Arapça:
يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهٌ وَتَسْوَدُّ وُجُوهٌ ۚ فَأَمَّا الَّذِينَ اسْوَدَّتْ وُجُوهُهُمْ أَكَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
Çeviriyazı:
yevme tebyeḍḍu vucûhüv vetesveddü vucûhün. feemme-lleẕîne-sveddet vucûhühüm. ekefertüm ba`de îmâniküm feẕûḳu-l`aẕâbe bimâ küntüm tekfürûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın" (denecektir).
Diyanet İşleri:
Kendilerine belgeler geldikten sonra ayrılan ve ayrılığa düşenler gibi olmayın. Bir takım yüzlerin ağaracağı ve bir takım yüzlerin kararacağı günde büyük azab onlaradır. Yüzleri kararanlara: "İnanmanızdan sonra inkar eder misiniz? İnkar etmenizden dolayı tadın azabı" denecektir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir gündür o gün ki yüzler ağarır, yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, inandıktan sonra denir, kafir mi oldunuz? Kafir olmanıza karşılık tadın azabı.
Şaban Piriş:
Bir takım yüzlerin parladığı ve bir takım yüzlerin de karardığı günde. Yüzleri kararanlara: İmanınızdan sonra kâfir mi oldunuz, öyleyse, kâfir olduğunuz için tadın azabı (denir).
Edip Yüksel:
O gün bazı yüzler aklanır, bazı yüzlerse kararır. Yüzleri kararanlara: "İman ettikten sonra inkar mı ettiniz? İnkarınızdan dolayı azabı tadın."
Ali Bulaç:
Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara: "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın” (denilir).
Suat Yıldırım:
Gün gelecek, birtakım yüzler ağaracak, birtakım yüzler ise kararacak. Yüzleri kararanlara: “Siz misiniz denecek, imanınızdan sonra inkâra sapanlar? Tadın bakalım inkârınız sebebiyle bu acı azabı!” [75,22-25; 80,38-41; 88,2-8]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bir nice yüzlerin ağaracağı ve bir nice yüzlerin de kararacağı günü (zikrediniz). O yüzleri kararmış olan kimselere: «İmânınızdan sonra kâfir mi oldunuz? O halde yaptığınız küfür sebebiyle azabı tadınız» (denilecektir).
Yaşar Nuri Öztürk:
Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!"
Bekir Sadak:
Siz, insanlar icin ortaya cikarilan, dogrulugu emreden, fenaliktan alikoyan, Allah´a inanan hayirli bir ummetsiniz. Kitap ehli inanmis olsalardi, kendileri icin daha hayirli olurdu
İbni Kesir:
O gün
Adem Uğur:
Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir).
İskender Ali Mihr:
O gün (bazı) yüzler ağaracak ve (bazı) yüzler kararacak. O zaman yüzleri kararan kimselere: “Îmânınızdan sonra siz inkâr mı ettiniz? Öyleyse inkâr etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın” (denir).
Celal Yıldırım:
(106-107) Öyle bir günde ki, kimi yüzler aklaşır ışıldar, kimi yüzler kararıp solar. Yüzleri kararanlara: «İnandıktan sonra inkâra mı saptınız ? İnkâr ettiğinize karşılık tadın azabı!» denilir. Yüzleri aklaşanlara gelince, onlar Allah´ın rahmetindedirler, orada temelli kalıcılardır.
Tefhim ul Kuran:
Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara kesilecek olanlara: «İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkâr etmenize karşılık olarak azabı tadın» (denilir) .
Fransızca:
Au jour où certains visages s'éclaireront, et que d'autres s'assombriront. A ceux dont les visages seront assombris (il sera dit) : "avez-vous mécru après avoir eu la foi ? " Eh bien, goûtez au châtiment, pour avoir renié la foi.
İspanyolca:
el día que unos rostros estén radiantes y otros hoscos. A aquéllos cuyos rostros estén hoscos: «¿Habéis dejado de creer luego de haber creído? Pues ¡gustad el castigo por no haber creído!»
İtalyanca:
Il Giorno in cui alcuni volti si illumineranno e altri si anneriranno, a quelli che avranno i volti anneriti [sarà detto]: "Avete rinnegato dopo aver creduto? Gustate il castigo della miscredenza".
Almanca:
an jenem Tag, an dem manche Gesichter sich erhellen werden und manche Gesichter sich verfinstern werden. Also hinsichtlich derjenigen, deren Gesichter sich verfinstert haben: "Habt ihr Kufr nach eurem Iman betrieben?! So erfahrt die Peinigung für das, was ihr an Kufr zu betreiben pflegtet."
Çince:
. 在那日,有些脸将变成白皙的,有些脸将变成黧黑的。至于脸色变黑的人(天神将对他们说):你们既信道之后又不信道吗?你们为不信道而尝试刑罚吧。
Hollandaca:
Op den dag der opstanding zullen eenige blanke, anderen zwarte gezichten hebben. God zal zeggen tot hen die zwarte gezichten hebben; zijt gij ongeloovigen geworden, nadat gij geloovigen waart? Ontvangt dan de straf voor uw ongeloof.
Rusça:
в тот день, когда одни лица побелеют, а другие лица почернеют. Тем, чьи лица почернеют, будет сказано: "Неужели вы стали неверующими после того, как уверовали? Вкусите же мучения за то, что вы не верили!"
Somalice:
Maalintay Caddaan (Nuuri) Wajiyaal oyna Madoobaan (Doorsoomi) Wajiyaal, kuway Madoobaato Wajiyadoodu (Waxaa lagu dhihi) miyaad Gaaloowdeen Rumeyntiinii ka dib, Dhadhamiya Cadaabka Gaalnimadiinii darteed.
Swahilice:
Siku ambayo nyuso zitanawiri na nyuso zitasawijika. Ama hao ambao nyuso zao zitasawijika wataambiwa: Je! Mlikufuru baada ya kuamini kwenu? Basi onjeni adhabu kwa vile mlivyo kuwa mnakufuru.
Uygurca:
شۇ كۈندە (يەنى قىيامەت كۈنىدە) بەزى يۈزلەر (يەنى مۆمىنلەرنىڭ يۈزلىرى) ئاقىرىدۇ، بەزى يۈزلەر (يەنى كۇففارلارنىڭ يۈزلىرى) قارىيىدۇ. يۈزى قارايغانلارغا (پەرىشتىلەر ئېيتىدۇكى) «ئىمان ئېيتقىنىڭلاردىن كېيىن كاپىر بولدۇڭلارمۇ؟ كاپىر بولغانلىقىڭلار ئۈچۈن ئازابنى تېتىڭلار»
Japonca:
その日ある顔は白くなり,またある顔は黒くなる。顔が黒くなった者には(言われよう)。「あなたがたは一度信仰した後,不信心に返った。あなたがたは不信仰であったために,懲罰を味わうのである。」
Arapça (Ürdün):
«يوم تبيض وجوه وتسودُّ وجوه» أي يوم القيامة «فأما الذين اسودَّت وجوههم» وهم الكافرون فيلقون في النار ويقال لهم توبيخا «أكفرتم بعد إيمانكم» يوم أخذ الميثاق «فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون».
Hintçe:
(उस दिन से डरो) जिस दिन कुछ लोगों के चेहरे तो सफैद नूरानी होंगे और कुछ (लोगो) के चेहरे सियाह जिन लोगों के मुहॅ में कालिक होगी (उनसे कहा जायेगा) हाए क्यों तुम तो ईमान लाने के बाद काफ़िर हो गए थे अच्छा तो (लो) (अब) अपने कुफ़्र की सज़ा में अज़ाब (के मजे) चखो
Tayca:
วันซึ่งบรรดาใบหน้าจะขาวผ่อง และบรรดาใบหน้าจะดำคล้ำ ส่วนผู้ที่ใบหน้าของพวกเขาดำคล้ำนั้น (พวกเขาจะถูกถามว่า) พวกเจ้าได้ปฏิเสธศรัทธา หลังจากที่พวกเจ้าศรัทธาแล้วกระนั้นหรือ? พวกเจ้าจงชิมการลงโทษเถิด เนื่องจากการที่พวกเจ้าปฏิเสธศรัทธา
İbranice:
ביום (יום הדין) אשר בו יאירו פנים ויחשכו פנים. ולאלה אשר חשכו פניהם יאמר, 'האם כפרתם לאחר שהאמנתם? טעמו את העונש שבו כפרתם
Hırvatça:
Na Dan kada će neka lica pobijeljeti, a neka pocrnjeti. Onima čija lica budu pocrnjela bit će rečeno: "Zar ste postali nevjernici nakon vašeg vjerovanja?! Pa iskusite patnju zato što niste vjerovali!"
Rumence:
în Ziua când unele chipuri se vor lumina, iar altele se vor întuneca. Li se va spune celor cu chipuri întunecate: “Aţi tăgăduit după ce aţi crezut? Gustaţi osânda a ceea ce aţi tăgăduit!”
Transliteration:
Yawma tabyaddu wujoohun wataswaddu wujoohun faamma allatheena iswaddat wujoohuhum akafartum baAAda eemanikum fathooqoo alAAathaba bima kuntum takfuroona
Türkçe:
Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!"
Sahih International:
On the Day [some] faces will turn white and [some] faces will turn black. As for those whose faces turn black, [to them it will be said], "Did you disbelieve after your belief? Then taste the punishment for what you used to reject."
İngilizce:
On the Day when some faces will be (lit up with) white, and some faces will be (in the gloom of) black: To those whose faces will be black, (will be said): "Did ye reject Faith after accepting it? Taste then the penalty for rejecting Faith."
Azerbaycanca:
Bə’zi üzlərin ağ, bə’zi üzlərin isə qara olacağı gündə (qiyamət günündə), üzü qara olanlara: “İman gətirəndən sonra kafirmi oldunuz? İndi, kafir olduğunuza görə dadın əzabı!” – deyiləcəkdir.
Süleyman Ateş:
O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İnanmanızdan sonra inkar ettiniz ha? Öyle ise inkar etmenize karşılık azabı tadın!" (denilir).
Diyanet Vakfı:
Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kafir mi oldunuz? Öyle ise inkar etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir).
Erhan Aktaş:
O gün, kimi yüzler ağaracak, kimi yüzler kararacak. Yüzleri kararanlara: “Îmânınızdan sonra Kâfir mi oldunuz? Öyle ise kâfir olmanız nedeniyle azâbı tadın.” denilecek.
Kral Fahd:
Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) Yüzleri kararanlara: «İmanınızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı!» (denilir).
Hasan Basri Çantay:
O günde ki nice yüzler bembeyaz olacak, nice yüzler de kapkara kesilecek. Yüzleri simsiyah olanlara gelince (onlara): İmânınızdan sonra küfretdiniz ha!. İşte o küfretmenize mukaabil tadın azabı» (denilir).
Muhammed Esed:
bazı yüzlerin (mutluluktan) parladığı ve bazı yüzlerin (acıyla) karardığı o (Hesap) Günü´nde yüzleri kararanlara: "İmana erdikten sonra hakikati inkar mı ettiniz? O halde hakikati inkar ettiğiniz için tadın bu azabı!" (denilecek).
Gültekin Onan:
Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara kesilecek olanlara: "
Ali Fikri Yavuz:
Kıyamet gününde bir takım yüzler ak ve bir takım yüzler de kara olacak. O vakit, yüzleri kara olanlara şöyle denecek: “-İmanınızdan sonra küfrettiniz ha! İşte o küfürünüzün cezası olarak tadın azâbı...”
Portekizce:
Chegará o dia em que uns rosto resplandecerão e outros se ensombrecerão. Quanto a estes, ser-lhes-á dito: Então,renegastes depois de terdes acreditado? Sofrei, pois, o castigo da vossa perfídia!
İsveççe:
den Dag, då [någras] ansikten skall stråla av ljus och [andras] skall mörkna. Och till dem vilkas ansikten har mörknat [skall sägas:] "Ni förnekade ju tron efter att ha antagit den? Smaka då straffet för er förnekelse!"
Farsça:
در روزی که چهره هایی سپید و چهره هایی سیاه شود، اما آنان که چهره هایشان سیاه شده [به آنان گویند:] آیا پس از ایمانتان کافر شدید؟ پس به کیفر آنکه کفر می ورزیدید، این عذاب را بچشید.
Kürtçe:
ڕۆژێک دێت کە چەند ڕوویەک سپی دەبن وە چەند ڕوویەک ڕەش دەبن جا ئەوانەی کە ڕوویان ڕەش بووە (پێ یان دەوترێت) بۆچی بێ بڕوابوون لە پاش بڕوا ھێنانتان کەواتە بچێژن سزا بەھۆی بێ بڕواییتانەوە
Özbekçe:
Юзлар оқ ва юзлар қора бўладиган кунда юзлари қора бўлганларга: «Иймонингиздан кейин кофир бўлдингизми?! Куфр келтирган бўлганингиз учун азобни татиб кўринг», дейилур.
Malayca:
(Ingatlah akan) hari (kiamat yang padanya) ada muka (orang-orang) menjadi putih berseri, dan ada muka (orang-orang) menjadi hitam legam. Adapun orang-orang yang telah hitam legam mukanya, (mereka akan ditanya secara menempelak): "Patutkah kamu kufur ingkar sesudah kamu beriman? Oleh itu rasalah azab seksa neraka disebabkan kekufuran kamu itu".
Arnavutça:
atë ditë (të Kijametit) kur disa fytyra do të zbardhen, e disa do të nxihen. Atyre që u nxihet fytyra u thuhet: “Pasi ishit besimtarë, përse u bëtë mohues? Prandaj, shijonie dënimin për shkak se nuk besuat!”
Bulgarca:
в Деня, когато лица ще побелеят и лица ще почернеят. А онези, чиито лица почернеят, [ще чуят]: “Нима станахте неверници, след като повярвахте? Вкусете мъчението заради своето неверие!”
Sırpça:
На Дан Судњи када ће нека лица да побеле, а нека да поцрне. Онима чија лица буду поцрнела биће речено: „Зар сте постали неверници након вашег веровања?! Па искусите патњу зато што нисте веровали!“
Çekçe:
v den, kdy rozjasní se tváře některé, zatímco jiné se zachmuří. A těm, jejichž tváře se zachmuří, bude řečeno: 'Proč jste se stali nevěřícími poté, co přijali jste víru? Ochutnejte trest za to, že jste byli nevěřící!'
Urduca:
جبکہ کچھ لوگ سرخ رو ہوں گے اور کچھ لوگوں کا منہ کالا ہوگا، جن کا منہ کالا ہوگا (ان سے کہا جائے گا کہ) نعمت ایمان پانے کے بعد بھی تم نے کافرانہ رویہ اختیار کیا؟ اچھا تو اب اِس کفران نعمت کے صلہ میں عذاب کا مزہ چکھو
Tacikçe:
Он рӯз, ки гурӯҳе сафедрӯй ва гурӯҳе сияҳрӯй шаванд, ба онон, ки сияҳрӯй шудаанд, мегӯянд: «Оё шумо пас аз имон оварданатон кофир шудед? Ба сабаби кофир шуданатон бичашед азоби Худоро!»
Tatarca:
Кыямәт көнне күп йөзләр агарыр вә күп йөзләр каралыр. Әмма йөзләре каралган кешеләргә: "Ислам динен кабул итеп мөселман булганыгыздан соң кәфер булганыгыз өчен җәһәннәм ґәзабын татыгыз", – дип әйтелер. "Мөселман булганнан соң кәфер хәлендә үлеп, йөзләре каралачак кешеләр кемнәр алар", – дип сахәбәләр Мухәммәд г-мнән сораганнар. "Йөзләре каралып, җәһәннәмгә керәсе кешеләр, бидеґәт гамәлләрне кылучы мөселманнар", – дип җавап биргән.
Endonezyaca:
pada hari yang di waktu itu ada muka yang putih berseri, dan ada pula muka yang hitam muram. Adapun orang-orang yang hitam muram mukanya (kepada mereka dikatakan): "Kenapa kamu kafir sesudah kamu beriman? Karena itu rasakanlah azab disebabkan kekafiranmu itu".
Amharca:
ፊቶች የሚያበሩበትን ፊቶችም የሚጠቁሩበትን ቀን (አስታውስ)፡፡ እነዚያ ፊቶቻቸው የጠቆሩትማ «ከእምነታችሁ በኋላ ካዳችሁን ትክዱት በነበራችሁት ነገር ቅጣቱን ቅመሱ» (ይባላሉ)፡፡
Tamilce:
(சில) முகங்கள் வெண்மையாகின்ற, (சில) முகங்கள் கருக்கின்ற நாளில் (அந்த தண்டனையை அவர்கள் அடைவார்கள்). ஆக, முகங்கள் கருத்தவர்கள், - (அவர்களை நோக்கி கூறப்படும்:) “நீங்கள் நம்பிக்கை கொண்டதற்குப் பின்னர் நிராகரித்தீர்களா? ஆகவே, நீங்கள் நிராகரித்துக் கொண்டிருந்த காரணத்தால் தண்டனையை சுவையுங்கள்.’’
Korece:
심판의 날 하얗게 되는 사 람과 검게되는 사람이 있나니 얼 굴이 검게되는 자들은 믿음을 가 진 후 배반한 자로 이에 대한 재 앙을 맛볼 것이며
Vietnamca:
Vào Ngày mà có những gương mặt sẽ sáng ngời và rạng rỡ cũng như có những gương mặt sẽ tối sầm và đen sịt. Đối với những ai có gương mặt tối sầm và đen sịt thì (có lời bảo họ): “Có phải các ngươi đã vô đức tin sau khi đã tin tưởng?! Thế (thì thật đáng đời cho các ngươi), các ngươi hãy nếm lấy sự trừng phạt cho những điều mà các ngươi đã vô đức tin.”
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: