Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

39

Ayet No: 

4453

Sayfa No: 

497

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

mâ ḫalaḳnâhümâ illâ bilḥaḳḳi velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

Diyanet İşleri: 

Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık, ama insanların çoğu bilmezler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.

Şaban Piriş: 

Onları ancak hak ile yarattık. Fakat, onların çoğu bilmez.

Edip Yüksel: 

Biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. Ne var ki onların çoğu bilmezler.

Ali Bulaç: 

Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.

Suat Yıldırım: 

Evet, onları hak ve hikmetle, ciddî maksat ve gayelerle yarattık, ama onların çoğu bunu anlamazlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İkisini de yaratmadık, ancak Hakk´a mukarin olarak yarattık, fakat onların birçokları bilmezler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.

Bekir Sadak: 

44:43

İbni Kesir: 

44:38

Adem Uğur: 

Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

İskender Ali Mihr: 

İkisini de haktan başka bir şey ile yaratmadık (ikisini de hak ile yarattık). Ve lâkin onların çoğu bilmezler.

Celal Yıldırım: 

Biz, ikisini de ancak hakk ile yarattık, ne var ki onların çoğu bilmezler.

Tefhim ul Kuran: 

Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.

Fransızca: 

Nous ne les avons créés qu'en toute vérité. Mais la plupart d'entre eux ne savent pas.

İspanyolca: 

No los creamos sino con un fin, pero la mayoría no saben.

İtalyanca: 

non li creammo che secondo verità. Ma la maggior parte di loro non lo sa.

Almanca: 

WIR erschufen beide nur nach der Gesetzmäßigkeit. Doch die meisten wissen es nicht.

Çince: 

我只本真理而创造之,但他们大半不知道。

Hollandaca: 

Wij hebben die in waarheid (ernst) geschapen; maar het grootste deel hunner begrijpt het niet.

Rusça: 

Мы сотворили их (небеса и землю) во истине, но большинство их не знают этого.

Somalice: 

mana aanaan u abuurin wax aan xaq ahayn hasa yeeshee badankood ma oga.

Swahilice: 

Hatukuviumba hivyo ila kwa Haki, lakini wengi wao hawajui.

Uygurca: 

ئۇلارنى بىز پەقەت ھەق ياراتتۇق ۋە لېكىن ئىنسانلارنىڭ تولىسى (بۇنى) بىلمەيدۇ

Japonca: 

われは,天地とその間の凡てのものを,只真理のために創った。だが,かれらの多くは理解しない。

Arapça (Ürdün): 

«ما خلقناهما» وما بينهما «إلا بالحق» أي محقين في ذلك ليستدل به قدرتنا ووحدانيتنا وغير ذلك «ولكن أكثرهم» أي كفرا مكة «لا يعلمون».

Hintçe: 

इन दोनों को हमने बस ठीक (मसलहत से) पैदा किया मगर उनमें के बहुतेरे लोग नहीं जानते

Tayca: 

เรามิได้สร้างทั้งสอง (ดังกล่าวนั้น) เพื่ออื่นใดนอกจากเพื่อความจริง แต่ว่าส่วนมากของพวกเขาไม่รู้

İbranice: 

לא בראנו אותם אלא בצדק, אך רובם אינם יודעים

Hırvatça: 

Mi smo ih stvorili s Istinom, ali većina njih ne zna.

Rumence: 

Noi le-am creat întru Adevăr, însă cei mai mulţi nu ştiu!

Transliteration: 

Ma khalaqnahuma illa bialhaqqi walakinna aktharahum la yaAAlamoona

Türkçe: 

İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.

Sahih International: 

We did not create them except in truth, but most of them do not know.

İngilizce: 

We created them not except for just ends: but most of them do not understand.

Azerbaycanca: 

Biz onları yalnız haqq olaraq yaratdıq, lakin onların (Məkkə müşriklərinin) əksəriyyəti (bunu) bilməz!

Süleyman Ateş: 

Onları sadece gerçek bir sebeple, (hikmetli bir gaye ile) yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

Diyanet Vakfı: 

Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

Erhan Aktaş: 

İkisini de yalnızca Hakk(1) olarak yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.(2)

Kral Fahd: 

Her ikisini de ancak hak ile yarattık fakat onların çoğu bilmiyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

Biz bunları hakkın ikaamesine sebeb olmakdan başka (bir hikmetle) yaratmadık. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

Muhammed Esed: 

Bunların hiç birini (deruni bir) hakikatten yoksun yaratmış değiliz ama çoğu bunu anlamaz.

Gültekin Onan: 

Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.

Ali Fikri Yavuz: 

Ancak bunları (iman ve itaatı gerektiren) hak için yarattık

Portekizce: 

Não os criamos senão com prudência; porém, a maioria o ignora.

İsveççe: 

nej, Vi har inte skapat dem utan en plan och ett syfte, men de flesta [människor] inser det inte.

Farsça: 

ما آن دو را جز به درستی و راستی به وجود نیاورده ایم، ولی بیشترشان [به حقایق] معرفت و آگاهی ندارند.

Kürtçe: 

ھەر دووکیانمان بەدی نەھێناوە بەھەق وڕاستی نەبێت بەڵام زۆربەیان نازانن

Özbekçe: 

Биз уларни фақат ҳақ ила яратдик, лекин кўплари билмаслар.

Malayca: 

Tidaklah Kami menciptakan keduanya (serta segala yang ada di antaranya) melainkan kerana menzahirkan perkara-perkara yang benar; akan tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui (hakikat itu).

Arnavutça: 

Na i kemi krijur ato me qëllim të plotë, por shumica e tyre nuk e dinë.

Bulgarca: 

Сътворихме ги само с мъдрост. Ала повечето от тях не знаят.

Sırpça: 

Ми смо их створили са Истином, али већина њих не зна.

Çekçe: 

nýbrž stvořili jsme to jako skutečnost vážnou, však většina z nich to neví.

Urduca: 

اِن کو ہم نے برحق پیدا کیا ہے، مگر اکثر لوگ جانتے نہیں ہیں

Tacikçe: 

Онҳоро ба ҳақ офаридаем, вале бештарин намедонанд.

Tatarca: 

Зекер үтелгәннәрне һәммәсене фәкать хаклык белән халык кылдык, ләкин имансызлар Безнең хак эшебезне белмиләр.

Endonezyaca: 

Kami tidak menciptakan keduanya melainkan dengan haq, tetapi kebanyakan mereka tidak mengetahui.

Amharca: 

ሁለቱንም በምር እንጅ አልፈጠርናቸውም፡፡ ግን አብዛኞቻቸው አያውቁም፡፡

Tamilce: 

நாம் அவ்விரண்டையும் உண்மையான காரணத்திற்கே தவிர படைக்கவில்லை. என்றாலும், அவர்களில் அதிகமானவர்கள் (இதை) அறியமாட்டார்கள்.

Korece: 

그것들을 진리로 창조하였으되 그들 대다수는 이해하지 못하 노라

Vietnamca: 

TA đã tạo ra (trời đất và vạn vật giữa chúng) là vì Chân Lý. Tuy nhiên, đa số bọn chúng không biết đấy thôi.