Arapça:
لَهُم مِّن فَوْقِهِمْ ظُلَلٌ مِّنَ النَّارِ وَمِن تَحْتِهِمْ ظُلَلٌ ۚ ذَٰلِكَ يُخَوِّفُ اللَّهُ بِهِ عِبَادَهُ ۚ يَا عِبَادِ فَاتَّقُونِ
Çeviriyazı:
lehüm min fevḳihim żulelüm mine-nnâri vemin taḥtihim żulelün. ẕâlike yüḫavvifü-llâhü bihî `ibâdeh. yâ `ibâdi fetteḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkutuyor, "Ey kullarım! benden korkun." (diyor).
Diyanet İşleri:
Onlara üstlerinden kat kat ateş vardır. Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, Benden sakının.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onların üstlerinde de ateşten tabakalar var, altlarında da tabakalar. İşte Allah, kullarını korkutmada bundan; ey kullarım, çekinin benden.
Şaban Piriş:
Onların üstlerinden ateşten tabakalar, altlarından da tabakalar vardır. Allah, kullarını işte bununla korkutuyor. Ey kullarım! Benden sakının!
Edip Yüksel:
Onların üstünde de altlarında da kat kat ateş vardır. ALLAH kullarını böylece uyarır. Kullarım, beni sayın
Ali Bulaç:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da tabakalar vardır. İşte Allah, Kendi kullarını bununla tehdit edip-korkutuyor. Ey kullarım öyleyse Benden sakının.
Suat Yıldırım:
Onların hem üstlerinde, hem altlarında ateşten kat kat örtüler vardır. İşte Allah böyle bir azabın varlığını bildirerek, kullarını korkutur. Ey kullarım! Bana karşı çıkmanızdan ötürü azabıma uğramaktan sakının. [7,41; 29,55]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar için üst taraflarında ateşten tabakalar ve alt taraflarında da tabakalar vardır. İşte bu, Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım! Benden korkunuz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onların üstlerinde ateşten gölgeler, altlarından da gölgeler vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkmaya çağırıyor. "Ey kullarım, benden sakının!"
Bekir Sadak:
Allah kimin gonlunu Islam´a acmissa, o, Rabbi katindan bir nur uzere olmaz mi? Kalbleri Allah´i anmak hususunda katilasmis olanlara yaziklar olsun
İbni Kesir:
Onların üstlerinde kat kat ateşler, altlarında kat kat ateşler vardır. Allah, kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, benden korkun.
Adem Uğur:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. İşte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun.
İskender Ali Mihr:
Onların üstünde ve altında ateşten gölgeler vardır. İşte böyle, Allah kullarını onunla korkutuyor. Ey kullarım! Öyleyse Bana karşı takva sahibi olun.
Celal Yıldırım:
Onların üstlerinde ateşten kat kat tabakalar, altlarında da kat kat tabakalar vardır. Bu böyledir. Allah, bununla kullarını korkutur. Ey kullarım ! Benden korkup (ateşe itici yollardan ve kimselerden) sakının.
Tefhim ul Kuran:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da tabakalar vardır. İşte Allah, kendi kullarını bununla tehdit edip korkutuyor. Ey kullarım öyleyse benden korkup sakının.
Fransızca:
Au-dessus d'eux, ils auront des couches de feu, et des couches au-dessous d'eux. Voilà ce dont Allah menace Ses esclaves. "ô Mes esclaves, craignez-Moi donc ! "
İspanyolca:
Por encima y por debajo, tendrán pabellones de fuego. Así atemoriza Alá Sus siervos. «¡Temedme, pues, siervos!»
İtalyanca:
Avranno sopra di loro nuvole di fuoco, e nuvole di fuoco sotto di loro. Ecco la minaccia di Allah ai Suoi servi: «O Miei servi, temeteMi!».
Almanca:
Für sie gibt es von über ihnen Schatten aus dem Feuer und von unter ihnen ebenso Schatten. Dies ist es, ALLAH läßt damit Seine Diener sich fürchten. "AlsoMeine Diener, handelt Taqwa gemäß Mir gegenüber!"
Çince:
他们的上面,有层层的火;他们的下面,也有层层的火。那是真主用以恫吓他的众仆的。我的众仆啊!你们当敬畏我。
Hollandaca:
Boven hen zullen daken van vuur, en onder hen vloeren van vuur wezen. Daarmede bedreigt God zijne dienaren; vreest mij dus, o mijne dienaren!
Rusça:
Над ними будут навесы из огня, и под ними будут навесы". Этим Аллах устрашает Своих рабов. О рабы Мои, бойтесь Меня!
Somalice:
Korkooda waxaa ah lakabyo Naar ah, hoostoodana waxaa ah lakabyo Naar ah, kaasina waa waxa Eebe ku cabsi galiyo (ugu digo) addoomadiisa ee addoomadeydoow iga dhawrsada.
Swahilice:
Yatawekwa juu yao mat'abaka ya moto, na chini yao mat'abaka. Kwa hayo Mwenyezi Mungu anawakhofisha waja wake. Enyi waja wangu! Nicheni Mimi!
Uygurca:
ئۇلارنى ئۈستىدىنمۇ قاتمۇقات ئوت، ئاستىدىنمۇ قاتمۇقات ئوت ئورىۋالىدۇ، شۇ (قاتتىق ئازاب) بىلەن اﷲ بەندىلىرىنى قورقىتىدۇ». ئى بەندىلىرىم! (ئازابىمدىن) قورقۇڭلار
Japonca:
かれらの上は火の覆い,かれらの下も(火の)床であろう。このようにアッラーはしもべに警告なされる。「しもべたちよ,だからわれを畏れよ。」
Arapça (Ürdün):
«لهم من فوقهم ظلل» طباق «من النار ومن تحتهم ظلل» من النار «ذلك يخوِّف الله به عباده» أي المؤمنين ليتقوه يدل عليه «يا عباد فاتقون».
Hintçe:
और उनके नीचे भी (आग ही के) बिछौने ये वह अज़ाब है जिससे खुदा अपने बन्दों को डराता है तो ऐ मेरे बन्दों मुझी से डरते रहो
Tayca:
สำหรับพวกเขานั้นมีชั้นของเปลวไฟนรกปกคลุมเหนือพวกเขา และเบื้องล่างของพวกเขาก็มีชั้นของเปลวไฟนรกอยู่ด้วย สิ่งนั้นแหละที่อัลลอฮฺทรงทำให้ปวงบ่าวของพระองค์กลัว โอ้ปวงบ่าวของข้าเอ๋ย ! จงยำเกรงต่อข้าเถิด
İbranice:
תהיה אש מעליהם ואש מתחתיהם. זה הדבר אשר בו יפחיד אלוהים את עבדיו. הוי עבדיי! על כן יראו אותי
Hırvatça:
Nad njima će biti natkrilnice od vatre, a i ispod njih natkrilnice; time Allah straši robove Svoje. O robovi Moji, bojte se Mene!
Rumence:
O întindere de foc va fi deasupra lor şi dedesubtul lor o altă întindere, aşa îi înfricoşează Dumnezeu pe robii Săi. O, robi ai Mei! Temeţi-vă de Mine!
Transliteration:
Lahum min fawqihim thulalun mina alnnari wamin tahtihim thulalun thalika yukhawwifu Allahu bihi AAibadahu ya AAibadi faittaqooni
Türkçe:
Onların üstlerinde ateşten gölgeler, altlarından da gölgeler vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkmaya çağırıyor. "Ey kullarım, benden sakının!"
Sahih International:
They will have canopies of fire above them and below them, canopies. By that Allah threatens His servants. O My servants, then fear Me.
İngilizce:
They shall have Layers of Fire above them, and Layers (of Fire) below them: with this doth Allah warn off his servants: "O My Servants! then fear ye Me!"
Azerbaycanca:
Onların üstlərində və altlarında oddan sipər (kölgəlik) vardır. Allah Öz bəndələrini bununla (bu əzabla) qorxudur. Ey bəndələrim! Məndən qorxun!
Süleyman Ateş:
Onların üstlerinden ateşten gölgeler, altlarından da (ateşten) gölgeler var. İşte Allah kullarını bu durumdan korkutur. Ey kullarım, benden korkun!
Diyanet Vakfı:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. İşte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun.
Erhan Aktaş:
Onların üstlerinde de altlarında da ateşten katmanlar vardır. İşte Allah’ın, kullarını uyarıp sakınmalarını istediği şey budur. Ey kullarım, Bana karşı takvâlı olun!
Kral Fahd:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. İşte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun.
Hasan Basri Çantay:
Onların üstlerinde ateşden tabakalar, altlarında (ateşden) tabakalar vardır, işte Allah, kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım, benden korkun.
Muhammed Esed:
Onların üstünde ateş bulutları toplanacak ve altlarında da (benzer ateş) tabakaları bulunacaktır..." Allah kulların(ın kalbin)e işte bu yolla korku salar. Ey kullarım! Öyleyse, Bana karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun;
Gültekin Onan:
Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da tabakalar vardır. İşte Tanrı, kendi kullarını bununla tehdit edip korkutuyor. Ey kullarım öyleyse benden sakının.
Ali Fikri Yavuz:
O kâfirlerin üstelerinde ateşten tabakalar, altlarında da ateşten tabakalar var. İşte Allah, böyle (bir azabla) kullarını korkutuyor. Ey kullarım! O halde benden korkun.
Portekizce:
Terão, por cima, camadas de fogo e, por baixo, camadas (de fogo). Com isto Deus previne os Seus servos: Ó servosMeus, temei-Me!
İsveççe:
Taket över dem är eld och golvet under dem är eld." På detta sätt ger Gud Sina tjänare anledning att frukta Honom - "Mina tjänare! Frukta Mig!"
Farsça:
برای آنان از بالای سرشان و از زیر پایشان سایبان هایی از آتش است، این عذابی است که خدا بندگانش را به آن بیم می دهد. ای بندگانم! از من پروا کنید
Kürtçe:
بۆ ئەوان ھەیە لەلای سەریانەوە چەند تەبەقێك (وەك ھەوری ڕەش) لەئاگر و لەژێریشیانەوە چەند تەبەقێك ھەیە ئەو (سزایە) خوا بەندەکانی خۆی پێ دەترسێنێت ئەی بەندەکانم خۆتان بپارێزن (لە سزای من)
Özbekçe:
Улар учун тепаларидан ҳам оловдан «соябонлар» бор, остларидан ҳам оловдан «соябонлар» бор. Бу билан Аллоҳ Ўз бандаларини қўрқитур: «Эй бандаларим, менга тақво қилинглар!» (Аллоҳ таоло қиёматнинг азоблари ҳақида олдиндан огоҳлантириб қўяди. Бошларига мусибат тушганда, эй Роббимиз, аввалроқ айтмаган экансан, демасинлар).
Malayca:
Bagi mereka (yang kafir disediakan lapisan-lapisan dari api menyerkup di atas mereka, dan lapisan-lapisan (dari api) di bawah mereka; dengan (azab) yang demikian, Allah menakutkan hamba-hambaNya: "Oleh itu, bertaqwalah kepadaKu wahai hamba-hambaKu!"
Arnavutça:
Mbi ta dhe nën ta do të ketë shtresa të zjarrit. Me këtë, Perëndia i frikon robërit e Vet. “O robërit e Mi, ruajuni (dënimit Tim)!”
Bulgarca:
Над себе си ще имат слоеве от Огъня, и под себе си - слоеве. С това Аллах заплашва Своите раби: “О, раби Мои, бойте се от Мен!”
Sırpça:
Над њима ће да буду наслаге од ватре, а и испод њих наслаге; тиме Аллах плаши Своје слуге. О слуге Моје, бојте се Мене!
Çekçe:
A nad sebou budou mít závěs ohnivý a pod sebou závěs ohnivý.' A takto Bůh nahání strach služebníkům Svým. Služebníci Moji, buďte tedy vůči Mně bohabojní!
Urduca:
اُن پر آگ کی چھتریاں اوپر سے بھی چھائی ہوں گی اور نیچے سے بھی یہ وہ انجام ہے جس سے اللہ اپنے بندوں کو ڈراتا ہے، پس اے میرے بندو، میرے غضب سے بچو
Tacikçe:
Болои сарашон табақоти оташ аст ва дар зери пояшон табақоти оташ». Ин чизест, ки Худо бандагони худро бо он метарсонад. Пас, эй бандагони Ман, аз Ман битарсед!
Tatarca:
Аларга җәһәннәмдә өсләреннән дә, асларыннан: да уттан булган пәрдәләр булыр. Аллаһ бәндәләрен шул ут ґәзабы илә куркытадыр, ий бәндәләрем, Миннән куркыгыз, ґәзабымнан сакланыгыз!
Endonezyaca:
Bagi mereka lapisan-lapisan dari api di atas mereka dan di bawah merekapun lapisan-lapisan (dari api). Demikianlah Allah mempertakuti hamba-hamba-Nya dengan azab itu. Maka bertakwalah kepada-Ku hai hamba-hamba-Ku.
Amharca:
ለእነርሱ ከበላያቸው ከእሳት የኾኑ (ድርብርብ) ጥላዎች አልሏቸው፡፡ ከበታቻቸውም ጥላዎች አልሏቸው። ይህ አላህ ባሮቹን (እንዲጠነቀቁ) በእርሱ ያስፈራራበታል፡፡ «ባሮቼ ሆይ! ስለዚህ ፍሩኝ፡፡»
Tamilce:
அவர்களுக்கு அவர்களின் மேலிருந்து நரகத்தின் நிழல்கள் (அடுக்கடுக்காக நரகத்தின் புகைகளும் ஜுவாலைகளும் இருக்கும்.) இன்னும் அவர்களுக்கு கீழிருந்து (நரகத்தின்) நிழல்கள் உண்டு. இ(ந்த தண்டனையான)து - இதன் மூலம் அல்லாஹ் தனது அடியார்களை பயமுறுத்துகிறான். என் அடியார்களே! என்னை அஞ்சுங்கள்! (நரக நெருப்பு அவர்களை அடர்த்தியாக சூழ்ந்துவிடும்.)
Korece:
불의 덮개가 그들 위와 그들아래에 있으리라 하나님께서는 이 것으로 종들을 경고하사 나의 종 들이여 그러므로 너희가 나만을 두려워 하라
Vietnamca:
Họ sẽ bị các tấm màn bằng lửa bao phủ phía trên và phía dưới. Allah dùng nó để làm run sợ bầy tôi của Ngài như thế. Hỡi bầy tôi của TA, các ngươi hãy sợ TA.
Ayet Linkleri: