Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

55

Ayet No: 

548

Sayfa No: 

87

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ بِهِ وَمِنْهُم مَّن صَدَّ عَنْهُ ۚ وَكَفَىٰ بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا

Çeviriyazı: 

feminhüm men âmene bihî veminhüm men ṣadde `anh. vekefâ bicehenneme se`îrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte o yahudilerden bir kısmı ona iman etti. Bir kısmı da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.

Diyanet İşleri: 

Onlardan ona inananlar ve yüz çevirenler vardı. Çılgın bir alev olarak cehennem yeter. Doğrusu, ayetlerimizi inkar edenleri ateşe sokacağız; derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah güçlüdür, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlardan, ona inanan da var, ondan yüz çeviren de ve bunlara alevli, yakıp kavuran cehennem yeter.

Şaban Piriş: 

Onlardan buna inanan da vardır, yüz çeviren de. Azap olarak kızgın Cehennem yeter.

Edip Yüksel: 

Onlardan kimi ona inandı, kimi de ondan yüz çevirdi. Onlara ceza olarak cehennem yeter.

Ali Bulaç: 

Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

Suat Yıldırım: 

Onlardan kimi ona inanmakta, kimi de ondan halkı engellemekte. İşte böyle engelleyenin hakkından, harıl harıl yanan cehennem gelir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık onlardan kimi O´na imân ettti ve onlardan kimi de O´ndan yüz çevirdi. Cehennem de yalımlı bir ateş olarak kifâyet eder.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter.

Bekir Sadak: 

Ey Inananlar! Allah´a itaat edin, Peygambere ve sizden buyruk sahibi olanlara itaat edin. Eger bir seyde cekisirseniz, Allah´a ve ahiret gunune inanmissaniz onun halini Allah´a ve peygambere birakin. Bu, hayirli ve netice itibariyle en guzeldir. *

İbni Kesir: 

Onlardan bir kısmı ona inandı, bir kısmı da ondan yüz çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

Adem Uğur: 

Onlardan bir kısmı İbrahim´e inandı, kimi de ondan yüz çevirdi

İskender Ali Mihr: 

Artık onlardan kimi O´na îmân etti ve onlardan kimi de O´ndan yüz çevirdi ve (îmân etmeyenlere) alevli ateş olarak cehennem kâfidir.

Celal Yıldırım: 

Bu sebeple onlardan kimi imân etti, kimi de yüzçevirdi. Cehennemin boy boy yükselen ateşi onlara elverir.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

Fransızca: 

Certains d'entre eux ont cru en lui, d'autres d'entre eux s'en sont écartés. l'Enfer leur suffira comme flamme (pour y brûler).

İspanyolca: 

De ellos, unos creen en ella y otros se apartan de ella. La gehena les bastará como fuego.

İtalyanca: 

Qualcuno di loro ha creduto e qualcun altro si è allontanato. L' Inferno sarà

Almanca: 

Dann haben einige von ihnen den Iman an ihn (Muhammad) verinnerlicht, und einige von ihnen haben sich von ihm abgewendet. Und Dschahannam genügt als Gluthitze.

Çince: 

他们中有确信他的,有拒绝他的。火狱是足以惩治的。

Hollandaca: 

Onder hen gelooven eenigen aan den profeet, en anderen hebben zich van hem afgewend; maar het vuur der hel is een toereikende straf.

Rusça: 

Среди них есть такие, которые уверовали в него (Мухаммада), и такие, которые отвернулись от него. Довольно того пламени, которое в Геенне!

Somalice: 

Waxaase ka mid noqday mid Rumeeya (Xaqa) waxaana ka mid ah mid ka Jeediya Xaqa, waxaa ugu Filan Jahannamo Gubid.

Swahilice: 

Basi wapo miongoni mwao waliyo yaamini, na wapo walio yakataa. Na Jahannamu yatosha kuwa ni moto wa kuwateketeza.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى يەھۇدىيلار) نىڭ ئىچىدە ئۇنىڭغا (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا) ئىمان ئېيتقانلارمۇ بار، ئۇنىڭدىن يۈز ئۆرۈگەنلەرمۇ بار، ئۇلارغا (ئۇلارنىڭ كۇفرىغا جازا بېرىش يۈزىسىدىن) جەھەننەمنىڭ يېنىپ تۇرغان ئوتى يېتەرلىكتۇر

Japonca: 

だがかれらのある者はこれを信じたが,ある者はそれから背き去った。地獄は燃え盛る火として十分であろう。

Arapça (Ürdün): 

«فمنهم من آمن به» بمحمد صلى الله عليه وسلم «ومنهم من صدَّ» أعرض «عنه» فلم يؤمن «وكفي بجهنم سعيرا» عذابا لمن لا يؤمن.

Hintçe: 

फिर कुछ लोग तो इस (किताब) पर ईमान लाए और कुछ लोगों ने उससे इन्कार किया और इसकी सज़ा के लिए जहन्नुम की दहकती हुई आग काफ़ी है

Tayca: 

แล้วในหมู่พวกเขามีผู้ศรัทธาต่อเขาและในหมู่พวกเขามีผู้ที่ขัดขวางเขา และเพียงพอแล้วที่ญะฮันนัมเป็นเปลวเพลิงอันโชติช่วง

İbranice: 

ויש מהם אשר האמינו בו (בקוראן,) ויש מהם מנעו אנשים מלהאמין בו, ויש בשבילם בגיהינום מספיק אש יוקדת

Hırvatça: 

Pa, bilo ih je koji su vjerovali, a bilo je i onih koji su od toga odvraćali. A Džehennem je dovoljan kao oganj užareni.

Rumence: 

Unii dintre ei cred în El, alţii Îi întorc spatele. Gheena le va fi de ajuns ca rug încins.

Transliteration: 

Faminhum man amana bihi waminhum man sadda AAanhu wakafa bijahannama saAAeeran

Türkçe: 

Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter.

Sahih International: 

And some among them believed in it, and some among them were averse to it. And sufficient is Hell as a blaze.

İngilizce: 

Some of them believed, and some of them averted their faces from him: And enough is Hell for a burning fire.

Azerbaycanca: 

Onlardan (yəhudilərdən) kimisi ona (İbrahimə, yaxud Muhəmmədə və ya ilahi kitaba) iman gətirdi, kimisi də ondan üz döndərdi. (Üz döndərənlərə) Cəhənnəmin alovlanmış odu kifayət edər!

Süleyman Ateş: 

Onlardan kimi O(Hak Kitabı)na inandı, kimi de ondan yüz çevirdi. Öylesine de çılgın alevli cehennem yetti.

Diyanet Vakfı: 

Onlardan bir kısmı İbrahim'e inandı, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter.

Erhan Aktaş: 

Onların bir kısmı O’na inandı, bir kısmı da O’ndan kaçındı. Böylelerine kızgın alevli Cehennem yeter.

Kral Fahd: 

Onlardan bir kısmı İbrahim’e inandı, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ateş olarak cehenem yeter.

Hasan Basri Çantay: 

İşte onlardan kimi ona (Muhammed «sallellâhü aleyhi ve sellem» e) îman etdi, kimi de ondan yüz çevirdi. Çılgın bir ateş olarak cehennem yeter (bunlara).

Muhammed Esed: 

Aralarında ona (gerçekten) inananlar da vardı, ondan yüz çevirenler de... Ve hiçbir şey cehennem (ateşi) kadar yakıcı olamaz!

Gültekin Onan: 

Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte o Yahudilerden kimi Muhammed (Aleyhisselâma) iman etti, kimi de ondan yüz çevirdi. O iman etmiyenlere cehennem alevî kâfidir.

Portekizce: 

Entre eles, há os que nele acreditaram, bem como os que repudiaram. E o inferno é suficiente como Tártaro.

İsveççe: 

Det finns bland dem de som håller fast vid honom men också de som har vänt honom ryggen. Helvetets högt flammande eld är het nog [för dem].

Farsça: 

پس برخی از آنان [که اهل کتاب اند] به او [که پیامبر اسلام و والاترین فرد از خاندان ابراهیم است] ایمان آوردند، و گروهی از او روی گردانیده اند، و دوزخ که آتشی سوزان و برافروخته است، برای آنان کافی است.

Kürtçe: 

جالەو خەڵکەدا ھەبوو بڕوایان بە (موحەممەد ﷺ) ھێنا ھەشیان بوو بەرگری لێ کردووە, وە دۆزەخ بەسە(بۆیان) کە ئاگرێکی ھەڵگیرساوە

Özbekçe: 

Бас, уларнинг ичида унга (Муҳаммадга) иймон келтирганлар ҳам бор, ундан юз ўгириб куфр келтирганлар ҳам бор. Жаҳаннам куйдириш азобига кифоя қилур.

Malayca: 

Maka di antara mereka (kaum Yahudi yang dengki itu) ada yang beriman kepada (apa yang telah di kurniakan oleh Allah kepada keluarga Nabi Ibrahim) itu, dan ada pula di antara mereka yang berpaling daripadanya (tidak beriman). Dan cukuplah dengan neraka jahanam yang sentiasa menyala-nyala itu (menjadi tempat seksa mereka).

Arnavutça: 

Disa prej tyre besuan në të, e disa nga ata iu shmangën atij. Për ata mjafton xhehennemi përcëllues.

Bulgarca: 

Някои от тях повярваха в него, а други се отвърнаха. Достатъчни са пламъците на Ада.

Sırpça: 

Па, било их је који су веровали, а било је и оних који су од тога људе одвраћали. А Пакао је довољан као ужарени огањ.

Çekçe: 

A jsou mezi nimi někteří, kdož v ně uvěřili, a jsou mezi nimi jiní, kteří se od něho odvrátili. Však bude jim stačit peklo jako trest spalující!

Urduca: 

مگر ان میں سے کوئی اس پر ایمان لایا اور کوئی اس سے منہ موڑ گیا، اور منہ موڑ نے والوں کے لیے تو بس جہنم کی بھڑکتی ہوئی آگ ہی کافی ہے

Tacikçe: 

Баъзе ба он имон оварданд ва баъзе аз он рӯй гардонданд. Дӯзах — он оташи афрӯхта онҳоро бас!

Tatarca: 

Яһүдләрнең кайберсе Коръәнгә ышанды, кайберсе ышанмады. Коръәнне инкяр кылучыларына ґәзаб йөзеннән ут кыздырылган җәһәннәм җитәр.

Endonezyaca: 

Maka di antara mereka (orang-orang yang dengki itu), ada orang-orang yang beriman kepadanya, dan di antara mereka ada orang-orang yang menghalangi (manusia) dari beriman kepadanya. Dan cukuplah (bagi mereka) Jahannam yang menyala-nyala apinya.

Amharca: 

ከእነሱም (ከይሁዶች) በእርሱ ያመነ አለ፡፡ ከእነርሱም ከእርሱ ያፈገፈ አለ፡፡ አቃጣይነትም በገሀነም በቃ፡፡

Tamilce: 

ஆக, இ(ந்த வேதத்)தை நம்பிக்கை கொண்டவரும் அவர்களில் இருக்கிறார். இன்னும், இதை புறக்கணித்து விலகி சென்றவரும் அவர்களில் இருக்கிறார். (அவர்களை தண்டிப்பதற்கு) கொழுந்து விட்டெரியும் நெருப்பால் நரகமே போதுமானதாகும்.

Korece: 

그들 가운데는 믿는자가 있 었고 믿지 아니한자가 있었나니 타오르는 지옥이 그들 불신자들에게는 충분하도다

Vietnamca: 

Tuy nhiên, trong số họ có người đã tin tưởng nơi Y (Thiên Sứ Muhammad) và có người thì quay lưng với Y. Và chắc chắn Hỏa Ngục đủ để trừng phạt (những kẻ vô đức tin).