Arapça:
وَمَا كَانَ لَهُم مِّنْ أَوْلِيَاءَ يَنصُرُونَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ ۗ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن سَبِيلٍ
Çeviriyazı:
vemâ kâne lehüm min evliyâe yenṣurûnehüm min dûni-llâh. vemey yuḍlili-llâhü femâ lehû min sebîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için çıkar bir yol yoktur.
Diyanet İşleri:
Onların, Allah'tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur. Allah'ın saptırdığı kimsenin çıkar yolu olmaz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Allah'tan başka onlara yardım edecek bir dost da yoktur ve Allah, kimi saptırırsa artık bir yol yok ona.
Şaban Piriş:
Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir velileri yoktur. Allah’ın saptırdığı kimse için bir yol yoktur.
Edip Yüksel:
Onların, ALLAH'tan başka kendilerine yardım edecek bir dostları yoktur. ALLAH'ın saptırdığı kimse için bir yol bulunmaz.
Ali Bulaç:
Onların Allah'ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur.
Suat Yıldırım:
Kendilerine, Allah'tan başka yardım edecek dostları da yoktur artık.Allah kimi şaşırtırsa artık onun için hiçbir kurtuluş yolu yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar için Allah´ın ötesinde kendilerine yardım edecekler olan dostlardan bir kimse yoktur ve her kimi ki, Allah sapıtırsa artık onun için bir yol da yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur.
Bekir Sadak:
(52-53) Iste sana da buyrugumuzla Cebrail´i gonderdik
İbni Kesir:
Onların Allah´tan başka kendilerine yardım edecek velileri de yoktur. Kimi de Allah saptırırsa
Adem Uğur:
Onların Allah´tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur.
İskender Ali Mihr:
Ve onların, kendilerine yardım edecek Allah´tan başka dostları yoktur. Ve Allah kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur.
Celal Yıldırım:
Onlara Allah´tan başka yardım edecek dostlar, sahip de bulun maz. Allah, kimi saptırırsa, onun için bir yol da yoktur.
Tefhim ul Kuran:
Onların Allah´ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur.
Fransızca:
Il n'auront pas de protecteur en dehors d'Allah pour les secourir et quiconque Allah égare n'a plus aucune voie.
İspanyolca:
Fuera de Alá. no tendrán ningunos amigos que les auxilien... Aquél a quien Alá extravía no podrá dar con camino.
İtalyanca:
Non avranno patroni che li aiuteranno contro Allah. Colui che Allah svia non ha nessuna via [di salvezza].
Almanca:
Und es gibt für sie keinerlei Wali, die ihnen anstelle von ALLAH beistehen. Und wen ALLAH abirren läßt, für den gibt es keinen Weg (zur Rechtleitung).
Çince:
除真主外,他们将没有任何朋友援助他们。真主使谁迷误,谁没有道路。
Hollandaca:
Zij zullen geene ondersteuners hebben om hen tegen God te verdedigen, en dien God zal doen dwalen, zal geen weg tot de waarheid vinden.
Rusça:
У них не будет покровителей и помощников, которые бы помогли им вместо Аллаха. Нет пути тому, кого Аллах ввел в заблуждение.
Somalice:
Umana sugnaan awliyo (sokeeye) ugargaara Eeve ka sokoow ruux Eebe qaddaray dhumidiisana jid uma sugnaanin (uu ku tooso).
Swahilice:
Wala hawatakuwa na walinzi wa kuwanusuru mbele ya Mwenyezi Mungu. Na ambaye Mwenyezi Mungu amemwacha kupotea, hana njia yoyote.
Uygurca:
ئۇلارغا اﷲ تىن باشقا ياردەم بېرىدىغان دوستلار بولمايدۇ، اﷲ كىمنى گۇمراھ قىلسا، ئۇنىڭغا (ئۇنى دۇنيادا ھەقكە، ئاخىرەتتە جەننەتكە ئېرىشتۈرگۈچى) ھېچ يول بولمايدۇ
Japonca:
かれらにはアッラーの外に,助ける守護者はない。アッラーが迷うに任せた者には,(帰る所への)道はないのである。」
Arapça (Ürdün):
«وما كان لهم من أولياء ينصرونهم من دون الله» أي غيره يدفع عذابه عنهم «ومن يضلل الله فما له من سبيل» طريق إلى الحق في الدنيا وإلى الجنة في الآخرة.
Hintçe:
और ख़ुदा के सिवा न उनके सरपरस्त ही होंगे जो उनकी मदद को आएँ और जिसको ख़ुदा गुमराही में छोड़ दे तो उसके लिए (हिदायत की) कोई राह नहीं
Tayca:
และสำหรับพวกเขาจะไม่มีผู้คุ้มครองให้ความช่วยเหลือแก่พวกเขานอกจากอัลลอฮฺ และผู้ใดที่อัลลอฮฺทรงให้เขาหลงทาง เขาผู้นั้นก็จะไม่มีทาง (ไปสู่การฮิดายะฮฺได้)
İbranice:
ולא יקומו להם מגינים אשר יחלצום מפני אלוהים. ואשר יתעה אלוהים אין לא כל שביל (להגיע אל הצדק בעולם הזה)
Hırvatça:
Njima neće biti zaštitnika da im pomognu, osim Allaha; a kome Allah da da je u zabludi, takav put spasa neće ni imati!
Rumence:
Ei nu vor avea în afară de Dumnezeu oblăduitori care să-i ajute. Cel pe care Dumnezeu îl rătăceşte nu va mai avea o altă cale.
Transliteration:
Wama kana lahum min awliyaa yansuroonahum min dooni Allahi waman yudlili Allahu fama lahu min sabeelin
Türkçe:
Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur.
Sahih International:
And there will not be for them any allies to aid them other than Allah. And whoever Allah sends astray - for him there is no way.
İngilizce:
And no protectors have they to help them, other than Allah. And for any whom Allah leaves to stray, there is no way (to the Goal).
Azerbaycanca:
Onlara Allahdan başqa yardım edəcək (Allahın əzabından qurtara biləcək) dostlar tapılmayacaqdır. Allahın (öz pis əməlinə, çirkin e’tiqadına görə) zəlalətə saldığı kimsə üçün (haqqa dönüb qayıtmağa) heç bir yol olmaz!
Süleyman Ateş:
Onların, Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir (kurtuluş) yol(u) yoktur.
Diyanet Vakfı:
Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur.
Erhan Aktaş:
Onların, kendilerine yardım edecek Allah’tan başka velileri yoktur. Ve Allah kimi sapkınlıkta(1) bırakırsa artık onun için bir kurtuluş yolu yoktur.
Kral Fahd:
Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur.
Hasan Basri Çantay:
Onların Allahdan başka kendilerine yardım edecek, hiçbir dostları yokdur. Allah kimi sapıklıkda bırakırsa ona hiçbir yol yokdur.
Muhammed Esed:
ve Allah´a karşı kendilerine yardım edecek bir koruyucu bulamayacaklar, çünkü Allah´ın saptırdığı için (kurtuluş) yolu yoktur.
Gültekin Onan:
Onların Tanrı´nın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Tanrı kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur.
Ali Fikri Yavuz:
Onlara, Allah’ın azabından kendilerini kurtaracak yardımcılar yoktur. Kimi de Allah saptırırsa, artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur.
Portekizce:
E não terão protetores que os socorram, a não ser Deus. Mas a quem Deus desviar, não será encaminhado.
İsveççe:
och ingen annan kan beskydda eller hjälpa dem än Gud. Den som Gud låter gå vilse, finner ingen väg [tillbaka].
Farsça:
و در برابر خدا برای آنان سرپرستان و یاورانی که یاریشان دهد نخواهد بود؛ و هر که را خدا گمراه کند، او را هیچ راهی [به سوی نجات و سعادت] نیست.
Kürtçe:
وە ئەوانە ھیچ پشتیوانێکیان نیە کەیارمەتیان بدەن بێجگە لەخوا وە ھەرکەسێک خوا گومڕایی بکات ئەوە ھیچ ڕێگەیەکی ڕزگار بوونی بۆ نیە
Özbekçe:
Ва уларга Аллоҳдан ўзга ёрдам берадиган ҳеч қандай валийлар бўлмади. Аллоҳ кимни залолатга кетказса, бас, унга ҳеч бир (тўғри) йўл йўқдир.
Malayca:
Dan tiadalah bagi mereka sebarang penolong - yang lain dari Allah - yang dapat memberikan pertolongan kepada mereka; dan sesiapa yang disesatkan oleh Allah (disebabkan pilihannya yang salah) maka tidak ada baginya sebarang jalan (untuk mendapat hidayah petunjuk).
Arnavutça:
Ata nuk do të kenë mborjtës, që do t’u ndihmojnë, përveç Perëndisë, e atë që Perëndia e shangë, për te s’ka kurrfarë rruge (shpëtimi).
Bulgarca:
Те нямат покровители, които да ги бранят, освен Аллах. А когото Аллах оставя в заблуда, няма за него спасение.
Sırpça:
Њима неће да буде заштитника да им помогну, осим Аллаха; а коме да Аллах да је у заблуди, такав пут спаса неће ни да има!
Çekçe:
A nebudou mít kromě Boha ochránce žádného, který by mohl jim pomoci. Však ten, komu Bůh dal zbloudit, pro toho není cesta žádná.
Urduca:
اور ان کے کوئی حامی و سرپرست نہ ہوں گے جو اللہ کے مقابلے میں ان کی مدد کو آئیں جسے اللہ گمراہی میں پھینک دے اس کے لیے بچاؤ کی کوئی سبیل نہیں
Tacikçe:
Ғайри Худо ёру мададгоре надоранд ва ҳар касро, ки Худо гумроҳ кунад, ҳеҷ роҳе барояш нест!
Tatarca:
Ул көндә аларга ґәзабтан коткаручы ярдәм бирүче дуслар булмас Аллаһудан башка. Әгәр Аллаһ берәүне адаштырса, ул кешегә дөньяда хак дингә керергә, ахирәттә җәннәткә керергә юл булмас.
Endonezyaca:
Dan mereka sekali-kali tidak mempunyai pelindung-pelindung yang dapat menolong mereka selain Allah. Dan siapa yang disesatkan Allah maka tidaklah ada baginya satu jalanpun (untuk mendapat petunjuk).
Amharca:
ንቁ! በደለኞች በእርግጥ በዘውታሪ ስቃይ ውስጥ ናቸው፡፡ ለእነርሱም ከአላህ ሌላ የሚረዷቸው ዘመዶች ምንም አልነበሩዋቸውም፡፡ አላህም የሚያጠመው ሰው ለእርሱ (ወደ እውነት) ምንም መንገድ የለውም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அல்லாஹ்வை அன்றி அவர்களுக்கு உதவுகின்ற பாதுகாவலர்கள் யாரும் அவர்களுக்கு இருக்க மாட்டார்கள். இன்னும், யாரை அல்லாஹ் வழிகெடுப்பானோ அவ(ர் நேர்வழி பெற அவ)ருக்கு வழிகள் ஏதும் இல்லை.
Korece:
그들은 하나님 외에 그들을 도울 보호자를 갖지 못하리니 하 나님께서 방황케 한 자 그에게는 길이 없노라
Vietnamca:
Ngoài Allah, chúng sẽ không có vị bảo hộ nào giúp đỡ chúng cả. Và người nào mà Allah làm cho lạc lối thì sẽ không có con đường nào (dẫn đến chân lý).
Ayet Linkleri: