Arapça:
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَىٰ تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
veẕekkir feinne-ẕẕikrâ tenfe`u-lmü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir.
Diyanet İşleri:
Öğüt ver; doğrusu öğüt inananlara fayda verir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve öğüt ver, gerçekten de öğüt, inananlara fayda verir.
Şaban Piriş:
Öğüt ver! Çünkü öğüt, iman edenlere fayda verir.
Edip Yüksel:
Hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yarar sağlar.
Ali Bulaç:
Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, mü'minlere yarar sağlar.
Suat Yıldırım:
Bununla beraber yine de hatırlatıp öğüt ver! Zira gerçeği hatırlatıp nasihatte bulunma, inananlara ve inanacaklara fayda verir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve sen öğüt ver. Çünkü şüphe yok, öğüt mü´minlere faide verir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar.
Bekir Sadak:
(1-7) Tur´a, yayilmis ince deri uzerine satir satir dizilmis Kitap´a, mamur bir ev olan Kabe´ye, yukseltilmis tavan gibi goge, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabi hic suphesiz gelecektir.
İbni Kesir:
Sen, öğüt ver. Çünkü öğüt mü´minlere fayda verir.
Adem Uğur:
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.
İskender Ali Mihr:
Ve öğüt verip hatırlat. Muhakkak ki tezekkür, mü´minlere fayda verir.
Celal Yıldırım:
Ve sen öğüt vermeğe devam et. Çünkü gerçekten hatırlatmada bulunup öğüt vermek mü´minlere fayda verir.
Tefhim ul Kuran:
Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, mü´minlere yarar sağlar.
Fransızca:
Et rappelle; car le rappel profite aux croyants.
İspanyolca:
¡Y amonesta, que la amonestación aprovecha a los creyentes!
İtalyanca:
e ricorda, ché il ricordo giova ai credenti.
Almanca:
Und erinnere, denn die Erinnerung nutzt doch den Mumin.
Çince:
你应当教诲众人,因为教诲对于信士们确是有益的。
Hollandaca:
Maar ga voort met vermanen; want vermaning is den waren geloovigen van voordeel.
Rusça:
И напомина й, ибо напоминание приносит пользу верующим.
Somalice:
Ee wax waani, waanaduna waxay anfici mu'minintee.
Swahilice:
Na kumbusha, kwani ukumbusho huwafaa Waumini.
Uygurca:
ۋەز - نەسىھەت قىلغىن، ۋەز - نەسىھەت مۆمىنلەرگە پايدىلىق
Japonca:
だが訓戒しなさい。訓戒は信者たちを益する。
Arapça (Ürdün):
«وذكر» عظ بالقرآن «فإن الذكرى تنفع المؤمنين» من علم اللهُ تعالى أنه يؤمن.
Hintçe:
और नसीहत किए जाओ क्योंकि नसीहत मोमिनीन को फायदा देती है
Tayca:
และจงตักเตือนเถิด เพราะแท้จริงการตักเตือนนั้นจะให้ประโยชน์แก่บรรดาผู้ศรัทธา
İbranice:
אך הוסף להזכיר, כי ההזכרה אכן מועילה למאמינים
Hırvatça:
I opominji! Doista, opomena vjernicima koristi!
Rumence:
Adu-le aminte, căci amintirea le este credincioşilor de folos.
Transliteration:
Wathakkir fainna alththikra tanfaAAu almumineena
Türkçe:
Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar.
Sahih International:
And remind, for indeed, the reminder benefits the believers.
İngilizce:
But teach (thy Message) for teaching benefits the Believers.
Azerbaycanca:
Sən (onlara Qur’anla) öyüd-nəsihət ver. Çünki öyüd-nəsihət mö’minlərə fayda verir.
Süleyman Ateş:
Ama yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yararlıdır.
Diyanet Vakfı:
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.
Erhan Aktaş:
Öğüt ver; kuşkusuz ki öğüt Mü’minlere fayda verir.
Kral Fahd:
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.
Hasan Basri Çantay:
Sen (sâde Kur´an ile) va´z et. Çünkü şübhesiz öğüt mü´minlere fâide verir.
Muhammed Esed:
ama yine de (kulak veren herkese) hatırlatmaya devam et! Çünkü bu hatırlatmalar müminlere fayda sağlar.
Gültekin Onan:
Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, inançlılara yarar sağlar.
Ali Fikri Yavuz:
Sen, (Kur’an ile) öğüd ver çünkü öğüd ve nasihat müminlere fayda verir.
Portekizce:
E admoesta-os, porque a admoestação será proveitosa para os fiéis.
İsveççe:
Men [fortsätt att] påminna [och varna]; påminnelsen är till nytta för dem som tror.
Farsça:
و پند ده؛ زیرا پند به مؤمنان سود می دهد؛
Kürtçe:
وە ئامۆژگاریان بکەو بیریان بخەرەوە چونکە بەڕاستی ئامۆژگاری (ئەگەر سوودی بۆ بێ بڕوایان نەبێت) سوود ئەگەیەنێت بەبڕواداران
Özbekçe:
Ва эслатгин. Албатта, эслатиш мўминларга манфаат берур.
Malayca:
Dan tetap tekunlah engkau memberi peringatan, kerana sesungguhnya peringatan itu mendatangkan faedah kepada orang-orang yang beriman.
Arnavutça:
dhe (vazhdoje) këshillimin, se, me të vërtetë, këshilla u bën dobi besimtarëve.
Bulgarca:
И поучавай! Наистина поучението носи полза на вярващите.
Sırpça:
И опомињи! Заиста, опомена верницима користи!
Çekçe:
Připomínej, vždyť připomenutí je věřícím prospěšné!
Urduca:
البتہ نصیحت کرتے رہو، کیونکہ نصیحت ایمان لانے والوں کے لیے نافع ہے
Tacikçe:
Андарз (панд) бидеҳ, ки андарз мӯъминонро манфиат дорад.
Tatarca:
Кешеләрне вәгазьлә, Аллаһ хөкемнәрен ирештер вә Коръән белән гамәл кылырга чакыр тәхкыйк Коръән вәгазе ышанучыларга файда бирәдер.
Endonezyaca:
Dan tetaplah memberi peringatan, karena sesungguhnya peringatan itu bermanfaat bagi orang-orang yang beriman.
Amharca:
ገሥጽም፤ ግሣጼ ምእመናንን ትጠቅማለችና፡፡
Tamilce:
இன்னும், (நபியே!) நீர் நல்லுபதேசம் செய்வீராக! நிச்சயமாக நல்லுபதேசம் நம்பிக்கையாளர்களுக்கு பலனளிக்கும்.
Korece:
그러나 그대의 메세지를 가르치라 믿는 신도들에게 유익하니라
Vietnamca:
Và hãy nhắc nhở! Thật vậy, sự nhắc nhở sẽ có lợi cho những người có đức tin.
Ayet Linkleri: