Arapça:
فَهُمْ عَلَىٰ آثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ
Çeviriyazı:
fehüm `alâ âŝârihim yühra`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar.
Diyanet İşleri:
Öyleyken yine de onların izlerinden kovalanırcasına koşturuyorlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar da, koşa koşa onların izlerini izlemişlerdi.
Şaban Piriş:
Onların izinde koşturmuşlardı.
Edip Yüksel:
Ve onların izlerini körükörüne izliyorlardı.
Ali Bulaç:
Kendileri de onları izleri üzerinde koşturup-duruyorlardı.
Suat Yıldırım:
Bunlar da onların izlerinde koşmaya can atıyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
37:69
Yaşar Nuri Öztürk:
Kendileri de hâlâ onların eserleri ardınca koşturuyorlar.
Bekir Sadak:
Onu ve ailesini buyuk sikintidan kurtarmistik.
İbni Kesir:
Yine de onların izlerinde koşturuluyorlardı.
Adem Uğur:
Şimdi de kendileri onların peşlerinden koşturuyorlar.
İskender Ali Mihr:
Onlar, onların (babalarının) izleri üzerinde koşuyorlar(dı).
Celal Yıldırım:
Onların izleri üzerinde koşturup durdular.
Tefhim ul Kuran:
Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Fransızca:
et les voilà courant sur leurs traces.
İspanyolca:
y corrieron tras sus huellas.
İtalyanca:
e si sono lanciati sulle loro tracce.
Almanca:
so stützen sie sich auf ihren Hinterlassenschaften.
Çince:
他们却依着他们踪迹而奔驰。
Hollandaca:
En zij traden haastig in hunne voetstappen;
Rusça:
и сами поспешили по их стопам.
Somalice:
Iyaguna raadkoodii bay ku dag dagi.
Swahilice:
Na wao wakafanya haraka kufuata nyayo zao.
Uygurca:
ئۇلار ئاتا - بوۋىلىرىنىڭ ئىزلىرىدىن يۈگۈردى
Japonca:
その足跡を急いで(歩いて)いたのである。
Arapça (Ürdün):
«فهم على آثارهم يُهرعون» يزعجون إلى اتباعهم فيسرعون إليه.
Hintçe:
ये लोग भी उनके पीछे दौड़े चले जा रहे हैं
Tayca:
แล้วพวกเขาก็ยังรีบเร่งเจริญรอยตามพวกเขา
İbranice:
ואז מיהרו ללכת בעקבותיהם
Hırvatça:
pa su i oni stopama njihovim žurili.
Rumence:
şi se vor grăbi pe urmele lor.
Transliteration:
Fahum AAala atharihim yuhraAAoona
Türkçe:
Kendileri de hâlâ onların eserleri ardınca koşturuyorlar.
Sahih International:
So they hastened [to follow] in their footsteps.
İngilizce:
So they (too) were rushed down on their footsteps!
Azerbaycanca:
Bununla belə yüyürə-yüyürə onların ardınca düşüb getdilər.
Süleyman Ateş:
Kendileri de onların izlerinde koşturuyorlar.
Diyanet Vakfı:
Şimdi de kendileri onların peşlerinden koşturuyorlar.
Erhan Aktaş:
Kendileri de onların izleri üzerinde koşturdular.
Kral Fahd:
peşlerinden koşup gittiler.
Hasan Basri Çantay:
Kendileri de onların izleri üzerinde (birbirini itib) koşduruluyorlardı.
Muhammed Esed:
ve (şimdi) atalarının izinden gitmeye can atıyorlar!
Gültekin Onan:
Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Kendileri de onların (sapık) izleri üzerinde koşturuluyorlardı.
Portekizce:
E se apressaram em lhes seguirem os rastros.
İsveççe:
och de hade bråttom att följa i deras spår.
Farsça:
و [با اینکه می دانستند گمراهند بدون اندیشه و تأمل] عجولانه از پی آنان می رفتند!
Kürtçe:
ئەمجا ئەوان ھاندەدران بۆ شوێن کەوتنیان (لە گومڕاییدا)
Özbekçe:
Энди эса, улар ўшаларнинг изидан чопмоқдалар.
Malayca:
Lalu mereka terburu-buru menurut jejak langkah datuk neneknya.
Arnavutça:
prandaj, edhe ata vazhduan pas gjurmëve të tyre,
Bulgarca:
и въпреки това се впуснаха по техните следи.
Sırpça:
па су и они њиховим стопама наставили.
Çekçe:
a přece sami po jejich stopách spěchají.
Urduca:
اور انہی کے نقش قدم پر دوڑ چلے
Tacikçe:
ва аз паи онҳо шитобон мераванд.
Tatarca:
Аларның адашканын белә торып аталарына ашыгып иярделәр һәм алар гыйбадәт кылган сынымнарга гыйбадәт кылдылар.
Endonezyaca:
Lalu mereka sangat tergesa-gesa mengikuti jejak orang-orang tua mereka itu.
Amharca:
እነሱም በፈለጎቻቸው ላይ ይገሰግሳሉና፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்களின் அடிச்சுவடுகளில் (கண்மூடித்தனமாக அவர்களை பின்பற்றுவதற்கு) இவர்கள் விரைகிறார்கள்.
Korece:
서둘러 그들의 발자취를 따 랐노라
Vietnamca:
Nhưng chúng vẫn ngoan cố đi theo vết xe đổ của họ.
Ayet Linkleri: