Arapça:
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنثِ الْعَظِيمِ
Çeviriyazı:
vekânû yüṣirrûne `ale-lḥinŝi-l`ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
Diyanet İşleri:
Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve büyük günahları yapmada ısrar ederlerdi.
Şaban Piriş:
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı
Edip Yüksel:
Büyük günahı işlemekte direniyorlardı.
Ali Bulaç:
Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.
Suat Yıldırım:
O en büyük günahta, şirkte ısrar ederlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
56:44
Yaşar Nuri Öztürk:
O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.
Bekir Sadak:
Dogrusu zakkum agacindan yiyeceksiniz.
İbni Kesir:
Ve büyük günah işlemekte direnip dururlardı.
Adem Uğur:
Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar, büyük günahta ısrar ediyorlardı.
Celal Yıldırım:
Büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.
Fransızca:
Ils persistaient dans le grand péché [le polythéisme]
İspanyolca:
sin salir del enorme pecado.
İtalyanca:
e persistevano nel grande peccato
Almanca:
und pflegten auf der gewaltigen Verfehlung zu beharren.
Çince:
确是固执大罪的,
Hollandaca:
En zij volhardden stijfhoofdig in eene hatelijke zondigheid.
Rusça:
упорствовали в великом грехе
Somalice:
Waxayna Daa'imi jireen dambi wayn.
Swahilice:
Na walikuwa wakishikilia kufanya madhambi makubwa,
Uygurca:
ئۇلار چوڭ گۇناھتا (يەنى كۇفرىدا) چىڭ تۇرغان ئىدى
Japonca:
大罪を敢て犯していた。
Arapça (Ürdün):
«وكانوا يصرون على الحنث» الذنب «العظيم» أي الشرك.
Hintçe:
और बड़े गुनाह (शिर्क) पर अड़े रहते थे
Tayca:
และพวกเขาเคยดื้อรั้นในการทำบาปใหญ่ ๆ อยู่เป็นเนือง
İbranice:
והיו ממשיכים בחטא האדיר
Hırvatça:
i uporno teške grijehe činili
Rumence:
stăruiau în marele păcat.
Transliteration:
Wakanoo yusirroona AAala alhinthi alAAatheemi
Türkçe:
O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.
Sahih International:
And they used to persist in the great violation,
İngilizce:
And persisted obstinately in wickedness supreme!
Azerbaycanca:
Özləri də böyük günah içində (Allaha şərik qoşmaqla) israr edib dururdular.
Süleyman Ateş:
Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.
Erhan Aktaş:
Büyük ihanette ısrar ediyorlardı.
Kral Fahd:
Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.
Hasan Basri Çantay:
O büyük günâh üzerinde ısrar ederlerdi.
Muhammed Esed:
çirkin günahlar işlemekte inat ediyorlardı,
Gültekin Onan:
Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Ve en büyük günah (Allah’a ortak koşmak) üzerinde ısrar ediyorlardı...
Portekizce:
E persistiram, em seu supremo pecado.
İsveççe:
och vältrade sig i grov synd,
Farsça:
و همواره بر گناهان بزرگ پافشاری داشتند،
Kürtçe:
وە بەردەوام بوون لەسەر گوناھە گەورەکە (ھاوەڵ دانان بۆ خوا)
Özbekçe:
Ва мудом катта гуноҳ ишлар қилар эдилар.
Malayca:
Dan mereka pula sentiasa melakukan dosa yang besar,
Arnavutça:
dhe me këmbëngulje bënin mëkate të rënda,
Bulgarca:
И упорстваха в огромния грях.
Sırpça:
и упорно су чинили тешке грехе
Çekçe:
setrvávajíce úporně ve velkém hříchu,
Urduca:
اور گناہ عظیم پر اصرار کرتے تھے
Tacikçe:
ва бар гуноҳони бузург исрор (давом) мекарданд
Tatarca:
Вә алар олугъ гөнаһка, ягъни ширеккә даимчелек кыла иделәр.
Endonezyaca:
Dan mereka terus-menerus mengerjakan dosa besar.
Amharca:
በታላቅ ኀጢአትም ላይ ይዘወትሩ ነበሩና፡፡
Tamilce:
இன்னும், பெரும் பாவங்களை தொடர்ந்து பிடிவாதம் பிடித்தவர்களாக செய்துகொண்டிருந்தனர்.
Korece:
크게 사악하고 오만하였으며
Vietnamca:
Chúng đã ngoan cố phạm các tội lớn.
Ayet Linkleri: