Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

66

Ayet No: 

5045

Sayfa No: 

536

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّا لَمُغْرَمُونَ

Çeviriyazı: 

innâ lemugramûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Doğrusu borç altına girdik.

Diyanet İşleri: 

Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de biz derdiniz, ziyan ettik.

Şaban Piriş: 

Muhakkak biz çok ziyandayız!

Edip Yüksel: 

Borca girdik.

Ali Bulaç: 

(Şöyle de sızlanırdınız:) "Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip-zorlandık."

Suat Yıldırım: 

“Eyvah! Emeklerimiz boşa gitti.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık.

Bekir Sadak: 

56:71

İbni Kesir: 

Doğrusu borç altına girdik,

Adem Uğur: 

Doğrusu borç altına girdik.

İskender Ali Mihr: 

Gerçekten biz ziyana uğrayanlarız.

Celal Yıldırım: 

(66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz).

Tefhim ul Kuran: 

(Şöyle de sızlanırdınız:) «Doğrusu biz, ağır borç altına girip zorlandık,»

Fransızca: 

"Nous voilà endettés !

İspanyolca: 

«Estamos abrumados de deudas.

İtalyanca: 

«Siamo oberati di debiti,

Almanca: 

"Gewiß, wir sind doch Verlust-Erleidende.

Çince: 

你们将说:我们是遭损失的。

Hollandaca: 

Waarlijk, wij hebben verbintenissen aangegaan voor zaad en arbeid,

Rusça: 

и скажите: "Воистину, мы потерпели убыток.

Somalice: 

(Idinkoo dhihi) Waa nala khasaariyay.

Swahilice: 

Mkisema: Hakika sisi tumegharimika;

Uygurca: 

سىلەر: «بىز ھەقىقەتەن (ئەمگەك بىلەن ئۇرۇقنى) زىيان تارتتۇق، بەلكى بىز (رىزىقتىن) مەھرۇم قالدۇق» (دەيتتىڭلار)

Japonca: 

(そして言うであろう。)「わたしたちは本当に負債を課せられた。

Arapça (Ürdün): 

«إنا لمغرمون» نفقة زرعنا.

Hintçe: 

कि (हाए) हम तो (मुफ्त) तावान में फॅसे (नहीं)

Tayca: 

(พวกเจ้าจะกล่าวขึ้นว่า) แท้จริงเราได้รับความหายนะแล้ว

İbranice: 

(תגידו) אנו איבדנו הכול

Hırvatça: 

"Mi smo, doista, oštećeni,

Rumence: 

“Iată-ne datornici,

Transliteration: 

Inna lamughramoona

Türkçe: 

"Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık."

Sahih International: 

[Saying], "Indeed, we are [now] in debt;

İngilizce: 

(Saying), "We are indeed left with debts (for nothing):

Azerbaycanca: 

“Biz ziyana uğramış,

Süleyman Ateş: 

Biz borçlandık, (yaptığmız masraflar boşa gitti)!

Diyanet Vakfı: 

"Doğrusu borç altına girdik.

Erhan Aktaş: 

“Gerçekten borçlandık;”

Kral Fahd: 

«Doğrusu borç altına girdik.

Hasan Basri Çantay: 

(Şöyle derdiniz:) «Biz hakıykaten ağır borca uğratılmışızdır».

Muhammed Esed: 

"Eyvah, mahvolduk!

Gültekin Onan: 

(Şöyle de sızlanırdınız:) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

“-Doğrusu biz çok ziyandayız.

Portekizce: 

(Dizendo): Em verdade, estamos em débito,

İsveççe: 

och [jämra er:] "Vilken förlust!

Farsça: 

[و می گویید:] مسلماً ما خسارت زده ایم،

Kürtçe: 

(دەتانـووت) بەڕاستی زەرەرلێکەوتوو ئێمەین

Özbekçe: 

«Албатта, биз зиён кўрганлармиз.

Malayca: 

(Sambil berkata): "Sesungguhnya kami menanggung kerugian.

Arnavutça: 

(dhe, do të thoni): “Ne, me të vërtetë, jemi të dëmtuar,

Bulgarca: 

“Наистина сме задлъжнели.

Sırpça: 

„Ми смо, заиста, оштећени,

Çekçe: 

'Jsme dluhy obtíženi,

Urduca: 

کہ ہم پر تو الٹی چٹی پڑ گئی

Tacikçe: 

Гӯянд: «Мо зиён кардагонем,

Tatarca: 

Вә: "Гөнаһыбыз сәбәпле җәзаланабыз,

Endonezyaca: 

(Sambil berkata): "Sesungguhnya kami benar-benar menderita kerugian",

Amharca: 

«እኛ በዕዳ ተያዦች ነን፡፡

Tamilce: 

“நிச்சயமாக நாங்கள் நஷ்டவாளிகள்” (என்றும்)

Korece: 

실로 저희는 부채만을 지게 되었으며

Vietnamca: 

(Lúc đó, các ngươi chỉ biết nói): “Chúng ta thực sự đã thất mùa!”