Arapça:
مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
mâ ḫalaḳnâhümâ illâ bilḥaḳḳi velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Diyanet İşleri:
Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık, ama insanların çoğu bilmezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.
Şaban Piriş:
Onları ancak hak ile yarattık. Fakat, onların çoğu bilmez.
Edip Yüksel:
Biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. Ne var ki onların çoğu bilmezler.
Ali Bulaç:
Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.
Suat Yıldırım:
Evet, onları hak ve hikmetle, ciddî maksat ve gayelerle yarattık, ama onların çoğu bunu anlamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İkisini de yaratmadık, ancak Hakk´a mukarin olarak yarattık, fakat onların birçokları bilmezler.
Yaşar Nuri Öztürk:
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.
Bekir Sadak:
44:43
İbni Kesir:
44:38
Adem Uğur:
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
İskender Ali Mihr:
İkisini de haktan başka bir şey ile yaratmadık (ikisini de hak ile yarattık). Ve lâkin onların çoğu bilmezler.
Celal Yıldırım:
Biz, ikisini de ancak hakk ile yarattık, ne var ki onların çoğu bilmezler.
Tefhim ul Kuran:
Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.
Fransızca:
Nous ne les avons créés qu'en toute vérité. Mais la plupart d'entre eux ne savent pas.
İspanyolca:
No los creamos sino con un fin, pero la mayoría no saben.
İtalyanca:
non li creammo che secondo verità. Ma la maggior parte di loro non lo sa.
Almanca:
WIR erschufen beide nur nach der Gesetzmäßigkeit. Doch die meisten wissen es nicht.
Çince:
我只本真理而创造之,但他们大半不知道。
Hollandaca:
Wij hebben die in waarheid (ernst) geschapen; maar het grootste deel hunner begrijpt het niet.
Rusça:
Мы сотворили их (небеса и землю) во истине, но большинство их не знают этого.
Somalice:
mana aanaan u abuurin wax aan xaq ahayn hasa yeeshee badankood ma oga.
Swahilice:
Hatukuviumba hivyo ila kwa Haki, lakini wengi wao hawajui.
Uygurca:
ئۇلارنى بىز پەقەت ھەق ياراتتۇق ۋە لېكىن ئىنسانلارنىڭ تولىسى (بۇنى) بىلمەيدۇ
Japonca:
われは,天地とその間の凡てのものを,只真理のために創った。だが,かれらの多くは理解しない。
Arapça (Ürdün):
«ما خلقناهما» وما بينهما «إلا بالحق» أي محقين في ذلك ليستدل به قدرتنا ووحدانيتنا وغير ذلك «ولكن أكثرهم» أي كفرا مكة «لا يعلمون».
Hintçe:
इन दोनों को हमने बस ठीक (मसलहत से) पैदा किया मगर उनमें के बहुतेरे लोग नहीं जानते
Tayca:
เรามิได้สร้างทั้งสอง (ดังกล่าวนั้น) เพื่ออื่นใดนอกจากเพื่อความจริง แต่ว่าส่วนมากของพวกเขาไม่รู้
İbranice:
לא בראנו אותם אלא בצדק, אך רובם אינם יודעים
Hırvatça:
Mi smo ih stvorili s Istinom, ali većina njih ne zna.
Rumence:
Noi le-am creat întru Adevăr, însă cei mai mulţi nu ştiu!
Transliteration:
Ma khalaqnahuma illa bialhaqqi walakinna aktharahum la yaAAlamoona
Türkçe:
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.
Sahih International:
We did not create them except in truth, but most of them do not know.
İngilizce:
We created them not except for just ends: but most of them do not understand.
Azerbaycanca:
Biz onları yalnız haqq olaraq yaratdıq, lakin onların (Məkkə müşriklərinin) əksəriyyəti (bunu) bilməz!
Süleyman Ateş:
Onları sadece gerçek bir sebeple, (hikmetli bir gaye ile) yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
Diyanet Vakfı:
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
Erhan Aktaş:
İkisini de yalnızca Hakk(1) olarak yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.(2)
Kral Fahd:
Her ikisini de ancak hak ile yarattık fakat onların çoğu bilmiyorlar.
Hasan Basri Çantay:
Biz bunları hakkın ikaamesine sebeb olmakdan başka (bir hikmetle) yaratmadık. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Muhammed Esed:
Bunların hiç birini (deruni bir) hakikatten yoksun yaratmış değiliz ama çoğu bunu anlamaz.
Gültekin Onan:
Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.
Ali Fikri Yavuz:
Ancak bunları (iman ve itaatı gerektiren) hak için yarattık
Portekizce:
Não os criamos senão com prudência; porém, a maioria o ignora.
İsveççe:
nej, Vi har inte skapat dem utan en plan och ett syfte, men de flesta [människor] inser det inte.
Farsça:
ما آن دو را جز به درستی و راستی به وجود نیاورده ایم، ولی بیشترشان [به حقایق] معرفت و آگاهی ندارند.
Kürtçe:
ھەر دووکیانمان بەدی نەھێناوە بەھەق وڕاستی نەبێت بەڵام زۆربەیان نازانن
Özbekçe:
Биз уларни фақат ҳақ ила яратдик, лекин кўплари билмаслар.
Malayca:
Tidaklah Kami menciptakan keduanya (serta segala yang ada di antaranya) melainkan kerana menzahirkan perkara-perkara yang benar; akan tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui (hakikat itu).
Arnavutça:
Na i kemi krijur ato me qëllim të plotë, por shumica e tyre nuk e dinë.
Bulgarca:
Сътворихме ги само с мъдрост. Ала повечето от тях не знаят.
Sırpça:
Ми смо их створили са Истином, али већина њих не зна.
Çekçe:
nýbrž stvořili jsme to jako skutečnost vážnou, však většina z nich to neví.
Urduca:
اِن کو ہم نے برحق پیدا کیا ہے، مگر اکثر لوگ جانتے نہیں ہیں
Tacikçe:
Онҳоро ба ҳақ офаридаем, вале бештарин намедонанд.
Tatarca:
Зекер үтелгәннәрне һәммәсене фәкать хаклык белән халык кылдык, ләкин имансызлар Безнең хак эшебезне белмиләр.
Endonezyaca:
Kami tidak menciptakan keduanya melainkan dengan haq, tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui.
Amharca:
ሁለቱንም በምር እንጅ አልፈጠርናቸውም፡፡ ግን አብዛኞቻቸው አያውቁም፡፡
Tamilce:
நாம் அவ்விரண்டையும் உண்மையான காரணத்திற்கே தவிர படைக்கவில்லை. என்றாலும், அவர்களில் அதிகமானவர்கள் (இதை) அறியமாட்டார்கள்.
Korece:
그것들을 진리로 창조하였으되 그들 대다수는 이해하지 못하 노라
Vietnamca:
TA đã tạo ra (trời đất và vạn vật giữa chúng) là vì Chân Lý. Tuy nhiên, đa số bọn chúng không biết đấy thôi.
Ayet Linkleri: