Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

99

Ayet No: 

768

Sayfa No: 

124

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَّا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ

Çeviriyazı: 

mâ `ale-rrasûli ille-lbelâg. vellâhü ya`lemü mâ tübdûne vemâ tektümûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Peygamber'in üzerine düşen sadece duyurmadır. Allah, açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.

Diyanet İşleri: 

Peygamberin görevi sadece tebliğ etmektir. Allah, sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Peygamberin vazifesi, ancak tebliğdir ve Allah, açığa vurduğunuz şeyleri de bilir, gizlediğiniz şeyleri de.

Şaban Piriş: 

Rasûlün görevi ancak tebliğdir. Açıkladığınızı da gizlediğinizi de Allah bilir.

Edip Yüksel: 

Elçiye düşen görev sadece duyurmak. ALLAH ise açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir

Ali Bulaç: 

Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.

Suat Yıldırım: 

Peygambere düşen sorumluluk, sadece tebliğ etmektir. Allah sizin açığa vurduğunuz ve gizlediğiniz her şeyi bilir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Peygamber´in üzerine tebliğden başka yoktur. Ve Allah Teâlâ ise açıkladığınız şeyi de gizlediğiniz şeyi de bilir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.

Bekir Sadak: 

Allah, kulagi centilen, saliverilen, erkek disi ikizler doguran, on defa yavrulanmasindan oturu yuk vurulmayan hayvanlarin adanmasini emretmemistir

İbni Kesir: 

Peygamberin vazifesi sadece tebliğdir. Allah

Adem Uğur: 

Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.

İskender Ali Mihr: 

Resûl´ün üzerinde tebliğden (bildirmekten) başka bir sorumluluk yoktur. Ve Allâh, açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.

Celal Yıldırım: 

Peygambere ancak tebliğ gerekir. Allah ise sizin neler açıkladığınızı, neler gizlediğinizi bilir.

Tefhim ul Kuran: 

Peygambere tebliğden başka (yükümlülüğü) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.

Fransızca: 

Il n'incombe au Messager de transmettre (le message). Et Allah sait ce que vous divulguer tout comme ce que vous cachez.

İspanyolca: 

Al Enviado no le incumbe sino la transmisión. Alá sabe lo que manifestáis y lo que ocultáis.

İtalyanca: 

Al Messaggero [incombe] solo l'onere della trasmissione. Allah conosce quello che manifestate e quello che tenete nascosto.

Almanca: 

Dem Gesandten obliegt nur das Verkünden. Und ALLAH weiß, was ihr offenbart und was ihr verbergt.

Çince: 

使者只负通知的责任。真主知道你们所表现的,和你们所隐讳的。

Hollandaca: 

De plicht van onzen profeet is alleen om te prediken, en God weet hetgeen gij toont en wat gij verbergt.

Rusça: 

На Пророка не возложено ничего, кроме передачи откровения. Аллах знает о том, что вы обнаруживаете, и том, что вы скрываете.

Somalice: 

Ma Saarra Rasuulka waxaan Gaadhsiin ahayn, Eebana waa Ogyahy waxaad Muujinaysaan iyo waxaad Qarinaysaan.

Swahilice: 

Haimlazimu Mtume ila kufikisha ujumbe tu. Na Mwenyezi Mungu anajua mnacho kidhihirisha na mnacho kificha.

Uygurca: 

پەيغەمبەرنىڭ مەسئۇلىيىتى پەقەت تەبلىغ قىلىشتۇر. اﷲ سىلەرنىڭ ئاشكارا ۋە يوشۇرۇن قىلىپ يۈرگەن ئىشلىرىڭلارنى بىلىپ تۇرىدۇ

Japonca: 

使徒には,只(啓示を)宣ベ伝えることの外何も課せられない。アッラーは,あなたがたの現わすことも,隠すことも知っておられる。

Arapça (Ürdün): 

«ما على الرسول إلا البلاغ» لكم «والله يعلم ما تبدون» تظهرون من العمل «وما تكتمون» تخفون منه فيجازيكم به.

Hintçe: 

(हमारे) रसूल पर पैग़ाम पहुँचा देने के सिवा (और) कुछ (फर्ज़) नहीं और जो कुछ तुम ज़ाहिर बा ज़ाहिर करते हो और जो कुछ तुम छुपा कर करते हो ख़ुदा सब जानता है

Tayca: 

หน้าที่ของร่อซูลนั้นมิใช่อะไรอื่น นอกจากการประกาศให้ทราบ เท่านั้น และอัลบลอฮ์ทรงรู้สิ่งที่พวกเจ้าเปิดเผย และสิ่งที่พวกเจ้าปกปิด

İbranice: 

אין על השליח (מוטל) אלא למסור את ההודעה ( הברורה,) ואלוהים יודע את אשר תחשפו ואת אשר תסתירו

Hırvatça: 

Poslaniku je jedino dužnost objaviti, a Allah zna i ono što javno činite i ono što sakrijete.

Rumence: 

Asupra trimisului este doar înştiinţarea cea desluşită. Dumnezeu cunoaşte ceea ce arătaţi şi ceea ce ascundeţi.

Transliteration: 

Ma AAala alrrasooli illa albalaghu waAllahu yaAAlamu ma tubdoona wama taktumoona

Türkçe: 

Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.

Sahih International: 

Not upon the Messenger is [responsibility] except [for] notification. And Allah knows whatever you reveal and whatever you conceal.

İngilizce: 

The Messenger's duty is but to proclaim (the message). But Allah knoweth all that ye reveal and ye conceal.

Azerbaycanca: 

Peyğəmbərin üzərinə düşən vəzifəsi ancaq (Allahın əmrlərini insanlara) təbliğ etməkdir. Allah üzə çıxartdıqlarınızı və gizlətdiklərinizi (hamısını) bilir!

Süleyman Ateş: 

Elçi'ye düşen, sadece duyurmaktır. Allah, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir.

Diyanet Vakfı: 

Resule düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.

Erhan Aktaş: 

Resûle düşen, yalnızca çağrıda bulunmaktır. Açığa vurduğunuzu da gizlediğinizi de Allah bilir.

Kral Fahd: 

Rasûle düşen (vazife,) ancak (kendisine indirileni) tebliğ etmektir. Allah, sizin açığa vurduğunuzu da, gizlediğinizi de bilir.

Hasan Basri Çantay: 

Peygamberin üzerinde tebliğden başka (hiç bir vazîfe) yokdur. Allah ne açıklar, ne gizlerseniz (hepsini) bilir.

Muhammed Esed: 

Peygamber, (kendisine emanet edilen) mesajı tebliğ etmekten başka bir şeyle yükümlü değildir: ve Allah, sizin açıktan yaptığınız her şeyi ve bütün gizlediklerinizi bilir.

Gültekin Onan: 

Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur. Tanrı açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.

Ali Fikri Yavuz: 

Peygamberin üzerinizdeki (görevi) ancak ilâhi emirleri tebliğdir. Allah, açıkladığınız ve gizlediğiniz sözlerle hareketlerinizin hepsini bilir.

Portekizce: 

Ao Mensageiro só cabe a proclamação (da mensagem). Deus conhece o que manifestais e o que ocultais.

İsveççe: 

Sändebudets enda uppgift är att framföra det budskap [som blivit honom anförtrott] - men Gud vet vad ni öppet tillkännager och vad ni vill dölja.

Farsça: 

بر عهده پیامبر جز رساندن [پیام خدا] نیست. و خدا آنچه را آشکار می کنید و آنچه را پنهان می دارید، می داند.

Kürtçe: 

نێردراوەکەی خوا (موحەممەد) ھیچی لەسەر نیە بێجگە لە ڕاگەیاندن نەبێت وە خوا دەزانێت بەوەی دەریدەخەن بەوەش دەیشارنەوە

Özbekçe: 

Пайғамбар зиммасида фақат етказиш бор, холос. Аллоҳ ошкор қилганингизни ҳам, яширганингизни ҳам биладир.

Malayca: 

Tidak ada kewajipan yang ditugaskan kepada Rasulullah selain daripada menyampaikan (perintah-perintah Allah) sahaja; dan Allah sentiasa mengetahui apa yang kamu lahirkan dan apa yang kamu sembunyikan.

Arnavutça: 

Pejgamberi ka për detyrë vetëm t’ju komunikojë Shpalljes. Se Perëndia di çka punoni sheshazi e çka fshehurazi.

Bulgarca: 

Дълг за Пратеника е само посланието. Аллах знае какво разкривате и какво потулвате.

Sırpça: 

Посланику је једино дужност да објави, а Аллах зна и оно што јавно чините и оно што сакријете.

Çekçe: 

A poslu přísluší toliko oznámení; však Bůh dobře ví, co najevo dáváte i co tajíte.

Urduca: 

رسول پر تو صرف پیغام پہنچا دینے کی ذمہ داری ہے، آگے تمہارے کھلے اور چھپے سب حالات کا جاننے والا اللہ ہے

Tacikçe: 

Бар паёмбар ғайри расонидани паем вазифае нест. Ва он чиро, ки ошкор месозед ё пинҳон медоред, Худо медонад!

Tatarca: 

Расүл г-мнең бурычы фәкать Аллаһ хөкемнәрен һич үзгәртмичә кешеләргә ирештерү генә. Аллаһ сезнең, күрсәтеп һәм яшереп эшләгән эшләрегезне яхшы белә.

Endonezyaca: 

Kewajiban Rasul tidak lain hanyalah menyampaikan, dan Allah mengetahui apa yang kamu lahirkan dan apa yang kamu sembunyikan.

Amharca: 

በመልክተኛው ላይ ማድረስ እንጅ ሌላ የለበትም፡፡ አላህም የምትገልጹትን ነገር የምትደብቁትንም ሁሉ ያውቃል፡፡

Tamilce: 

தூதர் மீது கடமையில்லை (தூதை) எடுத்துரைப்பதைத் தவிர. இன்னும், நீங்கள் வெளிப்படுத்துவதையும், மறைப்பதையும் அல்லாஹ் நன்கறிவான்.

Korece: 

선지자는 다만 말씀을 전함이며 너희가 드러내는 것과 숨기 는 것은 하나님이 알고 계시니라

Vietnamca: 

Thiên Sứ (của Allah) chỉ có nhiệm vụ truyền đạt (thông điệp của Ngài chứ không có quyền năng hướng dẫn một ai). Và Allah là Đấng biết rõ những gì các ngươi phơi bày và những gì các ngươi che giấu.