Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

51

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

4729

Sayfa No: 

523

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنتَ بِمَلُومٍ

Çeviriyazı: 

fetevelle `anhüm femâ ente bimelûm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin.

Diyanet İşleri: 

Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Artık yüz çevir onlardan, bundan dolayı da kınanmazsın sen.

Şaban Piriş: 

Onlardan yüz çevir, artık kınanacak değilsin.

Edip Yüksel: 

Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.

Ali Bulaç: 

Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.

Suat Yıldırım: 

Sen de onlardan yüz çevir, yeterince onlara hakkı anlatmaya çalıştığından artık bundan ötürü seni kimse ayıplayamaz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık onlardan yüz çevir. Sen bu yüzden kınanmayacaksın.

Bekir Sadak: 

Soz verilen gunun azabindan vay o inkar edenlere! *

İbni Kesir: 

Onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak değilsin.

Adem Uğur: 

Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

İskender Ali Mihr: 

O halde onlardan yüz çevir, artık sen kınanacak değilsin.

Celal Yıldırım: 

Onlardan yüzçevir

Tefhim ul Kuran: 

Öyleyse sen, onlardan yüz çevir

Fransızca: 

Détourne-toi d'eux, tu ne seras pas blâmé [à leur sujet]: .

İspanyolca: 

¡Apártate de ellos y, así, no incurrirás en censura!

İtalyanca: 

Volgi loro le spalle: non sarai biasimato ;

Almanca: 

So wende dich von ihnen ab, denn du bist nicht tadelnswert.

Çince: 

你应当退避他们,你绝不是受责备的。

Hollandaca: 

Houdt u dus van hen af, en gij zult vrij van blaam zijn, indien gij aldus handelt.

Rusça: 

Отвратись же от них, и тебя не будут порицать.

Somalice: 

Ee Nabiyow iskaga jeedsado xaggooda, ma tihid mid la dagaaliye (Eebe agtiisa).

Swahilice: 

Basi waachilie mbali, nawe hulaumiwi.

Uygurca: 

ئۇلاردىن يۈز ئۆرۈگىن، سەن مالامەت قىلىنغۇچى ئەمەسسەن

Japonca: 

それで,かれらを避けて去れ。あなたがたは(かれらの行いに対して)咎めはないのである。

Arapça (Ürdün): 

«فتولَّ» أعرض «عنهم فما أنت بملوم» لأنك بلغتهم الرسالة.

Hintçe: 

तो (ऐ रसूल) तुम इनसे मुँह फेर लो तुम पर तो कुछ इल्ज़ाम नहीं है

Tayca: 

ดังนั้น เจ้าจงผินหลังออกจากพวกเขาเถิด แล้ว เจ้าจะไม่เป็นผู้ถูกตำหนิ

İbranice: 

לכן פרוש מהם, ואין עליך שום אשמה

Hırvatça: 

Pa, od njih ti se okreni, prekoren nećeš biti!

Rumence: 

Întoarce-le spatele şi nu vei fi dojenit!

Transliteration: 

Fatawalla AAanhum fama anta bimaloomin

Türkçe: 

Artık onlardan yüz çevir. Sen bu yüzden kınanmayacaksın.

Sahih International: 

So leave them, [O Muhammad], for you are not to be blamed.

İngilizce: 

So turn away from them: not thine is the blame.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Artıq onlardan üz döndər! Sən buna görə qınanası deyilsən (çünki sənə həvalə olunmuş risaləti layiqincə təbliğ etdin).

Süleyman Ateş: 

Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin.

Diyanet Vakfı: 

Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

Erhan Aktaş: 

O halde onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin.

Kral Fahd: 

Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

Hasan Basri Çantay: 

O halde (Habîbim) onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak (mes´ûl olacak) değilsin.

Muhammed Esed: 

O halde, onlardan yüz çevir, (bu durumda) senin bir suçun olmaz;

Gültekin Onan: 

Öyleyse sen, onlardan yüz çevir

Ali Fikri Yavuz: 

Onun için, onlardan yüz çevir

Portekizce: 

Afasta-te, pois, deles, porque não serás reprovado.

İsveççe: 

Håll dig därför på avstånd från dem; då kan ingen klandra dig!

Farsça: 

بنابراین از این سبک مغزان باطل گو، روی برگردان [که تو اتمام حجت کردی] و شایسته سرزنش نیستی؛

Kürtçe: 

تۆ (ئەی موحەممەد ﷺ) ڕوویان لێ وەرگێڕە چونکە تۆ لۆمەکراو نیت

Özbekçe: 

Улардан юз ўгир. Бас, сен маломатга қолувчи эмассан. (Пайғамбарнинг вазифаси Аллоҳнинг амрини етказиш. У зот бу ишни ўз ўрнида адо этдилар. Мушриклар гапга кирмадилар, Пайғамбар алайҳиссалом улардан юз ўгирсалар, у зотга маломат йўқ.)

Malayca: 

Oleh itu, berpalinglah (wahai Muhammad) daripada mereka (yang menentangmu itu dan janganlah dihiraukan), kerana engkau tidak akan disalahkan (setelah engkau memberi amaran kepada mereka).

Arnavutça: 

e, shmangu prej tyre; ti nuk do të qortohesh për këtë,

Bulgarca: 

Отвърни се от тях и не ще бъдеш упрекван!

Sırpça: 

Па, ти се окрени од њих, нећеш да будеш прекорен!

Çekçe: 

Odvrať se proto od nich, a nebudeš za to kárán!

Urduca: 

پس اے نبیؐ، ان سے رخ پھیر لو، تم پر کچھ ملامت نہیں

Tacikçe: 

Пас аз онҳо рӯйгардон шав. Кас туро маломат нахоҳад кард.

Tatarca: 

Син алардан кисел, аларның шул хәлдә булулары өчен сиңа һич шелтә юктыр.

Endonezyaca: 

Maka berpalinglah kamu dari mereka dan kamu sekali-kali tidak tercela.

Amharca: 

ከእነርሱም (ክርክር) ዘወር በል፤ (ተዋቸው)፡፡ አንተ ምንም ተወቃሽ አይደለህምና፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, (நபியே!) நீர் அவர்களை விட்டு விலகுவீராக! ஆக, நீர் பழிக்கப்பட்டவர் இல்லை.

Korece: 

그러므로 그들을 멀리하라 그리하면 문책받지 않을 것이라

Vietnamca: 

Vì vậy, Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy mặc kệ bọn chúng, Ngươi không bị khiển trách (về điều đó).