Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

69

Ayet No: 

4394

Sayfa No: 

494

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِينَ آمَنُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِمِينَ

Çeviriyazı: 

elleẕîne âmenû biâyâtinâ vekânû müslimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

Diyanet İşleri: 

Bunlar, ayetlerimize inanmış ve kendilerini Bize vermişlerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O kullarım, inananlardır delillerimize ve onlar, teslim olanlardır.

Şaban Piriş: 

Ayetlerimize iman edenler ve teslim olanlar!

Edip Yüksel: 

Ayetlerime inananlar ve teslim olanlar,

Ali Bulaç: 

Ki onlar, Benim ayetlerime iman edenler ve Müslüman olanlardır.

Suat Yıldırım: 

Ne mutlu onlara ki onlar, âyetlerimize inanmış ve Allah'a itaat etmişlerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Öyle kullar ki, Bizim âyetlerimize imân ettiler ve müslüman oldular.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar, ayetlerimize iman edip Allah'a teslim olanlar haline gelmişlerdi.

Bekir Sadak: 

Azaba hic ara verilmez, onlar orada tamamen umutsuzdurlar.

İbni Kesir: 

Onlar ki

Adem Uğur: 

Onlar âyetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarım) idiler.

İskender Ali Mihr: 

Onlar ki âyetlerimizle âmenû olmuşlardır ve (Allah´a) teslim olmuşlardır.

Celal Yıldırım: 

O kullar ki, âyetlerimize inandılar ve (bize, buyruklarımıza) teslimiyet gösterdiler.

Tefhim ul Kuran: 

«Ki onlar, benim ayetlerime iman edenler ve müslüman olanlardır.»

Fransızca: 

Ceux qui croient en Nos signe et sont musulmans, ,

İspanyolca: 

Los que creísteis en Nuestros signos y os sometisteis a Alá,

İtalyanca: 

[poiché siete] coloro che credono nei Miei segni e sono sottomessi:

Almanca: 

Diejenigen, die den Iman an Unsere Ayat verinnerlicht haben und Muslime waren,

Çince: 

他们曾归信我的迹象,他们原是顺服的。

Hollandaca: 

Wie in onze teekenen hebben geloofd en aan mijn wil onderworpen (Moslems) zijn geweest, tot hen zal men zeggen:

Rusça: 

Вы были теми, которые уверовали в Наши знамения и были мусульманами.

Somalice: 

Waana kuwa rumeeyey Aayaadkanaga oo ahaa Muslimiinta.

Swahilice: 

Ambao waliziamini Ishara zangu na walikuwa Waislamu.

Uygurca: 

ئۇلار بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزگە ئىمان ئېيتقان ۋە مۇسۇلمان بولغانلار ئىدى

Japonca: 

わが印を信じて,(われの意志に)服従,帰依していた者よ,

Arapça (Ürdün): 

«الذين آمنوا» نعت لعبادي «بآياتنا» القرآن «وكانوا مسلمين».

Hintçe: 

(यह)े वह लोग हैं जो हमारी आयतों पर ईमान लाए और (हमारे) फ़रमाबरदार थे

Tayca: 

บรรดาผู้ศรัทธาต่อสัญญาณทั้งหลายของเรา และพวกเขาเป็นผู้นอบน้อม

İbranice: 

אלה אשר האמינו באותותינו והיו מוסלמים (מתמסרים)

Hırvatça: 

A onima koji su u ajete Naše vjerovali i koji su muslimani bili - bit će rečeno:

Rumence: 

Celor care cred în semnele Noastre şi sunt supuşi:

Transliteration: 

Allatheena amanoo biayatina wakanoo muslimeena

Türkçe: 

Onlar, ayetlerimize iman edip Allah'a teslim olanlar haline gelmişlerdi.

Sahih International: 

[You] who believed in Our verses and were Muslims.

İngilizce: 

(Being) those who have believed in Our Signs and bowed (their wills to Ours) in Islam.

Azerbaycanca: 

O bəndələr ki, ayələrimizə iman gətirib (Bizə) təslim olmuşlar.

Süleyman Ateş: 

Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş (kullarım) idiler.

Diyanet Vakfı: 

Onlar ayetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarım)idiler.

Erhan Aktaş: 

“Âyetlerimize îmân edenler ve teslim olanlarsınız.”

Kral Fahd: 

Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan

Hasan Basri Çantay: 

43:68

Muhammed Esed: 

(Siz ey) mesajlarımıza iman etmiş ve kendilerini Bize teslim etmiş olanlar!

Gültekin Onan: 

Ki onlar benim ayetlerime inananlar ve müslüman olanlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

(Bunlar) o kimselerdir ki, ayetlerimize iman edib de (Allah’ın hükümlerine) boyun eğmişlerdi.

Portekizce: 

São aqueles que creram em Nossos versículos e foram muçulmanos.

İsveççe: 

ni, som trodde på Våra budskap och som underkastade er Vår vilja!

Farsça: 

همانان که به آیات ما ایمان آوردند و همواره تسلیم [فرمان ها و احکام] ما بودند.

Kürtçe: 

ئەوانەی باوەڕیان بەئایەتەکانی ئێمە ھێناوە وھەمیشە گەردنکەچ بوون

Özbekçe: 

Оятларимизга иймон келтирганлар ва мусулмон бўлганлар.

Malayca: 

(Mereka itu ialah) orang-orang yang beriman akan ayat-ayat keterangan Kami, serta mereka menjadi orang-orang Islam yang taat patuh,

Arnavutça: 

ata që kanë besuar dokumentet Tona dhe kanë qenë të dëgjueshëm ndaj Nesh –

Bulgarca: 

Вие, които повярвахте в Нашите знамения и бяхте мюсюлмани -

Sırpça: 

А онима који су у Наше знакове веровали и који су били муслимани - биће речено:

Çekçe: 

Těch, kdož uvěřili v Naše znamení a do vůle Boží byli odevzdáni.

Urduca: 

کہا جائے گا کہ "اے میرے بندو، آج تمہارے لیے کوئی خوف نہیں اور نہ تمہیں کوئی غم لاحق ہوگا

Tacikçe: 

Он касон, ки ба оёти Мо имон овардаанд ва таслими амри Мо шудаанд,

Tatarca: 

Ул тәкъвалыкта дус булган мөэминнәр, Безнең аятьләребезгә ышандылар һәм Коръән белән гамәл кылып хак мөселман булдылар.

Endonezyaca: 

(Yaitu) orang-orang yang beriman kepada ayat-ayat Kami dan adalah mereka dahulu orang-orang yang berserah diri.

Amharca: 

እነዚያ በአንቀጾቻችን ያመኑና ፍጹም ታዛዦች የነበሩ (ባሮቼ ሆይ!)

Tamilce: 

(என் அடியார்கள்) எத்தகையோர் என்றால் அவர்கள் நமது வசனங்களை நம்பிக்கை கொண்டனர். இன்னும், அவர்கள் (நமக்கு முற்றிலும் பணிந்து நடக்கின்ற) முஸ்லிம்களாக இருந்தார்கள்.

Korece: 

이들은 하나님의 말씀을 믿 어 이슬람에 귀의한 자들이니

Vietnamca: 

“(Các ngươi là) những người đã có đức tin nơi các Lời Mặc Khải của TA và là những người Muslim (qui phục TA).”