Arapça:
فَأَقْبَلُوا إِلَيْهِ يَزِفُّونَ
Çeviriyazı:
feaḳbelû ileyhi yeziffûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler.
Diyanet İşleri:
Bunun üzerine putperestler koşarak ona geldiler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken koşakoşa yanına gelmişlerdi.
Şaban Piriş:
Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.
Edip Yüksel:
Hemen ona doğru koşuştular
Ali Bulaç:
Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
Suat Yıldırım:
Bunu haber alan halk telaşla ve sür'atle onun yanına gittiler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(94-96) Bunun üzerine koşar oldukları halde ona yöneldiler. Dedi ki: «Kendi yontar olduğunuz şeye mi taparsınız?» «Halbuki Allah sizi ve yaptığınız şeyi yaratmıştır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi.
Bekir Sadak:
«ORabbim! Bana iyilerden olacak bir cocuk ver» diye yalvardi.
İbni Kesir:
Bunun üzerine koşarak ona geldiler.
Adem Uğur:
(Putperestler) koşarak İbrahim´e geldiler.
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine hızlı hızlı koşarak karşısına dikildiler.
Celal Yıldırım:
Az sonra milleti birbirine girerek İbrahim´e doğru geldiler.
Tefhim ul Kuran:
Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
Fransızca:
Alors [les gens] vinrent à lui en courant.
İspanyolca:
Corrieron hacia él.
İtalyanca:
Accorsero in tutta fretta.
Almanca:
Dann wandten sie ihm eilend hin.
Çince:
众人就急急忙忙地来看他,
Hollandaca:
En zijn volk kwam haastig tot hem.
Rusça:
Они (язычники) направились к нему второпях.
Somalice:
Wayna soo qaabileeen gaaladii xaggiisa iyagoo dag dagi. (markuu jajabiyay).
Swahilice:
Basi wakamjia upesi upesi.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى قەۋمى) ئىبراھىمنىڭ يېنىغا ئالدىراپ - سالدىراپ كېلىپ: «بىز ئۇلارغا چوقۇنۇۋاتساق، سەن ئۇلارنى چېقىپ تاشلامسەن؟» دېدى
Japonca:
その時人びとは,慌ててかれの処へやって来た。
Arapça (Ürdün):
«فأقبلوا إليه يزفون» أي يسرعون المشي فقالوا له: نحن نعبدها وأنت تكسرها.
Hintçe:
फिर तो इबराहीम दाहिने हाथ से मारते हुए उन पर पिल पड़े (और तोड़-फोड़ कर एक बड़े बुत के गले में कुल्हाड़ी डाल दी)
Tayca:
แล้วพวกเขาก็รีบวิ่งมาหาเขา
İbranice:
בני עמו באו אליו בזעם
Hırvatça:
pa mu narod trkom dođe.
Rumence:
Oamenii se întoarseră la el alergând.
Transliteration:
Faaqbaloo ilayhi yaziffoona
Türkçe:
Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi.
Sahih International:
Then the people came toward him, hastening.
İngilizce:
Then came (the worshippers) with hurried steps, and faced (him).
Azerbaycanca:
(Bundan xəbər tutan tayfası) yüyürə-yüyürə onun yanına gəldi.
Süleyman Ateş:
(Puta, tapanlar, döndüklerinde putlarını kırılmış görünce) Hemen koşarak ona gittiler.
Diyanet Vakfı:
(Putperestler) koşarak İbrahim'e geldiler.
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine koşuşturarak ona yöneldiler.
Kral Fahd:
(Putperestler) koşarak İbrahim'e geldiler.
Hasan Basri Çantay:
Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıkdı (lar).
Muhammed Esed:
Bunun üzerine diğerleri koşarak o´na doğru geldiler (ve yaptığından dolayı o´nu suçladılar).
Gültekin Onan:
Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
Ali Fikri Yavuz:
Bunun üzerine kavmi koşarak kendisine geldi.
Portekizce:
E (os idólatras) regressaram, apressados, junto a ele.
İsveççe:
Då fick [människorna] bråttom tillbaka,
Farsça:
مردم با شتاب به سوی او آمدند.
Kürtçe:
(گەلەکەی زانیان) یەکسەر بە پەلە بەرەو ئیبراھیم ھاتن
Özbekçe:
Улар у томон шошиб, бир-бирларини туртиб кела бошлади. (Мушриклар Иброҳим алайҳиссалом томон шошиб-пишиб, тезроқ бориш учун бир-бирларини туртишиб-суришиб етиб келишди.)
Malayca:
(Setelah kaumnya mengetahui hal itu) maka datanglah mereka beramai-ramai kepadanya.
Arnavutça:
Dhe ata (njerëzit) nxituan kah ai.
Bulgarca:
[И щом видяха боговете си потрошени,] отидоха при него забързани.
Sırpça:
па му народ журећи дође.
Çekçe:
však přiblížili se k němu lidé běžící.
Urduca:
(واپس آ کر) وہ لوگ بھاگے بھاگے اس کے پاس آئے
Tacikçe:
Қавмаш шитобон наздаш омаданд.
Tatarca:
Ибраһимнең сынымнарын ватканын ишетеп мөшрикләр йөгереп килделәр, һәм без гыйбадәт кыла торган сынымнарыбызны ник җимердең диделәр.
Endonezyaca:
Kemudian kaumnya datang kepadanya dengan bergegas.
Amharca:
ወደእርሱም (ሰዎቹ) እየሮጡ መጡ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்கள் விரைந்தவர்களாக அவர் பக்கம் முன்னோக்கி வந்தனர்.
Korece:
그후 우상 숭배자들이 급히 서둘러 달려와 그를 대하니
Vietnamca:
Sau đó, (người dân) vội vã chạy đến gặp Y.
Ayet Linkleri: