Arapça:
فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِ إِن كَانُوا صَادِقِينَ
Çeviriyazı:
felye'tû biḥadîŝim miŝlihî in kânû ṣâdiḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler.
Diyanet İşleri:
Eğer iddialarında samimi iseler Kuran'ın benzeri bir söz meydana getirsinler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık buna benzer bir söz getirin meydana sözünüz doğruysa.
Şaban Piriş:
Haydi onun benzeri bir söz getirsinler, eğer doğru söylüyorlarsa!
Edip Yüksel:
Doğru sözlüler iseler bunun benzeri bir hadis getirsinler.
Ali Bulaç:
Şu halde, eğer doğru sözlüler iseler, benzeri bir söz getirsinler.
Suat Yıldırım:
O halde bu iddialarında tutarlı iseler Kur'ân gibi bir söz getirsinler bakalım!
Ömer Nasuhi Bilmen:
52:33
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler.
Bekir Sadak:
Yahut sen onlardan bir ucret istiyorsun da onlar agir bir borc altinda mi kaliyorlar?
İbni Kesir:
Şayet sadıklardan iseler, onun benzeri bir söz getirsinler.
Adem Uğur:
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz getirsinler.
İskender Ali Mihr:
Öyleyse onun gibi bir söz (Kur´ân âyeti) getirsinler, eğer (sözlerinde) sadıksalar.
Celal Yıldırım:
Eğer doğru sözlü kimseler iseler bu sözün bir benzerini getirsinler!
Tefhim ul Kuran:
Şu halde, eğer doğru sözlüler iseler, onun benzeri bir söz getirsinler.
Fransızca:
Eh bien, qu'ils produisent un récit pareil à lui (le Coran), s'ils sont véridiques.
İspanyolca:
Si es verdad lo que dicen, ¡que traigan un relato semejante!
İtalyanca:
Producano dunque un discorso simile a questo, se sono sinceri.
Almanca:
So sollen sie einen Bericht Seinesgleichen bringen, sollten sie wahrhaftig sein.
Çince:
叫他们作出象这样的文辞来,如果他们是说实话的!
Hollandaca:
Laat hen een gesprek toonen gelijk dit, indien zij de waarheid spreken.
Rusça:
Пусть приведут подобное ему (Корану) повествование, если они говорят правду.
Somalice:
Ha la yimaadeen hadal la mid ah hadday Run sheegi.
Swahilice:
Basi nawalete masimulizi kama haya ikiwa wao wanasema kweli.
Uygurca:
ئەگەر (مۇھەممەد ئۇنى توقۇدى دېگەن سۆزۈڭلاردا) راستچىل بولساڭلار، (تۈزۈلۈشتە، گۈزەللىكتە، باياندا) قۇرئانغا ئوخشايدىغان بىر سۆزنى كەلتۈرۈپ بېقىڭلار
Japonca:
もしかれらの言葉が真実なら,これと同じ御告げをもってこさせるがよい。
Arapça (Ürdün):
«فليأتوا بحديث» مختلق «مثله إن كانوا صادقين» في قولهم.
Hintçe:
तो अगर ये लोग सच्चे हैं तो ऐसा ही कलाम बना तो लाएँ
Tayca:
ดังนั้น พวกเขาจงนำคำกล่าวเช่นเดียวกันนี้มา หากพวกเขาเป็นผู้สัตย์จริง
İbranice:
אם כן, שיעשו ספר כמוהו אם הם אכן צודקים
Hırvatça:
Zato, neka oni sastave govor sličan Kur'anu, ako istinu govore.
Rumence:
Să aducă o spusă asemenea lui, dacă spun adevărul!
Transliteration:
Falyatoo bihadeethin mithlihi in kanoo sadiqeena
Türkçe:
Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler.
Sahih International:
Then let them produce a statement like it, if they should be truthful.
İngilizce:
Let them then produce a recital like unto it,- If (it be) they speak the truth!
Azerbaycanca:
Əgər doğru deyirlərsə, qoy onlar bunun (bu Qur’an) kimi bir kəlam gətirsinlər!
Süleyman Ateş:
Doğru iseler haydi onun gibi bir söz getirsinler.
Diyanet Vakfı:
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz getirsinler.
Erhan Aktaş:
Eğer söylediklerinde haklı kimselerse, onlar da onun benzeri bir hadis(1) getirsinler!
Kral Fahd:
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz getirsinler.
Hasan Basri Çantay:
Öyleyse onlar da, eğer doğru söyleyenlerse, onun gibi (velev uydurma) bir söz getirsinler!
Muhammed Esed:
Ama, (eğer onu basit bir faninin işi olarak görüyorlarsa) ona benzeyen başka bir söylem üretsinler (de görelim!) Söyledikleri doğru mu, değil mi?
Gültekin Onan:
Şu halde, eğer doğru sözlüler iseler, benzeri bir söz getirsinler.
Ali Fikri Yavuz:
Haydi Kur’an gibi bir söz getirsinler, eğer doğru söyliyenlerse...
Portekizce:
Que apresentem, pois, uma mensagem semelhante, se estivermos certos.
İsveççe:
Låt dem då lägga fram en jämförbar text, om de talar sanning!
Farsça:
پس اگر [در ادعای خود] راستگویید،سخنی مانند آن بیاورید.
Kürtçe:
دەی با ئەوان(بێ باوەڕەکان) نموونەیەکی وەك قورئان بھێنن ئەگەر ڕاست ئەکەن، (کە ھەڵبەستراوی مرۆڤە)
Özbekçe:
Агар уларнинг гапи рост бўлса, у(Қуръон)га ўхшаш сўзни келтирсинлар.
Malayca:
(Kalau tidak) maka hendaklah mereka membuat dan mendatangkan kata-kata (yang fasih dan indah) seperti Al-Quran itu, jika betul mereka orang-orang yang benar dakwaannya.
Arnavutça:
andaj, le ta sjellin ata një fjalim të ngjashëm me të, nëse thonë të vërtetën!
Bulgarca:
Нека донесат слово, подобно на него, ако казват истината!
Sırpça:
Зато, нека они саставе говор сличан Кур'ану, ако говоре истину.
Çekçe:
Nechť tedy přijdou s vyprávěním podobným tomuto, jestliže pravdu hovoří!
Urduca:
اگر یہ اپنے اِس قول میں سچے ہیں تو اِسی شان کا ایک کلام بنا لائیں
Tacikçe:
Агар рост мегӯянд, сухане монанди он биёваранд.
Tatarca:
Әгәр Мухәммәд Коръәнне үзе уйлап чыгарган дигән сүзләре дөрес булса, Коръән сүзләренә охшаган сүзләрне китерсеннәр, бит алар да Мухәммәд кеби кешеләр, Коръән кеби китап китерсеннәр!
Endonezyaca:
Maka hendaklah mereka mendatangkan kalimat yang semisal Al Quran itu jika mereka orang-orang yang benar.
Amharca:
እውነተኞችም ቢኾኑ መሰሉ የኾነን ንግግር ያምጡ፡፡
Tamilce:
ஆக, இவர்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் இவர்களும் இது போன்ற (-இந்த குர்ஆனைப் போன்ற) ஒரு பேச்சை (-ஒரு வேதத்தை) கொண்டு வரட்டும்!
Korece:
그들이 사실이라면 그와 같 은 말씀을 그들로 하여금 이르게 하라
Vietnamca:
(Nếu chúng cho rằng Muhammad bịa đặt), chúng hãy mang đến lời lẽ giống như (Qur’an) xem nào nếu chúng là những kẻ nói thật.
Ayet Linkleri: