่ง ที่อัลลอฮ์ทรงประสงค์เท่านั้น แท้จริงพระเจ้าของเจ้านั้นเป็นผู้ทรงปรีชาญาณผู้ทรงรอบรู้

İbranice: 

ביום (יום הדין) אשר אלוהים יקבץ את כולם יחדיו, יאמר אלוהים, 'הוי, השדים! הרביתם לנצל את האנשים,' המקנה אז יגידו אדוניהם מקרב האנשים, 'ריבוננו! ניצלנו איש את רעהו והגיעה שעתנו שקבעת לנו.' ואז יאמר (אלוהים) להם 'האש תהיה משכנכם ובה תישארו לנצח, אלא אם ירצה

Hırvatça: 

A na Dan kada On sve sakupi: "O skupe šejtanski, vi ste mnoge ljude zaveli!" "Gospodaru naš", reći će ljudi, štićenici njihovi, "mi smo jedni drugima bili od koristi i stigli smo do roka našeg koji si nam odredio Ti!" "Vatra će biti prebivalište vaše", "reći će On", "u njoj ćete vječno ostati, osim ako Allah drukčije ne odredi." Gospodar tvoj je, zaista, mudar i Onaj Koji sve zna.

Rumence: 

El va spune în Ziua când îi va strânge pe toţi: “O, adunare a ginnilor! Voi aţi întrecut măsura cu oamenii!” Iubitorii lor dintre oameni vor spune: “Domnul nostru! Noi ne-am făcut bucurii unii altora, şi astfel am ajuns la sorocul cel de Tine sorocit.” D

Transliteration: 

Wayawma yahshuruhum jameeAAan ya maAAshara aljinni qadi istakthartum mina alinsi waqala awliyaohum mina alinsi rabbana istamtaAAa baAAduna bibaAAdin wabalaghna ajalana allathee ajjalta lana qala alnnaru mathwakum khalideena feeha illa ma shaa Allahu inna rabbaka hakeemun AAaleemun

Türkçe: 

Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Allah'ın dilediği zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.

Sahih International: 

And [mention, O Muhammad], the Day when He will gather them together [and say], "O company of jinn, you have [misled] many of mankind." And their allies among mankind will say, "Our Lord, some of us made use of others, and we have [now] reached our term, which you appointed for us." He will say, "The Fire is your residence, wherein you will abide eternally, except for what Allah wills. Indeed, your Lord is Wise and Knowing."

İngilizce: 

One day will He gather them all together, (and say): "O ye assembly of Jinns! Much (toll) did ye take of men." Their friends amongst men will say: "Our Lord! we made profit from each other: but (alas!) we reached our term - which thou didst appoint for us." He will say: "The Fire be your dwelling-place: you will dwell therein for ever, except as Allah willeth." for thy Lord is full of wisdom and knowledge.

Azerbaycanca: 

(Allah insanları və cinləri) toplayacağı gün (qiyamət günü) belə buyuracaq: “Ey cin tayfası, artıq insanların bir çoxunu yoldan çıxartdınız”. Onların (cinlərin) insanlardan olan dostları deyəcəklər: “Ey Rəbbimiz! Biz bir-birimizdən bəhrələndik (şeytanlar bir sıra batil şeyləri insanlara gözəl göstərdikləri üçün insanlar onlardan faydalandıqlarını zənn edərlər. Cinlər, şeytanlar isə insanları özlərinə tabe edə bildikləri üçün onlardan öz qərəzli məqsədləri naminə istifadə edərlər) və bizim üçün müəyyən etdiyin əcəlimiz gəlib çatdı!” (Allah) buyuracaq: “Sizin düşəcəyiniz yer atəşdir. Allahın istədiyi (vaxt və ya sonradan islamı qəbul edib nicat tapan kimsələr) istisna olmaqla, siz orada həmişəlik qalacaqsınız!” Şübhəsiz ki, Rəbbin hikmət, elm sahibidir!

Süleyman Ateş: 

Hepsini bir araya toplayacağı gün: "Ey cin(şeytan)lar topluluğu, (der), siz insanlarla çok uğraştınız." Onların, insan dostları derler ki: "Rabbimiz, birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık." (Allah da) buyurur ki "Durağınız ateştir. Allah'ın, dile(yip affet)mesi hariç, orada ebedi kalacaksınız." Şüphesiz Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

Diyanet Vakfı: 

Allah, onların hepsini bir araya topladığı gün, "Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız" der. Onların, insanlardan olan dostları ise: "Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık" derler. Allah da buyurur ki: Allah'ın dilediği hariç, içinde ebedi kalacağınız yer ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.

Erhan Aktaş: 

Hepsini bir araya topladığı gün: “Ey cinn(1) topluluğu! İnsten(1) çoğaldınız!(2) Onların insten evliyası(3) da “Ey Rabb’imiz! Biz, birbirimizden yararlandık. Ve bizim için belirlediğin sürenin sonuna ulaştık.” derler. “Ateş, varacağınız yerdir. Allah’ın dilemesi hariç orada devamlı kalacaksınız.” der. Kuşkusuz Rabb’in En İyi Hüküm Veren’dir, Her Şeyi Bilen’dir.

Kral Fahd: 

Allah, onların hepsini bir araya topladığı gün, «Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız» der. Onların, insanlardan olan dostları ise: «Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık» derler. Allah da buyurur ki: Allah'ın dilediği hariç, içinde ebedî kalacağınız yer ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.

Hasan Basri Çantay: 

(Hatırlayın) o gün (ü) ki (Allah) onların hepsini (huzurunda) toplayacakdır. «Ey cin (şeytanlar) cemâati, (denilecek) insanlardan bir çoğunu (başdan çıkarıb) almak (kendinize maletmek) kaydına düşdünüz ha»! Onların dostları olan insanlar da şöyle diyecek: «Ey Rabbimiz, kimimiz kimimizden fâide gördük, bizim için takdir etdiğin va´deye erdik». Buyuracak ki: «Allahın diledikleri müstesna olmak üzere, içinde ebedî kalıcı olduğunuz ateş karargâhınızdır sizin». Şübhesiz ki Rabbin tam hüküm ve hikmet saahibidir, hakkıyle bilendir.

Muhammed Esed: 

Allah, onları(n tümünü) bir araya topladığı o gün, "Ey görünmez (şeytani) varlıklar ile yakınlık içinde olanlar! Siz (diğer) bir çok insanı tuzağa düşürdünüz!" (diyecektir). Onlara yakın olan insanlar (ise,) "Ey Rabbimiz! Biz (hayatta) birbirimizin arkadaşlığından yararlandık; ama (artık) süremizin sonuna geldik -Senin bizim için tayin ettiğin sürenin- (ve artık yolumuzun yanlışlığını görüyoruz!)" diyecekler. (Ama) O, "Sizin yurdunuz ateş olacak, Allah aksini dilemedikçe!" diyecektir. Şüphe yok ki Rabbiniz hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

Gültekin Onan: 

Onların tümünü toplayacağı gün: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah insan ve cinlerin hepsini bir araya topladığı günde, şeytanlara şöyle denilecek: “- Ey şeytanlar topluluğu! İnsanlardan bir çoğunu aldatarak kendinize bağladınız!...” Cinlerin (şeytanların) dostları olan insanlar da şöyle diyecektir: “-Ey Rabbimiz, biz birbirimizden faydalandık ve bizim için takdir etmiş olduğun ecele (kıyamet gününe) kavuştuk.” Allah, onlara: “- Öyle ise, ateş yerinizdir. Allah’ın dilediği zamanlardan başka hepiniz ebedî olarak oradasınız.” diye buyuracaktır. Gerçekten Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyi) hakkıyla bilendir.

Portekizce: 

No dia em que Ele congregar todos (e disser): Ó assembléia de gênios, já seduziste bastante o homem!, seus asseclashumanos dirão: Ó Senhor nosso, utilizamo-nos mutuamente; porém, agora, alcançamos o término que nos fixaste, Então,ser-lhes-á dito: O fogo será a vossa morada, onde permanecereis eternamente , salvo para quem Deus quiser livrar disso.Teu Senhor é Prudente, Sapientíssimo.

İsveççe: 

OCH DEN Dag då Han samlar dem alla åter [skall Han säga:] "Ni [onda] osynliga väsen som är församlade här! Ni har [dragit] många människor med er [i fördärvet]!" Och de människor som var [de onda osynliga väsendenas] bundsförvanter skall säga: "Herre! Vi har varit till nytta och glädje för varandra, men nu har vi nått slutet av den frist som Du har utsatt för oss." [Då] skall Han säga: "Elden skall vara er boning och där skall ni förbli till evig tid, om inte Gud vill annorlunda." Din Herre är vis och Han har kännedom om allt.

Farsça: 

و [یاد کنید] روزی که همه جن و انس را جمع می کنیم [و به طایفه جن می گوییم:] ای گروه جن! شما [با وسوسه و اغواگریِ خود] در بسیاری از انسان ها میل و رغبت کردید [تا آنان را گمراه کنید] و دوستانشان از میان انسان ها می گویند: پروردگارا! هر یک از ما دو گروه [پیشوایان و پیروان] از دیگری بهره برداری کردیم [ما پیروان به بهره های نامشروع رسیدیم، و پیشوایان از منحرف کردن ما بهره ناروا بردند] تا به آن مدت از عمری که برای ما مقرّر کرده بودی، رسیدیم. [خدا] می گوید: آتش، جایگاه شماست، در آن جاودانه اید، مگر آنکه خدا نجات شما را بخواهد؛ یقیناً پروردگارت حکیم و داناست.

Kürtçe: 

وە ڕۆژێک (خوا) تێکڕا کۆیان دەکاتەوە و (دەفەرموێت) ئەی دەستەو کۆمەڵی جنۆکە بێگومان ئێوە زۆر کەستان لەئادەمیەکان گومڕا کرد وە دۆستەکانیان لەئادەمی دەڵێن ئەی پەروەردگارمان ھەندێکمان سوود و کەڵکمان لەھەندێکمان وەرگرت وە بەو کاتەو مۆڵەتە گەیشتین کەبۆت دیاری کرد بووین خوا فەرمووی ئاگر شوێنتانە بەھەمیشەیی و بێ بڕانەوە دەمێننەوە تیایدا جگە لەو کاتەی کەخوا بیەوێت بەڕاستی پەروەردگارت کار دروست و زانایە

Özbekçe: 

Уларнинг ҳаммасини тўплайдиган кунда: «Эй жинлар жамоаси, инсдан (адаштирганларингизни) кўпайтирвордингиз?!» дейди. Уларнинг инсдан бўлган дўстлари: «Эй Роббимиз, биз бир-биримиздан ҳузур топдик ва бизга белгилаган ажалингга етиб келдик», дейдилар. У зот: «Қайтар жойингиз дўзахдир. Магар Аллоҳ хоҳласа (қолмайсиз). Албатта, Роббинг ҳикматли ва билимли зотдир. (Демак, жинлар одамларни йўлдан уриб, иғво қилиб, ёмон йўлга юргизиб ҳузур-ҳаловат олган ва роҳатланганлар. Жинлар фитнасига учиб кофир ва гуноҳкор бўлган одамлар эса, уларнинг зийнатлаб кўрсатган, ҳавою нафсни қондирувчи ишларини бажариб ҳузур қилганлар. Булар иродаси заиф, ғофил, ҳавою нафсга берилган, шаҳватпараст одамлар бўлганлар. Шайтон уларнинг ушбу заиф жойларидан тутиб, иғвосига учирган ва ўзига малай қилиб олиб, ҳар кўйга солган, бу дунёда мақсадларига эришиш йўлида улардан фойдаланиб ҳузур қилган.)

Malayca: 

Dan (ingatlah) hari (kiamat yang padanya) Allah akan himpunkan mereka semua, (lalu berfirman): "Wahai sekalian jin (Syaitan-syaitan)! Sesungguhnya kamu telah banyak pengikut-pengikut dari manusia". Dan berkatalah pula pengikut- pengikut mereka dari golongan manusia: "Wahai Tuhan kami, sebahagian kami (manusia) telah bersenang-senang (mendapat kemudahan) dengan sebahagian yang lain (Syaitan-syaitan), dan kami telah sampailah kepada masa kami (hari kiamat) yang Engkau telah tentukan bagi kami". (Allah berfirman): "Nerakalah tempat kediaman kamu, kekal kamu di dalamnya, kecuali apa yang dikehendaki Allah". Sesungguhnya Tuhanmu (wahai Muhammad) Maha Bijaksana, lagi Maha Mengetahui.

Arnavutça: 

(Kujtoje) atë Ditë kur Ai do t’i tubojë të gjithë (dhe do t’ju thotë): “O tog i xhindëve, ju shum njerëz i keni mashtruar!” – E miqët e tyre që ishin njerëz, thanë: “O Zoti ynë! Na u kënaqëm me njëri-tjetrin dhe arritëm në afatin tonë, të cilin na ke caktuar Ti. Perëndia do të thotë: “Zjarri është vendstrehimi juaj. Në të do të qëndroni përherë, përveç çka don Perëndia. Zoti yt, me të vërtetë, është i Plotëdijshëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

В Деня, когато Той ги събере всичките, [ще каже]: “О, джинове, заблудихте много от хората.” И ближните им сред хората ще рекат: “Господи, едни от други се ползвахме и достигнахме срока, който си ни насрочил.” Той ще рече: “Огънят е вашето обиталище, там

Sırpça: 

А на Дан када Он све сакупи: „О ђавоља скупино, ви сте многе људе завели!“ „Наш Господару“, рећи ће људи, штићеници њихови, „ми смо једни другима били од користи и стигли смо до рока нашег који си нам Ти одредио!“ „Ватра ће да буде ваше пребивалиште.“ Рећи ће Аллах. „У њој ћете вечно да останете, осим ако Аллах другачије не одреди.“ Господар твој је, заиста, мудар и Онај Који све зна.

Çekçe: 

A v den, kdy shromáždí je Bůh, řekne: 'Ó shromáždění džinů! Již příliš mnoho jste lidem učinili!' Tehdy řeknou pomocníci jejich z lidí: 'Pane náš, měli jsme prospěch jeden z druhého, avšak dospěli jsme ke lhůtě, kterou jsi nám stanovil.' I řekne jim Bůh:

Urduca: 

جس روز اللہ ان سب لوگوں کو گھیر کر جمع کرے گا، اس روز وہ جنوں سے خطاب کر کے فرمائے گا کہ "ا ے گروہ جن! تم نے نوع انسانی پر خوب ہاتھ صاف کیا" انسانوں میں سے جو اُن کے رفیق تھے وہ عرض کریں گے "پروردگار! ہم میں سے ہر ایک نے دوسرے کو خو ب استعمال کیا ہے، اور اب ہم اُس وقت پر آ پہنچے ہیں جو تو نے ہمارے لیے مقرر کر دیا تھا" اللہ فرمائے گا "اچھا اب آگ تمہارا ٹھکانا ہے، اس میں تم ہمیشہ رہو گے" ا"س سے بچیں گے صرف وہی جنہیں اللہ بچانا چاہے گا، بے شک تمہارا رب دانا اور علیم ہے

Tacikçe: 

Ва рӯзе, ки ҳамагонро гирд оварад ва гӯяд: «Эй гурӯҳи ҷинниён, шумо бисёре аз одамиёнро пайрави худ сохтед». Ёронашон аз миёни одамиён гӯянд: «Эй Парвардигори мо, мо аз якдигар баҳраманд мешудем ва ба поёни замоне, ки барои зистани мо қарор дода будӣ, расидем». Гӯяд: «Ҷойгоҳи шумо оташ аст, ҷовидона дар он ҷо хоҳед буд, магар он чӣ Худо бихоҳад». Албатта Парвардигори ту ҳакиму доност!

Tatarca: 

Аллаһу тәгалә кыямәт көнне кешеләрне һәм җеннәрне һәммәсен бер урынга җыяр һәм әйтер: "Ий җен таифәсе! Үзегезгә ияртеп күп кешеләрне аздырдыгыз", – дип. Вә җеннәргә дус булган кешеләр әйтерләр: "Ий Раббыбыз! Без бер-беребездән файдаландык, ягъни җеннәр безне аздырып теләкләренә ирештеләр, без аларның вәсвәсәсе белән гөнаһлы эшләрне эшләп нәфесләребез теләгәнне үтәдек һәм шул рәвештә яшәгәнебез хәлдә аңсыздан син билгеләгән әҗәлләребезгә ирештек", – дип. Аллаһ әйтер: "Сезнең урыныгыз җәһәннәм уты анда мәңге калырсыз, мәгәр Аллаһ мәңгегә калмауны теләгән кеше мәңгегә калмас.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah) hari diwaktu Allah menghimpunkan mereka semuanya (dan Allah berfirman): "Hai golongan jin, sesungguhnya kamu telah banyak menyesatkan manusia", lalu berkatalah kawan-kawan meraka dari golongan manusia: "Ya Tuhan kami, sesungguhnya sebahagian daripada kami telah dapat kesenangan dari sebahagian (yang lain) dan kami telah sampai kepada waktu yang telah Engkau tentukan bagi kami". Allah berfirman: "Neraka itulah tempat diam kamu, sedang kamu kekal di dalamnya, kecuali kalau Allah menghendaki (yang lain)". Sesungguhnya Tuhanmu Maha Bijaksana lagi Maha Mengetahui.

Amharca: 

ሁሉንም የሚሰበስብባቸውንም ቀን (አስታውስ)፡፡፡ የአጋንንት ጭፍሮች ሆይ! ከሰዎች (ጭፍራን በማጥመም) በእርግጥ አበዛችሁ (ይባላሉ)፡፡ ከሰዎችም የኾኑት ወዳጆቻቸው፡-«ጌታችን ሆይ! ከፊላችን በከፊሉ ተጠቀመ፡፡ ያንንም ለእኛ የወሰንክልንን ጊዜያችንን ደረስን» ይላሉ፡፡ እሳት አላህ የሻው ጊዜ ሲቀር በውስጧ ዘውታሪዎች ስትኾኑ መኖሪያችሁ ናት ይላቸዋል፡፡ ጌታህ ጥበበኛ ዐዋቂ ነውና፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவன் அவர்கள் அனைவரையும் ஒன்று திரட்டும் நாளில், (ஜின்களை நோக்கி) “ஜின்களின் கூட்டமே! நீங்கள் மனிதர்களில் (வழிகேடர்களை) அதிகப்படுத்தி விட்டீர்கள்’’ (என்று கூறுவான்). மனிதர்களில் உள்ள அவர்களின் நண்பர்கள், “எங்கள் இறைவா! எங்களில் சிலர் சிலரினால் பயனடைந்தனர். எங்களுக்கு நீ தவணையளித்த தவணையை அடைந்தோம். (எங்களுக்கு தங்குமிடம் எது?)’’ என்று கூறுவார்கள். (அதற்கு இறைவன்) “நரகம்தான் உங்கள் தங்குமிடம். அதில் (நீங்கள்) நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள், அல்லாஹ் நாடினால் தவிர.’’ என்று கூறுவான். (நபியே!) நிச்சயமாக உம் இறைவன், ஞானவான், நன்கறிந்தவன் ஆவான்.

Korece: 

어느날 그분께서는 그들 모두를 모이게 하사 말씀이 계시리 니 영마의 무리여 너는 많은 사람 들을 유혹하여 방황케 하느뇨 이 때 사람 가운데 무리가 주여 서로 가 이익이 되나이다 그러나 저희 는 당신께서 정하신 기간에 이르 렀습니다 그분께서 이르시길 지옥 의 불이 너희 주거지 이거늘 그곳 에서 영원하리라 그러나 하나님의 뜻이 있는자는 제외라 실로 주님 은 지혜와 아심으로 충만함이 라

Vietnamca: 

(Hỡi Thiên Sứ, Ngươi hãy nghĩ đến) Ngày (mà Allah) triệu tập tất cả (hai loài: con người và Jinn) và phán: “Hỡi loài Jinn, quả thật các ngươi đã dẫn nhiều (linh hồn) trong loài người (đi lạc).” Những tên đầu sỏ trong loài người nói: “Lạy Thượng Đế của bầy tôi, tất cả bầy tôi đã tận hưởng lẫn nhau(2) nhưng rồi bầy tôi đã mãn kỳ hạn mà Ngài đã ấn định cho bầy tôi.” (Allah) phán: “Vậy thì Ngục Lửa là nơi cư ngụ muôn đời cho tất cả các ngươi trừ phi Allah muốn khác hơn.” Quả thật, Thượng Đế của Ngươi (hỡi Thiên Sứ) là Đấng Chí Minh, Đấng Hằng Biết. (2) Loài người thờ phượng Jinn, đổi lại, loài người được thỏa mãn mọi ham muốn, dục vọng của bản thân dưới sự giúp đỡ của Jinn.