
feminhüm men âmene bihî veminhüm men ṣadde `anh. vekefâ bicehenneme se`îrâ.
Türkçe:
Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter.
İngilizce:
Some of them believed, and some of them averted their faces from him: And enough is Hell for a burning fire.
Fransızca:
Certains d'entre eux ont cru en lui, d'autres d'entre eux s'en sont écartés. l'Enfer leur suffira comme flamme (pour y brûler).
Almanca:
Dann haben einige von ihnen den Iman an ihn (Muhammad) verinnerlicht, und einige von ihnen haben sich von ihm abgewendet. Und Dschahannam genügt als Gluthitze.
Rusça:
Среди них есть такие, которые уверовали в него (Мухаммада), и такие, которые отвернулись от него. Довольно того пламени, которое в Геенне!
Arapça:
فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ بِهِ وَمِنْهُم مَّن صَدَّ عَنْهُ ۚ وَكَفَىٰ بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte o yahudilerden bir kısmı ona iman etti. Bir kısmı da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.
Diyanet Vakfı:
Onlardan bir kısmı İbrahim'e inandı, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter.
