Arapça:
قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ
Çeviriyazı:
ḳâlû bel entüm. lâ merḥabem biküm. entüm ḳaddemtümûhü lenâ. febi'se-lḳarâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!"
Diyanet İşleri:
(Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar da hayır diyecekler, asıl siz, rahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza bunu, gerçekten de karar edilecek ne kötü yer.
Şaban Piriş:
(Onlara uyanlar ise:) Hayır! Asıl size rahat yüzü yok! Onu siz bize sundunuz derler. Ne kötü kalma yeridir! derler.
Edip Yüksel:
Onlar da derler ki, "Aslında siz hoş gelmediniz. Bizi bu duruma siz soktunuz; ne kötü bir son!"
Ali Bulaç:
(Onlara uyanlar) Derler ki: "Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak."
Suat Yıldırım:
Tâbi olanlar, onlara: “Hayır, asıl size merhaba olmasın, rahat yüzü görmeyin sizler! Bu azabı bize getiren sizsiniz. O ne kötü yerdir!” derler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
38:59
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!"
Bekir Sadak:
«oklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunanlarin Rabbi, gucludur, cok bagislayandir.»
İbni Kesir:
Dediler ki: Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin. Bizi buraya siz sürdünüz. Ne kötü bir duraktır burası.
Adem Uğur:
(Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
(Uyanlar ise onlara): Hayır, size rahat ve huzur yüzü olmasın
Tefhim ul Kuran:
(Onlara uyanlar) Derler ki: «Hayır, sizler
Fransızca:
Ils dirent : "Pas de bienvenue pour vous, plutôt, C'est vous qui avez préparé cela pour nous". Quel mauvais lieu de séjour !
İspanyolca:
Dirán: «¡No! ¡No hay bienvenida para vosotros! ¡Sois vosotros los que nos habéis preparado esto! ¡Qué mala morada...!»
İtalyanca:
Diranno: «Non c'è benvenuto per voi, per voi che ci avete preparato tutto ciò!». Qual tristo rifugio.
Almanca:
Sie sagten: "Nein, sondern kein Willkommen für euch! Ihr habt es uns unterbreitet! So erbärmlich ist der Aufenthalt.
Çince:
他们将说:不然!你们才是不受欢迎的,你们曾把我们诱惑到这种境地,这归宿真恶劣!
Hollandaca:
En de verleiden zullen tot hunne verleiders zeggen: Waarlijk, gij zult niet verwelkomd worden; gij hebt deze kastijding over ons gebracht, en de hel is een ellendig verblijf!
Rusça:
Они скажут: "О нет! Это вам не будет приветствия! Это вы преподнесли его нам. Как же скверно это местопребывание!"
Somalice:
Waxay ku dhaheen kuwii raacay kuwii madaxda ahaa ha soo dhawaanina (wanaag halla kulmina) idinkaa na soo galiyey Cadaabkan isagaana uxun meel lagu nagaado.
Swahilice:
Waseme: Lakini nyinyi! Hamna mapokezi mazuri! Nyinyi ndio mlio tusabibisha haya, napo ni pahala paovu kabisa!
Uygurca:
ئەگەشكۈچىلەر ئېيتىدۇ: «بەلكى سىلەر قارشى ئېلىنمايسىلەر، سىلەر ئازابنى بىزگە ئېلىپ كەلدىڭلار (يەنى بىزنى ئازدۇرۇپ دوزاخقا كىرىشىمىزگە سەۋەبچى بولدۇڭلار)، بۇ نېمىدېگەن يامان جاي!»
Japonca:
かれらは(火獄の仲間はかれらの指導者たちに)言う。「いや,歓迎されないのは,あなたがたです。わたしたちのために,こう仕向けたのはあなたがたです。何と悪い住まいに来たものでしょう。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي الأتباع «بل أنتم لا مرحبا بكم أنتم قدمتموه» أي الكفر «لنا فبئس القرار» لنا ولكم النار.
Hintçe:
तो चेले कहेंगें (हम क्यों) बल्कि तुम (जहन्नुमी हो) तुम्हारा ही भला न हो तो तुम ही लोगों ने तो इस (बला) से हमारा सामना करा दिया तो जहन्नुम भी क्या बुरी जगह है
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “แต่ว่าพวกท่านต่างหาก ไม่มีการต้อนรับพวกท่าน เพราะพวกท่านได้เตรียมตัวไว้สำหรับเรา ดังนั้นมันเป็นที่พักอันชั่วช้า
İbranice:
אמרו: 'אבל אתם ארורים, כי אתם הבאתם את העונש הזה עלינו. כמה רע הוא המקום הזה
Hırvatça:
"Vama ne bilo prostrano!", reći će oni, "vi ste nam ovo pripremili, a grozna li boravišta!"
Rumence:
Ei vor spune: “Voi nu sunteţi bineveniţi, căci voi ne-aţi pregătit acestea!” Ce lăcaş năpăstuit!
Transliteration:
Qaloo bal antum la marhaban bikum antum qaddamtumoohu lana fabisa alqararu
Türkçe:
Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!"
Sahih International:
They will say, "Nor you! No welcome for you. You, [our leaders], brought this upon us, and wretched is the settlement."
İngilizce:
(The followers shall cry to the misleaders:) "Nay, ye (too)! No welcome for you! It is ye who have brought this upon us! Now evil is (this) place to stay in!"
Azerbaycanca:
(Tabe olanlar da öz başçılarına) belə deyəcəklər: “Xeyr, siz elə özünüz rahatlıq üzü görməyəsiniz! (Sizin özünüzə salam olmasın!) Bunu bizim üçün siz hazırladınız (bu əzaba, küfrə bizi siz uğratdınız). Bir baxın (bu Cəhənnəm) necə də pis məskəndir!
Süleyman Ateş:
(Uyanlar, uyulanlara) Dediler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok, (asıl siz rahat yüzü görmeyin), siz bunu bizim önümüze getirdiniz. Ne kötü durak (bu)!"
Diyanet Vakfı:
(Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
Erhan Aktaş:
Diğerleri ise: “Hayır! Asıl size rahatlık yok. Ona uğramamızın sebebi sizsiniz. O ne kötü bir konaklama yeridir!” dediler.
Kral Fahd:
(Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
Hasan Basri Çantay:
(Tâbi´ olanlar rüesâya) derler: «Hayır, siz, asıl rahat (huzur) görmeyin. Bunu bizim önümüze siz getirdiniz. (Bakın) ne çirkin durum»!
Muhammed Esed:
(Ve) onlar, (ayartılmış olanlar,) feryad edecekler: "Hayır, asıl (sorumlu) sizsiniz! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz: Ne kötü bir yer burası!"
Gültekin Onan:
(Onlara uyanlar) Derler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Yardakçılar elebaşlarına şöyle) derler: “- Hayır, asıl siz rahatlık görmeyin. Bu azabı bizim önümüze siz getirdiniz. Bakın ne kötü karargâh!”
Portekizce:
(Os prosélitos) dirão: Qual! Mal vindos vós também, por nos haverdes induzido a isto! E que péssima morada (terão)!
İsveççe:
[Efterföljarna] svarar: "Det är ni som inte skall hälsas välkomna! Ni har dragit oss med er ned hit - detta jämmerliga tillhåll!"
Farsça:
[پیروان به پیشوایان] گویند: بلکه بر شما خوش آمد و گشایشی مباد، شما این عذاب را از پیش برای ما فراهم کردید، و چه بد قرارگاهی است.
Kürtçe:
ئەوان (بە گومڕاکەرەکان) دەڵێن بەڵکو ئێوە بەخێر نەیەن ئێوە (لەدونیا گومـڕاتان کردین)و ئەم سزاتان پێش ھێنا بۆمان ئای چ جێگاو مەنزڵێکی خراپە
Özbekçe:
Улар: «Йўқ! Ўзингизга марҳабо йўқ! Сизлар ўша (жаҳаннам)ни бизга тақдим қилдингиз! Бас, у нақадар ёмон қароргоҳ!» дерлар.
Malayca:
pengikut-pengikut mereka menjawab: " Bahkan kamulah yang tidak perlu dialu- alukan, kerana kamulah yang membawa azab sengsara ini kepada kami, maka amatlah buruknya neraka ini sebagai tempat penetapan ".
Arnavutça:
(Populli i thjeshtë) iu përgjigjet (udhëheqësve të vet): “Jo, por ju mos paçit çlirim as qetësi, ju na keni sjellë në këtë gjendje, e sa strehim i keq është ky!”
Bulgarca:
Ще отвърнат: “Не, за вас няма поздрав. Вие ни навлякохте това. И колко лошо е то за обиталище!”
Sırpça:
„Вама не било пространо!“ Рећи ће они, „ви сте нам ово припремили, а грозног ли боравишта!“
Çekçe:
a řeknou: 'Nikoliv! Vám nechť se nedostane přivítání! Vy toto jste nám připravili, a jak hnusné je to přebývání!'
Urduca:
وہ اُن کو جواب دیں گے "نہیں بلکہ تم ہی جھلسے جا رہے ہو، کوئی خیر مقدم تمہارے لیے نہیں تم ہی تو یہ انجام ہمارے آگے لائے ہو، کیسی بری ہے یہ جائے قرار"
Tacikçe:
Гӯянд: «На, хушомад шуморо набод. Шумо ин азобро пешопеш барои мо фиристода будед, чӣ бад ҷойгоҳест!»
Tatarca:
Иярүчеләр әйтерләр: "Бәлки сезгә мәрхәмәт булмасын, сез мөшриклектә бездән элек булдыгыз һәм безне үзегезгә иярттегез, ул ут сезгә дә, безгә дә ни яман карарланачак урындыр".
Endonezyaca:
Pengikut-pengikut mereka menjawab: "Sebenarnya kamulah. Tiada ucapan selamat datang bagimu, karena kamulah yang menjerumuskan kami ke dalam azab, maka amat buruklah Jahannam itu sebagai tempat menetap".
Amharca:
(ተከታዮቹ) ይላሉ «ይልቁን እናንተ አይስፋችሁ፡፡ እናንተ (ክህደቱን) ለእኛ አቀረባችሁት፡፡ መርጊያይቱም (ገሀነም) ከፋች፡፡»
Tamilce:
(பாவிகள்) கூறுவார்கள்: “மாறாக, நீங்கள்தான் (நாங்கள் இங்கு வருவதற்கு காரணமாக இருந்தீர்கள்). உங்களுக்கு இங்கு வசதி கிடைக்காமல் போகட்டும். நீங்கள்தான் இவற்றை எங்களுக்கு முற்படுத்தினீர்கள். (எங்கள் பாவங்களுக்கு நீங்கள்தான் காரணம்.)” ஆக, (அவர்களது தங்குமிடம்) மிகக் கெட்ட தங்குமிடமாகும்.
Korece:
추종자들이 그들의 우두머리 들에게 말하도다 너희도 마찬가지 라 너희를 위한 환대가 없음이라 우리에게 이 벌이 있게 한 것도 너희들이라 이제 저주할 곳은 저 주받은 곳이라
Vietnamca:
(Những kẻ đi theo nói với những tên thủ lĩnh của họ): “Không, không ai chào đón các người cả. Chính các người đã mang điều này đến cho chúng tôi. Cho nên, đây là một chỗ ngụ xấu xa dành cho tất cả chúng ta.”
Ayet Linkleri: