Arapça:
لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنزَفُونَ
Çeviriyazı:
lâ fîhâ gavlüv velâ hüm `anhâ yünzefûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir.
Diyanet İşleri:
Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Orada ne bir sersemlik var, ne de sarhoş olurlar.
Şaban Piriş:
O, ne baş ağrısı/sersemliği verir, ne de ondan sarhoş olurlar.
Edip Yüksel:
Onda ne başağrısı ne de sarhoşluk vardır.
Ali Bulaç:
Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.
Suat Yıldırım:
Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından ikram edilir. [56,17-19; 78,34]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(47-49) Kendisinde ne bir gâile vardır ve ne de onlar ondan sarhoş olacaklardır. Ve onların yanlarında irice gözlü, nazarlarını (kendilerine) tahsis etmiş zevceler de vardır. Sanki onlar, kapalı yumurtalardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sersemletme/baş ağrısı yok onda. Sarhoş da olmazlar ondan.
Bekir Sadak:
37:51
İbni Kesir:
Başağrısı yoktur onda ve sarhoş da etmez.
Adem Uğur:
O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
İskender Ali Mihr:
Onun içinde aklı gideren bir şey yoktur. Ve onlar, ondan (o maiden) sarhoş olmazlar.
Celal Yıldırım:
İçinde tiksindirici hiçbir şey yoktur ve onlar bundan sarhoş da olmazlar, kendilerinden de geçmezler.
Tefhim ul Kuran:
Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.
Fransızca:
Elle n'offusquera point leur raison et ne les enivrera pas.
İspanyolca:
que no aturdirá ni se agotará.
İtalyanca:
Che non produce ubriachezza, né stordimento.
Almanca:
Weder enthält er (der Wein) Betäubendes, noch werden sie trunken sein.
Çince:
醴泉中无麻醉物,他们也不因它而酩酊;
Hollandaca:
Het zal het verstand niet benevelen, en zij zullen er niet door bedwelmd worden.
Rusça:
Он не лишает рассудка и не опьяняет.
Somalice:
Mana laha caqli qaadid iyo waalli midna (Khamrada Jannada).
Swahilice:
Hakina madhara, wala hakiwaleweshi.
Uygurca:
ئۇنىڭدا مەست قىلىدىغان نەرسە يوق، ئۇلار ئۇنى ئىچىش بىلەن مەست بولمايدۇ
Japonca:
これは,頭痛を催さず,酔わせもしない。
Arapça (Ürdün):
«لا فيها غول» ما يغتال عقولهم «ولا هم عنها ينزَِفون» بفتح الزاي وكسرها من نزف الشارب وأنزف: أي يسكرون بخلاف خمر الدنيا.
Hintçe:
(और फिर) न उस शराब में ख़ुमार की वजह से) दर्द सर होगा और न वह उस (के पीने) से मतवाले होंगे
Tayca:
ในนั้นจะไม่ทำให้ปวดมึนศีรษะ และพวกเขาก็จะไม่มึนเมาจากมัน
İbranice:
אשר לא יערפל את חושיהם ולא יגרום להם לשכרות
Hırvatça:
od njega neće muke imati i zbog njega se neće pamet gubiti.
Rumence:
care nu dă ameţeală şi nici nu se termină.
Transliteration:
La feeha ghawlun wala hum AAanha yunzafoona
Türkçe:
Sersemletme/baş ağrısı yok onda. Sarhoş da olmazlar ondan.
Sahih International:
No bad effect is there in it, nor from it will they be intoxicated.
İngilizce:
Free from headiness; nor will they suffer intoxication therefrom.
Azerbaycanca:
Onun içində (dünyadakı şərabdan fərqli olaraq) ağlı başdan çıxaran (başağrısı, süstlük verən) heç bir şey yoxdur. Onlar ondan məst də olmazlar.
Süleyman Ateş:
Onda ne sersemletme var, ne onunla sarhoş olurlar.
Diyanet Vakfı:
O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
Erhan Aktaş:
İçinde kötü etkisi olan bir şey yoktur. Ve ondan onların akılları karışmaz.
Kral Fahd:
O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
Hasan Basri Çantay:
Orada bir humar (baş ağrısı) da yok, onların bundan bîhuş olacakları da yok.
Muhammed Esed:
çarpmayan ve sarhoşluk vermeyen.
Gültekin Onan:
Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir.
Ali Fikri Yavuz:
Onu içmekte bir gaile yok ve onlar, ondan sarhoş da olmazlar.
Portekizce:
O qual não os entorpecerá nem os intoxicará,
İsveççe:
i den finns ingenting som grumlar tankeredan och den ger inget rus.
Farsça:
نه در آن مایه فساد [جسم و عقل] است، و نه از آن مست و بیهوش می شوند،
Kürtçe:
(ئەو شەرابە) نەمێشکیان تێك دەدات نەسەر خۆشیان دەکات
Özbekçe:
Унда ҳеч бир зарар йўқдир ва ундан сархуш ҳам бўлмаслар.
Malayca:
Ia tidak mengandungi sesuatu yang membahayakan, dan tidak pula mereka mabuk kerana menikmatinya.
Arnavutça:
me të (verën), nuk do të trullosen dhe prej saj nuk do të dehen.
Bulgarca:
От него нито боли глава, нито се опияняват.
Sırpça:
од њега им неће бити мука и због њега се неће памет губити.
Çekçe:
v něm opojnosti není a nebudou jím zmoženi.
Urduca:
نہ ان کے جسم کو اس سے کوئی ضرر ہوگا اور نہ ان کی عقل اس سے خراب ہو گی
Tacikçe:
на дарди сар орад ва на нӯшанда маст шавад.
Tatarca:
Ул җәннәт хәмерендә гакылны җибәрмәк вә башны авырттырмак юктыр, һәм аны эчеп дөньядагы кеби исермәсләр дә.
Endonezyaca:
Tidak ada dalam khamar itu alkohol dan mereka tiada mabuk karenanya.
Amharca:
በእርሷ ውስጥም ምታት የለባትም፡፡ እነርሱም ከእርሷ የሚሰክሩ አይደሉም፡፡
Tamilce:
அதில் (அறிவைப் போக்கக்கூடிய) போதையும் இருக்காது (தலைவலி, வயிற்று வலி இருக்காது.) இன்னும், அவர்கள் அதனால் மயக்கமுற மாட்டார்கள்.
Korece:
그것은 머리가 아프지 아니 하고 취하지도 않더라
Vietnamca:
Nó không làm cho họ nhức đầu và choáng váng.
Ayet Linkleri: