Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

3836

Sayfa No: 

447

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ

Çeviriyazı: 

ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi `în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır.

Diyanet İşleri: 

Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve yanlarında, gözlerini kendi eşlerinden ayırmayan iri gözlü huriler var.

Şaban Piriş: 

Yanlarında da, gözlerini sadece kendisine çevirmiş, güzel gözlü eşler.

Edip Yüksel: 

Yanlarında da, gözlerinin içine bakan güzel eşler...

Ali Bulaç: 

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

Suat Yıldırım: 

Yanlarında, kocalarından başkasının yüzüne bakmayan, yumuşak bakışlı, güzel gözlü, gün yüzü görmemiş yumurtanın pembe beyaz renginde eşleri de olacaktır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

37:47

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yanlarında, gözlerini onlara dikmiş, iri gözlü dilberler vardır.

Bekir Sadak: 

Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der.

İbni Kesir: 

Yanlarında el değmemiş ve bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş iri gözlüler vardır.

Adem Uğur: 

Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve onların yanında, bakışlarını saklayan (sadece onlara çeviren) güzel gözlü kadınlar vardır.

Celal Yıldırım: 

Yanlarında bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş iri gözlü (huriler) bulunur.

Tefhim ul Kuran: 

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

Fransızca: 

Et Ils auront auprès d'eux des belles aux grandes yeux, au regard chaste,

İspanyolca: 

Tendrán a las de recatado mirar, de grandes ojos,

İtalyanca: 

E accanto a loro ci saranno quelle dagli sguardi casti, dagli occhi grandi,

Almanca: 

Und bei ihnen sind des Blickes Zurückhaltende mit großen Augen,

Çince: 

他们将有不视非礼的、美目的伴侣,

Hollandaca: 

En nabij hen zullen de maagden van het paradijs liggen, hare blikken, behalve van hunne bruidegommen, van ieder een afwendende, hebbende groote, zwarte oogen,

Rusça: 

Возле них будут гурии, потупляющие взоры, большеглазые,

Somalice: 

Agtoodana waxaa ahaan haween dhoowsoon oo indha waaweyn.

Swahilice: 

Na watakuwa nao wanawake wenye macho ya staha mazuri.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ يېنىدا ئەرلىرىدىن غەيرىيگە كۆز سالمايدىغان شەھلا كۆزلۈك (جۈپتىلەر) بولىدۇ

Japonca: 

またかれらの側には,伏し目がちな大きい目(の乙女)がいる。

Arapça (Ürdün): 

«وعندهم قاصرات الطرْف» حابسات الأعين على أزواجهن لا ينظرن إلى غيرهم لحسنهم عندهن «عين» ضخام الأعين حسانها.

Hintçe: 

और उनके पहलू में (शर्म से) नीची निगाहें करने वाली बड़ी बड़ी ऑंखों वाली परियाँ होगी

Tayca: 

และ ณ ที่พวกเขานั้นมีบรรดาหญิงบริสุทธิ์ ผู้ลดสายตาลงต่ำ มีดวงตาโตสวย

İbranice: 

ואצלם תהיינה צנועות ונאות לעין

Hırvatça: 

Pored njih bit će one koje će preda se gledati, očiju prekrasnih,

Rumence: 

Cele cu ochi mari şi cu priviri neprihănite vor sta lângă ei,

Transliteration: 

WaAAindahum qasiratu alttarfi AAeenun

Türkçe: 

Yanlarında, gözlerini onlara dikmiş, iri gözlü dilberler vardır.

Sahih International: 

And with them will be women limiting [their] glances, with large, [beautiful] eyes,

İngilizce: 

And besides them will be chaste women, restraining their glances, with big eyes (of wonder and beauty).

Azerbaycanca: 

Onların yanında gözəl (irigözlü), baxışları (yalnız ərlərinə) dikilmiş zövcələr olacaqdır.

Süleyman Ateş: 

Yanlarında da, yalnız kendilerine göz dikmiş iri gözlü eşler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.

Erhan Aktaş: 

Yanlarında bakışlarını koruyanlar(1) vardır.

Kral Fahd: 

Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Yanlarında da nazarlarını yalınız zevclerine atfetmiş iri (şahin) gözlü kadınlar vardır,

Muhammed Esed: 

Ve yanlarında yumuşak bakışlı, güzel gözlü eşler olacak,

Gültekin Onan: 

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Yanlarında, bakışlarını kocalarına hasretmiş iri gözlü hanımlar var.

Portekizce: 

E junto a eles haverá mulheres castas, restringindo os olhares, com grandes olhos,

İsveççe: 

Och hos dem skall vara följeslagerskor med fagra ögon och blygt sänkt blick,

Farsça: 

و در کنارشان زنانی هستند که فقط به شوهرانشان عشق می ورزند.

Kürtçe: 

وە ئافرەتانی چاو جوان و گەورەیان لایە، کە جگە لە مێردەکانیان سەیری کەس ناکەن

Özbekçe: 

Олдиларида кўзларини (бегоналардан) тийгувчи шаҳло кўзлилар бордир.

Malayca: 

Sedang di sisi mereka ada pula bidadari-bidadari yang tidak menumpukan pandangannya melainkan kepada mereka, lagi yang amat indah luas matanya;

Arnavutça: 

Dhe pranë tyre do të jenë gratë me shikim të ulur, e sy të bukur

Bulgarca: 

При тях ще има жени с целомъдрен поглед, с прелестни очи,

Sırpça: 

Поред њих биће оне које ће да гледају пред собом, прекрасних очију,

Çekçe: 

Vedle nich budou dívky zrak klopící, okaté,

Urduca: 

اور ان کے پاس نگاہیں بچانے والی، خوبصورت آنکھوں والی عورتیں ہوں گی

Tacikçe: 

Заноне фарохчашм, ки танҳо ба шавҳарони худ назар доранд, ҳамдами онҳоянд.

Tatarca: 

Вә яннарында хатыннары булыр, алар күзләрен үз ирләреннән алмаслар, башкага карамаслар, ул хатыннарның күзләре зур һәм матурдыр.

Endonezyaca: 

Di sisi mereka ada bidadari-bidadari yang tidak liar pandangannya dan jelita matanya,

Amharca: 

እነርሱም ዘንድ ዓይናቸውን (በባሎቻቸው ላይ) አሳጣሪዎች የኾኑ ዓይናማዎች አልሉ፡፡

Tamilce: 

பார்வைகளை தாழ்த்திய கண்ணழகிகள் அவர்களிடம் இருப்பார்கள்.

Korece: 

그들 주위에는 순결한 여성 들이 있나니 그녀의 눈은 잘 보호 되었고 눈은 크고 아름다우매

Vietnamca: 

Bên cạnh họ sẽ là những nàng trinh nữ tuyệt đẹp với đôi mắt to trữ tình đầy quyến rũ, chỉ biết ngắm nhìn (chồng của mình).