Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

4860

Sayfa No: 

529

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا جَزَاءً لِّمَن كَانَ كُفِرَ

Çeviriyazı: 

tecrî bia`yüninâ. cezâel limen kâne küfira.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

Diyanet İşleri: 

Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükafattı nankörlük görene.

Şaban Piriş: 

Gözlerimizin önünde akıp gitti. Küfredilen (Nuh’a) bir mükâfat olarak.

Edip Yüksel: 

Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu.

Ali Bulaç: 

Gözlerimiz önünde akıp-gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkar edilmiş-nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere.

Suat Yıldırım: 

O kadri bilinmemiş değerli insana, bir mükâfat olarak gemi, Bizim inayetimiz altında akıp gidiyordu.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

54:13

Yaşar Nuri Öztürk: 

Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.

Bekir Sadak: 

54:19

İbni Kesir: 

Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu.

Adem Uğur: 

İnkâr edilmiş olana (Nuh´a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

İskender Ali Mihr: 

(Gemi) gözlerimizin önünde yüzerek akıp gidiyordu, inkâr edilmiş olana (Hz. Nuh´a) bir mükâfat olarak.

Celal Yıldırım: 

Nankörlük ve inkâr edilen kimseye (Nuh´a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözetim ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu.

Tefhim ul Kuran: 

Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisine ve getirdiklerine karşı) Küfredilip nankörlük edilmiş olan (Nuh)´a bir mükafat olmak üzere.

Fransızca: 

voguant sous Nos yeux : récompense pour celui qu'on avait renié [Noé].

İspanyolca: 

que navegó bajo Nuestra mirada como retribución de aquél que había sido negado.

İtalyanca: 

Navigò sotto i Nostri occhi: fu il compenso per colui che era stato rinnegato.

Almanca: 

Es fuhr unter Unserer Aufsicht als Vergeltung für denjenigen, der Kufr zu betreiben pflegte.

Çince: 

在我的眷顾之下飘流,以报答被人否认者。

Hollandaca: 

Dat zich voor onze oogen voortbewoog, als eene belooning voor hem, die ondankbaar was verworpen.

Rusça: 

Он поплыл у Нас на Глазах в воздаяние тому, в кого не уверовали (или тем, которые не уверовали).

Somalice: 

Kuna socota illalintanada si loo abaalmariyo cidda Gaalowday.

Swahilice: 

Ikawa inakwenda kwa nadhari yetu, kuwa ni malipo kwa alivyo kuwa amekanushwa.

Uygurca: 

كېمە بىزنىڭ ھىمايىمىز ئاستىدا ماڭاتتى، ئىنكار قىلىنغاننى (يەنى نۇھنى) مۇكاپاتلاش ئۈچۈن (نۇھنىڭ قەۋمىنى غەرق قىلدۇق)

Japonca: 

わが見守る中でそれは走った。これが(皆から)退けられたあの者への報いである。

Arapça (Ürdün): 

«تجري بأعيننا» بمرأى منا، أي محفوظة «جزاءً» منصوب بفعل مقدر، أي أغرقوا انتصارا «لمن كان كفر» وهو نوح عليه السلام، وقرئ كفر بالبناء للفاعل، أي أغرقوا عقابا.

Hintçe: 

और वह हमारी निगरानी में चल रही थी (ये) उस शख़्श (नूह) का बदला लेने के लिए जिसको लोग न मानते थे

Tayca: 

มัน (เรือ) ได้แล่นไปต่อหน้าเรา (ภายใต้การคุ้มครองของเรา) เป็นการตอบแทนแก่ผู้ที่ถูกปฏิเสธ

İbranice: 

אשר שטה בהשגחתנו. זה היה הגמול לאשר היה כופר (בשליחות נוח)

Hırvatça: 

koja je plovila pred Našim očima, a nagrada je to bila za onoga koji je porican bio.

Rumence: 

Şi Noi l-am lăsat ca semn. Mai este cineva care îşi aminteşte?

Transliteration: 

Tajree biaAAyunina jazaan liman kana kufira

Türkçe: 

Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.

Sahih International: 

Sailing under Our observation as reward for he who had been denied.

İngilizce: 

She floats under our eyes (and care): a recompense to one who had been rejected (with scorn)!

Azerbaycanca: 

(Qövmü tərəfindən) inkar edilmiş kimsəyə (Nuha) mükafat olaraq verilən (gəmi) gözümüzün qabağında (nəzarətimiz altında) üzüb gedirdi.

Süleyman Ateş: 

(Kendisine karşı) Nankörlük edilen(kulumuz)a (bizden) bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

Diyanet Vakfı: 

İnkar edilmiş olana (Nuh'a) bir mükafat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

Erhan Aktaş: 

Yalanlanan kimseye bir ödül olarak, gözetimimiz altında yüzüp gidiyordu.

Kral Fahd: 

İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

Hasan Basri Çantay: 

ki (o gemi

Muhammed Esed: 

ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü.

Gültekin Onan: 

Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) küfredilmiş olan (Nuh)´a bir mükafaat olmak üzere.

Ali Fikri Yavuz: 

Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu. Bunu, (peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık.

Portekizce: 

Que flutuava sob o Nosso olhar, como recompensa para aquele que foi desmentido.

İsveççe: 

och det rörde sig fram [över havet] under Våra ögon; [detta var] belöningen till den som hade kallats lögnare.

Farsça: 

که زیر نظر ما روان بود. [و این] پاداشی بود برای کسی که مورد تکذیب قرار گرفته بود.

Kürtçe: 

لە پێش چاو وچاودێری ئێمە دەڕۆیشت (نەمان ھێشت نوقم ببێت) (لەم ئایەتەدا جێگیرکردنی صیفەتی [عین = چاو] بۆ خوای گەورە ھاتووە، بەڵام بەشێوەیە کە شایستەی گەورەیی وتەواوی زاتی خوا بێت، بەبێ ھیچ لێچواندن ولێکدانەوەیەك، وە بڕوامان پێیەتی وچۆنیەتیەکەی نازانین، تەنھا خوا دەیزانێت) ئەمە پاداشتە بۆ ئەو کەسەی باوەڕی پێ نەکرا (کە نووحە)

Özbekçe: 

У(кема) инкор қилинган шахс (Нуҳ)га мукофот бўлиб, Бизнинг иноятимиз ила юрадир.

Malayca: 

Yang belayar laju dengan pemeliharaan dan pengawasan Kami; (Kami melakukan yang demikian dan menimpakan taufan itu) sebagai balasan bagi orang-orang yang kufur ingkar!

Arnavutça: 

e cila lundronte nën kujdesin Tonë, - ky ishte shpërblim për atë që ishte i përgënjeshtruar.

Bulgarca: 

плаващ пред Очите Ни - въздаяние за онзи, който бе отричан.

Sırpça: 

која је пловила пред Нашим очима, а то је била казна за онога који је порицао.

Çekçe: 

aby plula pod naším zrakem v odměnu tomu, jenž byl tak odvržen.

Urduca: 

جو ہماری نگرانی میں چل رہی تھی یہ تھا بدلہ اُس شخص کی خاطر جس کی نا قدری کی گئی تھی

Tacikçe: 

Зери назари Мо равон шуд. Ин буд ҷазои касоне, ки бовар надошт.

Tatarca: 

Ул көймә йәрер Безнең ярдәмебез белән, күз алдыбызда кавеме аңа көферлек кылган Нухка изге җәза булсын өчен шулай кылдык.

Endonezyaca: 

Yang berlayar dengan pemeliharaan Kami sebagai belasan bagi orang-orang yang diingkari (Nuh).

Amharca: 

በጥበቃችን ስር ኾና ትንሻለላለች፡፡ ተክዶ ለነበረው ሰው ምንዳ (ይህንን ሠራን)፡፡

Tamilce: 

அது நமது கண்களுக்கு முன்பாக (-நமது பார்வையில் நமது கட்டளைப்படி) செல்கிறது, நிராகரிக்கப்பட்டுக் கொண்டிருந்தவருக்குக் கூலி கொடுப்பதற்காக.

Korece: 

그것은 하나님이 지켜보는 가운데 떠 있었더라 그것은 불신 당한 노아에 대한 보상이라

Vietnamca: 

(Chiếc thuyền) trôi dưới sự quan sát của TA, một phần thưởng dành cho người bị chối bỏ (và khinh rẻ).