Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

51

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

4694

Sayfa No: 

521

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَفِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ

Çeviriyazı: 

vefî emvâlihim ḥaḳḳul lissâili velmaḥrûm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı.

Diyanet İşleri: 

Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve mallarında, dileyene ve mahrum olana bir hak vardı.

Şaban Piriş: 

Onların mallarında isteyenler ve ihtiyaç sahipleri için de bir hak vardır.

Edip Yüksel: 

Paralarında, isteyenler ve yoksullar için bir pay vardı.

Ali Bulaç: 

Onların mallarında dilenip-isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardı.

Suat Yıldırım: 

Mallarında isteyenlerin ve yoksulların hakkını ayırırlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(19-20) Ve mallarında da dilenen ve yoksul bulunan için bir hak var idi. Ve yerde imân-ı yakin erbâbı için deliller vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İhtiyaç sahibi için, yoksun için bir hak vardı mallarında onların.

Bekir Sadak: 

Onlar, Ibrahim´in yanina girip: «Selam sana» demislerdi, Ibrahim de: «Selam size» demisti

İbni Kesir: 

Onların mallarında yoksullar ve muhtaçlar için de bir hak vardır.

Adem Uğur: 

Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

İskender Ali Mihr: 

Ve onların mallarında isteyenlerin ve mahrum olanların (isteyemeyenlerin) hakkı vardır.

Celal Yıldırım: 

Onların mallarında, dilenen ve yoksul için bir hakk vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Onların mallarında dilenip isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardı.

Fransızca: 

et dans leurs biens, il y avait un droit au mendiant et au déshérité.

İspanyolca: 

y parte de sus bienes correspondía de derecho al mendigo y al indigente.

İtalyanca: 

e nei loro beni c'era un diritto per il mendicante e il diseredato.

Almanca: 

Und in ihren Vermögensgütern ist ein Anrecht für den Bittenden und den Ausgeschlossenen.

Çince: 

他们的财产中,有乞丐和贫民的权利。

Hollandaca: 

Een voegzaam deel van hunne welvaart werd hem gegeven, die vroeg, en aan hem, die door schaamte teruggehouden werd te vragen.

Rusça: 

Они выделяли известную долю своего имущества для просящих и обездоленных.

Somalice: 

Xoolohoodana xaq bay ku leeyihiin kuwa waydiista iyo kadhibaataysan.

Swahilice: 

Na katika mali yao ipo haki ya mwenye kuomba na asiye omba.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ پۇل - ماللىرىدا سائىللار ۋە (ئىپپەتلىكىدىن سائىللىق قىلمايدىغان) موھتاجلار ھوقۇققا ئىگە ئىدى (يەنى ئۇلار سائىللارغا ۋە موھتاجلارغا سەدىقە قىلاتتى)

Japonca: 

またかれらの財産には,乞う者や,乞うこともできない困窮者たちの権利があると認識していた。

Arapça (Ürdün): 

«وفي أموالهم حق للسائل والمحروم» الذي لا يسأل لتعففه.

Hintçe: 

और उनके माल में माँगने वाले और न माँगने वाले (दोनों) का हिस्सा था

Tayca: 

และในทรัพย์สมบัติของพวกเขาจัดไว้เป็นส่วนของผู้เอ่ยขอ และผู้ไม่เอ่ยขอ

İbranice: 

ועל אשר הם נותנים זכות ברכושם למבקש חסד ולמחוסר כל

Hırvatça: 

a u imecima njihovim bio je udio i za onoga koji prosi i za onoga koji je uskraćen a ne prosi.

Rumence: 

Din averile lor aveau parte şi cerşetorul şi lipsitul!

Transliteration: 

Wafee amwalihim haqqun lilssaili waalmahroomi

Türkçe: 

İhtiyaç sahibi için, yoksun için bir hak vardı mallarında onların.

Sahih International: 

And from their properties was [given] the right of the [needy] petitioner and the deprived.

İngilizce: 

And in their wealth and possessions (was remembered) the right of the (needy,) him who asked, and him who (for some reason) was prevented (from asking).

Azerbaycanca: 

Mallarında da dilənçinin və (abrına qısılıb dilənməyən) yoxsulun haqqı (payı) var idi.

Süleyman Ateş: 

Mallarında dilenci ve yoksul için hak vardı.

Diyanet Vakfı: 

Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

Erhan Aktaş: 

Mallarından –istesin, istemesin- ihtiyaç sahipleri için bir pay ayırırlardı.

Kral Fahd: 

Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

Hasan Basri Çantay: 

Onların mallarında sâilin ve (kemâl-i iffetinden dolayı dilencilik etmeyen) yoksulun da bir hakkı vardı.

Muhammed Esed: 

ve sahip oldukları her şeyden, (yardım) isteyenlere ve sıkıntı içinde bulunanlara bir pay (ayırırlardı).

Gültekin Onan: 

Onların mallarında dilenip isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardı.

Ali Fikri Yavuz: 

Onların mallarında dilencinin ve (ihtiyacını açıklayamayan) mahrumun bir hakkı vardır.

Portekizce: 

E há em seus bens uma parte para o mendigo e o desafortunado

İsveççe: 

Och av det som de ägde gav de tiggarna och dem som led nöd [i tysthet] deras rättmätiga andel.

Farsça: 

و در اموالشان حقّی برای سائل تهیدست و محروم از معیشت بود.

Kürtçe: 

وە لە ماڵ و داراییاندا بۆ (ھەژاری) داواکەر وداوانەکەر مافی خۆیان ھەبوو

Özbekçe: 

Ва молу мулкларида, сўровчи ва бечораларнинг ҳақи бордир.

Malayca: 

Dan pada harta-harta mereka, (ada pula bahagian yang mereka tentukan menjadi) hak untuk orang miskin yang meminta dan orang miskin yang menahan diri (daripada meminta).

Arnavutça: 

e, në pasuritë e tyre ka pasur pjesë për lypësit dhe nevojtarët.

Bulgarca: 

и в техните имоти имаше дял за просяка и нуждаещия се.

Sırpça: 

а у њиховим иметцима био је удео и за онога који проси и за онога који је ускраћен а не проси.

Çekçe: 

a ze svých majetků vždy patřičně žebrákům a nemajetným dávali.

Urduca: 

اور اُن کے مالوں میں حق تھا سائل اور محروم کے لیے

Tacikçe: 

ва дар молҳояшон барои пурсандаву маҳрум хаққе буд.

Tatarca: 

Алар сораучы вә сорамаучы мохтаҗларга малларыннан садакалар бирә иделәр.

Endonezyaca: 

Dan pada harta-harta mereka ada hak untuk orang miskin yang meminta dan orang miskin yang tidak mendapat bagian.

Amharca: 

በገንዘቦቻቸውም ውስጥ ለለማኝና (ከልመና) ለተከለከለም (በችሮታቸው) መብት አልለ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், யாசிப்பவர்களுக்கும் இல்லாதவர்களுக்கும் அவர்களது செல்வங்களில் உரிமை உண்டு.

Korece: 

그가 가진 재산중에서 필요 로 한 자와 요구하지 못한 자에게 일정한 몫을 베푸는 자라

Vietnamca: 

Và trong tài sản của họ, (họ đã luôn chừa) một phần bắt buộc dành cho người ăn xin và người túng thiếu nhưng không xin xỏ.