Arapça:
إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَاهُ مَثَلًا لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ
Çeviriyazı:
in hüve illâ `abdün en`amnâ `aleyhi vece`alnâhü meŝelel libenî isrâîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İsâ, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Diyanet İşleri:
Meryemoğlu, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Oysaki o, kendisine nimetler verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek gösterdiğimiz bir kuldu ancak.
Şaban Piriş:
O, yalnızca kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur.
Edip Yüksel:
O, kendisine iyilikte bulunduğumuz bir kuldan başka bir şey değildi. Onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık.
Ali Bulaç:
O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık.
Suat Yıldırım:
Hayır, o bir tanrı değil, nimetimize mazhar ettiğimiz ve İsrailoğulları için bir örnek yaptığımız bir has kulumuzdu. Şayet yapmak isteseydik, sizin yerinize geçmek üzere melekler yaratırdık. Ama bu, Allah'ın hikmetine aykırıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O başka değil, bir kuldur ki, O´nun üzerine in´amda bulunduk ve O´nu İsrâiloğulları için bir ibret kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu.
Bekir Sadak:
Ama, aralarinda guruplastilar, ayriliga dustuler. Kiyamet gununun can yakici azabina ugrayacak zalimlerin vay haline!
İbni Kesir:
O
Adem Uğur:
O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
İskender Ali Mihr:
O (Hz. İsa), sadece ni´metlendirdiğimiz bir kuldur. Ve onu İsrailoğullarına örnek (ibret) kıldık.
Celal Yıldırım:
O (Meryem oğlu İsâ) kendisine nîmet verdiğimiz ve İsrail oğulları´na örnek gösterdiğimiz bir kuldur..
Tefhim ul Kuran:
O, yalnızca bir kuldur
Fransızca:
Il (Jésus) n'était qu'un Serviteur que Nous avions comblé de bienfaits et que Nous avions désigné en exemples aux Enfants d'Israël.
İspanyolca:
El no es sino un siervo a quien hemos agraciado y a quien hemos puesto como ejemplo a los Hijos de Israel.
İtalyanca:
Egli non era altro che un Servo, che Noi abbiamo colmato di favore e di cui abbiamo fatto un esempio per i figli di Israele.
Almanca:
Gewiß, er ist nur ein Diener, dem WIRWohltaten erwiesen und zum Gleichnis für die Kinder Israils gemacht.
Çince:
他只是一个仆人,我赐他恩典,并以他为以色列后裔的示范。
Hollandaca:
Jezus is slechts een dienaar (een mensch), dien wij met onze gunsten overlaadden, en wij wezen hem als een voorbeeld voor de kinderen Israëls aan,
Rusça:
Он - всего лишь раб, которого Мы облагодетельствовали и сделали примером для сынов Исраила (Израиля).
Somalice:
Wax kale ma aha Ciise ee waa uun addoon aan u Nicmaynay ugana yeellay tusaale ree Bani Israa'iil.
Swahilice:
Hakuwa yeye (Isa) ila ni Mtumwa tuliye mneemesha na tukamfanya ni mfano kwa Wana wa Israili.
Uygurca:
ئۇ (يەنى ئىسا) (ناسارالار گۇمان قىلغاندەك ئىلاھ ياكى ئىلاھنىڭ ئوغلى ئەمەس) پەقەت پەيغەمبەرلىك نېمىتىمىزگە ئېرىشكەن بىر بەندىدۇر، ئۇنى بىز ئىسرائىل ئەۋلادىغا (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى كۆرسىتىدىغان) بىر دەلىل قىلدۇق
Japonca:
かれ(イーサー)は,われが恩恵を施したしもべに過ぎない。そしてかれを,イスラエルの子孫に対する手本とした。
Arapça (Ürdün):
«إن» ما «هو» عيسى «إلا عبد أنعمنا عليه» بالنبوة «وجعلناه» بوجوده من غير أب «مثلا لبني إسرائيل» أي كالمثل لغرابته يستدل به على قدرة الله تعالى على ما يشاء.
Hintçe:
बल्कि (हक़ तो यह है कि) ये लोग हैं झगड़ालू ईसा तो बस हमारे एक बन्दे थे जिन पर हमने एहसान किया (नबी बनाया और मौजिज़े दिये) और उनको हमने बनी इसराईल के लिए (अपनी कुदरत का) नमूना बनाया
Tayca:
เขา (อีซา) มิใช่ใครคนอื่นนอกจากเป็นบ่าวคนหนึ่ง ซึ่งเรา (อัลลอฮฺ) ได้ให้ความโปรดปรานแก่เขา และเราได้ทำให้เขาเป็นแบบอย่างที่ดีแก่วงศ์วารของอิสรออีล
İbranice:
אין הוא אלא עבד אשר שפענו לו חסד ושלחנו אותו כמשל לבני ישראל
Hırvatça:
On je bio samo rob na koga smo Mi blagodati prosuli i učinili ga primjerom sinovima Israilovim.
Rumence:
El nu a fost decât un rob asupra căruia am pogorât harul Nostru, facându-l pildă fiilor lui Israel.
Transliteration:
In huwa illa AAabdun anAAamna AAalayhi wajaAAalnahu mathalan libanee israeela
Türkçe:
Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu.
Sahih International:
Jesus was not but a servant upon whom We bestowed favor, and We made him an example for the Children of Israel.
İngilizce:
He was no more than a servant: We granted Our favour to him, and We made him an example to the Children of Israel.
Azerbaycanca:
O (Məryəm oğlu İsa) ancaq ne’mət (peyğəmbərlik) verdiyimiz və (Allahın qüdrəti ilə atasız yaradıldığı üçün) İsrail oğullarına örnək (ibrət) etdiyimiz bir bəndədir.
Süleyman Ateş:
O, sadece kendisine ni'met verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Diyanet Vakfı:
O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Erhan Aktaş:
(1) kendisine nimet verdiğimiz ve İsrâîloğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur.
Kral Fahd:
O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Hasan Basri Çantay:
O, bizim kendisine ni´met verdiğimiz, İsrâîl oğullarına (ibret verici) bir misâl yapdığımız bir kuldan başkası değildi.
Muhammed Esed:
(İsa´ya gelince,) o sadece (bir insandır) kendisini (peygamberlikle) onurlandırdığımız ve İsrailoğulları için örnek kıldığımız bir kul(umuz).
Gültekin Onan:
O, yalnızca bir kuldur
Ali Fikri Yavuz:
O, Meryem’in oğlu İsa ilâh değil, ancak bir kuldur. Biz ona nimet verdik ve kendisini İsrailoğulları için (babasız yaratmakla) bir ibret kıldık.
Portekizce:
Ele (Jesus) não é mais do que um servo que agraciamos, e do qual fizemos um exemplo para os israelitas.
İsveççe:
Han var ingenting annat än [Vår] tjänare, som Vi i Vår nåd [kallade till profet] och gjorde till en förebild för Israels barn.
Farsça:
او نبود جز بنده ای که به او نعمت [نبوّت و معجزات را] عطا کردیم و وی را برای بنی اسرائیل نشانه ای بزرگ [از قدرت خود] قرار دادیم [تا به وسیله او حق برای آنان روشن شود.]
Kürtçe:
عیسا ھیچ نیە جگە لە بەندەیەك کە نیعمەتی خۆمان ڕشتووە بەسەریدا وە کردومانە بەنموونە بۆ نەوەی ئیسرائیل
Özbekçe:
У фақат бир бандадир. Биз унга неъмат бердик ва уни Бани Исроилга мисол қилдик.
Malayca:
Nabi Isa itu tidak lain hanyalah seorang hamba yang telah Kami kurniakan nikmat kepadanya (dengan pangkat Nabi), dan Kami jadikan dia satu contoh (kekuasaan kami yang menakjubkan) bagi kaum Bani Israil.
Arnavutça:
Ai (Isai), është vetëm rob (njeri), të cilin Ne e kemi dhuruar (me profetni), dhe e kemi bërë shembull për bijtë e Israelit,
Bulgarca:
Той е само раб, комуто Ние дадохме благодат и го сторихме пример за синовете на Исраил.
Sırpça:
Он је био само слуга коју смо Ми обасули благодатима и учинили га примером Израиљевим синовима.
Çekçe:
On není leč služebníkem Naším, jemuž jsme přízeň svou uštědřili, a příkladem pro dítka Izraele jsme jej učinili.
Urduca:
ابن مریمؑ اِس کے سوا کچھ نہ تھا کہ ایک بندہ تھا جس پر ہم نے انعام کیا اور بنی اسرائیل کے لیے اپنی قدرت کا ایک نمونہ بنا دیا
Tacikçe:
Ӯ фақат бандае буд, ки Мо неъматаш ато кардем ва мояи ибрати банӣ- Исроилаш гардонидем.
Tatarca:
Гыйса һичкем түгел мәгәр Без аңа пәйгамбәрлекне ингам кылдык, вә Без аны атасыз тудырып Ягькуб балаларына дәлил вә гыйбрәт кылдык ки, атасыз бар кылырга да Аллаһ кадир икәнне белсеннәр өчен.
Endonezyaca:
Isa tidak lain hanyalah seorang hamba yang Kami berikan kepadanya nikmat (kenabian) dan Kami jadikan dia sebagai tanda bukti (kekuasaan Allah) untuk Bani lsrail
Amharca:
እርሱ በርሱ ላይ የለገስንለት ለእስራኤለም ልጆች ተዓምር ያደረግነው የኾነ ባሪያ እንጅ ሌላ አይደለም፡፡
Tamilce:
(ஈஸா) அவர்மீது நாம் அருள் புரிந்த ஓர் அடியாராகவே தவிர அவர் (கடவுளோ, கடவுளின் மகனோ இல்லை.) இன்னும், நாம் அவரை இஸ்ரவேலர்களுக்கு ஓர் அத்தாட்சியாக ஆக்கினோம்.
Korece:
그는 한 종에 불과하니라 하나님은 그에게 은혜를 베풀어 이 스라엘 자손을 위한 교훈이 되게 하였노라
Vietnamca:
(Ysa) chỉ là một người bề tôi (của TA). TA đã ban ân cho Y (khi cử phái Y làm Sứ Giả của TA) và lấy Y làm một tấm gương cho con cháu của Israel.
Ayet Linkleri: