Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

4085

Sayfa No: 

461

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Çeviriyazı: 

veleḳad ḍarabnâ linnâsi fî hâẕe-lḳur'âni min külli meŝelil le`allehüm yeteẕekkerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.

Diyanet İşleri: 

Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öğüt ve ibret alsınlar diye biz, andolsun ki, bu Kur'an'da her çeşit örnek getirmedeyiz insanlara.

Şaban Piriş: 

Biz bu Kur’an’da, insanlar için, düşünsünler diye her türlü misali verdik.

Edip Yüksel: 

Biz bu Kuran'da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.

Suat Yıldırım: 

Gerçekten Biz, insanlar düşünüp akıllarını başlarına alsınlar diye bu Kur'ân’da, her türlüsünden temsiller getirdik. [30,28; 29,43; 18,54]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, nâs için bu Kur´an´da meselin her türlüsünden irâd ettik, gerek ki onlar iyi düşünsünler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.

Bekir Sadak: 

Gercegi getiren ve onu dogrulayanlar, iste onlar, Allah´a karsi gelmekten sakinmis olanlardir.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur´an´da insanlara her türlü misali verdik.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki, bu Kur´ân´da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik. Umulur ki, böylece onlar tezekkür ederler.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, biz bu Kur´ân´da her misali getirdik

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz bu Kur´an´da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.

Fransızca: 

Nous avons, dans ce Coran, cité pour les gens des exemples de toutes sortes afin qu'ils se souviennent.

İspanyolca: 

En este Corán hemos dado a los hombres toda clase de ejemplos. Quizás, así, se dejen amonestar.

İtalyanca: 

Già in questo Corano abbiamo proposto agli uomini parabole di ogni genere, affinché riflettano.

Almanca: 

Und gewiß, bereits prägten WIR den Menschen in diesem Quran von jedem Gleichnis, damit sie sich besinnen.

Çince: 

我在这《古兰经》中,确已为人们设了各种譬喻,以便他们觉悟。

Hollandaca: 

Wij hebben den mensch thans, in dezen Koran, alle soorten van gelijkenissen voorgesteld, opdat hij gewaarschuwd zou wezen.

Rusça: 

Мы уже привели для людей в этом Коране всевозможные притчи, чтобы они могли помянуть назидание.

Somalice: 

Dhabbaan ugu caddayney dadka Quraanka tusaale kasta inay waantoobaan,

Swahilice: 

Na bila ya shaka tumewapigia watu mifano ya kila namna katika hii Qur'ani ili wapate kukumbuka.

Uygurca: 

بىز كىشىلەرنى ۋەز - نەسىھەت ئالسۇن دەپ، بۇ قۇرئاندا ئۇلارغا تۈرلۈك مىساللارنى بايان قىلدۇق

Japonca: 

またわれは各種の比喩を入びとのために,このクルアーンの中で提示した。かれらが訓戒を受け入れればよいと思って。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد ضربنا» جعلنا «للناس في هذا القرآن من كل مثل لعلهم يتذكرون» يتعظون.

Hintçe: 

और हमने तो इस क़ुरान में लोगों के (समझाने के) वास्ते हर तरह की मिसाल बयान कर दी है ताकि ये लोग नसीहत हासिल करें

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราได้ยกไว้ในทุก ๆ อุทาหรณ์ในอัลกุรอานนี้สำหรับมนุษย์เพื่อพวกเขาจะได้ใคร่ครวญ

İbranice: 

וכבר הבאנו לאנשים משלים שונים בקוראן הזה כדי שיזכרו

Hırvatça: 

Mi u ovom Kur'anu navodimo ljudima svakojake primjere, da bi se prisjećali i pouku primili;

Rumence: 

Noi am dat oamenilor pilde de tot felul în acest Coran. Poate îşi vor aminti!

Transliteration: 

Walaqad darabna lilnnasi fee hatha alqurani min kulli mathalin laAAallahum yatathakkaroona

Türkçe: 

Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.

Sahih International: 

And We have certainly presented for the people in this Qur'an from every [kind of] example - that they might remember.

İngilizce: 

We have put forth for men, in this Qur'an every kind of Parable, in order that they may receive admonition.

Azerbaycanca: 

Biz bu Qur’anda insanlar üçün hər çür məsəl çəkdik ki, bəlkə, öyüd-nəsihət qəbul etsinlər!

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz, bu Kur'an'da insanlara, öğüt almaları için her temsili anlattık.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Kur’an’da insanlar için her konudan örnekler verdik. Umulur ki böylece öğüt alırlar.

Kral Fahd: 

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an’da insanlara her türlü misali verdik.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz bu Kur´anda insanlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, her misâlden (örnekler) gösterdik.

Muhammed Esed: 

İşte Biz, bu Kuran´da üzerinde düşünsünler diye insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk;

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz bu Kuran´da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten biz bu Kur’an’da, insanlar için her şeyden misal getirdik

Portekizce: 

E expomos aos homens, neste Alcorão, toda a espécie de exemplos para que meditem.

İsveççe: 

I KORANEN har Vi framställt alla slag av liknelser för människorna - kanske skall de stämma dem till eftertanke -

Farsça: 

و ما برای مردم در این قرآن از هر گونه مثل و سرگذشت عبرت آموزی بیان کرده ایم، باشد که متذکّر شوند.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی لەم قورئانەدا ھێناومانەتەوە بۆ خەڵکی ھەموو جۆرە نموونەیەك تا پەندو ئامۆژگاری وەرگرن

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз ушбу Қуръонда одамларга турли мисоллар келтирдик. Шоядки эсласалар.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Kami telah mengemukakan kepada umat manusia berbagai misal perbandingan dalam Al-Quran ini, supaya mereka mengambil peringatan dan pelajaran.

Arnavutça: 

Dhe, me të vërtetë, u kemi sjellë njerëzve shembuj në këtë Kur’an për çdo gjë, për t’u këshilluar,

Bulgarca: 

И дадохме в този Коран всякакви примери на хората, за да се поучат -

Sırpça: 

Ми у овом Кур'ану наводимо људима свакакве примере, да би примили поуку;

Çekçe: 

My pak uvádíme lidem v Koránu tomto všemožné druhy podobenství - snad se vzpamatují!

Urduca: 

ہم نے اِس قرآن میں لوگوں کو طرح طرح کی مثالیں دی ہیں کہ یہ ہوش میں آئیں

Tacikçe: 

Мо дар ни Қуръон барои мардум ҳар гуна мисоле овардем, шояд панд гиранд.

Tatarca: 

Без бу Коръәндә кешеләргә төрле мисаллар китердек, шаять кешеләр вәгазьләнерләр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya telah Kami buatkan bagi manusia dalam Al Quran ini setiap macam perumpamaan supaya mereka dapat pelajaran.

Amharca: 

በዚህም ቁርኣን ውስጥ ለሰዎች ይገሠጹ ዘንድ ከየምሳሌው ሁሉ በእርግጥ አብራራን፡፡

Tamilce: 

இந்த குர்ஆனில் மக்களுக்கு எல்லா உதாரணங்களையும் நாம் திட்டவட்டமாக விவரித்தோம், அவர்கள் நல்லுபதேசம் பெறுவதற்காக.

Korece: 

하나님은 인간을 위하여 이 꾸란속에 모든 종류의 비유를 두 었나니 이로 하여 그들에게 교훈 이 되고자 함이라

Vietnamca: 

Quả thật, TA đã trình bày cho nhân loại trong Qur’an này tất cả các hình ảnh thí dụ, mong rằng họ biết ghi nhớ và lưu tâm.