Arapça:
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُم مِّن سُلْطَانٍ ۖ بَلْ كُنتُمْ قَوْمًا طَاغِينَ
Çeviriyazı:
vemâ kâne lenâ `aleyküm min sülṭân. bel küntüm ḳavmen ṭâgîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz.
Diyanet İşleri:
Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz yoktu. Bilakis, azmış bir millettiniz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve size karşı bir gücümüzkuvvetimiz yoktu bizim, hayır, siz azgın kişilerdiniz.
Şaban Piriş:
Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı bir gücümüz de yoktu. Fakat siz, zaten azgın bir toplum idiniz.
Edip Yüksel:
Bizim sizin üzerinizde her hangi bir gücümüz yoktu. Aksine siz azmış bir topluluktunuz.
Ali Bulaç:
Bizim üzerinizde zorlayıcı hiçbir gücümüz yoktu; hayır siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz.
Suat Yıldırım:
“Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz!”“Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Bizim için sizin üzerinizde bir saltanat bulunmuş değildik. Belki siz sapıtmışlar olan bir kavim olmuş idiniz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bizim size karşı bir sultamız yoktu. İşin esası şu ki siz azmış bir topluluktunuz.
Bekir Sadak:
"
İbni Kesir:
Bizim, sizin üstünüzde bir hakimiyetimiz de yoktu. Aksine siz, azgınlar topluluğu oldunuz.
Adem Uğur:
Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.
İskender Ali Mihr:
Ve bizim, sizin üzerinizde bir sultanlığımız, hükümranlığımız olmadı (yoktu). Hayır siz azgın bir kavim olmuştunuz.
Celal Yıldırım:
Bizim sizin üzerinizde bir sultamız olmadı, ama siz, azıp sapıtan bir millettiniz, derler.
Tefhim ul Kuran:
«Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiçbir gücümüz yoktu
Fransızca:
Et nous n'avions aucun pouvoir sur vous. C'est vous plutôt qui étiez des gens transgresseurs.
İspanyolca:
Y no teníamos ningún poder sobre vosotros. ¡No! Erais un pueblo rebelde.
İtalyanca:
non avevamo alcuna autorità su di voi! Eravate gente ribelle:
Almanca:
Und wir hatten über euch keine Verfügung. Nein, sondern ihr wart übertretende Leute!
Çince:
我们对你们绝无权力。不然!你们是悖逆的民众。
Hollandaca:
Want wij hadden geene macht over u, om u te dwingen, maar gij hebt vrijwillig gezondigd.
Rusça:
Мы не обладали властью над вами. Вы сами были людьми, преступавшими границы дозволенного.
Somalice:
Wax xoog ah oon idin ku lahayn ma jirin waxaadse ahaydeen qoom xad gudbey.
Swahilice:
Sisi hatukuwa na mamlaka juu yenu, bali nyinyi wenyewe mlikuwa wapotovu.
Uygurca:
بىزنىڭ سىلەرنى (بىزگە ئەگىشىشكە) زورلايدىغان كۈچىمىز يوق ئىدى، بەلكى سىلەر (بىزگە ئوخشاش) ئازغان قەۋم ئىدىڭلار
Japonca:
また,わたしたちはあなたがたに押し付ける権威もありませんでした。それにあなたがたは反逆の徒でした。
Arapça (Ürdün):
«وما كان لنا عليكم من سلطان» قوة وقدرة تقهركم على متابعتنا «بل كنتم قوما طاغين» ضالين مثلنا.
Hintçe:
और (साफ़ तो ये है कि) हमारी तुम पर कुछ हुकूमत तो थी नहीं बल्कि तुम खुद सरकश लोग थे
Tayca:
และเราไม่มีอำนาจใด ๆ เหนือพวกท่าน แต่ว่าพวกท่านเป็นหมู่ชนที่ดื้อรั้นต่างหาก
İbranice:
לא הייתה לנו שום סמכות עליכם, כי אנשים רשעים הייתם
Hırvatça:
I mi nikakva dokaza nad vama nismo imali, nego ste obijestan narod bili
Rumence:
Noi nu am avut nici o împuternicire asupra voastră, ci voi aţi fost un popor ticălos.
Transliteration:
Wama kana lana AAalaykum min sultanin bal kuntum qawman tagheena
Türkçe:
"Bizim size karşı bir sultamız yoktu. İşin esası şu ki siz azmış bir topluluktunuz."
Sahih International:
And we had over you no authority, but you were a transgressing people.
İngilizce:
Nor had we any authority over you. Nay, it was ye who were a people in obstinate rebellion!
Azerbaycanca:
Və bizim sizin üzərinizdə heç bir hökmümüz də yox idi. Xeyr, siz (özünüz) azğın (günah etməkdə həddi aşmış) bir qövm idiniz.
Süleyman Ateş:
Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.
Diyanet Vakfı:
"Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz."
Erhan Aktaş:
“Bizim sizin üzerinizde yetkimiz yoktu. Bilakis, siz azmış bir halktınız.”
Kral Fahd:
Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.»
Hasan Basri Çantay:
«Ve bizim size karşı bir haakimiyyetimiz de yokdu. Bil´akis siz (de bizim gibi) azgınlar güruhu idiniz».
Muhammed Esed:
Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu, bilakis, siz küstahça bir kibire kapılmıştınız!
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Bizim de sizin üzerinize bir hakimiyetimiz yoktu
Portekizce:
E não exercemos autoridade alguma sobre vós. Ademais, éreis transgressores.
İsveççe:
Vi hade alls ingen makt över er; tvärtom var ni egensinniga och påstridiga.
Farsça:
و ما را بر شما هیچ تسلطی نبود، بلکه شما مردمی طغیان گر و سرکش بودید.
Kürtçe:
وە ئێمە ھیچ دەسەڵاتێکمان بەسەر ئێوەدا نەبوو بەڵکو خۆتان گەلێکی لەخوایاخی بوون
Özbekçe:
Бизнинг устингиздан ҳукмронлигимиз бўлмаган эди. Йўқ! Сиз ўзингиз туғёнга кетган қавм эдингиз.
Malayca:
"Dan kami (selain daripada mengajak kamu (tidak mempunyai sebarang kuasa memerintah kamu, bahkan kamu sememangnya kaum yang melampaui batas.
Arnavutça:
e ne nuk kemi pasur kurrfarë pushteti mbi ju, por ju ishit popull i tërbuar,
Bulgarca:
А ние нямахме власт над вас. Да, вие бяхте престъпващи хора.
Sırpça:
И ми никакву власт нисмо имали над вама, него сте били незахвалан народ,
Çekçe:
a my nad vámi jsme žádnou pravomoc neměli; naopak, vy lidé svévolní jste byli.
Urduca:
ہمارا تم پر کوئی زور نہ تھا، تم خود ہی سرکش لوگ تھے
Tacikçe:
Моро бар шумо ҳеҷ ғолибияте набуд. Шумо худ мардумоне нофармон будед.
Tatarca:
Ихтыярда безнең сездән артыклыгыбыз юк иде, без сезне көчләп үзебезгә ияртмәдек, бәлки сез үз ихтыярыгыз илә азган кавем булгансыз".
Endonezyaca:
Dan sekali-kali kami tidak berkuasa terhadapmu, bahkan kamulah kaum yang melampaui batas.
Amharca:
«ለእኛም በእናንተ ላይ ምንም ስልጣን አልነበረንም፡፡ በእርግጥ እናንተ ጠማሞች ሕዝቦች ነበራችሁ፡፡
Tamilce:
“(உங்களை வழிகெடுக்க) எங்களுக்கு உங்கள் மீது எவ்வித அதிகாரமும் இருக்கவில்லை. மாறாக, நீங்கள் அளவு கடந்து பாவம் செய்யும் மக்களாக இருந்தீர்கள்.”
Korece:
우리는 너희를 다스릴 아무 런 힘도 없도다 그것은 오히려 너희가 오만한 백성중에 있었노라
Vietnamca:
“Chúng tôi đâu có quyền bắt các người nghe theo. Tại các người là đám người vượt quá giới hạn mà thôi.”
Ayet Linkleri: