Arapça:
وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Çeviriyazı:
veleḳad ḍarabnâ linnâsi fî hâẕe-lḳur'âni min külli meŝelil le`allehüm yeteẕekkerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.
Diyanet İşleri:
Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öğüt ve ibret alsınlar diye biz, andolsun ki, bu Kur'an'da her çeşit örnek getirmedeyiz insanlara.
Şaban Piriş:
Biz bu Kur’an’da, insanlar için, düşünsünler diye her türlü misali verdik.
Edip Yüksel:
Biz bu Kuran'da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar
Ali Bulaç:
Andolsun, Biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Suat Yıldırım:
Gerçekten Biz, insanlar düşünüp akıllarını başlarına alsınlar diye bu Kur'ân’da, her türlüsünden temsiller getirdik. [30,28; 29,43; 18,54]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Andolsun ki, nâs için bu Kur´an´da meselin her türlüsünden irâd ettik, gerek ki onlar iyi düşünsünler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Bekir Sadak:
Gercegi getiren ve onu dogrulayanlar, iste onlar, Allah´a karsi gelmekten sakinmis olanlardir.
İbni Kesir:
Andolsun ki
Adem Uğur:
Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur´an´da insanlara her türlü misali verdik.
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki, bu Kur´ân´da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik. Umulur ki, böylece onlar tezekkür ederler.
Celal Yıldırım:
And olsun ki, biz bu Kur´ân´da her misali getirdik
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, biz bu Kur´an´da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Fransızca:
Nous avons, dans ce Coran, cité pour les gens des exemples de toutes sortes afin qu'ils se souviennent.
İspanyolca:
En este Corán hemos dado a los hombres toda clase de ejemplos. Quizás, así, se dejen amonestar.
İtalyanca:
Già in questo Corano abbiamo proposto agli uomini parabole di ogni genere, affinché riflettano.
Almanca:
Und gewiß, bereits prägten WIR den Menschen in diesem Quran von jedem Gleichnis, damit sie sich besinnen.
Çince:
我在这《古兰经》中,确已为人们设了各种譬喻,以便他们觉悟。
Hollandaca:
Wij hebben den mensch thans, in dezen Koran, alle soorten van gelijkenissen voorgesteld, opdat hij gewaarschuwd zou wezen.
Rusça:
Мы уже привели для людей в этом Коране всевозможные притчи, чтобы они могли помянуть назидание.
Somalice:
Dhabbaan ugu caddayney dadka Quraanka tusaale kasta inay waantoobaan,
Swahilice:
Na bila ya shaka tumewapigia watu mifano ya kila namna katika hii Qur'ani ili wapate kukumbuka.
Uygurca:
بىز كىشىلەرنى ۋەز - نەسىھەت ئالسۇن دەپ، بۇ قۇرئاندا ئۇلارغا تۈرلۈك مىساللارنى بايان قىلدۇق
Japonca:
またわれは各種の比喩を入びとのために,このクルアーンの中で提示した。かれらが訓戒を受け入れればよいと思って。
Arapça (Ürdün):
«ولقد ضربنا» جعلنا «للناس في هذا القرآن من كل مثل لعلهم يتذكرون» يتعظون.
Hintçe:
और हमने तो इस क़ुरान में लोगों के (समझाने के) वास्ते हर तरह की मिसाल बयान कर दी है ताकि ये लोग नसीहत हासिल करें
Tayca:
และโดยแน่นอน เราได้ยกไว้ในทุก ๆ อุทาหรณ์ในอัลกุรอานนี้สำหรับมนุษย์เพื่อพวกเขาจะได้ใคร่ครวญ
İbranice:
וכבר הבאנו לאנשים משלים שונים בקוראן הזה כדי שיזכרו
Hırvatça:
Mi u ovom Kur'anu navodimo ljudima svakojake primjere, da bi se prisjećali i pouku primili;
Rumence:
Noi am dat oamenilor pilde de tot felul în acest Coran. Poate îşi vor aminti!
Transliteration:
Walaqad darabna lilnnasi fee hatha alqurani min kulli mathalin laAAallahum yatathakkaroona
Türkçe:
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Sahih International:
And We have certainly presented for the people in this Qur'an from every [kind of] example - that they might remember.
İngilizce:
We have put forth for men, in this Qur'an every kind of Parable, in order that they may receive admonition.
Azerbaycanca:
Biz bu Qur’anda insanlar üçün hər çür məsəl çəkdik ki, bəlkə, öyüd-nəsihət qəbul etsinlər!
Süleyman Ateş:
Andolsun biz, bu Kur'an'da insanlara, öğüt almaları için her temsili anlattık.
Diyanet Vakfı:
Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.
Erhan Aktaş:
Ant olsun ki Kur’an’da insanlar için her konudan örnekler verdik. Umulur ki böylece öğüt alırlar.
Kral Fahd:
Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an’da insanlara her türlü misali verdik.
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki biz bu Kur´anda insanlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, her misâlden (örnekler) gösterdik.
Muhammed Esed:
İşte Biz, bu Kuran´da üzerinde düşünsünler diye insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk;
Gültekin Onan:
Andolsun, biz bu Kuran´da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten biz bu Kur’an’da, insanlar için her şeyden misal getirdik
Portekizce:
E expomos aos homens, neste Alcorão, toda a espécie de exemplos para que meditem.
İsveççe:
I KORANEN har Vi framställt alla slag av liknelser för människorna - kanske skall de stämma dem till eftertanke -
Farsça:
و ما برای مردم در این قرآن از هر گونه مثل و سرگذشت عبرت آموزی بیان کرده ایم، باشد که متذکّر شوند.
Kürtçe:
سوێند بەخوا بەڕاستی لەم قورئانەدا ھێناومانەتەوە بۆ خەڵکی ھەموو جۆرە نموونەیەك تا پەندو ئامۆژگاری وەرگرن
Özbekçe:
Батаҳқиқ, Биз ушбу Қуръонда одамларга турли мисоллар келтирдик. Шоядки эсласалар.
Malayca:
Dan demi sesungguhnya! Kami telah mengemukakan kepada umat manusia berbagai misal perbandingan dalam Al-Quran ini, supaya mereka mengambil peringatan dan pelajaran.
Arnavutça:
Dhe, me të vërtetë, u kemi sjellë njerëzve shembuj në këtë Kur’an për çdo gjë, për t’u këshilluar,
Bulgarca:
И дадохме в този Коран всякакви примери на хората, за да се поучат -
Sırpça:
Ми у овом Кур'ану наводимо људима свакакве примере, да би примили поуку;
Çekçe:
My pak uvádíme lidem v Koránu tomto všemožné druhy podobenství - snad se vzpamatují!
Urduca:
ہم نے اِس قرآن میں لوگوں کو طرح طرح کی مثالیں دی ہیں کہ یہ ہوش میں آئیں
Tacikçe:
Мо дар ни Қуръон барои мардум ҳар гуна мисоле овардем, шояд панд гиранд.
Tatarca:
Без бу Коръәндә кешеләргә төрле мисаллар китердек, шаять кешеләр вәгазьләнерләр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya telah Kami buatkan bagi manusia dalam Al Quran ini setiap macam perumpamaan supaya mereka dapat pelajaran.
Amharca:
በዚህም ቁርኣን ውስጥ ለሰዎች ይገሠጹ ዘንድ ከየምሳሌው ሁሉ በእርግጥ አብራራን፡፡
Tamilce:
இந்த குர்ஆனில் மக்களுக்கு எல்லா உதாரணங்களையும் நாம் திட்டவட்டமாக விவரித்தோம், அவர்கள் நல்லுபதேசம் பெறுவதற்காக.
Korece:
하나님은 인간을 위하여 이 꾸란속에 모든 종류의 비유를 두 었나니 이로 하여 그들에게 교훈 이 되고자 함이라
Vietnamca:
Quả thật, TA đã trình bày cho nhân loại trong Qur’an này tất cả các hình ảnh thí dụ, mong rằng họ biết ghi nhớ và lưu tâm.
Ayet Linkleri: