Arapça:
وَفِي عَادٍ إِذْ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الرِّيحَ الْعَقِيمَ
Çeviriyazı:
vefî `âdin iẕ erselnâ `aleyhimü-rrîḥa-l`aḳîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik.
Diyanet İşleri:
Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Âd kavminde de bir delil var; hani onlara, her şeyi kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik.
Şaban Piriş:
Âd’da da (ibretler) vardır. Onların üzerine (kasıp, kavuran helak edici) kısır rüzgarı göndermiştik.
Edip Yüksel:
Ad halkında da (bir ders vardır). Üzerlerine korkunç bir rüzgar gönderdik.
Ali Bulaç:
Ad (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onların üzerine köklerini kesen (akim) bir rüzgar gönderdik.
Suat Yıldırım:
Âd halkında da alınacak dersler vardır. Onlara da ortalığı kasıp kavuran köklerini kurutan bir kasırga gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(41-42) Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik. Üzerine her uğradığı şeyi bırakmıyordu, illâ ki, onu çürümüş bir kül gibi kılmış oluyordu.
Yaşar Nuri Öztürk:
Âd kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştik.
Bekir Sadak:
Gogu, gucumuzle Biz kurduk
İbni Kesir:
Ad´da da. Hani onların üzerine kasıp kavuran rüzgarı göndermiştik.
Adem Uğur:
Ad kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
İskender Ali Mihr:
Ve Ad (kavminde) de (ibretler, deliller vardır). Onlara, “yok edici” bir rüzgâr göndermiştik.
Celal Yıldırım:
Âd kıssasında da (ibretli belgeler bıraktık). Hani bir vakit üzerlerine, köklerini kesip yok eden kasırgayı göndermiştik.
Tefhim ul Kuran:
Ad (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onların üzerine de köklerini kesen (akîm) bir rüzgâr gönderdik.
Fransızca:
De même pour les Aad, quand Nous envoyâmes contre eux le vent dévastateur
İspanyolca:
Y en los aditas. Cuando enviamos contra ellos el viento desvastador,
İtalyanca:
E [ci fu segno] negli 'Âd, quando inviammo contro di loro il vento devastante
Almanca:
Und mit 'Aad (gab es eine Aya), als WIR über sie den unfruchtbar machenden Wind schickten,
Çince:
在阿德人的故事里,也有一种迹象。当时,我曾使无益的暴风去毁灭他们,
Hollandaca:
En in den stam van Ad was mede een teeken, toen wij een verwoestenden wind tegen hen zonden.
Rusça:
Знамение было и в рассказе об адитах. Вот Мы наслали на них недобрый ветер.
Somalice:
Ree Caadna (calaamo lagu waana qaato yaa ku sugan) markaan ku dirray dabayl wax halaagta.
Swahilice:
Na katika khabari za A'di tulipo wapelekea upepo wa kukata uzazi.
Uygurca:
ئادنىڭ (قىسسىسىدىمۇ) بىر تۈرلۈك ئالامەت بار، ئۆز ۋاقتىدا ئۇلارغا يامان بوراننى ئەۋەتتۇق
Japonca:
またアードにも(印があった)。われが惨害を(西?)す風をかれらに送った時を思い起せ。
Arapça (Ürdün):
«وفي» إهلاك «عاد» آية «إذ أرسلنا عليهم الريح العقيم» هي التي لا خير فيها لأنها لا تحمل المطر ولا تلقح الشجر وهي الدبور.
Hintçe:
और वह तो क़ाबिले मलामत काम करता ही था और आद की क़ौम (के हाल) में भी निशानी है हमने उन पर एक बे बरकत ऑंधी चलायी
Tayca:
และในเรื่องของอ๊าด เมื่อเราได้ส่งลมพายุที่ทำลายล้างมายังพวกเขา
İbranice:
ועאד, כאשר שלחנו אליהם רוח נוראית
Hırvatça:
I u Adu - kad na njih vjetar poslasmo u kome nije bilo nikakva dobra;
Rumence:
Aşa a fost şi cu adiţii când am trimis asupra lor vântul pustiilor
Transliteration:
Wafee AAadin ith arsalna AAalayhimu alrreeha alAAaqeema
Türkçe:
Âd kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştik.
Sahih International:
And in 'Aad [was a sign], when We sent against them the barren wind.
İngilizce:
And in the 'Ad (people) (was another Sign): Behold, We sent against them the devastating Wind:
Azerbaycanca:
Adın (Ad qövmünün) başına gələnlərdə də (bir ibrət dərsi vardır). O zaman Biz onların üstünə hər şeyi qurudub məhv edən (xeyirsiz) bir külək göndərmişdik.
Süleyman Ateş:
Ad(kavmin)de de (ibret alınacak şeyler vardır). Onlara, köklerini kesen bir rüzgar gönderdik.
Diyanet Vakfı:
Ad kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgarı göndermiştik.
Erhan Aktaş:
Âd’da da vardır. Onların üzerine kasıp kavuran rüzgâr göndermiştik.
Kral Fahd:
Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
Hasan Basri Çantay:
Aad (kavminin helak edilmesin) de de (ibret vardır). Hani onların üzerine o kısır rüzgârı göndermişdik.
Muhammed Esed:
Ve; canlıları yok eden kasırgayı üzerlerine saldığımız ´Ad (kavminin başına gelenlerde) de (aynı mesajı bulursunuz),
Gültekin Onan:
Hani onların üzerine kökleri kesen (akim) bir rüzgar gönderdik.
Ali Fikri Yavuz:
Âd kavminde de ibret vardır: Hani onların üzerine o kökü kurutan rüzgârı göndermiştik.
Portekizce:
E (na história do povo de) Ad há um exemplo; desencadeamos contra eles um vento assolador,
İsveççe:
Och i [berättelsen om vad som hände stammen] Aad ligger [samma budskap]: Vi sände mot dem en dödsbringande vind
Farsça:
و [نیز] در [سرگذشت قوم] عاد هنگامی که بر آنان باد هلاک کننده ای فرستادیم [عبرتی است.]
Kürtçe:
وە لەگەلی عاددا بەڵگەو پەند ھەیە، کاتێ کە ناردمانە سەریان بای (گەرمی توندی) بێ خێر
Özbekçe:
Ва Одда ҳам (белги) бор. Вақтики, Биз уларга туғмас шамолни юбордик. (Одатда, шамол ёмғир ёғишига сабаб бўлади. Од қавмига келган шамол эса уларга ёмғир эмас, бало-офат, ҳалокатни олиб келган, шунинг учун унинг туғмас, яъни бефойда деб сифатланяпти.)
Malayca:
Dan juga pada (kisah) kaum Aad (terdapat perkara-perkara yang menjadi iktibar), - ketika kami hantarkan kepada mereka angin ribut yang tidak mengandungi sebarang kebaikan; -
Arnavutça:
(Dhe, Ne, kemi dhënë këshillë mbi ngjarjen) e Adit, kur e dërguam frymën shkatërruese mbi ta,
Bulgarca:
И за адитите, срещу които изпратихме опустошителния вятър...
Sırpça:
И у Аду - кад на њих ветар посласмо у коме није било никаквог добра;
Çekçe:
... A o Ádovcích; hle, vyslali jsme proti nim vichřici zničující,
Urduca:
اور (تمہارے لیے نشانی ہے) عاد میں، جبکہ ہم نے ان پر ایک ایسی بے خیر ہوا بھیج دی
Tacikçe:
Ва низ ибратест дар қавми Од, он гоҳ, ки боди ақимро бар онҳо фиристодем.
Tatarca:
Дәхи Гад кавеменең һәлак булуында гыйбрәтләр бардыр, алар өстенә җибәрдек Без җимерүче рәхимсез җилне.
Endonezyaca:
Dan juga pada (kisah) Aad ketika Kami kirimkan kepada mereka angin yang membinasakan,
Amharca:
በዓድም በእነርሱ ላይ መካንን ነፋስ በላክን ጊዜ (ምልክት አልለ)፡፡
Tamilce:
இன்னும், ஆது சமுதாயத்தி(ன் சரித்திரத்தி)லும் - அவர்கள் மீது நாம் மலட்டுக் காற்றை (-எவ்வித நன்மையுமில்லாத, அழிவை ஏற்படுத்தும் காற்றை) அனுப்பியபோது - பல அத்தாட்சிகள் இருக்கின்றன.
Korece:
아드의 백성 속에서도 예증 이 있나니 보라 하나님이 그들에 게 파멸의 바람을 보냈으니
Vietnamca:
Và ở đám dân ‘Ad (là một dấu hiệu làm bài học cho những ai sợ sự trừng phạt đau đớn), khi TA gởi một trận cuồng phong đến trừng phạt chúng.
Ayet Linkleri: