Arapça:
أَأُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِن بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
Çeviriyazı:
eülḳiye-ẕẕikru `aleyhi mim beyninâ bel hüve keẕẕâbün eşir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı, küstahın biridir (dediler).
Diyanet İşleri:
İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Vahiy, içimizden gelegele ona mı geliyor? Hayır, o, yalancı kendini beğenmiş birisi.
Şaban Piriş:
Aramızdan, vahiy ona mı gönderilmiş? Hayır! O, yalancı küstahın biridir.
Edip Yüksel:
Mesaj aramızdan ona mı verildi? O, yalancı küstahın biridir.
Ali Bulaç:
Zikr (vahy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır.
Suat Yıldırım:
Semûd kavmi de Peygamberlerini yalancı saydılar ve: “Yani biz,” dediler, “içimizden bir adamın peşinden mi gideceğiz? Böyle yaparsak doğrusu sapıtmış ve çıldırmış oluruz! Ne o, yani bu kitap, içimizden bula bula onu mu buldu, o mu buna lâyık görülmüş? Hiç de öyle değil, bilakis o, yalancının, küstahın tekidir!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(25-26) «O zikir, bizim aramızdan O´nun üzerine mi bırakılmıştır. Hayır. O bir mağrur, fazla yalancıdır.» Yakında bileceklerdir ki, o mağrur, o ziyâde yalancı kim imiş?
Yaşar Nuri Öztürk:
Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir.
Bekir Sadak:
Nitekim uzerlerine bir ciglik gonderdik de, agilcilarin kullandigi kurumus ot gibi oldular.
İbni Kesir:
Zikir, aramızdan ona mı verilmiş? Hayır o, pek yalancı ve şımarığın biridir.
Adem Uğur:
Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir (dediler.)
İskender Ali Mihr:
Zikir, aramızdan ona mı ilka edildi (ulaştırıldı)? Hayır o, haddini aşan bir yalancıdır.
Celal Yıldırım:
Aramızdan kitap ona mı verilmiş ?! Hayır O, çok yalancı şımarığın biridir, dediler.
Tefhim ul Kuran:
«Zikr (vahy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o, çok yalan söyleyen kendini beğenmiş bir şımarıktır.»
Fransızca:
Est-ce que le message a été envoyé à lui à l'exception de nous tous ? C'est plutôt un grand menteur, plein de prétention et d'orgueil".
İspanyolca:
¿A él, entre nosotros, se le iba a confiar la Amonestación? ¡No, sino que es un mentiroso, un insolente!»
İtalyanca:
Ma come? Il Monito è stato affidato solo a lui tra
Almanca:
Wurde ihm etwa von unter uns die Ermahnung zuteil? Nein, sondern er ist ein prahlerischer Lügner."
Çince:
难道他在我们之间独自奉到启示吗?不然,他是说谎者,是傲慢者。
Hollandaca:
Zou de taak van waarschuwing hem, boven het overige gedeelte van ons, opgedragen zijn? Neen, hij is een leugenaar en een onbeschaamde bedrieger.
Rusça:
Неужели среди всех нас напоминание ниспослано только ему одному? О нет! Он - надменный лжец".
Somalice:
Ma isagoo na dhexjoogaa waxyi lagu soo dajiyay, saas ma aha ee waa beenbadane kibirlow ah.
Swahilice:
Ni yeye tu aliye teremshiwa huo ukumbusho kati yetu sote? Bali huyu ni mwongo mwenye kiburi!
Uygurca:
ئارىمىزدىن ئۇنىڭغا ۋەھيى نازىل قىلىندىمۇ؟ ھەرگىز ئۇنداق ئەمەس، ئۇ يالغانچىدۇر، مۇتەكەببىردۇر»
Japonca:
わたしたちの間でかれだけに啓示が下されたのですか。いや,かれは大嘘付きです。」
Arapça (Ürdün):
«أألقي» بتحقيق الهمزتين وتسهيل الثانية وإدخال ألف بينهما على الوجهين وتركه «الذكر» الوحي «عليه من بيننا» أي لم يوح إليه «بل هو كذاب» في قوله إنه أوحي إليه ما ذكر «أشر» متكبر بطر، قال تعالى.
Hintçe:
क्या हम सबमें बस उसी पर वही नाज़िल हुई है (नहीं) बल्कि ये तो बड़ा झूठा तअल्ली करने वाला है
Tayca:
สาสน์นั้นถูกส่งมาให้แก่เขาแต่ผู้เดียวอื่นจากพวกเรากระนั้นหรือ? เปล่าเลย เขาเป็นคนพูดเท็จ อวดดี ไร้มารยาท
İbranice:
האם רק לו מכולנו הושרה המסר האלוהי? לא! כי שקרן חצוף הוא
Hırvatça:
Zar baš njemu, između nas, da bude poslana Objava?! Ne, on je lažljivac oholi!"
Rumence:
Mâine vor afla însă cine este mincinosul neruşinat.
Transliteration:
Aolqiya alththikru AAalayhi min baynina bal huwa kaththabun ashirun
Türkçe:
"Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir."
Sahih International:
Has the message been sent down upon him from among us? Rather, he is an insolent liar."
İngilizce:
Is it that the Message is sent to him, of all people amongst us? Nay, he is a liar, an insolent one!
Azerbaycanca:
Məgər içərimizdən vəhy yalnız onamı nazil olmuşdur?! Xeyr, o, yalançının, lovğanın biridir!”
Süleyman Ateş:
Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı küstahın biridir!
Diyanet Vakfı:
"Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.)
Erhan Aktaş:
Zikir.(1) aramızdan bula bula onu mu buldu? Hayır! O küstah bir yalancıdır.
Kral Fahd:
«Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, çok yalancı biridir» (dediler).
Hasan Basri Çantay:
«Bizim aramızdan vahy ona mı verildi? Hayır, o, şımarık, aşırı bir yalancıdır».
Muhammed Esed:
Neden içimizden bir tek o´na (ilahi) öğüt ve uyarı indirildi? Hayır, o küstah bir yalancıdan başka bir şey değil!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
O kitab (vahy) aramızdan ona mı bırakılıyor? Doğrusu o, şımarık bir yalancıdır.”
Portekizce:
Acaso, foi a Mensagem revelada só a ele, dentre nós? Qual! É um mentiroso, insolente!
İsveççe:
Skulle det bland oss [alla] vara just han som utmärktes med den [gudomliga] påminnelsen [och inte en av våra mer förtjänta män]? Nej, han är ingenting annat än en fräck lögnare!"
Farsça:
آیا از میان ما فقط بر او وحی نازل شده است؟! [نه، چنین نیست] بلکه او بسیار دروغگو و پر افاده و متکبر است [که می خواهد بر ما بزرگی کند.]
Kürtçe:
ئایا لەناو ھەمووماندا نیگا ھەر بۆ ئەو کراوە بەتەنیا؟ (نەخێر) بەڵکو ئەو (صاڵح) پیاوێکی زۆر درۆزنی خود پەسەند ولوت بەرزە
Özbekçe:
Бизларнинг орамиздан (келиб-келиб) унга зикр (ваҳий) туширилибдими; Йўқ, у ёлғончи ва кеккайгандир», дедилар.
Malayca:
Tidaklah patut wahyu peringatan itu diturunkan kepadanya (padahal orang-orang yang lebih layak ada) di antara kita. Bahkan dialah seorang pendusta, lagi sombong angkuh.
Arnavutça:
Vallë, në mesin (e sa) prej nesh, t’i dërgohet Shpallja atij?! Jo, ai është gënjeshtar mendjemadh!”
Bulgarca:
Нима на него бе разкрито Поучението сред нас? Не, той е надменен лъжец.”
Sırpça:
Зар баш њему, између нас, да буде послата Објава?! Не, он је охоли лажљивац!“
Çekçe:
Jak to, že zrovna jemu ze všech nás bylo připomenutí svrženo? Ba nikoliv, on lhář je opovážlivý!'
Urduca:
کیا ہمارے درمیان بس یہی ایک شخص تھا جس پر خدا کا ذکر نازل کیا گیا؟ نہیں، بلکہ یہ پرلے درجے کا جھوٹا اور بر خود غلط ہے"
Tacikçe:
Оё аз миёни ҳамаи, мо каломи Худо ба ӯ нозил шудааст? На, ӯ дурӯғгӯе худхоҳ аст».
Tatarca:
Әллә аңа вәхий килгәнме безнең арабызда була торып? Бәлки ул мин пәйгамбәр дигән кеше ялганчы һәм тәкәббер кешедер", – дип.
Endonezyaca:
Apakah wahyu itu diturunkan kepadanya di antara kita? Sebenarnya dia adalah seorang yang amat pendusta lagi sombong.
Amharca:
«ከኛ መካከል በእርሱ ላይ (ብቻ) ማስገንዘቢያ (ራእይ) ተጣለለትን? አይደለም እርሱ ውሸታም ኩሩ ነው» (አሉ)፡፡
Tamilce:
“எங்களுக்கு மத்தியில் அவருக்கு மட்டும் இறைவேதம் இறக்கப்பட்டதா? இல்லை, அவர் பெரும் பொய்யர், திமிறு பிடித்து பெருமை பேசுகிறவர் ஆவார்.”
Korece:
우리중에서 그에게 계시가 내려졌단 알이뇨 아니라 그는 거짓하며 오만한 자라고 하였더라
Vietnamca:
“Lẽ nào Thông Điệp Nhắc Nhở (chỉ) được ban xuống cho Y (Nabi Saleh) trong khi chúng ta (vẫn đang hiện diện)? Không, Y rõ ràng là một kẻ nói dối xấc xược.”
Ayet Linkleri: