Arapça:
لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ
Çeviriyazı:
lev neşâü lece`alnâhü ḥuṭâmen feżaltüm tefekkehûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
Diyanet İşleri:
Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dilersek elbette onu kurutup çerçöp haline getirirdik de şaşırırkalır, nadim olurdururdunuz.
Şaban Piriş:
Dilersek, onu çör çöp yaparız da şaşırıp kalırsınız.
Edip Yüksel:
Dileseydik onu samana çevirirdik de siz şaşardınız:
Ali Bulaç:
Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.
Suat Yıldırım:
Eğer isteseydik onu kuru çöp haline getirirdik, siz de şaşıp kalır, pişman olurdunuz:
Ömer Nasuhi Bilmen:
Eğer dilese idik onu elbette bir ot kırıntısı yapardık. Artık siz, şaşırır dururdunuz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
Bekir Sadak:
(71-72) Soyleyin
İbni Kesir:
Dilersek Biz, onu çörçöp yaparız da şaşar kalırsınız.
Adem Uğur:
Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
İskender Ali Mihr:
Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.
Celal Yıldırım:
istesek onu çer-çöp yapardık da siz de şaşırıp kalırdınız..
Tefhim ul Kuran:
Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık
Fransızca:
Si Nous voulions, Nous le réduirions en débris. Et vous ne cesseriez pas de vous étonner et [de crier]:
İspanyolca:
Si quisiéramos, de vuestro campo haríamos paja seca e iríais lamentándoos:
İtalyanca:
Certamente se volessimo ne faremmo paglia secca e allora stupireste [e direste]:
Almanca:
Wenn WIR es wollten, gewiß würden WIR es zu Zermalmtem machen, dann würdet ihr nicht aufhören, euch zu bedauern:
Çince:
假若我意欲,我必使它凋零,而你们变成诧异者,
Hollandaca:
Indien het ons behaagde, waarlijk, wij konden het droog en onvruchtbaar maken, zoodat gij niet zoudt ophouden u te verwonderen, zeggende:
Rusça:
Если Мы пожелаем, то превратим его в труху, и тогда вы останетесь удивленными
Somalice:
Haddaan doonno waxaan ka dhigaynaa burbur (aan wax tarin) markaasaad yaabaysaan (murugoonaysaan).
Swahilice:
Tungeli taka tungeli yafanya yakawa mapepe, mkabaki mnastaajabu,
Uygurca:
ئەگەر بىز خالىساق ئەلۋەتتە ئۇنى دانسىز قۇرۇق چۆپكە ئايلاندۇراتتۇق - دە، سىلەر ئەجەبلىنىپ قايغۇراتتىڭلار
Japonca:
もしわれが欲するならば,それを枯れた屑にしてしまう。あなたがたは驚愕して止まない。
Arapça (Ürdün):
«لو نشاء لجعلناه حطاما» نباتا يابسا لا حب فيه «فظلتم» أصله ظللتم بكسر اللام حذفت تخفيفا أي أقمتم نهارا «تفكهون» حذفت منه إحدى التاءين في الأصل تعجبون من ذلك وتقولون.
Hintçe:
तो उसे चूर चूर कर देते तो तुम बातें ही बनाते रह जाते
Tayca:
หากเราประสงค์ทำให้มันหักเป็นชิ้น ๆ แล้ว แน่นอนเราก็ย่อมทำมันได้ แล้วพวกเจ้าคงประหลาดใจ
İbranice:
אם נרצה, נייבש את יבולכם, ואז תתחילו לתהות
Hırvatça:
Ako hoćemo, možemo ga u suho rastinje pretvoriti, pa biste se snebivali:
Rumence:
Dacă am vrea, l-am face pustiu. V-ar mai arde, atunci, de glume?
Transliteration:
Law nashao lajaAAalnahu hutaman fathaltum tafakkahoona
Türkçe:
Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
Sahih International:
If We willed, We could make it [dry] debris, and you would remain in wonder,
İngilizce:
Were it Our Will, We could crumble it to dry powder, and ye would be left in wonderment,
Azerbaycanca:
Əgər Biz istəsəydik, onu bir saman çöpünə döndərər, siz də mat-məətəl qalıb:
Süleyman Ateş:
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz:
Diyanet Vakfı:
Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
Erhan Aktaş:
Dileseydik kesinlikle onu çer-çöp yapardık da siz şaşırıp kalırdınız.
Kral Fahd:
Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
Hasan Basri Çantay:
Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız.
Muhammed Esed:
(Çünkü,) dileseydik, onu kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret (ve dehşet) içinde kalırdınız:
Gültekin Onan:
Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık
Ali Fikri Yavuz:
Dileseydik o ekini çörçöp haline getirirdik de şöyle gevelerdiniz:
Portekizce:
Se quiséssemos, converteríamos aquilo em feno e, então, não cessaríeis de vos assombrar,
İsveççe:
Om Vi ville kunde Vi låta allt förtorka, och ni skulle bekymrat fråga er [vad som hänt]
Farsça:
به یقین اگر بخواهیم، آن را ریز ریز کرده و خاشاک می کنیم که متأسف و شگفت زده می شوید،
Kürtçe:
ئەگەر بمان ویستایە ئەو (ڕواوە)مان دەگێڕا بە پووش و کا، ئەمجا دەستان دەکرد بەقسەی بێ کەڵك
Özbekçe:
Агар хоҳласак, Биз уни қуруқ чўпга айлантириб қўямиз. Сизлар эса надоматда ажабланиб:
Malayca:
Kalau Kami kehendaki, sudah tentu Kami akan jadikan tanaman itu kering hancur (sebelum ia berbuah), maka dengan itu tinggalah kamu dalam keadaan hairan dan menyesal,
Arnavutça:
Nëse duam Ne, Ne do ta thërrmojmë atë (bimën) dhe ju do të çuditeni,
Bulgarca:
Ако пожелаехме, бихме го сторили на сухи съчки и щяхте да останете слисани:
Sırpça:
Када би хтели могли би да га претворимо у суво растиње, па бисте се снебивали:
Çekçe:
Kdybychom chtěli, v suchou trávu bychom to změnili, a vy byste se neustále divili:
Urduca:
ہم چاہیں تو ان کھیتیوں کو بھس بنا کر رکھ دیں اور تم طرح طرح کی باتیں بناتے رہ جاؤ
Tacikçe:
Агар мехостем, хошокаш месохтем, то дар ҳайрат бимонед.
Tatarca:
Әгәр теләсәк, ул игеннәрне коры кау яки башаксыз коры салам кылыр идек, ул вакытта бик каты кайгыручылардан булыр идегез.
Endonezyaca:
Kalau Kami kehendaki, benar-benar Kami jadikan dia hancur dan kering, maka jadilah kamu heran dan tercengang.
Amharca:
ብነሻ ኖሮ ደረቅ ስብርብር ባደረግነውና የምትደነቁም በኾናችሁ ነበር፡፡
Tamilce:
நாம் நாடினால் அதை (பயனற்ற) சருகுகளாக (பதருகளாக) ஆக்கிவிடுவோம். (உங்கள் அறுவடைகள் இந்த நிலைக்கு ஆகியதைப் பார்த்து அவை ஏன் இப்படி ஆகின என்று) நீங்கள் ஆச்சரியப்படுபவர்களாக (அல்லது, கவலைப்படுபவர்களாக) ஆகி இருப்பீர்கள்.
Korece:
하나님이 원한다면 그분은 그것을 산산조각으로 만드시니라 그때 너희는 비탄에 빠지며
Vietnamca:
Nếu TA muốn, TA có thể làm cho nó (khô và vỡ thành) mảnh vụn để rồi các ngươi chỉ biết ngạc nhiên (đứng nhìn).
Ayet Linkleri: