Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

49

Ayet No: 

4463

Sayfa No: 

498

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ذُقْ إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ

Çeviriyazı: 

ẕuḳ. inneke ente-l`azîzü-lkerîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün.

Diyanet İşleri: 

Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sahibiydin.

Şaban Piriş: 

Tat bunu! Hani sen güçlü ve şerefliydin.

Edip Yüksel: 

Tad bakalım; sen çok üstün ve şerefliydin!

Ali Bulaç: 

(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun.

Suat Yıldırım: 

Allah Zebanîlere: “Tutun onu da, buyurur, cehennemin ta ortasına sürükleyin.Sonra da başının üstünden kaynar su dökün!”ve deyin ki: “Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin!”İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur. [52,13-15]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

44:48

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin.

Bekir Sadak: 

Orada, guven icinde olarak her yemisi isteyebilirler.

İbni Kesir: 

Tad bakalım

Adem Uğur: 

(Ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!

İskender Ali Mihr: 

(Azabı) tat! (Hani) sen, gerçekten azîzdin ve kerimdin (kendini öyle zannediyordun).

Celal Yıldırım: 

(Azabı) tad ! (İddiana göre) üstündün, güçlüydün, saygıdeğerdin.

Tefhim ul Kuran: 

«(Azabı) Tad

Fransızca: 

Goûte ! Toi [qui prétendait être] le puissant, le noble.

İspanyolca: 

«¡Gusta! ¡Tú eres 'el poderoso', 'el generoso'!»

İtalyanca: 

Gusta [questo]: sei forse tu l'eccelso, il nobile?».

Almanca: 

"Koste! Gewiß, du bist der Würdige, der Edle."

Çince: 

你尝试吧!你确是显赫的,确是尊贵的!

Hollandaca: 

Zeggende: Proef dit; want gij zijt de machtige en eerbiedwaardige persoon.

Rusça: 

Вкушай, ведь ты - могущественный, благородный!

Somalice: 

(waxaana lagu dhihi) dhadhami (Cadaabka) waxaad tahay adkaade sharaflehe.

Swahilice: 

Onja! Ati wewe ndiye mwenye nguvu, mtukufu!

Uygurca: 

(ئۇنىڭغا خارلاش ۋە مەسخىرە قىلىش يۈزىسىدىن) «(بۇ ئازابنى) تېتىغىن، سەن ھەقىقەتەن ئىززەتلىك ئۇلۇغ زات ئىدىڭ

Japonca: 

あなたは(これを)味わうがいい。本当にあなたは,力のある尊貴な者であった。

Arapça (Ürdün): 

ويقال له: «ذق» أي العذاب «إنك أنت العزيز الكريم» بزعمك وقولك ما بين جبليها أعز وأكرم مني.

Hintçe: 

बेशक तू तो बड़ा इज्ज़त वाला सरदार है

Tayca: 

จงลิ้มรสการลงโทษซิ แท้จริงเจ้า (เคยพูดว่า) เป็นผู้มีอำนาจ ผู้มีเกียรติ

İbranice: 

טעם את העונש, אתה הוא העצום המכובד

Hırvatça: 

Kušaj, ta ti si, baš, "moćan" i "poštovan"?

Rumence: 

“Gustă! Tu eşti puternicul, mărinimosul!?”

Transliteration: 

Thuq innaka anta alAAazeezu alkareemu

Türkçe: 

"Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin."

Sahih International: 

[It will be said], "Taste! Indeed, you are the honored, the noble!

İngilizce: 

Taste thou (this)! Truly wast thou mighty, full of honour!

Azerbaycanca: 

(Və ona belə deyin: ) “(Bu əzabı) bir dad görək! Sən ki (öz aləmində) çox qüvvətli, möhtərəm bir şəxs idin!”

Süleyman Ateş: 

Tad, zira sen kendince üstündün, şerefliydin.

Diyanet Vakfı: 

(Ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!

Erhan Aktaş: 

Tat bakalım! Hani sen gerçekten çok güçlü ve şerefli biriydin(1)!

Kral Fahd: 

(ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!

Hasan Basri Çantay: 

Tat (o azâbı). Çünkü sen, (evet iddiânca) sen çok ulu, çok şerefli idin»!

Muhammed Esed: 

Bunları tat ey (yeryüzünde) kendini böyle kudret sahibi, böyle üstün gören!

Gültekin Onan: 

(Azabı) Tad

Ali Fikri Yavuz: 

(Sonra ona şöyle deyin): Tad bakalım, çünkü sen, (zannınca kavminin arasında) çok şerefli ve çok iyi bir kimse idin!...

Portekizce: 

Prova o sofrimento, já que tu és o poderoso, o honorável!

İsveççe: 

Pröva på [detta straff], du som [på jorden] var den mäktige, den förnäme!

Farsça: 

[و بگویید:] بچش که تو همان ارجمند و بزرگواری!!

Kürtçe: 

(پێی دەوترێت) بیچێژە (بەگاڵتە پێکردنێکەوە پێی دەوترێت)چونکە بەڕاستی تۆ بە دەسەڵات وبەڕێز بوویت ( لەدونیادا)

Özbekçe: 

Тотиб кўр! Албатта, сен ўзинг «азизу мукаррамсан»!

Malayca: 

(Serta dikatakan kepadanya secara mengejek): "Rasalah azab seksa, sebenarnya engkau adalah orang yang berpengaruh dan terhormat (dalam kalangan masyarakatmu)"

Arnavutça: 

(I thuhet atij): “Shijoje, (dënimin), meqë ti je, “i fuqishëm” dhe “fisnik” (me hamendjen tënde),

Bulgarca: 

“Вкуси! Нали ти бе могъщият, знатният.”

Sırpça: 

Кушај, па ти си, заиста, „моћан“ и „поштован“!?

Çekçe: 

'Ochutnej, vždyť tys mocný, vznešený zajisté!

Urduca: 

چکھ اس کا مزا، بڑا زبردست عزت دار آدمی ہے تُو

Tacikçe: 

Бичаш, ки ту ғолибу бузуррворӣ!

Tatarca: 

Соңра аңа әйтерләр: "Таты ґәзабыңны, син дөньяда кавемең каршында байлыгың вә зурлыгың илә ґәзиз вә хөрмәтле идең.

Endonezyaca: 

Rasakanlah, sesungguhnya kamu orang yang perkasa lagi mulia.

Amharca: 

«ቅመስ፤ አንተ አሸናፊው ክብሩ ነህና» (ይባላል)፡፡

Tamilce: 

நீ (இந்த தண்டனைகளை) சுவை! நிச்சயமாக நீதான் கண்ணியமானவன் மதிப்பிற்குரியவன்.

Korece: 

이것을 맛보라 실로 너야말 로 훌룡하고 힘이 센 자라

Vietnamca: 

“Và hãy nhục mạ: ‘Hãy nếm đi, (trước kia) ngươi uy quyền và cao quý lắm kia mà!”