Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

100

Ayet No: 

769

Sayfa No: 

124

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُل لَّا يَسْتَوِي الْخَبِيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ أَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبِيثِ ۚ فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul lâ yestevi-lḫabîŝü veṭṭayyibü velev a`cebeke keŝratü-lḫabîŝ. fetteḳu-llâhe yâ ûli-l'elbâbi le`alleküm tüfliḥûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile". Ey selim akıl sahipleri Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.

Diyanet İşleri: 

De ki: "Helal ile haram, haram şeylerin çokluğundan hoşlansan bile, eşit değildir". Ey akıl sahibleri, Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Pisle temiz bir değildir, pisin çokluğu seni şaşırtsa bile. Artık ey aklı tam olanlar, çekinin Allah'tan da muradınıza erin.

Şaban Piriş: 

De ki: (Ey İnsan) Kötü şeylerin çokluğu hoşuna gitse bile. Pis ile temiz bir değildir. Ey akıl sahipleri kurtuluşa erebilmeniz için Allah’tan sakının/takvalı olun.

Edip Yüksel: 

De: "Kötü ile iyi bir olmaz; kötünün çokluğu ilgini çekse bile... Akıl sahipleri, başarmak istiyorsanız (azınlığa düşme pahasına da olsa) ALLAH'ı dinleyin."

Ali Bulaç: 

De ki: "Murdar ile temiz -murdarın çokluğu hoşuna gitse de- bir olmaz. Ey temiz akıl sahipleri, Allah'tan korkup-sakının. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Suat Yıldırım: 

Murdarın çokluğu tuhafına gitse, hatta murdarın çoğu hoşuna da gitse, murdar ile temiz bir olmaz.Öyleyse ey akl-ı selîm sahipleri! Siz az çok demeyip daima temize, helâle yönelin. Haram yemekten, Allah'a karşı gelmekten sakının ki felâh bulasınız.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Murdar ile temiz müsavî olmaz. Velev ki, murdarın çokluğu hoşuna gitsin. Artık ey güzel akıl sahipleri! Allah Teâlâ´dan korkunuz ki felâh bulabilesiniz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz."

Bekir Sadak: 

Onlara, «Gelin Allah´in indirdigi Kitab´a ve peygambere uyun» dendiginde, «Atalarimizi uzerinde buldugumuz yol bize yeter» derler

İbni Kesir: 

De ki: Murdarı çokluğu hoşunuza gitse de

Adem Uğur: 

De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir

İskender Ali Mihr: 

De ki

Celal Yıldırım: 

De ki: Murdarın çokluğu senin hoşuna gidip hayretini mûcib olsa da murdarla pâk bir değildir. O halde ey sağduyu sahipleri! Allah´tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Murdar ile temiz-murdar´ın çokluğu hoşuna gitse de- bir olmaz. Ey temiz akıl sahipleri, Allah´tan korkup sakının. Umulur ki kurtulaşa erersiniz.

Fransızca: 

Dis : "Le mauvais et le bon ne sont pas semblables, même si l'abondance du mal te séduit. Craignez Allah, donc, ô gens intelligents, afin que vous réussissiez

İspanyolca: 

Di: «No es lo mismo el mal que el bien, aunque te plazca lo mucho malo que hay. ¡Temed, pues, a Alá, hombres de intelecto! Quizás, así, prosperéis».

İtalyanca: 

Di': «Il cattivo e il buono non si equivalgono, anche se ti stupisce l'abbondanza che c'è nel male. Temete dunque Allah, o dotati di intelletto, affinché possiate prosperare».

Almanca: 

Sag: "Das Schlechte und das Gute sind nicht gleich, selbst dann nicht, solltest du an dem großen Ausmaß des Schlechten Gefallen finden." So handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber - ihr Verständige! -, damit ihr erfolgreich werdet.

Çince: 

你说:污秽的和清洁的,是不相等的,即使污秽的为数很多,使你赞叹。有理智的人啊;你们当敬畏真主,以便你们成功。

Hollandaca: 

Zeg: kwaad en goed zullen niet gelijk geschat worden, ofschoon de overvloed van kwaad u behaagt. Vreest dus God, gij die verstand hebt, opdat gij gelukkig moogt zijn.

Rusça: 

Скажи: "Скверное и благое не равны, даже если изобилие скверного понравилось тебе (или удивило тебя)". Бойтесь же Аллаха, обладатели разума, - быть может, вы преуспеете.

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa (Nabiyow) ma eka wax Xun iyo Wax Fiican Aadba la yaabtid Badnida kan Xune, kana dhawrsada Eebe Dadka Caqliga lahow inaad Liibaantaan.

Swahilice: 

Sema: Haviwi sawa viovu na vyema ujapo kupendeza wingi wa viovu. Basi mcheni Mwenyezi Mungu, enyi wenye akili, ili mpate kufanikiwa.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، گەرچە ھارامنىڭ كۆپلۈكى (ئى تىڭشىغۇچى) سېنى ئەجەبلەندۈرسىمۇ، ھارام بىلەن ھالال باراۋەر ئەمەس. ئى ئەقىل ئىگىلىرى! نىجات تېپىشىڭلار ئۈچۈن اﷲ تىن قورقۇڭلار

Japonca: 

言え,「あなたがたは,たとえはびこっている悪に魅了されようが,悪いことと良いことは同じではない」だからあなたがた思慮ある者よ,アッラーを畏れなさい。恐らくあなたがたは成功するであろう。

Arapça (Ürdün): 

«قل لا يستوي الخبيث» الحرام «والطيب» الحلال «ولو أعجبك» أي سرك «كثرة الخبيث فاتقوا الله» في تركه «يا أولي الألباب لعلكم تفلحون» تفوزون.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) कह दो कि नापाक (हराम) और पाक (हलाल) बराबर नहीं हो सकता अगरचे नापाक की कसरत तुम्हें भला क्यों न मालूम हो तो ऐसे अक्लमन्दों अल्लाह से डरते रहो ताकि तुम कामयाब रहो

Tayca: 

จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด)ว่าสิ่งเลวกับสิ่งดีนั้นย่อมไม่เท่าเทียมกัน และแม้ว่าความมากมายของสิ่งชั่วนั้น ได้ทำให้ท่านพึงใจก็ตาม จงยำเกรงอัลลอฮ์เถิด ผู้มีสติบัญญัติทั้งหลาย! เพื่อว่าพวกเจ้าจะได้รับความสำเร็จ

İbranice: 

אמור, הרע והטוב אינם שווים זה לזה, ולו גם הרע מוצא חן בעיניך, על כן יראו את אלוהים אתם בעלי- התבונה, כדי שתצליחו

Hırvatça: 

Reci: "Nije isto ono što je zabranjeno i ono što je dozvoljeno", iako te iznenađuje mnoštvo onoga što je zabranjeno. Zato se Allaha bojte, o vi koji razum imate, da biste uspjeli.

Rumence: 

Spune: “Răul şi binele nu sunt asemenea, chiar dacă mulţimea răului vă place. Voi cei dăruiţi cu minte, temeţi-vă de Dumnezeu! Poate veţi fi fericiţi!

Transliteration: 

Qul la yastawee alkhabeethu waalttayyibu walaw aAAjabaka kathratu alkhabeethi faittaqoo Allaha ya olee alalbabi laAAallakum tuflihoona

Türkçe: 

De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz."

Sahih International: 

Say, "Not equal are the evil and the good, although the abundance of evil might impress you." So fear Allah, O you of understanding, that you may be successful.

İngilizce: 

Say: "Not equal are things that are bad and things that are good, even though the abundance of the bad may dazzle thee; so fear Allah, O ye that understand; that (so) ye may prosper."

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) De: “(Ey insan!) Murdar (haram) şeyin çoxluğu xoşuna gəlsə belə, murdarla təmiz (haramla halal) bir ola bilməz”. Ey ağıl sahibləri, Allahdan qorxun ki, nicat tapasınız.

Süleyman Ateş: 

De ki:"Murdarla temiz bir olmaz. Murdarın çokluğu hoşuna gitse de. O halde ey sağduyu sahipleri, Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz!"

Diyanet Vakfı: 

De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir; pis ve kötünün çokluğu tuhafına gitse (yahut hoşuna gitse) de (bu böyledir). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah'tan korkunuz ki kurtuluşa eresiniz.

Erhan Aktaş: 

“De ki:” Habis(1) olanla tayyib(2) olan bir değildir. Velev ki habis olanın çokluğu(3) hoşuna gitse de. Ey selim akıl(4) sahipleri! Allah’a karşı takvâlı olun ki kurtuluşa eresiniz.

Kral Fahd: 

De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir pis ve kötünün çokluğu tuhafına gitse (yahut hoşuna gitse) de (bu böyledir). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah'tan korkunuz ki kurtuluşa eresiniz.

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Murdarla temiz — murdarın çokluğu hoşunuza gitse de — (hiç bir zaman) bir olmaz. Onun için, ey selîm akıl saahibleri, (murdarı ihtiyar etmek hususunda) Allahdan korkun (temizi alın). Olur ki kurtuluşa erersiniz.

Muhammed Esed: 

De ki: "Kötü ve çirkin olan şeyler ile iyi ve güzel şeyler mukayese edilemez, kötü şeylerin bir çoğu sana büyük zevk verse bile. O halde, siz ey derin kavrayış sahipleri, Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki mutluluğa eresiniz!"

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

De ki: “- Murdarla temiz (haramla helâl) bir olmaz

Portekizce: 

Dize: O mal e o bem jamais poderão equiparar-se, ainda que vos encante a abundância do mal. Ó sensatos, temei aDeus, quiçá assim prosperais.

İsveççe: 

Säg: "Även om du [människa] lockas av det onda på grund av dess rikliga förekomst, kan det inte ställas sida vid sida med det goda. Frukta därför Gud, ni som har förstånd; kanske skall det gå er väl i händer."

Farsça: 

بگو: ناپاک و پاک [مانند کافر و مؤمن، معصیت و طاعت، حرام و حلال، و معیوب و سالم] یکسان نیستند؛ هر چند فراوانی ناپاک ها تو را به شگفت آورد. پس ای صاحبان خرد! از خدا پروا کنید تا رستگار شوید.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ پیس و پاک وەک یەک نین ھەرچەند سەرسامت بکات زۆری پیسەکە کەواتە لەخوا بترسن ئەی خاوەنانی ژیری و ھۆشمەندان تا ڕزگار ببن

Özbekçe: 

Сен: «Агар нопокнинг кўплиги сени ажаблантирса ҳам, пок билан нопок тенг бўла олмас, эй ақл эгалари, Аллоҳга тақво қилинг, шоядки нажот топсангиз», деб айт.

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Tidak sama yang buruk dengan yang baik, walaupun banyaknya yang buruk itu menarik hatimu. Oleh itu bertaqwalah kepada Allah wahai orang-orang yang berakal fikiran, supaya kamu berjaya.

Arnavutça: 

Thuaju: “Nuk barazohet e keqja me të mirën, sikur edhe të të kënaqte shumica e të këqijave. Druajeni Perëndinë, o të zotët e mendjes së hollë, që të shpëtoni.

Bulgarca: 

Кажи: “Не са равностойни скверното и приятното, дори да ти е харесала многото скверност. И бойте се от Аллах, о, разумни хора, за да сполучите!”

Sırpça: 

Реци: „Није исто оно што је забрањено и оно што је дозвољено“, иако те изненађује мноштво онога што је забрањено. Зато се Аллаха бојте, о ви који разум имате, да бисте успели.

Çekçe: 

Rci: 'Špatné a dobré si není rovno, třebaže se ti líbí mnohé z toho, co je špatné. Bojte se Boha, lidé obdaření rozmyslem - snad budete blažení!'

Urduca: 

اے پیغمبرؐ! اِن سے کہہ دو کہ پاک اور ناپاک بہر حال یکساں نہیں ہیں خواہ ناپاک کی بہتا ت تمہیں کتنا ہی فریفتہ کرنے والی ہو، پس اے لوگو جو عقل رکھتے ہو! اللہ کی نافرمانی سے بچتے رہو، امید ہے کہ تمہیں فلاح نصیب ہوگی

Tacikçe: 

Бигӯ: «Нопоку пок баробар нестанд, ҳарчанд фаровонии нопок туро ба ҳайрат афканад». Пас, эй хирадмандон, аз Худой битарсед, бошад, ки наҷот ёбед!

Tatarca: 

Әйт: "пакь илә нәҗес, хак илә батыл һич тигез булмас", – дип, гәрчә сине нәҗеснең күплеге ґәҗәбләндерсә дә! Ий гакыл ияләре! Аллаһудан куркыгыз – нәҗес һәм батыл эшләрдән сакланыгыз! Шаять өстенлек табарсыз – котылырсыз.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Tidak sama yang buruk dengan yang baik, meskipun banyaknya yang buruk itu menarik hatimu, maka bertakwalah kepada Allah hai orang-orang berakal, agar kamu mendapat keberuntungan".

Amharca: 

«የመጥፎው (ገንዘብ) ብዛት ቢያስደንቃችሁም እንኳ መጥፎውና ጥሩው አይስተካከሉም፡፡ ባለልቦች ሆይ! አላህንም ፍሩ፤ እናንተ ልትድኑ ይከጀላልና፤» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக: “தீமை அதிகமாக இருப்பது உம்மை ஆச்சரியப்படுத்தினாலும், தீயதும் நல்லதும் சமமாகாது. ஆக, நிறைவான அறிவுடையவர்களே! நீங்கள் வெற்றி பெறுவதற்காக அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்.’’

Korece: 

사악함이 그대를 유혹할지라도 악과 선은 같지 아니함이라 그러므로 지혜를 가진자들아 하나님을 경외하라 너희가 번성하리라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói: “Cái xấu và cái tốt không hề ngang bằng nhau mặc dù sự phong phú của cái xấu có thể gây ấn tượng với các ngươi (bởi lẽ số nhiều không phải là bằng chứng khẳng định giá trị của một sự việc). Cho nên, các ngươi hãy kính sợ Allah, hỡi những người thông hiểu, mong rằng các ngươi thắng lợi và thành công.