Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

56

Ayet No: 

549

Sayfa No: 

87

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُم بَدَّلْنَاهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا الْعَذَابَ ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne keferû biâyâtinâ sevfe nuṣlîhim nârâ. küllemâ neḍicet cülûdühüm beddelnâhüm cülûden gayrahâ liyeẕûḳu-l`aẕâb. inne-llâhe kâne `azîzen ḥakîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet İşleri: 

Onlardan ona inananlar ve yüz çevirenler vardı. Çılgın bir alev olarak cehennem yeter. Doğrusu, ayetlerimizi inkar edenleri ateşe sokacağız; derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah güçlüdür, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki ayetlerimizi inkar edenleri, yakında ateşe atarız. Derileri yanıp eridikçe de azabı tatsınlar diye yerlerine yeniden yeniye deri bitiririz. Şüphe yok ki Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Şaban Piriş: 

Ayetlerimize küfredenleri ateşe atacağız. Derileri yanıp, kızardıkça azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah, güçlü ve hakimdir.

Edip Yüksel: 

Ayet ve mucizelerimizi inkar edenleri bir ateşe atacağız. Derileri yandıkça, azabı tadmaları için başka derilerle yenileyeceğiz. ALLAH Üstündür, Bilgedir.

Ali Bulaç: 

Ayetlerimize karşı inkara sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Suat Yıldırım: 

Âyetlerimizi inkâr edenleri yarın cehenneme sokacağız. Derileri kızarıp yandıkça, yerine taze deri yaratacağız, ta ki cezaları olan azabı iyice tatsınlar. Şüphesiz ki Allah azîz ve hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphesiz o kimseler ki, bizim âyetlerimizi inkâr ettiler, onları elbette bir ateşe yaslayacağız. Onların derileri her piştikçe azabı tatmaları için onları başka deriler ile değiştireceğiz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm'dir.

Bekir Sadak: 

Sana indirilen Kuran´a ve senden once indirilenlere inandiklarini iddia edenleri gormuyor musun? Putlarinin onunde muhakeme olunmalarini isterler. Oysa, onlari tanimakla emr olunmuslardi. seytan onlari derin bir sapikliga saptirmak ister.

İbni Kesir: 

Şüphesiz ki ayetlerimizi inkar edenleri yakında ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, derilerini değiştirip yenileyeceğiz. Allah

Adem Uğur: 

Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki âyetlerimizi inkâr eden kimseleri yakında ateşe atacağız. Onların derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları(derilerini) başka deriler ile değiştireceğiz. Muhakkak ki Allah Azîz´dir, Hakîm´dir.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, âyetlerimizi in kâr eden kâfirleri ileride ateşe atıp yakacağız

Tefhim ul Kuran: 

Ayetlerimize karşı küfre sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.

Fransızca: 

Certes, ceux qui ne croient pas à Nos Versets, (le Coran) Nous les brûlerons bientôt dans le Feu. Chaque fois que leurs peaux auront été consumées, Nous leur donnerons d'autres peaux en échange afin qu'ils goûtent au châtiment. Allah est certes Puissant et Sage!

İspanyolca: 

A quienes no crean en Nuestros signos les arrojaremos a un Fuego. Siempre que se les consuma la piel, se la repondremos, para que gusten el castigo. Alá es poderoso, sabio.

İtalyanca: 

Presto getteremo nel Fuoco coloro che smentiscono i Nostri segni. Ogni volta che la loro pelle sarà consumata, ne daremo loro un'altra, sí che gustino il tormento. In verità Allah è eccelso e saggio.

Almanca: 

Gewiß, diejenigen, die Kufr Unseren Ayat gegenüber betreiben, werden WIR in ein Feuer hineinwerfen lassen. Immer wieder, wenn ihre Häute gargekocht sein werden, werden WIR sie ihnen gegen andere Häute austauschen, damit sie die Peinigung (richtig) erfahren. Gewiß, ALLAH bleibt immer allwürdig, allweise.

Çince: 

不信我的迹象的人,我必定使他们入火狱,每当他们的皮肤烧焦的时候,我另换一套皮肤给他们,以便他们尝试刑罚。真主确是万能的,确是至睿的。

Hollandaca: 

Waarlijk, zij die onze teekenen niet gelooven, zullen in het hellevuur geworpen worden; zoodra hunne huid goed verbrand zal zijn, zullen wij hen met een andere huid bedekken, om hun de marteling te doen gevoelen. God is machtig en wijs.

Rusça: 

Воистину, тех, которые не уверовали в Наши знамения, Мы сожгем в Огне. Всякий раз, когда их кожа сготовится, Мы заменим ее другой кожей, чтобы они вкусили мучения. Воистину, Аллах - Могущественный, Мудрый.

Somalice: 

Kuwii ka Gaaloobay Aayaadkanaga waxaanu Galin Naarta, mar kastoos gubto Haragoodu waxaan ku badalnaa harko kale si ay u Dhadhamiyaan Cadaabka, Eebana waa Adkaade Falsan.

Swahilice: 

Hakika wale walio zikataa Ishara zetu tutawaingiza Motoni. Kila zitapo wiva ngozi zao tutawabadilishia ngozi nyengine ili waionje hiyo adhabu. Hakika Mwenyezi Mungu ni Mwenye nguvu na Mwenye hikima.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغانلارنى دوزاخقا كىرگۈزىمىز، ئۇلارنىڭ تېرىلىرى پىشىپ تۈگىگەن چاغدا ئازابنى تېتىتىش ئۈچۈن ئورنىغا باشقا تېرە يەڭگۈشلەيمىز. اﷲ ھەقىقەتەن غالىبتۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

本当にわが印を信じない者は,やがて火獄に投げ込まれよう。かれらの皮膚が焼け尽きる度に,われは他の皮膚でこれに替え,かれらに(飽くまで)懲罰を味わわせるであろう。誠にアッラーは偉力ならびなく英明であられる。

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين كفروا بآياتنا سوف نصليهم» ندخلهم «نارا» يحترقون فيها «كلما نضجت» احترقت «جلودهم بدَّلناهم جلودا غيرها» بأن تعاد إلى حالها الأول غير محترقة «ليذوقوا العذاب» ليقاسوا شدته «إن الله كان عزيزا» لا يعجزه شيء «حكيما» في خلقه.

Hintçe: 

(याद रहे) कि जिन लोगों ने हमारी आयतों से इन्कार किया उन्हें ज़रूर अनक़रीब जहन्नुम की आग में झोंक देंगे (और जब उनकी खालें जल कर) जल जाएंगी तो हम उनके लिए दूसरी खालें बदल कर पैदा करे देंगे ताकि वह अच्छी तरह अज़ाब का मज़ा चखें बेशक ख़ुदा हरचीज़ पर ग़ालिब और हिकमत वाला है

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาต่อโองการทั้งหลายของเรานั้น เราจะให้พวกเขาเข้าไปในไฟนรก คราใดที่ผิวหนังของพวกเขาสุกเราก็เปลี่ยนผิวหนังให้แก่พวกเขาใหม่ซึ่งมิใช่ผิวหนังเดิม เพื่อพวกเขาจะได้ลิ้มรสการลงโทษ แท้จริงอัลลอฮฺ เป็นผู้ทรงเดชานุภาพ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

אלה אשר כפרו באותותינו, אותם נצלה באש (הגיהינום,) וכשעורם נשרף, נחליפו בעור אחר, כדי שיטעמו (לסבול מ)- את העונש, ואלוהים הוא העזוז והחכם

Hırvatça: 

Doista, one koji ne vjeruju u ajete i znakove Naše Mi ćemo u Vatru baciti, pa kada god im se kože ispeku, zamijenit ćemo ih drugim kožama, kako bi patnju osjetili. Allah je, doista, silan i mudar.

Rumence: 

Pe cei care tăgăduiesc semnele Noastre îi vom arunca în Foc. De fiece dată când pielea li se va scoroji, le vom da alta ca ei să guste osânda de-a pururi. Dumnezeu este Puternic, Înţelept.

Transliteration: 

Inna allatheena kafaroo biayatina sawfa nusleehim naran kullama nadijat julooduhum baddalnahum juloodan ghayraha liyathooqoo alAAathaba inna Allaha kana AAazeezan hakeeman

Türkçe: 

Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm'dir.

Sahih International: 

Indeed, those who disbelieve in Our verses - We will drive them into a Fire. Every time their skins are roasted through We will replace them with other skins so they may taste the punishment. Indeed, Allah is ever Exalted in Might and Wise.

İngilizce: 

Those who reject our Signs, We shall soon cast into the Fire: as often as their skins are roasted through, We shall change them for fresh skins, that they may taste the penalty: for Allah is Exalted in Power, Wise.

Azerbaycanca: 

Ayələrimizi inkar edənləri oda (Cəhənnəmə) atacağıq. Onların dəriləri bişdikcə, əzabı (həmişə) dadsınlar deyə, o dəriləri başqası ilə əvəz edəcəyik. Əlbəttə, Allah yenilməz qüvvət, hikmət sahibidir!

Süleyman Ateş: 

O ayetlerimizi inkar edenleri yakında bir ateşe sokacağız, derileri piştikçe azabı tadsınlar diye onlara başka deriler vereceğiz! Şüphesiz Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir.

Erhan Aktaş: 

Âyetlerimizi küfredenleri, yakında ateşe atacağız. Derileri piştikçe, azâbı iyice tatsınlar diye onlara yeni deriler giydireceğiz. Kuşkusuz, Allah, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir.

Kral Fahd: 

Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah, şüphesiz Azîz'dir, Hakîm'dir.

Hasan Basri Çantay: 

Âyetlerimizi inkâr ile kâfir olanlar (var ya) onları muhakkak ki ateşe atacağız. Derileri pişdikce, azabı tadıb durmaları için, onları başka derilerle (yenileyib) değişdireceğiz. Şübhesiz ki Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.

Muhammed Esed: 

Mesajlarımızın doğruluğunu inkara şartlanmış onları zamanı geldiğinde ateşe mahkum edeceğiz; derileri her yanıp döküldüğünde onları yeni derilerle değiştireceğiz ki azabı (tam olarak) tadabilsinler. Şüphe yok ki Allah kudret ve hikmet sahibidir.

Gültekin Onan: 

Ayetlerimize küfredenleri şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Tanrı güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphesiz ki, âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri yarın ataşe atacağız. Derileri piştikçe, azâbı duysunlar diye kendilerine, değiştirerek başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten Azîz’dir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.

Portekizce: 

Quanto àqueles que negam os Nossos versículos, introduzi-los-emos no fogo infernal. Cada vez que a sua pele se tiverqueimado, trocá-la-emos por outra, para que experimentem mais e mais o suplício. Sabei que Deus é Poderoso,Prudentíssimo.

İsveççe: 

Vi skall låta dem som påstår att Våra budskap är lögn brinna i denna eld - i den takt som deras hud förbränns, skall Vi ersätta den med ny hud, så att de får pröva straffet helt och fullt. Gud är allsmäktig, vis.

Farsça: 

یقیناً کسانی که به آیات ما کافر شدند به زودی آنان را به آتشی [شکنجه آور و سوزان] درآوریم، هرگاه پوستشان بریان شود، پوست های دیگری جایگزین آن می کنیم تا عذاب را بچشند؛ یقیناً خدا توانای شکست ناپذیر و حکیم است.

Kürtçe: 

بەڕاستی ئەوانەی بێ بڕوا بوون بە ئایەتەکانی ئێمە لەمەولا دەیانخەینە ناو ئاگرێک ھەر کاتێک کە پێستیان سووتا (وبرژا) بۆیان دەگۆڕێن بە پێستێکی تر بۆ ئەوەی سزاکە (بەچاکی) بچەژن بەڕاستی خوا ھەمیشە زاڵ و کار دروستە

Özbekçe: 

Оятларимизга куфр келтирганларни, албатта, дўзахга киритамиз. Қачонки, терилари етиб пишганда, азобни тортишлари учун бошқа тери алмаштирамиз. Албатта, Аллоҳ азиз ва ҳаким зотдир.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang kufur ingkar kepada ayat-ayat keterangan Kami, Kami akan membakar mereka dalam api neraka. Tiap-tiap kali kulit mereka masak hangus, Kami gantikan untuk mereka kulit yang lain supaya mereka dapat merasa azab sengsara itu. Dan (ingatlah) sesungguhnya Allah adalah Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

Ata që s’besojnë në dokumentat Tona, Na padyshim, do t’i djegim në zjarr. Kurdo që t’u digjet lëkura e tyre, Na do t’ua ndërrojmë me lëkurë tjetër, për të përjetuar dënimin (përsëri). Me të vërtetë, Perëndia është i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

Онези, които не вярват в Нашите знамения, ще ги изгаряме в Огъня. Всякога, щом кожата им се опече, я сменяваме с друга кожа, за да вкусят мъчението. Аллах е всемогъщ, премъдър.

Sırpça: 

Заиста, оне који не верују у речи и доказе Наше Ми ћемо у Ватру бацити, па када год им се коже испеку, заменићемо их другим кожама, како би патњу осетили. Аллах је, доиста, силан и мудар.

Çekçe: 

Věru ty, kdož neuvěřili v Naše znamení, My v ohni sežehneme, a kdykoliv vyschnou kůže jejich, vyměníme je za jiné, aby tak trestu okusili. A Bůh zajisté je mocný, moudrý.

Urduca: 

جن لوگوں نے ہماری آیات کو ماننے سے انکار کر دیا ہے انہیں بالیقین ہم آگ میں جھونکیں گے اور جب ان کے بدن کی کھال گل جائے گی تو اس کی جگہ دوسری کھال پیدا کر دیں گے تاکہ وہ خوب عذاب کا مزہ چکھیں، اللہ بڑی قدرت رکھتا ہے اور اپنے فیصلوں کو عمل میں لانے کی حکمت خوب جانتا ہے

Tacikçe: 

Ононро, ки ба оёти Мо кофир шуданд, ба оташ хоҳем андохт. Ҳар гоҳ пӯсти танашон бнпазад, пӯсте дигарашон диҳем, то азоби Худоро бичашанд. Худо пирӯзманду хаким аст!

Tatarca: 

Аятьләребезне инкяр кылучыларны, әлбәттә, тиздән җәһәннәм утына салырбыз. Һәр кайчан тиреләре янып бетсә, тәннәренә яңадан тире үстерербез, ґәзабның катысын татысыннар өчен. Аллаһ үч алуда көчле һәм гаделлек белән хөкем итүчедер.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang kafir kepada ayat-ayat Kami, kelak akan Kami masukkan mereka ke dalam neraka. Setiap kali kulit mereka hangus, Kami ganti kulit mereka dengan kulit yang lain, supaya mereka merasakan azab. Sesungguhnya Allah Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

እነዚያን በተአምራታችን የካዱትን በእርግጥ እሳትን እናገባቸዋለን፡፡ ስቃይን እንዲቀምሱ ቆዳዎቻቸው በተቃጠሉ ቁጥር ሌሎችን ቆዳዎች እንለውጥላቸዋለን፡፡ አላህ አሸናፊ ጥበበኛ ነውና፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக எவர்கள் நம் வசனங்களை நிராகரித்தார்களோ அவர்களை நரக நெருப்பில் நாம் எரிப்போம். அவர்கள் தண்டனையைத் (தொடர்ந்து) சுவைப்பதற்காக அவர்களுடைய தோல்கள் கனிந்து (உருகி) விடும்போதெல்லாம் அவர்களுக்கு அவை அல்லாத (வேறு புதிய) தோல்களை மாற்றுவோம். நிச்சயமாக அல்லாஹ் மிகைத்தவனாக, மகா ஞானவானாக இருக்கிறான்.

Korece: 

하나님의 계시를 불신하는 자들을 화염속으로 들게 하며 그 들의 피부가 불에 익어 다른 피부로 변하니 그들은 고통을 맛보더 라 실로 하나님은 권능과 지혜로 충만하심이라

Vietnamca: 

Những kẻ đã phủ nhận những lời mặc khải của TA chắc chắn sẽ sớm bị TA thiêu đốt trong Ngục Lửa (vào Ngày Phán Xét). Cứ mỗi lần lớp da của họ bị thiêu cháy thì TA sẽ thay cho họ một lớp da mới để họ tiếp tục nếm lấy sự trừng phạt. Quả thật, Allah là Đấng Toàn Năng, Đấng Chí Minh.