Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

26

Ayet No: 

4084

Sayfa No: 

461

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَذَاقَهُمُ اللَّهُ الْخِزْيَ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَكْبَرُ ۚ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

feeẕâḳahümü-llâhü-lḫizye fi-lḥayâti-ddünyâ. vele`aẕâbü-l'âḫirati ekber. lev kânû ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

Diyanet İşleri: 

Allah onlara, dünya hayatında rezilliği tattırdı; ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilseler!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken Allah, onlara dünya yaşayışındayken aşağılığı tattırdı ve ahiret azabıyse elbette daha da büyük eğer bilselerdi.

Şaban Piriş: 

Allah, onlara dünya hayatında da rezilliği tattırdı. Ahiret azabı ise çok daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi!

Edip Yüksel: 

ALLAH onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı. Ahiret cezası ise daha büyüktür. Bir bilselerdi.

Ali Bulaç: 

Artık Allah, onlara dünya hayatında 'horluğu ve aşağılanmayı' taddırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı gerçekten daha büyüktür.

Suat Yıldırım: 

Allah onlara dünya zilletini tattırdı. âhiret azabı elbette daha müthiştir. Bunu bir bilselerdi!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı ve elbette ki ahiret azabı daha büyüktür, eğer bilir kimseler olsalardı (elbette öyle tekzîbe cür´et edemezlerdi).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Âhiretin azabı ise elbette daha büyüktür. Bir bilselerdi!...

Bekir Sadak: 

Allah´a karsi yalan uydurandan, kendisine gelmis gercegi yalan sayandan daha zalim kimdir? Inkarcilar icin cehennemde dur durak olmaz olur mu?

İbni Kesir: 

Allah, dünya hayatında onlara rüsvaylığı tattırdı. Ahiret azabı ise daha büyüktür. Keşki bilselerdi.

Adem Uğur: 

Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı. Ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi!

İskender Ali Mihr: 

Böylece Allah, onlara dünya hayatında zilleti (horlanma ve aşağılanmayı) tattırdı. Ve ahiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsaydılar.

Celal Yıldırım: 

Böylece Allah, onlara Dünya hayatında rezillik ve rüsvaylığı tattırdı

Tefhim ul Kuran: 

Artık Allah, onlara dünya hayatında ´horluğu ve aşağılanmayı´ taddırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı gerçekten daha büyüktür.

Fransızca: 

Allah leur a fait goûter l'ignominie dans la vie présente. Le châtiment de l'au-delà, cependant, est plus grand, si seulement ils savaient !

İspanyolca: 

Alá les hizo gustar la ignominia en la vida de acá, pero, ciertamente, el castigo de la otra vida es mayor. Si supieran...

İtalyanca: 

Allah fece provare loro l'ignominia in questa vita; ma il castigo nell'Altra vita è certamente più grande, se lo sapessero.

Almanca: 

Dann ließ ALLAH sie die Erniedrigung im diesseitigen Leben erfahren. Doch die Peinigung des Jenseits ist noch größer, würden sie doch nur wissen!

Çince: 

真主使他们在今世尝试凌辱,而后世的刑罚必定是更重大的。假若他们知道......

Hollandaca: 

En God vernederde hen in dit leven, maar de straf van het volgende leven zal zekerlijk grooter wezen. Indien zij mannen van verstand waren, zouden zij dit weten.

Rusça: 

Аллах дал им вкусить позор в мирской жизни. А мучений в Последней жизни, несомненно, будет еще больше, если бы они только знали!

Somalice: 

Markaasuu Eebe dhadhansiiyay dulli nolasha adduunyo, cadaabka aakhiraana weyn hadday wax garan.

Swahilice: 

Basi Mwenyezi Mungu akawaonjesha hizaya katika uhai wa duniani. Na bila ya shaka adhabu ya Akhera ni kubwa zaidi; laiti wangeli jua!

Uygurca: 

اﷲ ئۇلارغا بۇ دۇنيادا خارلىقنىڭ (تەمىنى) تېتىتتى، ئاخىرەتنىڭ ئازابى تېخىمۇ بۈيۈكتۇر، ئۇلار (ئاخىرەتنىڭ ئازابىنى) بىلسە ئىدى (پەيغەمبەرلىرىنى ئىنكار قىلمايتتى)

Japonca: 

アッラーは現世の生活においても,かれらに屈辱を味わわせられる。だが来世における懲罰は更に大きい。ああ,かれらがそれを知っていたならば。

Arapça (Ürdün): 

«فأذاقهم الله الخزي» الذل والهوان من المسخ والقتل وغيره «في الحياة الدنيا ولعذاب الآخرة أكبر لو كانوا» أي المكذبون «يعلمون» عذابها ما كذبوا.

Hintçe: 

तो खुदा ने उन्हें (इसी) दुनिया की ज़िन्दगी में रूसवाई की लज्ज़त चखा दी और आख़ेरत का अज़ाब तो यक़ीनी उससे कहीं बढ़कर है काश ये लोग ये बात जानते

Tayca: 

ดังนั้น อัลลอฮฺทรงให้พวกเขาลิ้มรสความอัปยศในชีวิตของโลกนี้ และแน่นอนการลงโทษในปรโลกนั้นยิ่งใหญ่กว่า หากพวกเขาได้รู้

İbranice: 

לכן אלוהים הנחית עליהם עונש בחיי העולם-הזה, אך העונש בעולם-הבא הוא גדול מזה, ואם רק ידעו כמה

Hırvatça: 

Allah je dao da osjete poniženje u životu na dunjaluku, a patnja na ahiretu bit će, zaista, još veća - kad bi oni samo znali!

Rumence: 

Dumnezeu i-a făcut să guste ruşinea în Viaţa de Acum, însă osânda din Viaţa de Apoi este mult mai mare. O, dacă ar şti!

Transliteration: 

Faathaqahumu Allahu alkhizya fee alhayati alddunya walaAAathabu alakhirati akbaru law kanoo yaAAlamoona

Türkçe: 

Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Âhiretin azabı ise elbette daha büyüktür. Bir bilselerdi!...

Sahih International: 

So Allah made them taste disgrace in worldly life. But the punishment of the Hereafter is greater, if they only knew.

İngilizce: 

So Allah gave them a taste of humiliation in the present life, but greater is the punishment of the Hereafter, if they only knew!

Azerbaycanca: 

Allah rüsvayçılığı onlara dünyada daddırdı. Axirət əzabı isə daha şiddətlidir. Kaş biləydilər!

Süleyman Ateş: 

Allah, dünya hayatında onlara rezillik taddırdı. Ahiret azabı ise daha büyüktür, keşke bilselerdi!

Diyanet Vakfı: 

Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı. Ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi!

Erhan Aktaş: 

Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı. Âhiret azâbı elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı.

Kral Fahd: 

Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı. Ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bunu bilselerdi!

Hasan Basri Çantay: 

Bu suretle Allah dünyâ hayâtında onlara rüsvâylığı tatdırdı. Âhiret azâbı ise, elbet daha büyükdür. Eğer (bunu) bilselerdi...

Muhammed Esed: 

Ve Allah böylece onlara bu dünyada (da) rezilliği ve perişanlığı tattırmıştı. Ama (günahkarların) öteki dünyadaki azapları daha büyük olacaktır; (şimdi hakikati inkar edenler) keşke bunu bilseler!

Gültekin Onan: 

Artık Tanrı, onlara dünya hayatında ´horluğu ve aşağılanmayı´ tattırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı gerçekten daha büyüktür.

Ali Fikri Yavuz: 

Böylece Allah onlara dünya hayatında zilleti taddırdı. Ahiret azabı ise, elbette daha büyüktür. Eğer bilselerdi (bundan ibret alırlardı).

Portekizce: 

Deus os fez provar o aviltamento na vida terrena; porém, o castigo da outra vida será maior. Se o soubessem!

İsveççe: 

Och Gud lät dem smaka förödmjukelse [redan] i detta liv, men i det kommande livet [väntar dem] med visshet ett hårdare straff - om de bara hade vetat...!

Farsça: 

پس خدا در زندگی دنیا خواری و رسوایی را به آنان چشانید؛ و اگر معرفت و آگاهی داشتند [توجه می کردند که] عذاب آخرت بزرگ تر است.

Kürtçe: 

ئەمجا خوا پێی چەشتن ڕیسوایی لە ژیانی دونیادا وە بێگومان سزای ڕۆژی دوایی گەورەتر ئەگەر ئەوانە بزانن

Özbekçe: 

Аллоҳ уларга бу дунёда хорликни тотдирди, албатта, охират азоби, агар билсалар, янада улкан бўлур.

Malayca: 

Maka Allah merasakan mereka kehinaan dalam kehidupan dunia (dengan berbagai bala bencana), dan sesungguhnya azab seksa hari akhirat (yang disediakan untuk mereka) lebih besar lagi. Kalaulah mereka mengetahui (hakikat ini, tentulah mereka tidak mendustakan Rasul).

Arnavutça: 

Dhe, Perëndia u ka dhëna tyre ta shijojnë poshtërimin në këtë jetë, e dënimi i jetës tjetër është më i madh, sikur ta dinin ata (këtë)!

Bulgarca: 

И Аллах ги накара да вкусят позора в земния живот, а мъчението в отвъдния е още по-голямо, ако знаят.

Sırpça: 

Аллах је дао да осете понижење у животу на овом свету, а патња на Оном свету биће, заиста, још већа - кад би они само знали!

Çekçe: 

A Bůh dal jim okusit zahanbení v životě pozemském, však věru trest na onom světě bude těžší - kéž by to jen věděli!

Urduca: 

پھر اللہ نے ان کو دنیا ہی کی زندگی میں رسوائی کا مزہ چکھایا، اور آخرت کا عذاب تو اس سے شدید تر ہے، کاش یہ لوگ جانتے

Tacikçe: 

Худо дар ин ҷаҳон расвояшон сохт, вале агар бидонанд, азоби охират бузургтар аст.

Tatarca: 

Аллаһ аларга дөнья тереклегендә хурлыкны татытты, вә аларга ахирәт ґәзабы олугърактыр, әгәр белер булсалар.

Endonezyaca: 

Maka Allah merasakan kepada mereka kehinaan pada kehidupan dunia. Dan sesungguhnya azab pada hari akhirat lebih besar kalau mereka mengetahui.

Amharca: 

አላህም በቅርቢቱ ሕይወት ውርደትን አቀመሳቸው፡፡ የመጨረሻይቱም ዓለም ቅጣት በጣም ትልቅ ነው፡፡ የሚያውቁ ቢኾኑ ኖሮ (አያስተባብሉም ነበር)፡፡

Tamilce: 

ஆக, அல்லாஹ் அவர்களுக்கு இவ்வுலக வாழ்விலும் கேவலத்தை சுவைக்க வைப்பான். (மறுமையிலும் தண்டனையை சுவைக்க வைப்பான்.) நிச்சயமாக மறுமையின் தண்டனை மிகப் பெரியது, அவர்கள் (இதை) அறிந்திருக்க வேண்டுமே!

Korece: 

하나님은 현세에서도 그들에게 굴욕을 주었으나 내세에서의 벌은 더욱 크니라 그들이 알았더 라면 불신하지 아니 했으리라

Vietnamca: 

Allah đã bắt họ nếm sự nhục nhã ở đời này nhưng sự trừng phạt dành cho họ ở Đời Sau chắc chắn sẽ còn to lớn hơn, nếu họ biết điều đó!