Arapça:
وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ
Çeviriyazı:
ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi `în.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır.
Diyanet İşleri:
Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve yanlarında, gözlerini kendi eşlerinden ayırmayan iri gözlü huriler var.
Şaban Piriş:
Yanlarında da, gözlerini sadece kendisine çevirmiş, güzel gözlü eşler.
Edip Yüksel:
Yanlarında da, gözlerinin içine bakan güzel eşler...
Ali Bulaç:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.
Suat Yıldırım:
Yanlarında, kocalarından başkasının yüzüne bakmayan, yumuşak bakışlı, güzel gözlü, gün yüzü görmemiş yumurtanın pembe beyaz renginde eşleri de olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
37:47
Yaşar Nuri Öztürk:
Yanlarında, gözlerini onlara dikmiş, iri gözlü dilberler vardır.
Bekir Sadak:
Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der.
İbni Kesir:
Yanlarında el değmemiş ve bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş iri gözlüler vardır.
Adem Uğur:
Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
İskender Ali Mihr:
Ve onların yanında, bakışlarını saklayan (sadece onlara çeviren) güzel gözlü kadınlar vardır.
Celal Yıldırım:
Yanlarında bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş iri gözlü (huriler) bulunur.
Tefhim ul Kuran:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.
Fransızca:
Et Ils auront auprès d'eux des belles aux grandes yeux, au regard chaste,
İspanyolca:
Tendrán a las de recatado mirar, de grandes ojos,
İtalyanca:
E accanto a loro ci saranno quelle dagli sguardi casti, dagli occhi grandi,
Almanca:
Und bei ihnen sind des Blickes Zurückhaltende mit großen Augen,
Çince:
他们将有不视非礼的、美目的伴侣,
Hollandaca:
En nabij hen zullen de maagden van het paradijs liggen, hare blikken, behalve van hunne bruidegommen, van ieder een afwendende, hebbende groote, zwarte oogen,
Rusça:
Возле них будут гурии, потупляющие взоры, большеглазые,
Somalice:
Agtoodana waxaa ahaan haween dhoowsoon oo indha waaweyn.
Swahilice:
Na watakuwa nao wanawake wenye macho ya staha mazuri.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ يېنىدا ئەرلىرىدىن غەيرىيگە كۆز سالمايدىغان شەھلا كۆزلۈك (جۈپتىلەر) بولىدۇ
Japonca:
またかれらの側には,伏し目がちな大きい目(の乙女)がいる。
Arapça (Ürdün):
«وعندهم قاصرات الطرْف» حابسات الأعين على أزواجهن لا ينظرن إلى غيرهم لحسنهم عندهن «عين» ضخام الأعين حسانها.
Hintçe:
और उनके पहलू में (शर्म से) नीची निगाहें करने वाली बड़ी बड़ी ऑंखों वाली परियाँ होगी
Tayca:
และ ณ ที่พวกเขานั้นมีบรรดาหญิงบริสุทธิ์ ผู้ลดสายตาลงต่ำ มีดวงตาโตสวย
İbranice:
ואצלם תהיינה צנועות ונאות לעין
Hırvatça:
Pored njih bit će one koje će preda se gledati, očiju prekrasnih,
Rumence:
Cele cu ochi mari şi cu priviri neprihănite vor sta lângă ei,
Transliteration:
WaAAindahum qasiratu alttarfi AAeenun
Türkçe:
Yanlarında, gözlerini onlara dikmiş, iri gözlü dilberler vardır.
Sahih International:
And with them will be women limiting [their] glances, with large, [beautiful] eyes,
İngilizce:
And besides them will be chaste women, restraining their glances, with big eyes (of wonder and beauty).
Azerbaycanca:
Onların yanında gözəl (irigözlü), baxışları (yalnız ərlərinə) dikilmiş zövcələr olacaqdır.
Süleyman Ateş:
Yanlarında da, yalnız kendilerine göz dikmiş iri gözlü eşler vardır.
Diyanet Vakfı:
Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
Erhan Aktaş:
Yanlarında bakışlarını koruyanlar(1) vardır.
Kral Fahd:
Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
Hasan Basri Çantay:
Yanlarında da nazarlarını yalınız zevclerine atfetmiş iri (şahin) gözlü kadınlar vardır,
Muhammed Esed:
Ve yanlarında yumuşak bakışlı, güzel gözlü eşler olacak,
Gültekin Onan:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Yanlarında, bakışlarını kocalarına hasretmiş iri gözlü hanımlar var.
Portekizce:
E junto a eles haverá mulheres castas, restringindo os olhares, com grandes olhos,
İsveççe:
Och hos dem skall vara följeslagerskor med fagra ögon och blygt sänkt blick,
Farsça:
و در کنارشان زنانی هستند که فقط به شوهرانشان عشق می ورزند.
Kürtçe:
وە ئافرەتانی چاو جوان و گەورەیان لایە، کە جگە لە مێردەکانیان سەیری کەس ناکەن
Özbekçe:
Олдиларида кўзларини (бегоналардан) тийгувчи шаҳло кўзлилар бордир.
Malayca:
Sedang di sisi mereka ada pula bidadari-bidadari yang tidak menumpukan pandangannya melainkan kepada mereka, lagi yang amat indah luas matanya;
Arnavutça:
Dhe pranë tyre do të jenë gratë me shikim të ulur, e sy të bukur
Bulgarca:
При тях ще има жени с целомъдрен поглед, с прелестни очи,
Sırpça:
Поред њих биће оне које ће да гледају пред собом, прекрасних очију,
Çekçe:
Vedle nich budou dívky zrak klopící, okaté,
Urduca:
اور ان کے پاس نگاہیں بچانے والی، خوبصورت آنکھوں والی عورتیں ہوں گی
Tacikçe:
Заноне фарохчашм, ки танҳо ба шавҳарони худ назар доранд, ҳамдами онҳоянд.
Tatarca:
Вә яннарында хатыннары булыр, алар күзләрен үз ирләреннән алмаслар, башкага карамаслар, ул хатыннарның күзләре зур һәм матурдыр.
Endonezyaca:
Di sisi mereka ada bidadari-bidadari yang tidak liar pandangannya dan jelita matanya,
Amharca:
እነርሱም ዘንድ ዓይናቸውን (በባሎቻቸው ላይ) አሳጣሪዎች የኾኑ ዓይናማዎች አልሉ፡፡
Tamilce:
பார்வைகளை தாழ்த்திய கண்ணழகிகள் அவர்களிடம் இருப்பார்கள்.
Korece:
그들 주위에는 순결한 여성 들이 있나니 그녀의 눈은 잘 보호 되었고 눈은 크고 아름다우매
Vietnamca:
Bên cạnh họ sẽ là những nàng trinh nữ tuyệt đẹp với đôi mắt to trữ tình đầy quyến rũ, chỉ biết ngắm nhìn (chồng của mình).
Ayet Linkleri: